a Kisa elek modası See 1925 senesinde kadın etekleri kısaldığı zaman herkes yaka silk miş ve “aman bu moda bir daha €t edecek olursa, asla itibar et miyeceğir. Bir daha kısa eteklik giymiyeceğiz.., diye adeta yemin işti, Bunun sebebi, kısa eteklerin, bacak kusurlarını da açığa vurmuş olmasıydı. Fakat evvelce de Müteaddit defa bahsettiğimiz gibi bu bahar mevsiminde etekler gen e kısalıyor. Bu moda yine çıkmış © Ağri bacaklı, çıkık dizli, cılız veya şişman birçok kadınlârın (bacaklarının düzgünlüğile iftihar denlerle beraber) kısa etekli elbiseler giyeceğine şüphe yoktur. Ü stelik uzun etek, giyenleri gördük *; “Aman şu uzun etek, giyen bayana bakm! Ne şapşal şey!, diye haklı haksız istihzalarda buluna. Fiklardır. Evet, Avrupada kadın elbisel erinin etekleri bi ilkbahar mevsim inde geçen senekilere nisbetle da. | kısalıyor, den on yedi, on se kiz parmak kadar uzaklaşıyor; ka in aklı kısa saçı uzun der" Bu ithamı reddetmek üzere kadınlar saçlarını kısal , Acaba kısa etek mo. da Bir'aklın Karımı? r.a ee e ri zaman berber olmağı düşünmediği balde bu ka- dın berberi salonunun havası onun hoşuna gider- di. Oradan ayrılmak istemezdi. Günün birinde “bir kadın geldi. Paul ordğa yoktu. Kadın, Antu. yanı berber zannederek, hemen saçlarını çözdü ve: ay klindan geçen bütün fantezileri herkese #tirmek kudretinde bulunan börber Anti in aç oyan n küçük'bir köyünde doğmuştu. Jaşında iken kendi köyüne yakın olan *ig gerine, orada tanıdığı yegâne adami ziya An bi, — giderdi, Bu adam Paul ismini taşı » i “im berberi idi. Genç Antivan hiçbir -— Bu akşam baloya gidiyorum, bna güzel “Bi ap sindi sönlkd ikm Blkdükik kik ezmlik ki mz lede li akn knk cnelüne di: Nasihat — Bir milyonerin kızmı seviyo- rum, Fakat onunla evlenebilmek £. yin çok çalışmam İâzengelecek, — Zilms ve çalış. Çünkü onunla evlenmezsen dahn çok çalışman lâ- zımgelecek. hizmetçi | Kadın sokağa çıkacağı sırada hiz | metçi kiza tenbih etmek lüzumunu duydu: İ — Ben sokağa çıktım diye fırsatı kaçırmayıp benim elbiselerimi gi - yerek sen de gezmeğe çıkayım de- me. Hizmetçi dudak büktü: — Hiç çikar mıyım efendim Si, zin bores şapka, çanta, rob aldığı-| niz mağazaları bilmiyorum. Yanlış. | itkla © taraflardan geçerim de beni siz sanarak yakalarlar, basım der - de girer. öğünmek istedi. ile doldurdun? İ dm ki! dü, Kadm — Şapkanı öyle giyme, gülünç oluyorsun! rek: İ iyor. » . manileri Karanfil eker misin, Bal mısın, şeker misin! Nedir bu ettiklerin? Ben olman çeker minin? Kahveyi pişirmeden, Pişirip taşırmadan, “Yarab ver muradımı, Akirmı şaşırmadan! ... Portakal dilim dilim, Darılmış benim gülüm, Ben gülüme ne dedim, Kurusun ağzım, dilim! ... Mavi yelek, mor düğme, Gene düştün fikrime, Her aklıma geldikçe, — Arabama biner misiniz? — Terbiyesiz! Beni kim sandınız İeğlensinler! siz? ye , bir kavufür yapımız, dedi. Genç adam, o dalgalı ve güzel saçların kar* şısında o kadar tatlı bir heyecan duydu ki berber olmadığını itiraf edemedi. Ve birinci defa olarak sonrada bütün cihanda şöhret kazanmış olan ku . vafürlerinden birini önce icat etti. Bu kuvafür | şok güzel ve çok orijinal olmuştu. O gece suva- rede çok beğenildi. Hep onlan bahsedildi, Ertesi gün Paul'un dükkânma birçok kadınlar Antuvan tarafından saçlarınm düzeltilmesini istedikleri işin geldiler. Antuvan o günden sonra Paul tara- fından angaje edildi, Şöhreti Varşovadan duyul- muştu. Bir ay sonra Varşovada bir iş buldu, Günün birinde Varşovada türneye çıkmış olan bir Fransız kadın artistinin saçını yaptığı zaman bu kadın ona: “Antuvan, dedi, sizin yeriniz Var. şova değil, Paristir.,, Bu aktrisin nasihatini tutan berber Parise gitti, Ve kısa bir zaman sonra şöhreti 4 yi sardı, Kadın saç modellerinin adeta diktatör muştu. Aklından ne geçerse yapıyor ve her yaptı. — Eşreften ayrı bulunduğum zn. | manlar hep onu düşünürüm. , — Bu kadar çok mu seversin? | — Ondan değil. Beni Sabitle ya” kalamasından korkarım da... Hindi dolması Yeni gelin, hindi defn yaptığı bu işle kocasına karşı | — Bakalım beğdnecek misin? —— Herhalde güzel olmuştur, Ne | — Hiçbir geyle.. Hasis Evleneli bir ay olmuştu, Karımı. nin fena halde âl'şi ağrımağa başla” yınca çarnaçar kadını dişçiye götür Doktor, dişe göyle bir baklı ve: | — Bü diş mahvolmuş, dedi, Bunu bir sene evvel çektirmeniz lâsımdı. Hasis sevindi ve karısma döne - — Duydun ya, dedi, diş çekme! patasmr babandan alman Jâzımge »| | — Birar daha eek de çocukler manileri Armud dalda dal yerde, Bülbül öter her yerde, Teli bizi ayırdı, Herbirimiz bir yerdçi *.. İ © Odaya serdim keçe, i Sevgilim göl geçe, Öyle bir yar sevmişim, Her yerde adı geçe! .. Dağ basmda durayım, Bahtı yarık karsyım, Yar el ile evlenmiş, Derdim kime yanayım? ... Feleği bulduraydım, Derdi ri bildireydim, Bileydim yazım kara, Kalemimi kırdıraydım? pişirmişti, fik | İçini boşaltma» BİRAZ GEÇ AMA — Çocükluk oarzularmdan haki, i kat olan bulundu mu? | — Evet. Çocukluğumda «saçlarımı gektikleri vakit saçsız olmayı arzu ederdim, Havadis 'Torunü gazete okuyor, ibtiyar ve artık gözleri görme: e başlamış olan büyük baba dinliyordu. Çocuk * okudu: “.— Süt meselesi, Belediye istişa re heyeti dün toplanmış, süt mese- lesini tetkike devam etmiştir. İhtiyar adam, torununa çrkiştı: — Oğlum, bans bugünkü pazote- Yi oku, yirmi senelik gazetelerin — Ba güzel ktirkü kocan mı he, | bavadislerini ben be yapayım” diye etti? İ i — Evet ama, fikri ben verdim. | — Sizinle dans ederken kendimi adeti kanatlanmış hissediyorum! Balayı Yeni evliler trenden indiler, O- tele gideceklerdi. Kadm kızararak | kocasına mırıldandı: — Balayını geçirmeğe gelen ye. İ ni evliler olduğumuzu otelde anla « masalar... — Hakkın var. Öyleyse şu bava. hi sen Ğı şey takdirle karşılanıyordu. Uzun saç yerine kısa saçı, siyah saçları be- yaza, beyaz saçlar: siyaha, garışınları akajoya, akajo saçları plâtineye ve plâtine saçları gümüş rengine, hattâ köpekleri bile sahibelerinin giydik leri tuvalete uygun renklere boyamağı o icat et- miştir, Antuvan bügün çok zengin bir insandır. Dünyanın birçok tarafında oklüğü Amef da da şubeleri vardır. Sahne saçlı revü $aç larını hep o icat eder. « Fevkalâde orijinal bir adamdır. Her gece içinde uyuduğu yatak, Holandadan tayyare ile getirttiği cam bir tabuttur. Pariste EtuvaMeki stüdyosu camları renkli kubbesi, mihrabile, muazzam orğu ile hakiki bir kiliseye benzer, Antuvanın hususi tayyaresi de vardır. O, heykeltraşlık ta yapar. Aynı zamanda büyük revülerde giyilen kostümlerin birçoğunu 9 bulmuştur. Yaptığı selofan elbiseler hakikaten biribirinden güzeldir. Yalnız Parisin değil Avra. panm bütün zengin kadınları saçlarının onun tas rafmdan düzeltilmesini isterler,