Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— ; — ŞTT AT > MAL HA'I'UN HlBER—- ?iîıam Fostast - T 21 MAYTS 1930 RARE SĞ îb HABERİN TARİHİ ROMANI: 8 Yazan: Muzaffer Muhittin Miray bir top gibi yakaladığı Toliyi beş metre uzağa çarptı, bir inilti duyuldu — Tensipleri — mukadderatımdır. sultanmmı, dedi. Hazırrm. Ve işte o gün İlhanrâzam huzurunda yapıla - cak başpehlivanlıklara hiçbir peh- livanın tantmadığı yeni bir pehlivan çıktı: Miray! İlhanrâzam eğleniyor. Fakat bü . tün bu eğlencesi sırasmda Afroditi bir dakika rahat nefes almaksızım hard haril memür edildiği işin ta - |- hakkukuna çalışıyor. Eğer Miray bu güreşte muzaffer olursa onu İlhan başpehliyanlıfa a- larak hassadan çekecekti ve böyle- ce memlekette Mirayın da mühim bir mevkil olacaktı. Afroditi henüz - Andrenikos Paleologosun hemsiresi Marya gelmeden güreş bahaneleriy- le Mirayr Bizansa göndermek ve yolda da Hâkan Osmanla görüştür. mek istiyordu. Kendisi İlhanıazam yanmda ça - | Jişirken Miray da Andrenikosun sa- rayındaki girdi çıktıları öğrenebile- cek ve Gazanın bu kadm ihtirası yüzünden Anadoluyu — uğratacağı | — tehlikenin böylece önlernmesine çalı- gılacaktı. ) Güreşler başladı. Toli adımda Mo gol pehlivanı tunçtan yapılmış bir heykel gibi meydanda önüne geçeni — bir hamlede yere çalıyor, kollar kr rıyor, bağırsaklar döküyör, başlar çatlatıyor, kemikler kırıyordu. Ufak tefek pehlivanlar bu azılı güreşçinin karşısma çıkmaktan havf ederek kaçıştılar, Sıra Miraya geliyor. Mâahaza 'bu hâdiselerin cereyamı — girasında Bursa tekfuru da bir ehli — tekfur toplamak için çalışıyordu. - Hâkan Osman hâlâ bu hâdiseden bihaberdi. O, Afroditinin Gazan - nezdinde kurduğu saltanatmın bu — akıllar durduran entrikalarımı dik- | kat ve alâka ile takip ediyordu. - Toli, Mirayı süzdü ve gülümsiye, — rek İlhanıâzama baktı. İlhan, Afro- /| diti kadar müteheyyiç değildi, Af - - roditi de güresşten anladığından düa- Olayı heyecan duymuyordu. Fakat — bu şekim pehlivan karşısında henüz |-acemi olan Mirayın muvaffak ol - — masına imkân yoktu gibi düşünlüyor | ve bütün tedbirlerinin iflâs edece, ğinden korkuüyordu. — İki pehlivan selâmlaşıp tutuştu- Jlar, İlk hamlelerde Miray dalma al - ta doğru kayıyor ve kendini ayak. - ta güç tutuyordu, ama, birkaç de- fa Tolinin dudakalrmı rsırdiği da — görülüyordu. ' .İ' 'Toli bir anda Mirayi altına adlı ve . boynunu eğeler gibi ezerek Türk si , pahmı yormağa çalıştı. — Henüz güreşin beşinci dakikasm- | İj - Bütün gözler bu güreşte. Eğer - bunda da Toli muvaffak olursa beş O yüz balrş alacak ve cihan pehliva- — ni olacaktı. Vo elbette — Gazan #arayındaki yüksek mevklii de elde edecekti, Bu, : Afroditinin bir mağlübiyeti olacak. İ Miray altta epeyce ezilmiş olu - __? yordu. Fakat birdenbire Tolinin ba — cCakları arasımdan fırlryarak üstüne geçtiği görüldü. Miraym saçları ka Tışmış ve alnındaki damar yemye. şil olmuş ve kabarmıştı. Alnmda — büyük ter daneleri görülüyordu. Bir Gazana baktı ve bir de Af- ; İimdiüye. - Bü bakışta tüyler Ürperten bir îinerjl, bir kudret ve hüküm ve ka- |orar vardı. Netekim Miray bir top - gibi yakaladığı Toliyi beş metre u. - zağa bir cam kadeh gibi çarptı ve - bir inilti duyuldu. - Halk ayağa kalktılar. C:za4 han i—-et vo dehşet icinde —yerinden - #rladır. Afroditi hafif bir çığlık ko- pmamk İlhanrÂzamın omuzuna düş CB ı_ı'.;.'" ü Tolinin kafasının kenarlarından koyu kan fışkırdı. Başma üÜşüştü . ler. Hafifçe gözlerini açtı: — Hakkım helâl olsun kahrama- na! Dedi ve ebediyyen yumdu. Miray böylece bütün halkı ve seyircileri gehşete vermiş oldu. Gazan Mirayt alnımdan öperek i- lân etti: — Başpehlivanım, İlk defa Afroditi bu kahraman ve bahadiır Türkü hayranlıkla ve peres tişle seyretti, Gözlerindeki mana © kadar iştihalırydı ki elini sıkarken gözlerine bakan Miray, utanarak ba şmı yere çevirdi. Bazan ummadık hâdiseler, umma. dık neticeler verir. Afroditi Mirayın kulağıma eğile- rek: — Bu akşam mutlaka beni gör! Dedi — Tehlikeli olmaz mr Âfroditi? — Ama çok lezzetli bir tehlike olacak bu Miray, Sen yalnız plân- larrmızı tahakkuk ettirmekle kal . mâadin, Türk admı bütün cihana şanla yaydın. Meğer sende ne kıy- metli bir kudret varmış. Ve yine gözlerini tatlı tatlı süze - rek: — Herhalde bu gece beni gör! dedi. — Peki Afroditi. Bu bir ahtlaşma idi, Mahaza Gazanıâzam hanlığında, imparatorluğunda da işler süt li . manlık değildi. Olcayto, Gazandan sonra İmparatorluk makammın ye - gâne varisi sayılırdı ve Gazanın u- zün süren saltanatı Olcaytoyu epey. ce telâğ ve endişeye düşürmüştü. Bu itibarla Afroditi bir taraftan da daha gizli hesaplara g:lnşmis olu - yordu, Mahaza bunun bizzat ken- di semerel aklı olmadığını da söyle- meğe mecburuz. Yalnız Afroditi bu hususta aldığı direktifi iyice tatbik etmek için çalışacaktı, Olcaytonun Gazan aleyhinde bu- lunduğunda gek ve şüphe yoktü ve bunu çok tabil görmek lâzımdı, Ga. zandan sonra taç ve tahta sahib o- lacak Olcaytonun, Gazanım izalesi gi bi bir emel beslediği de muhakkalttı. Bu muhakemelerde aldanmıyoruz. O halde Aforditinin Olcaytoyu ka., | zanması ve onun çevirebileceği hud aları hesaplıyarak ona göre yeni bir hareket yolu ittihaz etmesi el - bette çok muvafık olacaktı. Halbuki Afroditi etrafında hâsıl olan hava, Olcaytoyu kazanmağa mânidi. Herkes, Afroditiyi doğru - dan doğruya Gazanıâğzamın en baş. h gözdesi olarak biliyordu, Bu vaziyet karşısımda Olcaytonun Afroditiye el âatması büyük bir teh- like koparabilirdi ve bittabi bilmu. kabele Afroditinin de gizlice böyle bir şeye teşebhüsü ayni suretle teh- likeyi davet edebilirdi. Gazanıâzam lâf götürür bir hü- kümdar değildi. Hele kalb oyunla. rimda büsbütün şaka kaâldırmazdı. Olcayto da bunu biliyordu, Afro- diti de, Ve Miray da. Hâdiseler pek sıkışık haldeydi, Şu sıralarda ne olursa olacaktı. Ha. kan Osman, Gazanın son verdiği e-|karşı mir üzerine atmı ahıra çekmiş, kılı- emı kınına koyimuş ve üzerinden sipahi elbisesini çıkarmıştı. Halbu. ki devletin büyümesi için atından in memesi gerekti. Ve hele şu anlarda firsatı kaçırmamak lâzımdı. Ama, (Devamı var) Haiti'deki Zenci Gumhuriyeti ordusunu modernleştirdi ! Askeri bir programa göre yetiştirilen zenci çocuklar Amerika Birleşik Cumhuriyeti için iyi bir deniz üssü olan Haiti de bir zenci cumhuriyeti vardır. Bu cümhüriyet son zamanlarda 2000 kişilik ordusunu medernlestirmir ve yeni mektepler açarak istikbal için bu orduyu daha kuvvetlerndi - recek şekilde bir nesil yetiştirmek yolunu tutmuştüur, Avrupanın sahne olduğu son hâ:- diselerin hepsi birer — sevkulceyş mevkii tutmak gayesi ile yapılmış. tır diyorlar ki, bunu söyliyenlerin hakkı vardır. Hakikaten, Arnavutluğun — işgalı bu mahiyettedir. Çekoslovakyanın işgali, hattâ Ren havzasının askeri işgali de ayni mahiyeti haizdir. Fil- hakika, Ren havzasının işgali, Sieg: İrid hattının da tesisi ile beraber, Fransanın orta Avrupaya herhangi bir şekilde müdahalesine imkân br rakmamaktadır. | Bohemya yaylasının işgali, Kar- pat tepelerinin de ele geçirilmesi bu na inzimam edince, bütün orta Tu. na vadisini ve bilhassa Macaristan mıntakasını Almanyanın hâkimi- yeti altına koymuştur. Bundan baş: ka, Silezyanın müdafaasını kolay- laştırmış ve Lehistanın uzanan kıs- mını cenuba vermeye yaramııştır. Nihayet, Arnavutluğun işgali Ad riyatiki bir talyan denizi haline ge- tiriyor. Yugoslavya limanlarını abr loka altına almak imkânını veriyor ve İtalyaya Balkanlarda gerek, Bul garistanın yardımı ile veya — onun yardımı olmadan, şimale ve şarka doğru, gerek cenuba, yani doğrudan doğruya Yunanistana, — dolayısile Argirokastraya veya Yugoslavya- dan geçerek Manastır ve Selâniğe çıite taarruz ımkânım taninj GÜYÜ Demek oluyor ki bu üç * hareket (Renin, Çekoslovakyanın ve Arna- vutluğun işgali) üç mühim sevkul- ceyş hareketidir. Fakat mihver dev- letleri tarafından, belki bunların hepsinden daha mühim bir diğer sevkulceyş noktası elde — edilmiştir ki bu da İspanyadır. Italyanlar Ispanyadan çıkacaklar İspanya müstakil, kendi siyaseti. ni kendisi idarede hür bir devlet ol- mak istiyorsa, İtalyanların muhak- kak o toprakları terketmeleri lâzım gelecektir.. Bugün mihver devletleri ile mütte. fik bulunan İspanya acaba yarın da ayni vaziyette kalabilecek mi ? Esasen daha şimdiden İspanyada İtalyan askerlerinin faaliyetine son verilmeye başlanmış — gibidir ve İ- talyan kıtalarının İspanyada daha fazla kalabileceklerini - zannetmek biraz güçtür. Daha — şimdiden 80 bin Faslir askerin ekseriyeti silâhtan tecrit edilmiş ve Fasa gönderilmiş- tir. Orada kalsalardı bunlar Fran- sa için tehlikeliydi. Fakat bu teh- like ayni zamanda İspanya için de vardı. 27 milyonluk bir İspanyanın 700 bin kişilik bir orduyu muhafaza et. mesi imkânsızdır. Esasen memleket İbu dahili harpte 1 milyon 200 bin telefat vermiştir ki bunların — he- men hemen hepsi kâhil kimselerdir. Onun için, İspanyanın her ne ka: dar yavaş yavaş da olsa, ordusunun büyük bir kısmını terhis edeceğini, binaenaleyh — İtalyan kıtalarının memleketlerine “gönderileceklerini düşünebiliriz. Fakat, birçok İtalyan ve Alman Hududu küçük ve nüfusu az o- lan bu zenci cumhuriyetinin mo- dern olmak için gösterdiği gayret çok büyüktür . Afada “Ekol santral,, ismiride bir yetimhane vardır. Bu mektep- te zenci yetim çocuklar askeri birl program dahilinde yetiıtirilmekte*ı dirler . mütehassıslarının, bilhassa Alman- larm, Fasta kalmaları ihlimali var dir. Alman filosunun — İspanyanın atlas Okyanusu sahilleri açıkların. “da büyük manevralara çıkmak üze- İre olmaları da Almanyanın bu sa> hilllere hâkim e'mek istediğini gö” teriyor. (1) Hakikaten, Almanya garp devlet lerini göz altında — bulundurmak. onların deniz yollarını kendi kon- Pierre Dominigue trolu altına almak ve bu yolları de. ğiştirmek için — İspanyayı — elinde bulundurmanın elzem olduğunu dü- şünmektedir. İtalya da ayni düşüncede. Asker: leri İspanyadan — dönseler de, Al- manya gibi o da, İspanya ile sıkı bir münasebet devam — ettirmiye çalışacak ve bu süretle, bir harp ol- duğu takdirde, İspanya ordusu san. ki Alman - İtalyan ordusu imiş gi- bi görünecektir. İtalyan - Alman manevrası Tabif bunlar İtalyanların ve Al- manların arzuları. İspanya bu po- litikaya mağlüp olacak mi, olmıya. cak mı, o da başka bir mesele. U- nutmamalıyız ki general — Franko, 1938 ağustosunda, yani harbin teh likeli bir hal aldığı günlerde, İspan: yanın bitaraf olduğunu ilân etmiş- ti. Şüphesiz, o günlerde Franko a. sıl cumhuriyetçi İsbanyollarla meş guldu. Bununla beraber, İspanyol imparatorluğunun, — «limanlarının sahillerinin, — deniz kuvvetlerinin çok büyük zararlar göreceği bir har- be girmesi — dün olduğu gibi ya- Diğer taraftan, telgraf — haberleri gayet vazih olarak — gösteriyor ki Franko ne bir Alman müstemleke- si olmak arzusundadır, ne de İtal- yan müstemlekesi, Fakat Alman- ya ile İtalya, bir harp çıktığı tak. dirde, biri veya diğeri bugün oldu- gu gibi İspanyanın müttefiki bulu- nursa, onu da harbe sürüklemek i- çin ellerinden geleni yapacaklardır. * d ö Bu mesele hakkında esasen - bir çok erkânıharbiye tetkikleri ve bil- hassa büyük akisler doğuran bir ra. por vardır. Von Reichenau'ın hazır- ladığı bu raporda bir harp olursa Almanyanın İspanyaya karadan zi- yade denizde bir rol — oynaması lâ- zımgeldiği noktasında ısrar — edil- mektedir. Daha geçenlerde “Bör- sen Zeltung,, gazetesinde Albay von Xylander von Reichenaumn raporu: nu ve vardığı neticeleri ele almıştı. Alman ve İtalyan askeri erkânı için İspanya Fransanın — ötesinde, Fransayı müstemlekelerinden ayı: ran ve Fransız - İngiliz deniz yol- larına hâkim bulunan geniş bir is. tinat sahasıdır. Onlara göre Atlas Okyanusu ile İspanya arasında kıs men Portekizin bulunması hiç ehem miyeti haiz değildir ve — Portekiz bir abloka esnasında İspanya için nefes delifi vazifesi görecektir. Diğer taraftan, gene Alman ve İ- talyan askeri — erkânına göre, bir düşman ordusu Portekizi İspanya: ya karşı bir üs olarak kullanmaya teşebhüs edecek olursa onunla yal- nız İspanyol ordusu hesap görmeye vâfi gelecektir. Bundan başka, Pirene dağları İs- panyayı Fransaya karşı müdafaa atmektedir, Alman ve İtalyan aske. ri erkânına göre, İspanya için bu noktadan da korkulacak bir şey yok tur. Çünkü Fransaya Ren ve Alpr lar tarafından hücum edilmesi İs- panyanmım bu şimaldeki komşusunu >na taarruzdan alıkoyacaktır. Bi- naenaleyh İspanya Pirenelerde an> cak ihtiyat askerler, hattâ — sadece müdalaa kordonu halinde kuvvet. ler bulundurmakla iktifa edebilir, . î# « onun menfaatine olmuya-| 'cüm ederek bu taarruza ğ hd lt LAi Bir harp vukuunda mihver devletleri tarafından İspanyaya verilecek rol ne olacak ? — Alman ve İtalyan askeri erkânı için İspanya, Fransayı müstemlekelerinden ayıran ve Fransız - İngiliz deniz yollarına hâkim bulunan —— geniş bir istinat sahasıdır | Demek oluyor ki, bir harp MI ke unda İspanya için hiçbir 05' yoktur ve mihver devletlerini dan denizde bekledikleri rolü öytf yabilecektir. İspanyanın bu rolü şunlar caktır: | 1 — Cebelüttarıkı abloka G"”J ve orasının mukayemetini iM bırakmak. Bu son derece # şey değildir. Çünkü şehre ve li na hâkim olan tepeler Ispan elindedir ve buralardan şehirlt man bombardıman edilebilir. olü 2 — Cebelüttarıkt abloka ed:';' boğazı kapamak. Ayni — zama H p yn kâ f cenubi İspanya limanları da nacak, Rif sahillerine torpil lecek, İtalyan ve Alman taht hirleri, torpil gemileri ile t edilecek. 3 — Mallorka üssü ile Marsil w&. Oran yolunu veya, İtalyan kü M'd' leri ile müştereken, Palma ile 4” .. dalena arasını tutarak şimali A? ka ile Fransanın rabıtasını k% 4 — Galice ve Andaluzya çaf ile, ayni zamanda kanallarla, F ge' sanın Bördeaux - Casablanca gilterenin de Kap 3olunu 1—03“1# İspanyanın denizde M bu rolden başka Afrıkada da sine karada bir vazife veriliyor- di'l da, Fransız Fasına hücuma £ İti takddirda Nih ha harsalrd ter MB p gıç noktası teşkil edecektir. M zamanda İtalya da Libyadan " yardîw | bulunacaktır. _ Z Ispanya bu rolü üzerint almamalıdır Dahili harp bitmeseydi İSP”“..' nın bu rolü üzerine almasına ©* birçok sebebler vardı. Fakat acaba bu sebebler var mı? İspanya komünistlik — aleyfi bloka girmiş bulunuyor. Fakat nun büyük bir manası yoktuf # panyanın idaresi Alman ıda çok yakım deniliyor. O da pek !”d ru değil; Almanyadaki idare açık şekilde totaliterdir, ayn' ll’ manda son derece hristiyan Ve 6 tolik aleyhtarıdır. Franko i8€: panyol ihtilâlinin bir hristiyar rakteri haiz olduğu noktasındâ alîf fırsatta ısrar etmiştir. Deu'ıdc yor ki İspanyanın idaresi siyâ resll" içtimat bakımdan Alman ida ancak görünüşte benzediği Eîb’ çtf ni ve manevf cihetten de ona 7? Diğer taraftan, İspanya, Y 4 da söylediğim gibi, 1 milşon ,a. bin kişi kaybetti. Bunun bir B”ı nu kâhil kimselerdir ve bugüf j panyanın bu yaştaki nufusu 7 milyon kalmıştır. O halde, Y şide bir kişi ölmüş diye kabul biliriz. Bu, askeri bakımdan değil, * zamanda iktisadi bakımdan dâ mühim bir zayiattır. Bu k ğguşmadan sonra,, şuphesız panya, yeni bir harpten başını dinlemek fırsatını arâ gökü telbi wf bî" ed çaı . bi PN G kaçlf y“—“’y' tır. dı Bir şey daha var; İspanyâ —| günlere kadar ikiye — ayrı iki tarafın da biribirine karşi bl’; diği düşmanlık son d Ww Bu düşmanlık çok eskidir ve gıcıni 1931 de bulabiliriz. A“'îw: Kommunası esnasında da bü " — manlık görülmüştür. ıv O halde, idare muhalefeti bif 'şinde nasıl — ortadan kaîkibnj Ber- Devamı 9 un” (1) Alman dönanması mev:"* bahs manevraları yapmış — vt * .!