O YAZAN: Jorj K ımino uU Dün sabah, Arjanton sür K- #ün bie kaç “kile © demir raylar üzerinde Limoj lise ” si Geometri öğretmeni mösyö Jer- nen Tarozalın cesedini buldular... Gazeteler bu bâdiseyi berler kısmında aşağı ları okuyucularına hab etre . Ötesirile saat 22 de Orsay istasyo-| * nundan kalkan trene binmiş olan savallı adamcağız, gece uyku set- enin kapılı. © Maç'yorum zanniyle vagonun kâ- pısın; açtığı ve kazanın bu sütct- le vukua geldiği kuvvetle muhte - meldir.,, Tahkikat çabuk bitti, mualli. © min vücudunda şüpheli bir iz yok- “tu; vagon arkadaşlarını buldular, ifadelerine müracaat ettiler, hepsi “ayni şeyi söyledi, vak'a saatine doğru tren Arjantondân geçiyot- du, muallim o vakit vagondan ko- ridora çıkmış, kabinenin bulundu. ğu tarafa yürümüş, sonra bir da- ha görünmemişti; bavulları file nin üzerinde el sürülmemiş bir © halde duruyordu. Meselenin bir kazadan “olduğunu kabul etmek 2 Üç gün, yol amelelerini idare e- den işbaşılarından birisi, Arjan. ton jandarmasma müracaat ede- rek jandarma kumandaniyle gö rüşmek istedi; adamı içeri aldılar, “amele yüzbaşıya dikkate değer bir ihbarda bulundu: © — Bü sabah, kumandam altında bulunan amelelerle evvelki gün muallimin ölüsü bulunan mokta- dan geçiyorduk. Tam oraya gelin. © ce'durduk, ve arkadaşlarla hüdise- “yi münakaşaya başladık, münaka- .şa eşmasında yerden bir. buçuk metre kadar yüksekte bir çalılığa takılı şu kâğıdı buldum. Şöyle bir “ göz atım, Sonra bu Xâğıdı ize getirmek tmecburiyetinde olduğu. mu anladım. Kiğil jandarma kumandanımna uzattı, Yüzbaşı bu kâğıdı uzun W- 'zadıya tetkik etti. Bu kâğıd, zımbalı » bir defter- “den koparılmış olan bir yaprak ibaret wri öd İidi. Kağıt baştan aşağıya kadar) düs.| “takamlarla dolu idi. Riyari “turlartlan ziyade bir yi hatır- latan takamlar.. © Subay hatırından geçenleri kar- © şısındakinden gizlemedi: — Bu âdeta bir mektup.. Keli. “meler yerine rakamlar yazılmış şifreli bir haber, üzerinde hiç bir “hesap ameliyesi yok. Rakamlar “Gemedilmemiş, tarhedilmemiş.. Bu o kâğıt parçası ya kaza esnasında, yahut ta ondan pek az zaman ev-| Hüşmüş olmalı. Çünkü ra kamların Üzerinde kismen su iz. leri var, ,Halbuki or beş günden- beri bu civarlarda yağmur yağma t Yalnız vak'a gecesi, vak'adan biraz sonra hali! bir yağmur ci- Seldi. Şu halde bu kâğıdı mubak- o gece düşmüştür, Daha evvel düşmediği de belli. Yoksa güne - tesiriyle sapsarı kesilmiş ola- taktı, - Bu her halde çok enteresan bir delil olacak, müddelumumiliği ha. “berdar edeceğiz. ,. Mektup Şatoru müddelumu- niliği tarafından gizli istihbarat “idaresine gönderildi ve on beş gün sonra şifrenin Paristen mütehas- sıslar tarafından çözülmüş ter. cümesi geldi: “Verdiğiniz. haberler günden daha kıymetsiz oluyor.. Bö; | edildi. Fakat en ufak bit iz bile el, | İs giderse hizmetlerinizden (eçmeğe mecbur olacağız. Şimdi ortaya bir çok meçhullü bir muadele çıkmıştı. Tahkikatla Iğraşan memurlar düşündüler; © — Bu mektup pekâlâ açık ola- ak da yazılabilirdi, Niçin bu ka “dar emk çekilerek çok karışık şifre ile yazılmış? © Hangi haberlerden bahsediyor? © Yazan kim?, vaz- ; EL ÇANTASI * Ortada akla yak; ünen bi İman Terozal düşerken elinde bu İunması ve sukut sırasında dü- di ise six etmekti, o) adliyesince yapılan tah. in yerinde oldu- Maallimin evinde yapılar araş- tırtmada, bu sifrevi yazmağa açmağa yarayan anahtar ve defteri bir kâğıt keşfedilemedi. Bundan başka, çök sade ve mütevazi bir hayat geçi muallimin bankad. birikmiş büyük bir serveti olduğu ve bu paranın meçhul membalar- dan geldiği öğrenildi. Tahkikat derinleştirildi. Senelerdenberi mu. me her ay Paristen külliyetli miktarda posta vasıtasiyle para gönderildiği anlaşıldı. Bu suretle Terozal'ın meçhul birisine bazı haberleri sattığı meydana çıkmış oldu. Fakat ne çeşit haberler? Bu suale cevap vermek için tek bir çare vardı: Parayı göndereni bulup ifadesini almak. Buna imkân bulunamad:: Va- kia parayı gönderen ağam posta- ya dalma aynı ismi ve âymı adresi vermişti, Pakat isim temyiz mah. — Bu kadım buldum! kemesi azalarından yüksek bir hğ- kime aittir, ve adres olarak gön- tesilen yerde, böş bir arsa üzerin- de yârım kalmış bir apartıman bi. nası vardı. Limoj müğdelumumiliği bu me- selenin anahtarlarının Pariste oj- duğu düşüncesiyle dosyayı Paris adiiyesine gönderdi. P adli polisi tarafından ya plan tahkikat ehemmiyetli şey. ler meydana çıkardı., i5721 müs bet bir netice alınmadı. Trozal'ın sıksık Parise geldiği tesbit edildi, bu Parise geliş tarih lerinin daima milli müdafaaya ait mühim bir vesikanın çalımı tari- İhiyle tevafuk ettiği anlaşıldı, Fa- İkat muallimin Pariste ne yaptığı. ve kimlerle konuştuğunu anlamak mümkün olmadı. Muallim Pariste daima aynı ©- tele iniyordu, orada herkes kendi- #ini İlmi mesai ile meşgul ciddi ve hürmete lâyık bir adam olarak tanımıştır, Terozal, her sabah otelden Çi- karken koltuğu altında şişkin bir çanta buluyor, hazırladığı bir eser İ üzerinde ilmi tetkikatta bulun . İmak üzere milli kütüphaneye git- İsiğini söylüyor, akşamları munta- zaman sant yedi İle sekiz arasin” da otele dönü fi rada vazife yeri clan Limoja | atiyordu. Muzllimin otelden o çıktıktan sonra izleri kayboluyordu, En us- ta poliş memurları bu işe memur de etmeğe İmkân olmadı. # Güzel İren — Ben kontrol Lötfen yol veriniz. | Memur gişeye yanaştı ve posta memuruna yavaş bir sesle: — Polis,'dedi, Bu zat, bir sahte mandapost me- selesi hakkında tahkikatta bulun- memuruyum, (Bir günlük busundu, fakat başka şüpheli hiç! Jrun tuvalet eya mak üzere on dairesi sekizinci. belediye posta ve telgraf dairesine tek Iarazipe vardı. Vesikamın Jer. | gelmiş olan adit polis mületsişle. | rinden Valpondu. Gişedeki memur polisle konuş” mağa başladı. Polis, memurdan, iğı- sahte mandapostlar hakkında İza-| | hat almakla meşgul idi. Bu sırada gişenin önüne gelen üçüncü bir şahıs sözünü kesti; | — Affedersiniz baylar... Sonra posta memuruna döndü; — Şuracıkta, bir sıranın üze, İzinde bir kadın çantası buldum. Sahibi galiba giderken bırak olacak.. Bunu lütfen alır musınız? Çantayı verdi. ve postahaneden çıktı, , | Velpon posta işiyle alâkadar olmadığı için geri çekilmiş, fakat konuşma yüksek sesle işin tamamiyle işitmişti, Memurun yanına gelince; — Doğrusu tuhaf bir iş, dedi. Çantayı size veren delikanlı bu çantayı burada bulduğunu söylü- yor. Halbuki dikkat ettim, posta. hane kapıs.ndan içeri girerken de ganta elinde idi, kapıdan girince doğru buraya geldi, çantayı ver- âi, başka bir şey yapmadan pos. tahaneden çıktı, hattâ bir mektup bile vermedi, pul bile almadı. Sanki postahâneye yalz bu çahtayı size vermek için girmiş İ gibi bir şey. . Çantanın içerisini İ muayene etmemide bir mahzur var mı? — Ne mahzur ölacak, hiç... Za- ten biz çantanın içindekileri tes- bit ederiz. Sahibi müracaat ettiği vakit “çantanın içerisinde ne var- dr,, sualini soralım diye. Boşaltılan çantadan bir “kadı. sıtı; Pudra kü- İ tusu, tarak, düdak böyası,- içer sindesemeyde miktarda!para “bu- lusan bir para çantası. Fakat sa. hibinin isim ve sdresini göstere- tek hiç bir iz yoktu.. Çantada bun lardan başka yalnız bir zımbalı defterden © koparılmış ve üzeri karmakarışık rakamlarla dolu bir parça kâğıd vardı, Valponun polislik damarı tut- muştu, kâğıdın bir kopyesini aldı: — Bu işin arkasında ehemmi yetli bir mesele olduğunu seziyo. rum, Sahte mandapostlar mese- n size başka bir memur göndereceğim.. Yarım saat sonra iki sivil polis İmülettişi postahaneye giriyordu .. 'Birisi gişedeki memura yanaşıp hat alırken, diğeri bulunmuş eşya masası civarında posta tarifelerini tetkik ile meşgul görünüyor, ge- lip eşya arayanlarla gizliden giz. liye alâkadar oluyordu. Bu, Valponun çok itimat ettiği Andri isminde bir müfettişti. Valpon iki sivil müfettişin pos- taheneye girdiğini görür görmez postahaneden ayrılmış ve polis is- tihbarat şubesine giderek şüpheli mektubu tercüme ettirmişti, Bir kaç saat sonra eline aldığı mektup metninde (ehemmiyetli bir şey yok gibi görünüyordu. “Bu akşam, perşembe, muay- yen saatte muayyen yerde bulu. nUnuZz.,, Fakat bu ehemmiyetsiz (o görü- nen şilreye istihbarat dairesinin İlâve ettiği bir kayıt ayrı bir ehem miyet veriyordu; bu mektupta şi- mendifletden dişerek ölen mual- lim Terozal'ın evinde bulunan şif, fe ile yazılmıştı, Bu kayıt ka nda polis 'ml- fettişi bir dakika bile vakit kay- betmeden biraz bildiği Terozal İdöiyesini getirtiy” meseleyi bir defa daha tetkik etti, Fakat yeni “hiç bir şey öğrenememişti.. İşin en biyisi Andri beklemekti. | GAndei'ancak sabahın saat İkisi. İns doğru müdüriyete geldi, çok yorgundu, fakat yüzünde mem- nun bir tebessiim dolaşıyordu. — Nası işler yolunda mi?, olduğu! | tomobili hâlâ kapının önünde dur- sahte mandapostlar hakkında iza-. — Evet efendim, dum, Anlat bakalım. — Bir saat kadar bulunmuş eş ya masasinın yanında bekledim .. Sönra çok güzel bir kâdın geldi ve salonda bir sıra üzerinde bi- Jraktığı çantasının bulunup bu- lunmadığını sordü. Çantanın içe. risinde olan eşyayı birer birer ve doğru olarak saydı. Tabii çanta- sını kendisine iade ettiler. Güzel kadın çantayı sabahleyin o posta- banede bırakmış olduğunu iddia ediyordu. Kadın postahaneden çıkınca kendisinin kullandığı küçük bir otomobile atladı. Ben de geçer boş bir taksiyi durdurttum ve 2 rabayı takip edebildim. Parişi baştan başa geçtikten sonra durdu ve Orlean sokağın da 15 mükerrer numaralı ev girdi. Derhal kâpıcı kadına müraca at ederek kadın hakkında malü. mat istedim. Bütün meslektaşla- rınm aksine olarak hiç de gevese olmıyan bu kadın evvelâ hiç bir şey söylemek istemedi, Fakat polis kartımı görünce istediğim izahatı vermek mecburiyetinde kaldı. Bu kadın İren Rando isminde bir dulmuş, Çok genç yaşında har biye nezaretinde mühim bir mev. İki sah olan bir albayla evlen- miş. Albay Üç sene evvel ölmüş. O zamandanberi kadın kocasın- dan kâlan maaşla geçiniyormuş... Eve misafir kabul ettiği yokmuş, fakat s:ksık sokağa çıkarmış. A- partımanın diğer dairelerindeki kiracılar da bu kadından çok memnunlarmış.. İren çok nazik, şok kibar bir kadınmış. Öğle olmuştu, » Caddenin karşı sirâsındaki bir lokantada yemek yedim. Fakat kapıyı bir dakika bi- le gözden kaybetmedim ve işte bugün içindir ki size telefon ede- medim, kadını bul Saat üçe doğru kadın evden çıktı, otomobiline bindi, ben de gene bir taksi: İle arkasma düş” üm. Kadın mağazadan mağazaya olaştı, bir çok eşya aldı, yedide evine döndü. Ben de Karşıki lokarı tada yemek yedim, Ve kadının © .. duğundan bekledim. 7 Saat sekiz buçuğa doğru kadın çıktı, Yalsızdı, Çok şık bir süva- re elbisesi giymişti. Gene takibe i başlarım,. Bu sefer otomobili Ru- yayal - Elize sinemasının önünde durdu. Bu sinemada bu akşam yalnız davetlilere münhasir olmak üzere yeni bir film ilk defa olarak gösteriliyordu. Kapının önü bayraklar, yeşil dallarla süslenmişti.. Sinema me- murları kapı önünde :İduruyor, frak, smokinli o davetlilerin karşılıyordu. Vakia ben ceketliy- dim, başımda da yumuşak bir şapka vardı, fakat polis kartım sayesinde ben de içeri girdim, Fa- kat kapıda memurlar ve içeride- ki kontrollara işi anlatıncaya ka- dar takip ettiğim kadmı gözden kaybetmiştim. İse film başlamış bulur Binasna- ileyh İreni ancuk perde arasında arayabildim, O, ön sıralarda bir koltukta oturuyordu. Sağında ve solundaki koltukların ise böş ol- duğunu hayretle gördüm. Film bittikten sonra kadın ara- basın: evinden elli metre kadar u- #ak bir garaja götürdü, ve or dalma yalnız olarak, yürüye yi ye evine döndü. Kap'cıdan İrenin üçüncü katta, sokak üzeri bir dâirede oturduğu- nu öğrenmiştim; bu dairenin pen- cerelerinde ışık vardı. Biraz sonra ışıklar söndü, ihti. yaten bir müddet daha bezledim .. “İettiği adamlara gelince, zabıta hikâyesi ) Fakat hiç bir hareket göremeyin- te kalktım, baraya geldim. , Valpon bu hikâyeyi çek dikkat: | le dinlemişti. Müfettiş, bu sefer çok becerile li insanlarla iş gördüğüne kanidi. Bu adamların muhabere tarzı ne kadar ihtiyatlı hareket ettikleri ni isbat ediyordu, ; Faaliyet saha | larına gelince Terozal dosyesinir tetkiki bu işin bir casusluk mess- lesi olduğunu apaşık meydana ko yuyordu. Msxtupla tesbit edilen randevi yeri Ruvayal , Elize sinemast idi Burada gen; kadın suç ortakların | dan birisi yahut ikisini bulmuş ve Andri kapıda derdini anlatmakiz meşgulken * o, arkadaşlarında icap eden malümatı &lmş, yi / onlara vereceği evrakı vermişti, Polis müfettişi de bu suretle kadının sağında ve solundaki boş | koltuklardan başka bir şey güre | ti, 1 tevkif etmek, yahut e vinde bir âzaştırma yapmak vas ii bir iş olur, hem de suçlula tın dikkatini celbederek ihtiyat tedbirlerini bir kat daha arttırınak ifan başka bir netice vermez, ve genç dul aleyhinde bir delil el. ; de edilemiyeceği için kendisini bi- rakmak icap ederdi. Yaşlı bir adanan tek başına otur. duğu masayı seçli, Bütün bu ihtimalleri gözden ge- İçiren Walpon müfettişe. talimat verdi: — Müfettiş Mateni yanma alır, | kadın; takip eder ve en ufak ha . veketlerini bile gözden kaçırma- mağa çal şırsınız. Bu Sırada da ben de başka izler üzerinde meş- gul olurum. Valponun yaptığı , tahkikat ta müfetişe bir çok yeni şeyler öğ. retti, i İren 17 yaşında iken yetim kal- mış, yirmi yaşında iken kendisini babası yerinde sayılabilecek bir a- dam olan Alyas Rando ile evlen. miş. Birkaç sene sonra albay öl - müş, Rando,zenginbir adam değil miş, karısına maaşından başka bit şey bırakmamış, - kocasının ölü - münden sonra çok mütevazi yaşı- yor. Hemen hemen evinehiç mi- safir kabul etmiyor, yalnız koca - İsmin sağlığında tanıdığı bir kaç subay ailesiyle görüşüyor. Adre- sine hiç bir mektup gelmiyor... Yalnız iki gâzeteye aâbonedir. Bunlardan birisi gündelik bir ga- zete, diğeri de harbiye nezareti, resmi gazetesi olan “Fransız as- kerf mecmuas:,,, Bu ikinci mec muaya abone olması keyfiyeti ilk nazarda (OValpons ehemmiyetli göründü. Fakat “düşündükçe bil. hassa bu hafeket kendisine çok mânasız geldi. Harbiye mezareti- nin resmi gazetesinde düşmanla” rın işine yarayacak hiç bir şey bu- lunmaz ve herkes onu okuyabilir. Esrarlı bir şekilde muhabere bunlara dâir hiç bir iz elde etmek mümkün olmadı, Sabırsızlıktâan patlayan Val, pon, gittikçe daha muammalı bir şekil almağa başlamış olan bu iş |hakkında İrenin arkasına taktığı! ÇEVİREN Muzaffel Esen müfettişlerden gelecek raporiâit mütevekkilâne bir surette meğe karar verdi. Kumar ihtirası Gürler geçti. İçerisinde tahta o parçaları #” kan tütün paketlerine, ateş kibritlere küfrede ede Valpon © dasında tıpkı kafese kapat bir ayı kadar öfkeli dolaşıp dur” yordu. On beş gündenberi her sapi odasına ya Andri, yahut Mat giriyor, fakat her ikisi de mülff tişi memnun edecek bir haber e tiremiyorlardı. Amirlerinin — İ zünden akan öfkesini gören murlar kısaca: — Yeni bir şey yok efendi” diyorlardı, İren büyük mağifi larda dolaşıyor, sinemaya gidiyo” atroya gidiyor ve kimse ile K” şmuyor. Birdenbire oda kapısını aş” ması üzerine Valpon olduğu yer de durdu, içeri giren Andri idi takat bu sefer dudaklarının Ye” da hafif bir tebessüm var gibi, - Yeni havadisim var efeni dedi, Vakia ebemmiyetli bir 9” değil ama ne de olsa bir neti dir. Bu sabah, tepki her sabah E” bi, evden çıkan güzel İren harb” ye nezaretine gitti. Kendisinin x casının eski arkadaşı olan kuma” dan Perseni ziyaret ettiğini kof” cıdan gizlice tahkik ettim. Valpon müfettişin sözünü kef” ti; ? t — Kumandan Perşeni tanır Verdonda ağır surette yarals” dıktan sonra artık ordunun al Siruflarında, çalışammyacak bir vw le geldi..O vakitterberi ikinci $# benin en mühim unsurlarından b” risidir. Bir çok casusluk işlerinÖf beraber çalıştık. Devam et.. — Harbiye nezaretinden çıkı” ca Şanzelizedeki Konstantin İ€ kantasına gitti. İhtiyar bir ada! tek başıma oturduğu. bir masa” yerelşti.. Masaya Otururken bi sıyla verdiği hatif bir nezaket 8 lâmı istisna edilirse biribirlerin* hiç bir şey söylemediler. Hatt bakmadılar bile.. Yalnız bir a7” Ik ihtiyar, İrenden yemek Histesi” ni istedi, Bundan biraz evvel Tre” çantasından mendilini çıkarmıştı" Kadının Tiste ile katlanmış bir ki” gıdı ihtiyara verdiğini gördüm İhtiyar lâkayd bir tavırla altın” da duran kâğıtla beraber listi masenim üzerinde bıraktı. Tatlıs” nı ısmarladı. Rahat ve heyecansi” bir tavırla yedi; garsonu çağırdı" hesabını yaptırdı, ve listenin al « tındaki katlı kâğıdı, gayet mahir#* ne bir hareketle garsonun getirdi” ği banknotlâra karıştırarak cü” | danına tıktı. Bu meticeden çok memnun oldüm. Lokantadan çıkar çıkmaz herifi | tevkif ederek, doğru buraya g€© tirecek İdim, Fakat ihtiyar lava” bonun bulunduğu tarafa doğrü yürüdü. Besbelli ellerini yıkayacik diye lokantanın kapısında bekle“ dim. Bu beklöme yirmi dakikada fazla uzayınca; tekrar Jokantayâ girdim ve müdürle konuştum. Bi adam bana İokantanın yalnız m€ mur ve gârsonların girip çıkmas” na mahsus ikinci “bir kapısı oldür ğunu ve bunun lokanta müstah” demleri haricinde hiç Ximne tara” fından bilinmediğini öğretti Bu seler de'atlatıldım. Fakat © gann€” derim ki size faydalı olatak şeY- ler öğrentbildim. — Evet, çok mühim şeyler öğ * rendiniz, Bu ihtiyar nasıl bir # damd:,, — Alelâde bir adam.. Kısa boy” lu, kibar giyinmiş, ufak keçi $8- kalı var. Yakasında kırmızı Bİ nişan rozeti taşıyor. (Devamı 14 üncüde)