Tarzan bu Bu ile beraber, lerdir. “Burnda Seri, mağaranın kapısini bir e ar gibi tutmuş; İçeri kimseyi akmıyatağını gösterir bir va- #yette duruyor, “Tarzan kendi endine; — ——— ————————.—.€Ceö——————————-—.-.——.--——“““ “v“ ““ >... ——xx——r pa 2 | Ora Karşıma çikan müthiş bir Hayvan bana bir düşman gibi de- SÜ, bir dost gibi hareket etti. On ih Sonra karşılaştığımız azılı bir grlanı da, gene maymunun yat- xi ile tepeledik. Şimdi, üçüneü “E tehlike karşısındayım Goril Sok kızmış görünüyor. Mağaraya 3i sokmatlıktan başka, Üzeri - mize kayaları “dâ yuvarlğyabilir, “iye düşünüyordu, Fakat, Tarzânın bu saz adaçla, Msadüftn bih'yâr edindiği kle Kaş ai emer da Ha büyüle GİF hizmet edecek | Bununla beraber; Tarzan “Ka- İN Gülle; ismini verdiği bu “Ö-| £ - Otangdan Ziyade, bazüla kuvvetine güveniyotdu. Tarzan, mağaranın kapısındaki Üre çarpışmak Üzere kayala 4 urmanırken, ondan dâha evel Mağaraya doğru çıkmışolan, « Kas a Gülle, bireliyle kalın» kütğj görile doğru sallıyor. bir eliyle, * arkasındaki Tatzana: — Sen çekil;'aşağıda dur, dör” tİbi işaret ediyordu. Wi , İki maymunun kârş kafşıya “vgalarr her halde'çok zevkli o aktı. Targan bunu bifcambaz. Mnede veyâ filmd8 görse, kolla göğsüne kavüşturur, “zevkle > dudaklarmda tatlı bir tebes “mle seyrederdi. Vakat şimdi pe cambazhanede “lanu yordu, ne de sineiada.. (*yenanlı macera filmini bizzat *disi yaşıyordu ve talihi may - i Pünlardan birinin veya diğerinir |, olmasına bağlı idi N Onun için, Kaya Gül Yesine rağmen, geri çekilip se- YİTCi kalamazdı. Kendisi He ons h dim etmek ve mağaranın “ka #mdaki Göorili beraberce orta. kaldırmak istiyordu. ie maksatla, kayalardan aşağı dike Ve mağaranın arka tarafın ak başka yol aradı. Burada Splanla olan çarpışmalarındaki bi; bir plân takip etmek istiyor ,, <Aplan üzerlerine atılnak üze, Gaye yet aldığı zaman Kaya e ©, gene Tarzanı uzakta bulu mak ve hayvanla kendisi çar- EDAK istemişti. Fakat Tarzan har >üğterek düşmanı o beraber ta, Dayı. düşünmüş bir Xi alarak kaplanın arka tarafın bir Ağaca çıkmış, oradan tâşı anın sırta indirmişti. ğ # ve iri Oyu, i e muvaffak olabilecek miy - Bunun için; evvelâ, mağaraya üng - Otangdan kurtuldum .. | «| Kaya Güllenin yardımçısı n tav- Acaba burada ayni şekilde Bir | Define Peşinde macerasmda çok tehlikeli (o bir işe atılmıştır. Şimdi “Define ndası,, rica rastla- dığı ve arkadaş olduğu Orang- Otang maymu- bür öğ ar ir. karlar Goril çıkıyor. vE trgagnaçak bir ypl bulmak Jâzeme * uş” Ü HA T dı, Kakat bakıyordu; ,Mağaranın,| 7 4 7 ir bulgundağı, çpeye kağlar., büt düz, keş | yanından, uzaklaşıp. .anu , Görille İ terniğbidü?” Çöikü, Bu Orang - venmekle beraber, Görilin'ne ka- dar vahşi bir canavar olabileceği" ni düşünüyordu » Onun için, her ihtimale karş: olarak ofila kalmayı tercih'ediyordu. Bu müdedt sarfında Orang - O- tang karşısında bütün dehşeti ile 4 mağara “bekçisin& rağmen, . kaya lara tırmanmıya devam etmiş ve nihayet Goril arâğında, “bir met. re kağar birimesafeialari birmok- taya gelmiştik #vW” | Biribirine düşmeli. ve. başka başka cinsten olan iki maymunun vgaya tİutuşmaları, hakikaten örülecek bir şeydi. Bunlardan si de aynı cüssede idiler. Yalnız ndukları vaziyet itibariyle bi rinden farklı" idi. Çünkü Goril, mağaranın Kapısında, yük- bulunuyordu. o Kaya Gülle ndan” aşağıda idi; Arkası le çıktığı bir "kayalık, * İk İsi uçurumdu, ise yağı d | Buna mukabil elinde yalnız ka: İ bir.sopa vardı, Hâlbuki ma- Zarantn kapşf adak; Cöril ona at. mak üğgke/elinin altında bir alay iri taşı Dulunduruyordü.. Şüphe İsiz, yüksek bir yerden karşısında» İkine taş savurmak ve nihayet onu yanına yak'aşarak, tekmede uçurumdan aşağı yuvarlamak, a- şağıdan yukarı sopa sâlldrtğliten gok daha kolaydı. (Devamı var) | HABEP İ ÇOCUK SAYFASI : Bilmece kupanu 15 NİSAN — 1939 anna EN em *, o (Bilmecemiz 15 inci Sayfada) YAN ri er ne ll kl N Ye, PYAR, Semen), mak güç değil, hemen hemen gay ri kabilği, Diğer tarâftarı; Kâya ' Güllönin r P | karşı karşıya yalnız bırakmak is-| Otang arkağaşmin kuvvetine gü | | Babası oğluna: — Bakalım, dedi, Türkçede küvvetli misin ?. Meselâ, “Ben çok İzengin bir adamını, dersem ne olur?. Çozuk.hiş düşünmeden verdi: | — Yalan olur, baba. | Vi | Buz üzerinde kaymada birinci olduğunu. söylüyordu. Arkadaşı de karışık yağ varı, dtdi. cevap — Eir ayağını havaya kalkrıp gidebilir misin!. lavracı çocuk ş — O bir şey mil dedi, Ben iki ayağmı birden havaya kaldırarak buz üzerinde kayıyorum. .. Lokantada yemek yemiş çıkı- yordu. Parayı: verdi.. Çıkarken ka sadaki adam arkasmdan sesleriii: Aslan eski askerlerinden biri karşısında: açmalı?. VU / vi dg Dünyada bizim bilmediğimiz öy Işını, sarığının küçük veya büyük le garip şeyler var ki; İ ların olmasına göre anlamak kabildir. âdetleri, yaradılışları biribirine uy Kadınların yaşların: sakladıkları madığı gi âynı değilidir. Buradaki resimler! kadınlar yaşlarını saklamazlar... takip ederek yazıyı okuyacak © -| — Sizin yemeklerinizin içinde zamanlarım zırbir — Bu konserve kutusunu nası) tabiat da her yerde meşhurdur. Demek ki bu Afrikalı” lursanız bunlara yeni birer misal öğrenmiş olursunuz. Sarıklı kadınlar, — Sarık, bil - hassa scak memleketlerde yaşı - yanlarm başlarma geçirdikleri bir şeydir. Bunun faydası yok değil - dir, Zira, sıcağın geçmesine en fazla mâni olan renk beyazdır. Onun için, biz de yarın açık renk *lhise, beyaz şapka giyiyoruz. Fakat öğeini gördüğünüz bi sarıklı örkek değil kadındır. Afri- kadınlar başlarına böyle kocaman sarık sararlar, Fakat bu onları, sıcaktan korunmak için yaptıkla! Bir şey değildir. Adet olduğu için İ yapıyorlar. ilâve eder; Bü suretle, yaşı ilerle- kanın" geri bir memileketindeki * Kırmızı yağmur! — “Kızmr 4 yağmur da olurmuy muş!,, de- meyin, Bu, görülmemiş değil, gö. rülmüş bir şeydir. Birçok yerlerde ve Zâman zaman kırmızı yağmur yağdığı görülmüştür. Bunlardan en yakın; bundan iki sene evvel İtalyada Cenovaya yağan kirmızı yağmurdur. 1937 senesi martındı | bu şehre kırmızı yağmur düşt | görülmüştür. Yağmur pek fazla devam etmemiş, Takat yağdığı müd det zarfmda hava kıpkırmızı ke - İ silmiştir. İ Yağmurun kırmızı olmasının s€- bebi, damlalarının içinde kırmızı tözlar bulunmasıdır. Çünkü yağ- imur bulutları büyük sahradaki İ kırmız: kum tepelerinin Üzerinden | Yine bu âdete göre, kadın her| geçmiş ve fırtına ile hayava sav - sene başmdaki:sarığa bir kat daha | rulan kumlar bulutlara karışmış * İter. Gayet ince toz halinde olan bu dikçe sarık büyür, bir kadının ya! kırmız: kumlar bulutlarla beraber Yazısız hikâye havalanmış ve bulutlar şimale çı. kıp İtalya üzerinde yağmur olun- ca bu tozlar da yağmur damlala- rma karışarak yere dökülmüştür. * Kapılardaki kilitler. — Köşk- lerin, konakların, büyük binaların kapıları önünde veya kapının iki yanındaki sütunların üzerinde gülle şeklinde yuvarlak taşlar gö - rürsünüz, Bunların hiçbir faytdası yoktur ve âdet diye süs olarak ko nulur. Fakat bunun eski bir tarihi ol- duğunu biliyor musunuz? Neden dört köşe taş koymuyorlar da yu varlak tâş kcyuyorlar!? Çün'tü eskrlen, orta çağda şa . toların, kalelerir. kapılarma böyle gülleler konurdu. Bu gülleler, düş mün gelirse hemen atmak için ha zırlatılmış bulunuyordu. Sonradar gülleler atılmaz olmuş, fakat yine konulmuştur. Bu suretle kapıların Resim yapıp boyamak, her ço - cuk gibi, şüphesiz sizin de bir eğ- lencenizdir. Acaba güzel resim yapabiliyor musunuz? Belki ya. pabiliyorsunuz.. Fakat bunun işin şüphesir, çok O uğraşıyorsu- nur,. Halbuki resmin en eğlence- U tarafı boyanmasıdır. Hazır bir resmi boyamak iste - mez misiniz? İsterseniz, işte sire hazır yapılmış bir resim.. “Fakat nerede?.., diye mi sörüyorsunüz? Bu karışık çizgilerin içinde size vereceğimiz tarife göre boyadığı- nız zaman, resim hem çizilmiş. hem boyanmış olacak. Çizgilerin arasında kalan yer- leri, içindeki sayılara göre, şu şe- kilde boyayacaksınız ; 0 — Beyaz; | — Pembe: 2 — Kahverengi; 3 — Mavi; 4 — Sa- rı; $ — Siyah. yaşında ihtiyar, altmış yaşında genç insanlar bulunduğunu söyl ler. Hakikaten, vücudun çevik! canlılığı yaşta değil, sağlıktadır. Meselâ, İngilterenin o bisiklet mukavemet şampiyonu olan Rene Menzier ismindeki atlet tam elli yaşındadır. Fakat kerklisinin yarı yaşındaki delikanlıları geride bi- rakarak iki seneye yakın bir müd” det mütemadiyen bisikletle do - laşmış ve bu kadar uzun zamn kimse bisikletle dolaşmaya taham mül edemediği için o şampiyon ol. muştur. 1937 senesinide bisikletle yola çıkıp tam 585 gün, yani 20 ay, günde bir iki saat dinlenmek ve geceleri de dört, beşsaatu. yumak şartile, mütemadiyen git - miştir, Dolaşmadığı yer bırakma - mıştır, Rene bu suretle, ortalama ola * vak günde 200 kilometre kadar yol atmıştır. Bu müddet zarfında bacakları önüne gülle, daha sonra aynı Ş€-| badaf çevirmiye o kadar ak " kilde taş koymak âdet olarak kal | ,,, ki, bisikletten inlliği yü mıştır. * 50 Yaşımda şampiyon! — Otuz rümeyi şaşırmış, bu sefer kendi - sine yürümeyi öğretmişlerdir.! Iki yumurcak