evgili İlma!, Yeis içindeyim.. Hastayım Sana bu mektubüinu yatakta ya yorum.. Ah, artık bir daha 'hiç eceğim.. Ya bir manas tıra kâpanacağım, ya o ihtiyar a evleneceğim, yahut ta in har edeceğim. Başcma neler gel diğini bilsin. Ne müthiş yarabbi Gi) Börle bir hâdişeyi roman- larda bile ökumamışsındır./” Ma- car ordularının Branyisko muha- csifden © sonra; geç uradan geçtiklerini her uş olacaksın. Gelecek her ailede olduğu biz de de panik koptu duyu; sldüreceklerini zan em, çok kork hepimi yordum, Hele annemin telâşı görülecek di. Yüzümü tırnaklarımla yır- siyaha boyama i, durdu. Beni çalma- e güya. biraz burnumu tp işni sonra, önlerinde ile ordular (kasabaya » Babam onalrı karşılama- ir heyete dahil olduğun- en gitti, Hizmetçilerimiz çiçek atmak için şokak- mışlardr, Annemi işe bir Daha b ler k ari di, Ve ben ya ayna- lardan kiti, yahut olanı bu sığnakları keş- m zaman, fena halde çi: 4 r yer aramağa ko- ordum. duvar k başıma kalca, mut fal kilerde te buldumsa ha bir softa kur dum, gazap çıkardım. Bu kadar gü 3el şeyleri bir arada görütee bel ki beni yemeğe kalkmazlardı. kerilime o cesere mı tekrar rda ve mahmuslu ayakların r sesleri du gey olmadı rurken, korid kalış ydum, Fükat umduğu muz gibi bağrışma, hücum falst yoktu, kis kapı nihayet n kâne, ghtifçe vuruldu. Heyec dan Odeta dilim tutulmuştu. türiğ “giriniz!,, deyemesi Sskin bunun üzerine sü le kapıya kırıp işeri daldıklarına hükmetmel Uzun bir fasıladan sonra kapı tekrar hafifçe vuruk du we ancak o zaman titrek bi sesle “Buyurun,, diyebildim. Annemin tarifi üzere, en az en tane, bellerine kadar sakallı, belleri yağma ettik ayı postlarına sarılmış, kama | ve tabanca ile örtü leri eşyayı içine tukmak için sırt. larında birer kocaman torba asılı i yarı on askerin içeri dalmasin: ordum, Kapı yavaşça arala dese İki genç zabit €vet, biri esmer, biri sarışın iki za nip içeriye & rif ve tertemiz şabit girince kadar şaşırdığımı tasavvur et! Omurlarınla ürk peleri vardı. Ünilormaları m temiz ve gü rahatsız et ez Girer gi tiklerinden dolayı a ken talep ettiler hizmete ha- zır olduğumu & im; me ister erse yapacağımızı anlattım, bi Esmet zabit Em sof taya bakarak de çok yorgun olduklarını, kendi lerine istirahat edebilecekleri bi: yer götterirsem pek müteşekkir Altı hafta. gülümsedi. Diğeri kalacakların: söyletli. danberi yatakta yatmamışlar, DU- şün İlmacığım, altı hafta yatağa İ girmemek! Çök actdim, zavalhıcık- lâra: | Ne güç, dedim, bir buçuk ay divan üstünde veya portatif çadır ka:yolalarında yatmak bert halde, pek yorucu olacak.. Zabitler güldüler: — Hele toprak, kar üstünde « Yıldızların altında olursa! . İki yatağın hazıt bulunduğu mi- salir yatak odasını gösterdim. Yor gunluk göslerinden akıyordu, za- vallıcıkların! oOMemen çekildim, ! biran evvel rahat etsinler beri. ENDİ odama çıktım. Bi- raz sonra, misafir odası tarafından müthiş bir çığlık yük- | geldi; — İmdat, katil var, imdad!, Sesi tanır gibi olüyor, fakat dehşet içinde kaldığım için birden kendimi (o toparlayamıyordum. ., Çığlıklar devam ediyordu. — İmdad, imdat, öldütüyorla Olduğum yerde mihlanmış gi- bi kaldım.. Dizlerimin titremesin den kımıldayamıyotdum. Nihayet çığlıklar daha yakından gelmeğe başladı.. Ve oda kapımın önünde Çeviren: İLHAN TANAR durdu., Feryad eden sevgili anme-) ciğimdi! Ne feci haldeydi görsen! Saçları yüzüne dökülmüş, gözleri firlamış, esvabı buruşuk, kiplerr - mızı ve'ter içindeydi. Meğer be öldüğüm misafir he değilmiymiş! Hem de nerede dersin? Yatakların bi- rinde, kuş tüyü kalin yotganların arasında! Zavalk zabit, yotgun adini yatağın üstüne 20: | nce, annem basmış çığlığı! i teskin edip te, sabit: azik olduklarını, bizi , soymak falan gibi Dir olmadığını anlatıncaya kalar epeyce sikintı çektim. Klm. | bilir sabitlerile ne kadar şaşırmış- lardı Çaresiz gidip kapıyı vurdum ve ânnemin romatizmasi olduğü için arasıra kuştüyü yatakların arasına girip, buhar banyosu yapar terlemesi icap etti; niyetleri gib Af talep ettim, Bir dâha saret edememişlerdi derin arasında başka kimsenin | gi bu ta yalmağa nmadığını temin ettikten sor râzı oldular, rın: zaptetti vet ettiler. Daha cevabımızı bekle» meden benden, bir Çardaş, bir Po lonez, bir de Fransez için söz al- dlar, Galiba uykularını kaçıran şey bu| bala haberi idi. Ben ide hemen he- msn onlar kâdar sevinmiştim. Annem ise, baloya işin müşküller isat guldü: gitmemek | etmekle meş " — Senin gece eavabın yok! yordu.. “us Beyaz elbisem var, bir defa giydim dahat,, “ — Modası geçti!... mer zbit söze karıştı; “— Mili renklerimizde k lâlarla süslerseniz, #ön moda bi esvap olur! Annem, bu sefer de başka yahane buldu : — Ayaklarım pek ağrıyor... — Dansetmeseniz de olur, an | bir Zabitler, nezaketen kahkakala r. Anam de aynı &€ bepten dolayı beni onların önün kalmaz azarın en büyüğünü işit Annemin telâşı görülecek şeydi. Ne dedilerse vaad ettim... * | bassa nazarı dikkatimi israr etti, durdu, beni çalma amlar diye, güyal., beline kırmızı, .yeşil. ve beyaz! pöt'larınadım. Gayet lâkayd Bir | zırlıksız değilir. Efendiler! Hi kordelâlardan ucu yere kadar sar-| tavırla; “Unutmam.,, dedim, kan bir kuşak yaptım. Başıma kırmız: ve beyaz güller taktım... Yeşil bayraklariyle betaher çiçek" ler de milli rengimizi ifade ediyor Zabitler bizi balo salonuna gö iler, Salon çok kalabalıktı milli renklerle süslenmiş el tesir yapacağım Meğer kızların bisemle iyi bir zanediyordum. tün sabitler gayet kibar ve nazi insanlardı. Bu kadar zarif, centil- adamların nat n döktük- *erine hayret ettim. Hele içlerinden bir tanesi, bil- celbetti, sade benim değil, hemen herkesin gözü ondaydı. .Genç bir yüzbaşıy dı rmasr sanki üzerine i gergin ve munta yordu. dansedişi! Mazurka ile Çar- daşı ne canlı oynuyordu! İnsanın kalabalığın arasından frlayıp ©- nun boynuna sarılacağı geliyordu Tabit kendi hislerimden bahset- mediğimi anladın, Dansedişinden, | de azarlamadı. Fakat yaln'z kalır | konuşmasımlan ziyade, dalgın ba- koş gözlerinde bir je ne sals gol İ tim.. Neden ben bu kadar budala | vardı ki, görmeden nasıl şey oldu İR saat sonra, bir emir âsker geldi.. Zabitleri dü | Uyuyorlar! dedim!. İsterse niz bekleyin, veya biraz sonra ge ün.,, “— Nerede uyuyorlar?.., Odayt” göşterince asker döğrü daldı ve ir dakika sonra za &kte çıkıp gittiler çağırtmış. Onl € ben ölseydim o gelen aske- tin kafasını keserdim de rahat yataktan kıpırdamazdım. Şu as-| Sebebini | edizleri emirlere körükörüne | yıları 1 ye kerlik hayatı ne garip! b itmat ! Zabitler yarım saat sonra dön- düler.. Dinlenmiş gibiydiler. Tek- rar uyumak arrusunu da güsler- medilör, Annemle benim oturdu- umuz salona gelerek, gece ra- bitanm tertip ettikleri baloya da | imişim? Neden kendimi bile bile| gunu tasavur edemezsin ateşin içine a rmuşum? Neden neden?.. Bu zabi ver- mekle | man, annemin azirlarıı bilirsin! Bu balo, kasabanm bütün. genç #izlâarımı bir #raya toplâyıp toptar kaçırmak için bir bahzneymiş, ne ler, nelet1.. Zen mütemadiyen boğuyordum Anneciğim, dedim. beyhude” teld ediyorsunuz, Zabitlerin harp * canasında o evlenmelerinin yasak olduğunu bilmi musü- | nuz? Annem daha b hayet sükünet buldu ve beni yal niz bırakarak çıktı. A KŞAMA kadar, tüvaletim- le uğrı siyesi mucibince beyaz çok “söyle, Ni: | elbisemin Bir saat geçmeden salondaki bütün genç kızlar ona âşık oldu. Birdenbire o Kadrili önümde eğilip te, endisiyle yapmamı Zi zaman ne kadar heyecan ımı tahmin edemez n ri ca a a, mal, Maalesef, daha evvelden başka sına söz vermiştim. oturarak: — Öyle ise bundan sonraki, ol Yüzbaşı yanıma m7, Evet mi dedim; hayır ç hatıri mâr D dedim, ne yorum.. Rüyada gibi i— Ya unutursanız ettiğinizi? dedi. bana vas” bir şeyin imkânı olamıyacağını, ©- nüsla dansedeceğimi unutmaktan- tem. Zabitin tav-| sa ölmeği tercih edeceğimi ş5v)4.| yiverecektim.. Ne ise böyle giyinmişler, Bü-| Yüzbaşr güldü: “— Fakat beni nüz!,, O zaman, hiç düşünmeden, göğ-| derler.., ik karımı. | sümdeki çiçeklerden k zı bir gül kopararak ona uzattım: “— Sizi bundan tanirım!., de dim, UZBAŞI, gülü sessizce du: | *“ daklarına götürdü. Bak madım amma hissettim. Artık ©- nurla göze göze gelmeğe cesare- tim clmadığını sezdi mi nedir? Ya vaşça yanımdan kalktı ve karşıda aynanın önüne oturdu. Dans- ordu. Derin bir düşünceye dalmış gibiydi. Bizim Kadrile &r- gelmeden evvel bir Polonez, Çardaş vardı, Zaman ne uzdar, ne uzadı. O esnada ben de tabür kumandanı olan binbaşı İle taniş- tım. Şişmanca, çıplak başlı bir a- dam. Çenesinde küçük bir sakal var, Nihayet sıra bizim Kadrile gel di. Bando çalmağa < başlayınca, herkes damın; buldu. Yüzbaşı ö- nümde eğilip te küçük gülü kalbi- ne b ca kalbim çâtlayacak sandım, Avucuna aldığı elim her halde titriyordu. Binbaşı, gşişmanlara mahsus tatlı bir kahkaha ile alay etti Eçnim arkadaşımı götürü yorsun demek, yüzbaşı!,,, Sıraya mızdan “ — Biribirine yaraşân bir çilt!,, Ah, İlmacığim, ne mesudum! E- minim,ki oda hayatından mem- nundu.. İlk adımları atmak için elele muriğin başlamasını bekli- yorduk, kısmet olmadı, Birlen dışatıda at nalları ve pencelerin cümle: ı zıngırdatan top gürültü. i Toz toprak içinde yalın kılıç bir zabit salona girerek ti karakollara hücu- ne haber verdi. 1 dö u. düşmanın andanı, derhal kalka- girp: j de zaten duk; Ha- lâ, d y ümit ediyo: Yüzümü tırnaklarımla yırtıp o burnumu siyaha boyamam İçin labalığın arasında b lerini dinliyorduk. Kâh uzaklaş kâh uzaklaşan bu seslerden mâ çıkarmağ,a çalışanlar vardı. alay kumantları binbaşı meyda Ne | memetendilerin bizi bir dakika afk.“ fetmelerini rica edeceğiz. Yal: tanımıyorsu- | bir dakika,, uzun sürmez.. O es Tay da kendileri de biraz istirahat Bir anda, bütün zabitler dum ın: birakarak kılıçlarını ve çel başlıklarını giymeğe koştular, nim kavalyem de yanımdan ayr Yüzünün ifadesi (o değişmişti Sert, nafiz bakışları şimdider, & mân karşısındaymış gibi şireşekli yordu. Kapıdan çıkarken, ini arıyo! muş gibi döndü. Göz göze geldiki Be sdan hızla çıktı ve balo salon, e ALO salonunda şimdi yoktu.. Binbaşı, kendi evvel, kimsenin salı n terketmemesi için emir vermiş Pencerelerin bakarak ,top si hayet sesler kesildi, Hayatımda bu kadar uzun saat dal geçirdi yorum.. Top sesler den milli kuvvetlerimizin galip diğiai tahmin etmiştik. Biraz 6 ra zabitler, neş'e ile, sanki hiç şey olmamış gibi salona girdil Barları elbiselerinden mersdilli le kan mı, çamur mu bilmem, şeyler siliyorlardı. Her zabit kendi eşini buldu. tanesi haykırdı: — Hangi dansta kalmıştık Bir çok sesler: “— Kadr vap verdi, uzaklaştı ve büsü! başında!.,, diye Herkas, sanki bifeye gidip dönmüşler gibi, sıralanmağa tadılar. Yalnız benim kavaly' yoktular!, ğ Beyhnide yere, dakikalâres Gök lerim kap'ya takıldı; kaldı. Ars“Mühaş ğım, beklediğim, gelmiyor (Devam 14 üncüdel |