7 MART 19 Sek göz! Bağırmağa başi rma ilk, yek arının < ne yapmışlar! mscığim! b, Üklamağa Hüzum görmiyerek yüde bir müddet ağladı. Ah ermeyiniz. esiri m. Ben Sis lama g , teldiniz benim < Uy len isminizin... Frar bateri a la yamıyorum! Ja iz var, Bütün kay “işik . Şimdi HABER - Nakleden: FP. K. lar: Dilenciler mahzende kumar ardı mam, Fakat yarın hep rım, Ami Con diye hitap edi niz, Bunu bilhassa rica ederim, — Peki, peki. ırakın da yalnızca gi duruyor, — Gördünüz mü, bu gece bensiz uzl ayanarak yürüm dadası - 34 numarada, n güzel OdeYI A vefir Otelin korido: m: göl srüy ordum! Odadaki halılar, lüks mo lara karışmıştı. Her taraf bürünmü yoktu ımıştı. Ve i örtü ile - Akşam Postası Yazan: V. Ardov Moskova treni soluyarak, Kal. kasyanın en meşhur yerlerinden olan Soçi istasyonunda durdu. ki vagonlardan birin - gümüşü kostümlü, yolcu indi. Yolcunun, oldukça bir havada Moskovadan tre- ne bindiği her halinden belli idi. Çünkü ceket kâfi gelmemiş gibi ek giymişti, Hattâ kolunda ko- n, kalm bir palto bile vardı. Halbuki burada Soçile öyle bir k vard: ki insan garm gölge- bile istemiyordu: Tıpkı yağmurlu »ir havada şemsiyesiz bir İ nun saçak altından çıkmak isteyi- şi gibi. Yolcu, gölgeden yürümeğe ça- ışarak ve etrafın güzelliğini sey- zederek taksi için sıra bekliyenle- n en arkasında durdu. Kerlilerli (o yolcunun bakışları endişeli, kattâ denilebilir ki, biraz da kederli idi. Muvakkat bir zaman için buraya istirahate gel. iş olan ve yanından gelip geçen »*yaz pantalonlu, cek; Soçi zlıkla gözden geçiri açık sakinlerini arkasında asım bir sesle- — Siz taksi nuz. zatın in mi bekliyorsu. ğu zaman, kerli rli yoleu derin bir şüphe ile du- — Benim ne beklediğim sizi ni- bu kadar alâkadar ediyor?. de- Zavalk kadın, Yölcuntun “bu teri cevabından şaşırarak? — Ne demek “sizi niçin bu ka. dar alâkadar ediyor?.,,. mesele ba- sit- Siz taksi için sıra bekliyorsa» “İmız ben de gelip arkanızda durdca- 5 | ğım! .Çünkü ben dı le taksiye bin- mek istiyorum. — Evet, şey.. Ben de galiba... Evet, evet, ben de taksi için sıra Kerliferli yolcu, taksiye bindik. ten sonra da ayni itimatsız, ayni 28 KAHRAMAN HAYDUD ari titriyerek vam — Ona gelince, evet, etti. Ber hâl de onu tevkif etmeliyim. s kaybolmuş me gine ve İskala Bri b) ve da ettikten bi gün geldi. Liman Mindeki eski evine gitmeği aklına bile getirmedi. Sen Mark meydan gid rdan bi basit bir ev seçti. Henüz'da. ha takarrür etmiş bir plânı yok- tu, Zavallı kız yalnız bir şey dü günüyordu. San Onu Roların karşı himaye etmek u kurtar. mak.. darbele' Mesele pek nazi Filhakika Sandrigoyu kurtar- mak istiyordu. manda Sandrigonun Rolana yahut arkadaşı Iskala Brin hücum etme de mâni olmak arzusundaydı. Zihni lerle pek taş. kım bir halde, müter nuyordu, Gi içindeydi Sönmüş değil, fakat muvakka- uu düşü: bulu» yüşmüş zannettiği aşkın tek ile büsbü şarmğt, Sandrigoyu gençliğinin sef ve yeceği yavaş yavaş temiz, İekesiz aşkı İle Be:aberce gevişmişlerdi. wa (Sat wrigo birdenbire Senelerce gözük. şti. Artık bir daha göremi- ne kani olan (Juana) onu unutmağa çalıştığı bir sırada haydut tekrar seyda. na çıkm Bu zavallı kıza, kalbindeki aşk yarasının Sandrigoyu bütün ri i ve bu Bu kadar sek fikirli zin Si hasıl ve niçin tahlil etme Biz yalnız vak'ayı hikây tedavisiz sat, andrigo gibi bir olduğunu, yla sev- uhabbeti kırmanın sbat etti. temiz kalbli, ve vicdanlı bir kı. baydırlu sevdiğini izah ve ze ait değildir. e ediyo- a Venediğe gelince Sand. nasıl bula! aştı. eceğini Dört gün dik sekakla- Dördüncü g , Sen Marle meydanından önünde ir adam Sanirizo!. Juana hayretinden olduğu yer. de 04 kaldı., Sandrigo zabit Kendi kendine, diye sordu.. kıyafetinde!., kerliferli! n dışarıya bir adım atmak/dü İ diğ yolcu. biraz da| Çabuk bozulan mahsul Çeviren : Ferah Ferruh muhafaza e! Ne nda uzanan palmi- okaliptüs ağaçları, çamlar, istirahat şe şında rastlanan ve başlı başına be âi bir güzellik teşkil ef ten yanmış a Jkederli hai yolun yeler, ne bu iki fari ali ve vücudlu in sanlar onun kederini ve düşünce- erini dağıtamadı. Hakikati ifade etmiş olmak için şunu da söylemeli; X eli yolcu ötele gelince biraz açılır gibi yeleğinin düğmelerini çöz- « Fakat buna ye göste. gene soğuk ve donuk hali. Otelcinin: — Nerede çâlışıyorsunuz? Ne iş yaparsınız? la: İ - — Benim nerede çalıştığım sizi zerrece alâkadar etmez, dedi, bu- nu sörmağa neden lüzum görüyor- sunuz? , — Fakat mademki bir sendi- kanım adamı sıfatiyle geliyors nuz, çalıştığın.» yeri, mesleğini falan da kaydetmeğe mecbu: Kerliferli yolcu kaşlarını rak; çata- Alt tarafının size Kerliferli yolcunun odası ha- lanıncıya otelin merği kadar, yolcu wle büzülmüş duldakların- “dan “sisi niçinbu kadar alâkadar ediyor?., zerrece alâkadar etmez!,, sözleri daha seyrek İ külmeğe başladı. Hattâ daha tuhafı, yolcunun yi zündeki itimatsızlık ve elem bile tedricen dağılmağa başladı. | snın bazır olduğunu haber vere- İ rek anahtar: eline teslim ettikleri zaman, hafif bir tebessüm dolaştı | meia micms h srh dskrdshrs dö- Kerliferli yolcu, takriben yarım| saat sonra odasından Idişarı çıktı. Sualine karşı, şüpheli bir tavır-| aye bekledi, Fakat | ki Oda-| ( Ayağında beyaz pi ön ,sırtmda yakası açık beyaz bir gö: pi lek var- masum örten €- |lmden e eser bile kalır $ir s daimi tebessüm başkalaşmıştı ki çikin len ve otelin meri beklemekte olan "mesud yolcu laydanberi is ina kanaat getirdiler, rına bakara! — Çotuklar, diye alay et rat asmakta ne mâna var?. Bir a evvel soyunmağa bakin sonra da denize girerek (şel pisliklerini sonsuz deniz sulariyle temizleyin!. , Yeni gelen yolculardan birisi — Azat iL diye sordu. Kellifelli yolcu bir an için ri DE Ne cevap verece: | . Fakat bu şaşkınlık gok — Şu güzel ve zekice cevap dudaklarından döküldü: ! dikten sonra p a yollandı. Bez yaz pantolahumu ve nleğini ararak bir deniz donuyla ka Denizin içinde bir iki adı atmaz müthiş bir çığlık Bu kocaman insan vücud Kellifeli yolcu bir kaç adım iaha attıktan sonra men suya bıraktı. S öğrenme maksadiyle ya: çırpınmakta olan yaşlıca ma gayet lâübali bir da ile ben seni bir e yüzme — Hele dur, dedi, yatıray: öğrenirsin!.. (Lütfen sayfayı çeviriniz) da o zaman İyii KAHRAMAN HAYDUD öleceğine kanaat getir. « Bu ana kadar güç hal ile topladığı cesaret ve cür'eti ken- disini aştık terketmişti. Soluk benzinde korku ve dehşet izleri peyda oldu. Yakın olan ölümün korkunç mevcudiyeti ile vücudunun da- ha şimdiden soğuduğunu hisset. ti, Rolan yaklaştı... Kandiyano, Cenaroya Elini omuzuna koydu: — Kilo Cenaro dedi. Ölüme hazırlandığınız sırada beni dinle. yiniz.. Babam, dükalık sarayında halkın müzahereti içinde yâşa- maktaytdt, En adi bir sandalcının en yüksek bir memu: huzurunda müsavi ol mesi bir ci di, Alçaklıkla, haydut! yakârlikla, onu vazifesi zâklaştırdılar, ve gözleri çıkarıl. dr, Ant $e kederinden, istıra» bından öldü. Ben altı sene Vene. dik kuylarında inledim. Hayatı- mın en pârlak zamanları mahvol. du.. Kido Censro! Bu vahşetle- ri yapan adamların isimleri: Foskari, Bambo ve Altiyeridir. Onlar kuvvetli ve kadi Siz, bunların küvvet ve ikti: larının, göz yaşları ve kanlariyle meydana bildiğiniz halde onlara mazlüm geldiğini hizmet ettiniz. Cinayetlerine ortak oldu nuz, Bu akşam Olivolo adasın- daki eve beni tevkif etmeğ İirken (o vazifen söylüyordunuz. Mâ ordunuz ki ben adaleti yerine getirmek için çalışıyor” dum. Jan dö Mejiçi ve daha bir çokları gibi sizde (cin yet) ile (adalet) arasından bi intiha pedebilirken, si cum ettiniz. yüzünüzden atı Ruhunuzun bütün çıplaklığı, bütün iğ çıksm. Yaldızlı lana is liği meydana cümleler, kelimelerle y tinat eden hakiki gizlemeyiniz, Vazife, kanun adalet, bütün bu Jisanınıza bile nyan kelime iyetinizi ve tercü- man olan yalnız tek bir kelime ils ifade ediniz: Menfaat.. H. sis bir menfaat.. O zaman kati söylemi: Kido Cenaro, Rolansı teşli sözleri karşısında sir oldu. sun! n bu mütees. çarp'ışmasından d şiklik neticesi lar akarak Rolan metin sadasiyle de vam ettiz