17 Şubat 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<a - 5i Ki 1? ŞUBAT — 1939 B aa Yüp 2i P ç ğllı,.l ğ':*da_' telsizin yeni bir sahada tatbikine bıphğ' a Sündenberi radyolarda, balinaların &'| Otağ,, TiYatı dinlemek mümkündür. Hattâ adır. ai T İ ü K tlk vi, zıpkınlarla yapılır. ; M'in Alat bağl PS F Pi St ile b t&i olan bu zıpkin, mitralyöz gibi, 'V' ıl.ıhtima] alinaya atılır. Zıpkın isabet ederse "? tğk""îian:ard"' Ya balık mukavemet eder, ha- ılu:î ka?!'kt V€ya balıkçı kayığını sürükler; o za- | İlr. ?ahuı; akiler halatı keserler, | O bir ., ©8 balıkçı kayığındakil gi hesriyatını bazan ölü balina balıkları ha iş 3vcılarının en büyük şikâyeti, avladık. ğ ; ; ! : ; lerine geçirememek ve çoğunu — bu ; :bııha!i“ &tmektir, Çünkü, malüm olduğu üze- er, zıpkınla a- alinaların - Telsiz neşriyatı TÜna avcıları, zıpkını yedikten sonra kaçırdık- odarı balıkları - nasıl - bulabiliyorlar ? Eğer balık halatı koparıp kaçar veya kayır ğt batırmak tehlikesini gösterdiği için bırakılırsa balina, sırtına saplanan zıpkınla sularda dolaş- mıya başlar. Balıkçılar da onu aramıya çıkarlar, Fakat, engin denizlerde, balinayı halde pek kolay Ucuna kalın balık. kaybo. isabetle balinayı ——— ——— ? bulmak her bir şey değildir. İşte, telsizden burada istifade edilir. Zıpkınlara, havaya radyo dalgaları bırakan bir âlet ilâve olunmuştur. Balinanın sırtına sap- lanan bu zıpkımn, riyatına devam edecektir. alıcı radyo makinesi bulunan balina avcıları da denizlerde dolaşırken, bu telsiz dalgalarımı alarak, ve ne kadar uzaklıktan geldiğini tayin oraya doğru ilerliyorlar ve ekseriya, büyük bir balık nereye gitse, telsiz neş. Gemilerinde — birer balinaların neşrettikleri onun ne tarafdan ederek buluyorlar. ıı" yi ge Fd' d0 * | Modellerinin vi , dan N "'E%"“rî j »“'b; Va Tesmini aynadan, B lhlı Pmmakla tanınmış A- ç *lteq T ressam vardır. H, Tİşmi Adalr olan Kolin Ka- B b Pacaz, Ki bu ressam, resmi. yi q&:ıe & ms_enin karşısına geç 4 mq Yar v: bir aynanın önüne _._ Y hfak Tesmi, aynadaki ha- ;şöyıe n Yapmayı tercih edi- !0”. iî*lı R!ı _"atıym-; olt %ğ Tüz Yaptığınız kimse D Da, Bk St but gibi dür - 'lı,:m'ıız e"k_îchdır. Bunun za- y 'ıküi;qı $ hdisine değil, ayni # !q%“ye ;:âam.adır. Çünkü, canı ASA ü Ayacak gibi olan bir | * hüşkülnd'—“ki ifade kadar res K ’üktur Vaziyete sokan bir *lqonuh i .- k%::'fmî::lne yapmalı? Ressa. %lh; a ui: düran adamı oyar İeı.fi'kit'hz Y:Ta gösterip kukla k!î:phkh:ısammr tablo üzerin- iz, Lâ Merakla seyredilecek İN ,ne yazık ki, res- P l önüne aI;i) mode- Nce zavallı adam Un arkasındaki ah. . Mecburiyetindecir. Ayna usulüm buna :01- “Modelimi ayna: ?nıdanot“rtuyorum ve res akseden hayaline k“’“fn. Bu suretle o, "Ndisini, hem de be- _yîpl!lmı görebiliyor. ııiı için heyecanla ta- a ? Şeydir. Eğer fena 4 YSa, aynada bunu Uzelte.b' _y ilir. Canı sı. Cak Olsa, bunun da ıegl.ıratmm ne hal 5 ğ Biştirir , ynğ*:fılfıü hem benim iyi Ibn_l yaptığım kim Yüzg İT usuüldür ,, k Tite ze]'n_ Tessamın. başı” âe. Südiyi eî'%tır ki her hal- â d*?:ept.'ğı î;:n:lmuş. .— hi'"“ "almanın mah- ı' Süphesiz, bir in- , Solunün sağ ol. önü, sol sağın halde aynada Reçer ğ'["ı_ldiı cebi sol- eği _eI"..q bunlar kü- Sti iığil;kltir. Fakat 'ı&ı hîeltiyor. ! Beneralin portresi- K &raıanmış olan balinayı çekmiye €neralin kılıcı ve Aynalı ressam resimlerini ayna- Yapmasının cezasını çekti ni yaparken de ceketinin düğme. lerini falan doğru resmediyor. Fa- kat bir ncktayı unutüyor. Resim yapılırken general da bunun farkında olmuyor. Fakat, tablosunu alıp gittikten sonra er- tesi gün geliyor. Portreyi âdeta ressamın başına atarak: — — Yaptığın şeye bak! diye bağ- riyor. Beni rezil ettin! Herkes be- nimle “kılrcr yanlış tarafa tak. mış!,, diye alay etti. General şikâyetinde haklıdır. Ressam, özür diliyor ve aynadan tesim yapmanın cezasını çekerek, generalin portresini tekra ryapı" yor. Bununla beraber, Kolin Kala- han aynadan resim yapmaktan vaz geçmiş değildir. Hattâ, aynaya baka baka resim yapmıya, © kaldar alışmış ki cansız bir şeyin resmini, manzara resmi bile yaparken ay- na kullanıyormuş ve halk arasında “aynali ressam,, diye tanımmış.. Yeşil kar | / Kış sporları, artık yaz sporu haline mi gelecek ? Kırmızı yağmür görülmüştür a- ma, yeşil kar olduğunu acaba duy- dunuz mu? Yalnız şu var ki, yeşil kar havadan düşmüyor, bilâkis yerden bitiyor.. Yeşil Kar ismini verdikleri şey, çam yapraklarının yere düşerek teşkil ettiği kayıcı zemindir. Çamlık bir yerde yürü- düğünüz zaman, ayaklarınızın al. tındaki çam iğnelerinin sizi düş- me tehlikelerine maruz biraktığını görürsünüz. " O halde, kayak ile kaymak için | kar yerine çam yaprakları kullanır lamaz mı?, Fransada tatbik edilen fikir işte budür, Araşon denilen mıntaka, senenin hemen hemen hiç bir mev siminde kar görmediği halde, bu- gün kış sporları merkezlerinden biridir. Hattâ, kayak sporu yapı- lan bir çok dağlardan daha fazla rağbet görmektedir. Çünkü, yeşil karın erimek ihtimali yoktur. Bu süretle, kış sporlarının artık bir yaz sporu haline gireceği dü. şünülebilir. Kolin ressamlar arasında pek ' beğenilen bhir san'atkârdır,. Gerek eski klâsik resim taraftarları, ge- (ateşinden yakamaz! Yalnız VAM Burada bir baba bu müddet zar- fında tütününü asla diğer bir evin kendi evinin ateşinden yakmağa mecbur- dur!.. Yemeğini de keza yalhız ken- di evinin ateşinden pişirebilir. Diğer bir ateşte pişmiş yemeği yiyemez!. Kendi evinin ateşinden hiç kimse evine ateş alamaz!.. Bundan başka da her türlü kızarmış şeyler, köyün domuzlarından pişirilmiş domüz eti, her türlü balık etleri yemekten mah- rumdür. Yani, sonradan, Âsya din“ lerine geçmiş olan ve sırf sevaba gir 'mek için tutulan oruç, bu kendini yemek lezzetinden mahrum — etmek riyazeti, Melanezyada ancak bir a- damın çocuğu dünyaya geldiği za- man yapılmaktadır. Bu suretle Melanezyalı dinen me budları memnun etmek ve çocukla- reken yeni resim cereyanını gü . denler onun eserlerini beğeniyor- lar ve takdir ediyorlar. Kolin, işe bir doktorun yanında asistarı olarak başlamış, fakat son- 'va Avustralyada bir sıhht heyetle | beraber bir yere giderken kaçmış ve ressam olmuştur. Torres yerlileri bir dans esnasımnda 0N MA G g tını cinlerin şerrinden kuorumak gibi bir vazile görmekle beraber ha- kikatte içtimal bir terbiye görmekte- dir: Evlâdı için nefsini feda etmeği öğrenmiş olmaktadır!. Genç anneler içinse tabu memnu- iyetleri babalardan daha azdır. Me- selâ anneler bir müddet tütünlerini parmaklarile tutup içemez, çatal bir değneğin arasına sıkıştırıp onu tu- tarak-içebilirler? Çok defa,çocuk na- t tutulan oruç yalnız yemek iç- %eğil. cinsi vazileye dahi şa- mildir. Anne de, baba da — muay- yen bir müddet bekâr kalmağa mec- burdurlar ki, oruç ve riyazetin bu 'nevi hemen mütekâmil dinlerin hiç | birisinde yoktur. Monumbolarda cinsi oruç, ta ço- cuk yürümeğe başlayıncaya kadar levam eder. Hattâ erkek yalnız ken di karısile değil, diğer-herhangi bir kadınla dahi yatmaktan memnudur. Halbuki Polinezya adalarında ba- ba yalnız kendi karısından ayrı ya- şamağa mecburdur. Diğer kadınlar- la münasebeti dini orucu bozmaz, Melânezya yerlileri —arasında u- 'Kızıl Göl ŞEYTANİ VAN 24, ÖÜ vüâtıi NÂYVÂN .a Ü SADECE — YARALAÂ A ) MAÜAŞSİN « ge HABER'İN RESİMLİ ZABITA ROMANI: 90 1$; BoŞ BıR AGAÇ . İ TAN YER AiŞilda < BİR GEŞİT.FENA BU - RRTVANLA Ö MEŞGU ÖLURUÜUZ. BURADAN LFAİG# GİDiNİZ. : ÜEMEK GELEN XKIZ GÖLGE DEMEK ŞALG. Suwu BANA GETİRİN pE ' ÜNEDEN BIR AN EV. A YEL YARMIYURUZ. ? VAzal Ö LETMEK 15- YERİN ALTINDA BİR ODADAN BiR KADIN PERİSKOPLA YUKARISINI —GSÖZETLİYORDU. — - y DEK ALü iTAaT EDYORUAMA — TÜREiç| wAYDI ÇABUK Yi GĞiR SURAÜ- BURAYA GELMEĞE MUVAR İK OLDÜNUÜUZ Wikfij. YET. BENDE BurU Bek ORADAN WÜSİL WW? Tid DU WWZ SİZ HİÇ EBR ŞEYDEN WORK. MAZ A LINUZİ. BURAVA Ekil XB : a BEN: $ERNizB GöÖTÜ gfn_' ÖNCE TAYYARELE, " LALI ZUumM YOÜÖNTE ADADA UJJİIL SK ) ŞURADAN BEN) KAÇIRMÂAK CÜR | Sti TÜVYKŞE ETTİKLERİNİ NİNCE KÂTHA KA TUA GÜLDÜM KDEN TAFVARĞANIN Örever, ÖĞ YÖR YARILDI. MAR GEç:T PEYDA OlLbDU WwE Za y YARE ORADAN GiRER MK GÖZDEN KAYBOLDU.. « YAZAN: L.Busc'ı 35Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Monumbolarda cins? oruç, fa çocuk yürümeğe başlayıncaya kadar devam eder | mumiyetle bir çocuğun doğması bü- 'ük bayramlarla tesit edilmemekle beraber ufak tefek birçok — merasim yapılır. Bu merasim de ekseriya ilk çocuk doğuşuna münhasır kalır. Ancak kabile reislerinin çocukları dünyaya geldiği zamandır ki bu do- ğum büyük merasimle tesit edilir. Yeni Meklenburg adalarında ilk doğan çocuk için garip bir âdet var- dir; Erkeklerle kadınlar aralarında mu harebe ederler!.. Fakat bu muharebe hakiki değil, timsalidir: , Erkekler ellerine birer değnek alır, kadınlarsa taşlar ve sabanlarla si- lâhlanırlar, Dansederek biribirlerile harp taklidi yaparlar. Sonunda hep birlikte her iki taraf biribirlerine muazzam bi ziyafet çekerler. Meklenburg yerlilerinin bu âdet- leri çok garip değil mi? Adeta düm yaya gelen çocuğu iki cinsi biribi- rinden almış gibi harbediyorlar. So- nunda işi sulha bağlayıp kendileri* ne mükellef ziyafetler çekiyorlar. Yeni Ginenin iç — taarflarındaki dağlık havalide yaşıyan yerliler ara- sında ise çocuk yüzünden — yapılan bu müuharebe âyini, yalnız kadınlar arasında yapılıyor. Güya — kadınlar çocuk doğuşunu biribirlerinden kıs- kanıyorlarmış gibi! Kuni adasında bu kadınlar harbi lohusanın yattığı kulübe etrafında, yahut — bekârlar obasında, Mafulu — adalarında ise kabile reisinin kulübelerinde, yahut gene bekârlar obasında - yapılıyor. Fakat bu kadın harplerinde muha- rip kadınlar görülecek şeydir. Zira Melânezya bayanları bu harplerde dahi ne kadar ziynetleri, süsleri var sa hepsini takınırlar. En zarif ve muhteşem dans elbiselerini giyerler, öyle harbederler. Yani, — bu harp, Melânezya kadınları için bir nevi balodur.! Fakat bu baloya Melânez- | ya bayanları mızraklar ve kargılarla iştirak ederler. Hem de etrafında harp dansı yaptıkları kulübelere bu kargıları o kadar şiddetle indirirler ki ekseriya kulübelerin — damlarını deldikleri vakidir. Fakat bütün bu kadın muharebe- leri de daima uzun uzadıya, sürekli yemek ziyafetlerile son bulur, Kayser Vilhelm adalarında Papua kadınları, ilk çocuk doğurdukları za- man, hep birlikte koşuşurlar ve ço- cuğun erkek akrabasını — avlarlar, onların üzerine atılırlar. Bu merasim bir nevi müjde veya tebrik merasimidir. Fakat bu dnera - simde mutlaka kendilerine - çekilen Pir ziyafetle hitam bulur. (Devamı var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: