21 Mayıs 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ph Pi &e geç Bazan bunu acı bir istih- s'fu“““ POSTASI Hasav, Veiriyat Müdürü ARE E.v? Rasim Us h.—:—— 4 .. —a .. Pa sa v 5 lün * AŞ T bi yi . T 20335 N B. YABONE YAKTZAF I Sğma Go.. e. $ : 180 İi 27.00 Ker, M i İŞİNDE imiş, fakat v ü ve imiş, fakat ya. hastalığın vücudu Tüh, ka Palamış olmasına rağmen l kalmıştı. En yeni arpt İt demiyorum; o, umu- ki Hberaî'ı Wyelki. 1900 den evyvel- İüşty ik fikirlerine sadık kal- tilâr et Ağgaoğlu 1848 Fram İR biyç, “Din yetiştirdiği adamlar. ÜŞ, onların tesirinde ka- Tallik p Urmuştu. Fakat onda İi- ikirleri eskimemiş, ruhü Tlek fa:ütm?k'- Mücadeleye sürükle- tön öi etini kaybetrnemişti. Onu hâla ağ 21 nisanda görmüştüm: Tn çaç? Ve doğru bildiği şeyler Pikiş Pismağa hazırdı. el îiunu Ve_ SİYaset adamlarının ço- hülap, Zin bir Akibeti vardır: gö. V rüpa ’__reybilik çöker, Jules Sou- ybige Sübhun — kansseri.,, dediği körüf&ü;ı _Hâilerinde bir yorgunluk Iğka, etmüz' Gerçi eski imanlarını bi Rtha €zler; fakat onu eskisi gi- Elerinpe Za edemedikleri bellidir. Sleri. &, Sözlerinin yorgun hare- Ü e. 1Şt kuy ği Sle bu kadar! Fazlası ka- '“lsler î”'f-eğı ümidini kaybetme. ŞI n der, İnsanlığın fikirle 'af ettikleri de olur, Ah- u hiçbir zaman bu rey- Yağm, ü & düşmedi. İit gop kudretine — kant olduğu Ü EPine ; Yazardı. Fakat dostları- ksezlayın onlarla konuşma. Ü » 4 gene de dinlemesini bilir- sındakine kendi görüşünü m;:uı ettirmek istemez, ona €rinin sakat Olduğunu ger- % _nahul ettirmeğe — çalışırdı. Samimi — olduğuna İnan” | W Bir gün kendisine, %Inl Münekkidlerinden çoğunun îl"—..j__ € inanmak caiz olamı- Siğ ! Çünkü tâbilerin çok para Srini, işin içine hatır ve N &n Tıştığını — söylemiştim. Öşa e MYük ölkesi o gün oldu. ÜY __'_ herkesin düşündüğünü ttı se_l'best olduğu bir mem. $ a dlerinin asıl kanaatle- | Ka a bir şey yazacaklarına K N oğlunun civanmert- HABER — Akşam Postan Sovyet Rusya ve sulh cephesi Yazan: Antoni EDEN 1938 yılının büyük bir ti. Yapılmış anlaşmalara taarruz e- derek mütemadiyen tekrarlanan te- cavüz hareketleri sakınılması müm- kün olmiyan neticeyi tevlit etti. Bri tanya milleti yeni taarruz hareket. lerine karşı koyabilmek için, idare sistemleri ne olursa olsun, sulh iş- tiyen milletlerle birleşmeğe — karar verdi. Bu politikaya hangi isim ve- rilirse verilsin, gayesi, müşterek sis- temi kurabilmek için müşterek ça- lışmaktır. Eskiden muhtelif millet. lerin sulh istiyen tezahürlerine kar- vazi- yetin bizi harp uçurumunun kena- rına kadar getirdiğini müdrik ola- rak şimdi sulh semasını kaplayan | bulutları dağıtmağa milletler arasında taarruz fikrile ve metodik bir şekilde çalışanların sâ- yine mani olmak, beynelmilel emni- yeti bir dereceye kadar olsun mu- hafaza için uğraşıyoruz. Bu politikayı devam ettirebilmek, hakkiatleri olduğu gibi- görmek ce- saretini ve noktai — nazarımızı âş' fikirler ve mürakabeler karşısında terketmemek dürbinliğini gösterme- ğe bağlıdır. Dünyanın bugünkü va. ziyetini, demokrasiler ile diktatör- lüklerin karşı karşıya bir mevki al- dığı bir ideoloji çarpışması, olarak telâkki etmek umumi bir halindedir. Bize, dünyayı parçala- tan hâdisenin bu biribirine zıt na- zariyat olduğunu temin ediyorlar. Bü muhakemeye uyarsak sulh isti. yenlerin vazifesi, dünyayı mühtelif ideolojiler üzerine kurulmuş iki ta- rafa ayıran bu meyil ile mücadele etmek ve buğün idare sistemleri yü zünden ihtilâf halinde bulunan mil- (ti i Leler GET : ri biribirile uzlaştırmaktır. Fa: | v"_ml)'oı-du_ yi JY :f;îe bu şekilde muhakeme edenler takındığımız istihfafkâr toprakları hattı Eski İngiliz hariciye nazırt kısmını birçok diğer noktaları ihmal ediyor Avrupa, Jorj Dühamelin son kita. bında “1938 silâhsız harbi,, ismini verdiği garip bir vaziyet içerisinde geçirdi. Mihverin 1938 yılı sonba- harındaki hareketleri gibi 1939 mar tındaki hareketleri de bu tabiye sis- temine uygundur. Bugün bu mese. lenin münakaşa götürür yeri kal- mamıştır. İki ay evvel Alman ordü- larının Praga girişi bu fikre en mü- temayil olmıyanları bile iknaa kâfi gelmiştir. Bismark bir gün Bohem- yadan bahsederken bu “Allahın ortla Avrupada — yaraltığı güzel bir müdafaa hattı,, cümlesile tavsif etmişti. Bu müdafaa bugün Almanya tarafından zapte. dilmiş bulunuyor. Fakat bu istih- kâmların zaptı büyük Britanyanın harici siyasetinde bir değişme hasıl lar. Bugün Avrupayı parçalayan esaslı farklar tamamile bir memle. kette hâkim olan idare şeklinden doğmüuş değildir, daha ziyade bey- nelmilel münasebetlerin neticesidir. Bundan sonra bütün demokrasile- rin ayni olduğunu ve beynelmilel meseleleri ayni noktai nazarla kar- şıladıklarını iddia etmek doğru ol- maz, Doğruyu söylemek icap ederse . dare şekilleri ne olursa olsun millet lerin mühim bir ekseriyeti tarafın- dan kabul edilen beynelmilel hukuk mefhumları bugün de mevcuttur. Bu mefhumları kabul eden millet- ler her devletin müstakil toprakla- rı üzerinde yaşıyan — fakat diğer topraklar üzerinde yaşıyan millet- lerle aralarında birçok münasebet. ler olduğuna ve bu hususta bir ta- kım kaidelere riayet etmek mecbu- riyeti bulunduğuna kanidirler. Bu fikri kabul etmek istemiyen deylet- ler ise böyle bir camia arasına gir. mek hakkını kendilerinden nez'et. mişlerdir.Bu milletlere bu camiadan dışarı çıkmayı hiç kimse teklif et- memiştir. Fakat beynelmilel hukuk mefhumuna sadık kalan — milletler müşterek menfaatlerini korumak için birleşmek zaruretini bugün her zamandan ziyade olarak duymakta- dır. Bu müşterek menfaatler yalnız maddi menafaller değildir, medeni- çalışıyor ve kanaat İnsa ; Yazâaîıadar inanmıştı. dinj Tt okumak kadar - kendi- İK &nj *Bi ve ona düşündükleri. ü"*üüe atl_’_nağ; severdik. —Onun %akaı Türk Bazeteciliği —en iyi ybetu * Muharrirlerinden birini .I Sik kalan yeri — çabuk B ha'hrl ?_"'Wacaktır. Biz gazete h. Ehber £ V çok büyük bir dost, ç Z heğkaybettik. Onun bir ya-; yleşi hi'îmnesi. iltifatkâr bir iki "tdiy, Çğım için en büyük teşvik l_latn, i ü kiç kimsenin yazısı" Si haçı beğenmediğini, hiç bi İdük p AMaktan çekinmediğini İt E'aq;yamî Safa ondan bahse- h dan OA Şöyle başlamış: “Ba. Sila . Ya, en yakın alâka de- M"het iğim insanlardan biri ğ €ydi.,, Ölümünü haber W an duyduğum — teessür Ü îl:? n de: “Onu babam aumüfdun: ölümü beni babar üü dar yaktı,, dedim, Cu KM n“îl ölümünü duyan mu. h Stzeş “OĞU hiç şüphesiz ki bur h hç çç Zler söylemişlerdir. ve x_duy Süphesiz ki bunu gerçek- Üi Söylemişlerdir. ' Yoluğ ik hayatı — mücadele- %'îhiıir_u" Mezarımda müsterih İk, “kete' Vazifesini —yaptı. Bu “Onlar, MSok yeni fikirler ge Makalelerinde, dersle- ! | tinde, kitaplarmda yaydı ve haya- tını bağladığı sahada sonra çalışacaklara örnek oldu, Nurullah ATAÇ kendinden yeti anarşiden ayıran — beynelmilel hukuk mefhumudur. Bu noktai nazarı takip — edelim: Büyük Britanya milleti idare şekli ne olursa olsun, bu hukuk kaidele. rini kurtarmak gayesini güden mil- letlerle iş birliği yapmak — istiyor. Bu, içlerinde Rusya da dahil oldu- gu bütün milletleri birleştirebilecek olan bir hukuk mefhumudur. İngil ya ile müzakere halindedir. Hukuk mefhumunu muhafaza için yapıla-; cak anlaşmaya giren ve girecek mil. letlerin, demokratik veya totaliter bir zihniyetle idare — olunması bu mesele ile hiç alâkadar değildir. Beynelmilel işlerdeki hareket şek- line ait bu biribirinden farklr telâk- ki tarzları, bugün bu camiaya ayrı bulunan deyletlerden birisinin siya- setinde esas Oolan fikrin felsefesini tetkik ile daha iyi anlaşılır. Zira bu devlet beynelmilel camianın müş terek kaidelerle biribirine bağlı ol- duğu fikrine muarız — bulunuyor. Makyayel kitabında “bugün prens. lerin hâdiseleri âdilâne bir — tarzda ve tam olarak muhakeme etmeleri lâzımgeldiğini herkes — kabul eder ve böyle hareket eden hükümdar- ları beğenir. Fakat buna — rağmen tecrübe bize göstermiştir ki büyük işler yapan hükümdarlar, gerek ken Bu sütunumuzda münakaşa ziranm on ikisine kadar tedbir koymağı muvafık buluyoruz; . dahilindedir. Bunun için sizden miz yerler de kahve ve meyhan riz. ; İ matname tişmiş maarifcimizdir. Bu hakkı vuşturmak, Maarif Vekilinin de Maarif Vekilinden 12 Hazirana kadar beklenen bir - iyilik san Âli Yücel'in ehemmiyetle dikkat nazarına koyduğumuz ve ha- eden bir dileği yeniden mevzubahs etmeğe lüzum görüyoruz, Bu İüzuma bizi sevkeden aldı ğımız bir mektubu da aynen “Haber gazetesi heyeti tahririyesine, 14.4-939 tarihinde gönderdiğimiz bir mektubumuzla Maarif Vekilimizden ricamızm mahiyetini az çok bildirmiştik, bu meyanda kıymetli Vekilimize de hususi mahiyette bir mektup yazdık, Fakat imtihana çok az bir zaman kaldığı halde hiçbir haber alamadık. Bu şerait altında imtihana girip de kazanmamız pek az bir imkân eğer bir mahzur yoksa bu mevzu üzerinde kıymetli Vekilimizin na- zarı dikkatini bir daha çekmenizdir , Bunu Türk gençliği ve mem- leket namma saygılarımla dilerim, Ve illâ bu şeralt altımda imtiha- na girmemize imkân yoktur, Bittabi böyle olunca şimdiki hükümet ve maarifin mefküresi hilâfına olarak bilgisiz ve daha küçük yaşta hayata atılacağımız için millet bizden lâzım olan randımanı alamı- yacaktır ve pek tabit olarak kendimizi avundurmak için gideceği. yacaktır, Eğer kıymetli Veklilimiz bizim bu hayata düşmemizi arzu etmiyorsa ki bunu hiç bir zaman tasavvur ettiklerini zannetmeyiz, lütfen biz gençlerin bu pek haklı isteklerini biran evvel nazarı iti- bara alarak bu talimatname maddesini değiştirmesini bizim İçin değil, bütün Türk geneliği icin sonsuz saygılarımızla istirham ede- Bu mesele hakkımda yazdığımız yazıda gençleri haklı bulmuş ve bunun zararlarını tebarüz ettirmiştik. Yalnız İstanbulda bu dertle malül 600 kadar genç vardır. Bü- tün memleket hesap olunursa, yekünun ehemmiyeti tebarüz eder, Bu çocuklar okumak istiyorlar, maddesinin değiştirilmesini istiyorlar, Muvaffak olamadıkları ders zümrelerinden imtihana tâbi tu- tularak bütün zümrelerden imtihan mecburiyetinde bırakılmamaları gibi, çök haklı oldukları bir dileğin bir an evvel yerine getirilmesini ve bu suretle bir senelerinin daha Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, bu mesleğin çekirdeğinden ye- yoktur. Bu Türk gençlerini, istedikleri çok rektir kanaatindeyiz ve memleket ve gençliğin adıma bu yardım ve Not Yazan: M. DALKILIÇ ve tahlil ederek Maarif Vekili Ha- it tihazı gibi müstaceliyet — ilade İstanbul: 18-5-939 gene bir ricada bulunacağız. Bu da e köşelerinden başka bir yer olmı- Evyelki mektuplarımızı gön- dererek sizi birkaç defa meş. gul eden genç belgelilerden Faruk Kırmlı,, Tahsillerine mani olan tali- kaybolmamasını istiyorlar, teslim — edeceklerinde şüphemiz mübarek arzularma ka, hayır demeyeceği bir Şey olsa ge- di tebeaları, gerekse hariç karşısın- da doğru ve haklı iş görür vaziyet- te kalmağı pek de lüzumlu görme- mişlerdir. Hile ile insan fikirlerini lar ve bu suretle verdikleri söze sa- dık kalanları ezip kırabilmişlerdir,, cümlelerini yazmıştir. Bugün vazettiğimiz gaye için Makyavelin delillerinin — asıtların tecrübesi sonunda ne netice verdiği- ni aramak zaruri değildir. Bununla beraber yeni âlemin me- yilleri, mütemadi temas haline Bi. ren milletler, mesafe mefhumunun yarattığı hâdiselerin yeryüzünden kalkması — beynelmilel işlerin Makyavelin — prensiplerine göre, halledilmesini imkânsız kılmıştır. Maziden alınan tecrübeler ne olur- sa olsun Makyavelin tuttuğu yol bugün bizi ya beynelmilel anarşiye, iğfal etmek sanatini iyi kullanmış. | yahut harbe — götürür. Bunun İçin dir ki Büyük Britanya bugünlerde, diğer birkaç milletle — beraber ola- rak, milletler arasında adalet mefhu Mmunu gözetmek lüzumüunü takdir e. den deyvletlerle anlaşmak — yolunüu futmuştur. Zira bu yol tutulmazsa beynelmilel cemiyet, daha umumi bir tabirle bütün insanlık günden güne artan bir karışıklık içerisinde yuvarlanıp — gidecektir. Mesele bu köşeden görününce, Rus hükümeti- le teşriki mesai hiç bir güçlük gös- termez. Bu elbirliğinin yapılması- nr bu dakikada dünya için çok lü- zumlu gösteren başka sebebler de vardır. Yakın bir istikbalde sulh için en esaslı tehlike Britanya — milletinin halen takip etmekte olduğu harici siyaset ile bu hükümet tarafından taahhüt edilmiş eşasların, halen mü Bedbaht âlet AHMUT Yesari (İstanbul düğün evi) başlığı altındaki yazısında şöyle di- - Buz dolabından intişar eden gaz k Rasgele : cak olduğunu anlamazlar mı? Bir! .a. yor: “Öyle sahıyorum ki radyo kullanmanın da bir usulü, adabı, erkânı, terbiyesi vardır. Ellerimize düşen bu bedbaht âleti ciyak ci- yak bağırtmak, neden? Bazan bir sokakta, sıra ile bütün evler, radyolarını birden açı- yorlar, Bu canhıraş oğultu, acaba, hoşa mı gidiyor?,, Â Yesari, ya yarm televizyon gelirse ne ya pacaksın? Sokaklara aksettiren televizyon- lar, yürürken başka bir âlem üzerinde hora teptirecek bize, Bu ehven şerdir, Şimdiden buna hazırlan ki, öteki pek acayibine gitmesin! Hem sorarım sana, bu vaziyette radyo mu bedbaht, yoksa sen, ben mi? * ** Akşamda bir serievha EKŞAMDA bir serlevha var: çocuğun — muhtelif “Sıcak su ile yerleri yandı!,, Bu cümleyi ihtisar etsek: “Su ile bir çocuğun muhtelif yerleri yandı., Desek, —«aba okuyucular bu suyun gı ha nazaran: beş! Üç K Yanmak fili alevle, ateşle ve nihayet 3, gönülle olduğuna göre: “Su ile bir çocuk haşlandı,, Demek daha doğru değil midir? İki! Haşlanma fili ancak mayiat ile olacağı- Bir çocuk haşlandı,, desek aynı manayı ifade etmiş olmaz mı? Üç! Serlevhada haşiy diye buna derler, dört! Lâf kıtlığında rastgele de böyle olur Bir kadıncağız peynirden zehirlenmiş | “ÇSKÜDARDA oturan Bayan Fatma, ) bir peynirciden aldığı peyniri ye- fdlkten sonra Zehirlenme ârazı göstermiş ve derhal hastaneye naklolunmuş, peynir, ti hakkında da takibata başlanmış! Ah eski zamanlar olsaydı, — Yoğurt ye geçer! | Derdik, ama, maalesef la zehirlenir diye şimdi tavsiyeden korka- N !'î di sucuk ve * * Aliyi bir ler şimdi rek: daha faz. - bol mağla İVANYOLUNDA aşçı Ömerin dük * kânımda çalışan Hasan İle Mevlüt, buz dolabmdan iİntişar eden gazle zehir - lenme âlâimi göstermeğe başlamışlar, her ikisi de Gülhaneye kaldırılmışlardır. Buz dolaplarımda gizli harp gazleri de pocuğu olduğunu. zannetmiyoruz. Sanırız ki bir kenarmda peynir, yoğurt, et, balık, emsali gibi bir gıda maddesi mev- cut olsa gerek, İyice araştırmak lâzım! * # 4 İki Aliyi döven dudu ONYADA Kıptiyan mahallesinde o. turan Dudu adındaki bayan, kocasr adamakıllr dövdükten sonra, onu kurtarmağa gelen komşusu diğer Aliyi de demirle cerhetmiş, Yaralılar hastaneye, ba- yan da adliyeye götürülmüşler. Çifte Ali - şu meşhur şarkıyı söyleseler ge- “Dilberim, camerim, ah duda dillim ben yanıyorum!,, Bir teklifim var: Bu bayan Duduyu fut- rma hakem yapalım! Mim, PO-ITİKA Dünya ebedi sul devresine giriyor Yazan: H. M. Dalkıl Bugünkü politika adamları bir cihan harbinden bahsetr gibi bir fantezi yapabilmeleri dünyanın her memleketinde çok müsbet düşünüşlü insanla bir cihan harbi tehlikesini ci olarak ileri sürüşlerine hayret memek kabil değildir. Bu insanlar, her halde, bugi |kü teknik dünyasının (potansiy hakikatlerinden gaflet göstermi tedirler. Vakia Berlin - Roma n verini teşkil eden iki büyük « düstri memleketin mahiyeti ta ruzi mi, tedafüt mi olduğu be olmıyan askeri bir ittifak yapn ları, buna mukabil sulh ceph memleketlerinin sarih suürette : dafül ittifaklar akdetmek gibi ti birlere — başvurmaları ve hem bütün dünya devletlerinin milyi larca harp endüstrisi stokları v cuda getirmeleri, bir Habeşisti harbi, bir İspanya harbi, bir A navutluk harbi yapılabilmiş olm ,sı ve hattâ Japon * Çin harbin hâlâ devam etmekte bulunma karşısında, bir cihan harbinin d imkânı, otomatik olarak, münak şa edilmez görünür. Milletlerin hiçbir işe yarama yıp yalnız denize dökülmek İçi bu derece muazzam harp stokla vücuda getirmek gibi beyhud bir yolda olamıyacakları fikri, b cihan harbinin realitesi hakkınc kontrola lüzum bırakmıyatak b bedihilik gösterir. Halbuki dünya belki de henü şüuuru tam olarak kavranmamı: fakat mutlak ve muazzam bir ha kikatın içine girmiş bulunmakta (Lütfen sayfayi çeviriniz) Yeni Neşriyat Bahar eğlenceleri “Yedi Meşale, edebi grupunun tel naşiri kıymetli — hikâyecimiz — Kenal Hulüsi, hikâyelerinden bir kısmım “Bahar hikâyeleri,, ismi — altında bi kitapta toplamış — bülünüyor. “Kensi Hulüsi,, imzası, gazetemizde çıkan bi kaç değerli hikâyesi dolayısile, Habe okuyucularının da pek iyi tanıdıklar imzadır. Çığır kitabevinin neşrettlgj, kritiğini ayrıca yapacağımız — "“Baha hikâyeleri,ni hararetle tavsiye ederlz, zakere ettiği milletin siyasetile eses. Ir bir ihtilâf halinde bulunmasıdır. Bundan kırk sene evyel prens Bü: lov Alman başvekili iken — İngiliz devlet adamlarını “çok nikbin,, ola- rak tavsif etmişti. Bügün bu pro- paganda tekrar ediliyor. Ve Büyük Britanya milletinin bugün dahi bu işi ciddi olarak telâkki etmediği ile- ri sürülüyor. Bu fikri takviye ede. cek hiçbir delil olmasa dahi Bri- tanya hükümeti bu fikri hatırlardan çıkarmağa uğraşıyor. — İngilterede mechurt askerliğin kabulü bu yolda atılan en iyi bir adımdır. Rusya - Fransa - İngiltere arasında seri bir anlaşma, dünya işlerinin seyrini de- giştirecektir. Bu müzakereleri ağır. laştıran müşkül noktaların mevcut olduğu kabul ediliyor. Bu meselele- rin mahiyeti ve karışıklığı iyice ma lümdur. Ve bu müşkülâtı yalnız ba şına halletmek İngilterenin — elinde değildir. Fakat Britanya halkı bu güçlükleri aşılmaz maniler olarak kabul etmiyor. Zira İngiliz hüküme tiri bu güçlükleri süratle — yenecek kadar azimle harekete geçmiş bu- luyor, Kelimenin en dar manasile dahi, İngiliz “ Rus münasebetleri mevzu. ubahs olurken bundan dört — sene evvel iki memleket mümessillerinin Moskovada müşterek birer tebliğ imzaladıklarını hatırlatmanın za- manıdır. Bu tebliğde şu kelimeler vardı “Britanya ve Sövyet Rusya hükümetleri arasında bugün hiçbir menfaat ihtilâfı yoktur, Her iki hü- kümet beynelmilel politikaya at başlıca meselelerde tamamile mutar bıktırlar.,, Son senelerin tecrübasi, bu tebliğin kudretini, gören gözlece daha isabetli olarak teyit edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: