Haber'in tarihi Romanı: 26 Gülser, delikanlının, şimdiye kadar kendini zevk için saranlara benzeme- diğini görerek ürpermişti — Bir İstimdat işareti, canı . ni cehenneme göndermeme k4- tidir. Söyle kaltak, bayram ge- cesi Turaunla sen başbaşa imiş sin. Hac il Beyeöyle söylemiş ler. Tursunu ne yaptınız? Kadının gözleri büyümtş, yü. gü birdenbire kül gibi soluver - mişti. (OAbdürrahman hafifçe gırtlağına basarak haykırdı: — Söyle kahbe, söyle Tursun erode? Gülser üzerindeki dol'kanlı - nın, şimdiye kadar kendini yal nız zevk ve kâm için saranla benzemediğini görerek tüyleri ür permişti, — Söyliyeceğim ama, beni öl dürmiyeteğine yemi et! — Hesap verecekler arasında isen buna yemin edemem. — O halde öldür söylemem, Kara Abdürralıman kaç ge ©e uyku uyumamış, yolun zah - metlerinden bitap, yorgun ve perişan haldeydi, Belki ağzına birkaç zeytin tanesinden başka bir şeycikler girmemişti. Kadını söyletebilmek için ye min etmek zarureti vardı. — Peki, dedi. Yemin ediyo - rum. Öyle değil. Ne olursa olsun beni öldürmiyeceğine yemin et. — Ne ölursa olnan seni öldür miyeceğime vallahi, — Tursun katledildi, Koca delikanlı sanki bir ba - lon gibi Gülserin Üzerinde sön- d9, Kadının göğsüne düşerek haykıra haykıra ağladı. Hançsr birkaç milimetre kadar kadınm göğsüna bile girmiş, onun & feryadı ile kendine gelen Kara hançeri şiddetle atarak tavana saplamış ve bağırmıştı. — Haykırırsan yeminime ha. mis olurum kahbe. Söyle buna kim kıydı? — Hikim ve Amik, — Kim bu doyus? — Kresi hâkiminin çavuşu. Gülser bu yabancının Tursu- na bu Kadar tesahüp etmesini Kara Abdürrahman, gözlerini | yeni ile silerek sokağa fırladı. Gülser de derhal giyinmiş ve| bu bâdiseyi hâkime bildirmeğe hazırlanmıştı. Abdürrahman bunu dah! he sap edemiyecek haldeydi, Sürat le ve sorarak hâkimin sârayına gitti. Bekçilere söyledi: — Çavuşa arzühalim (var. Ber| Hünkâr Orhanın kılıcından kur tuldum. Beni huzuruna çikarı- nız! Amike haber verdiler. Çavuş hâkime yaranmak için bunu bir ele geçmez fırsat olarak düşün. müş ve emir vermişti: — Getirin, Kara (Abdurrahman Ami kin yanına geldiği zaman önce| onu derin bir kin ve gayzla süz dü, Yanındakilere bakarak: — Devletlüm, dedi, halvet İs terim. — Dışarı çıkınız ve ben çağır-İ madan çelmeyiniz, Kara Abdürrahman kapının yanından fırlamış bir ok gibi bir hamlede Amikin Uzerine saldı. raark herifi bir çelme flo yere yıktı ve ağzına yumruğunu 80” karak gırtlağını sıktı, Amik boğazlanan bir öküz gi- bi çırpınarak burnundan kor -| kunç soluk veriyor, gözleri git- tikçs büyüyerek dışarı fırlıyor, yüzü gittikçe morariyor ve diş. leri Abdürrahmanın yumruğu üzerinde kenetleniyordu. Kara Abdürrahman haykırdı: — Mel'un habiz. Senin hâki- tt, Tursunun cezası budur, Amik boğazına takılan men gene gibi parmakların arasın - da birden pelteleşti, Kara gülerek haykırdı — Geberdin habis. Şimdi sıra hâkimin! Fakat sarayda bir gürültü ol. jJsainde karimin baber vereceğini düşündü ve Amikin elbiselerini giyerek odadan fırladı. anlamamış, fakat, üzerinden «es mayı uzaklaştırmak için cina - yeti hâkimle Amike atmıştı. FI hakika hazırlayanlar onlardı, a. ma, Gülserin şu bin kadında bir görülmeyen güzel elleri onun canımı almıştı, Li HABERİN H TN AES (0 SN SV GAZ MAHSOYEE CIZAMAME Şu sözle — Bâna karşı düzgün hareket edi ie ve koşa koşa çıktı. Dışarda atı Üzerinde duran Selâm verenlerin arasından bir adamı paçalarından yero yu” varlıyarak ata atladı ve bir şim İ hâkimi katleyledi, İçavuş Amiki boğarak İ verdim, Bir kahbe Gülser adir! min de aynı akıbete müstahak| kanma girenin du. Kara Abdürrahman bir an| mişt. Çünkü bâkimin sarayım « dandaa r birer birer fırla « yıp Abdürrahmanı takibe koyul, Jular, Ne gezer! Abdürrahmanı sta bindikten sonra ele geçirmek an cak rüzgürın kârıdır, | Ve böylece hünkâr sarayına yine yemeden, içmeden, dur “ madan, dinlenmeden gelen Kür ira Abdürrahman, Orhanm ayak larına bitkin ve perişan bir hak de kapanarak söyledi: — Şevketlâm, Tursunu OKresi Katillerden cezasını Hâkimin de ha” v. karı Alet olmuş. haki an O geleci er aldılar. Kaçıp Mseyi şe tun, Bu vaka saraydan dışarıya dışardan evlere, kale, hudutla ra ve bütün memleketlere yayıl dı. “Sultan Orhan İl Bey vasıta» sile Iki biraderin uzlaşmaları10. zumunu teklif ettirmesi üzerine zahiren buna muvafakat eder| gibi görünen hAkim ilk fırsatta biraderi Tursun Beyi katlettir - di, Şu Ihsandan son derece muğ- Çapraz eğlence : yi — En ağır cezalardan biri — Pek eski, 2 — Hayvan yeti: len yer — Sinirli, $ — Bir (eski riyazi tabirler- den biri) — Ödemesi altına alan, 4 — Hurma ağaçlarının o gövdesinden çök olur, kamamlarda kullanılır — Eski iptidal mekteplerde terbiye va- sitası, 5 — Kömürcülerden tedariki mümkün olmıyan şey, 6 — Hayvan- ların otladığı yer, 7 — Bir nevi ne bat — Yapa (maslardan) 8 — İşaret- ler — Bilhassa, hususile, 9 — Memle- şek gibi uzaklaştı. İ Tam zamanında hareket et - 3 ketine — bir edat, 10 — İstek — İs- timdat edatı, Yazan: İwe müddeti örürünü ketlümun huzuruna arzediyo -|” İbu tarihlerden Ikimim ber olan padişah yeniden katl! eyhina hareket ederek cina yeti malümesile kendisine kar şı koymağa cesaret eylemesin . den dolayı talebi affa tobar olun makla Bergamayı teslim etmek Bursada im rar eylemek şartile idamından sarfınazar eyledi.,, (1) Hanmer bu münasebetle Os. manlıların eline geçen yerler - den bahsederek diyor ki: “Bitiyri oOmmtakasının o başir ca liç şehri olan Bursa, İznik, İzmidi mukaddema Osmanlılar zaptettikleri gibi bu defada mülkünün rubunu hini vefatım- da bâ vasiyet Romalulara ter * kedip birgün bütün Asya kıta. sahip olacaklarını ümit et iyet veren kral tidaresi ve kadim a htı olan Bergama le geçirdiler. (Devamı var) (1) Hammer tarihi birinci cilt Sultan Orban kitabı sayfa 173-174 Bu hâdise otrafında Sandet ,tin, Neşri, Idris, Solakzade taf- silât vermişlerdir, Hammer de iktibas ederek bitaraf bir şekilde yazmıştır. Soldan sağa: 1 — Birinin üzerine bırakmak — Ayağa kalkmış, 2 — İç — beş on, 3 — Büyramden evvel — Kazanan ve bir erkek adı, 4 — Donuk renk (şat- rançla İntiha) — Arabislanda mi kaddes bir şehir, $ — Bir Türk har- finin adı, — Be İstanbulda bergün bolbol olan sey — Fransızca altın, 7 — Soylu soplu ol- mak — Ağabey, 8 — Bir mevi taş © yunu — Biribirine yapışlırma, 9 - Horoxların başında bir nesne — Bü yük bir vilâyetimiz, 10 — Bir kadın adı — Kateden, Tı İKİNCİKANUN — — - 109 artik öğrenmişti. karar vemişti, Jerarla buluştuklam zaman mü * kâlemelerinin mevzuunu eks Jan ve “ölümü baber veren maki- ne,, teşkil ediyordu. Jerar, dürüst hattıhareketinde ısrar ederek eski dostunun asla aleyhinde bulunmu - yor, Mari - Frans “bir şey öğrene- bildiniz mi, Jan makinesiyle baba- mi muayene etmiş mi?,, diye sor - dukça cevab vermiyerek araya lâf karıştırıyordu. Genç kız buns uzun müddet al- danmadı. Onun bir geyler bildiğini, fakat söylemek istemediğini enin - şti ve bu hareketile Jerara bir kat farla bağlanmıştı. Kendi kendisine “bakikati bili - yor,, diyordu. “Fakat beni sevme. sine rağmen eski arkadaşımın aley- hinde bulunup vüziyetten istifade- yo teneğzül etmiyor. Ne temiz a - dam!,, Filhakika, Gallna hislerini açık- ça izhar etmemiş olmakla beraber Mari « Frans onun kendisini sevdi- dinl anlamıştı. Jâns ve keşfine da- İ kil eden syordu: itnlkam ğı yerde bilâkis biribirlerine yak « laştırmaktaydı. Jerarın hislerini tah Wide o kadar dikkatli olan Mari - Frans bizzat kendisi farkında olma- dan Jerars bağlanıyor, Jerarin Jan arasında gayrlihtiyari mukayeseler Bir 6m “ Janm mağrur, mütehikkim ve iYapıyordu: ateşli tabiatmi Ona, oayrimaları lâzimg söylediği zaman kopacak gürültüyü | F tahmin ederek bundan çekiniyor, | riyatı ve münakaşaları ö8 mukadder kavgayı mümkün werte- | Fransın zihninde be geciktirmek istiyordu. Bununla | kanaati tak beraber böyle bir vaziyette kendisi | :ümü haber veren makinön X sakin kalacak, ağır bir söz söyle-| tarlarınmn Jana en memeğe çalışacaktı, Buna kat'iyyon | mişti. Jan “bir numarali Mİ ve son zaman tün felâketlerin mes'ul nesiydi, Jan Düren, bi | ikbal ümidi bırakmıyan, vaktinden evvel kıyamet rükliyen bir fenalık g8h5 | eâümekteyd "a — 44 — Nakleden: p,# biri sonrada XXX ka) iki şahıs üzel mağrur ve muhteris, öteki dürüst ve son derece mü diselerin seyri ve “yi eve ye o eseri * İĞRENÇ YALAN Lâboratuvarma Jan Düran makinesine b şünüyor ve içinden kopuP kinle söyleniyordu: , — Mari - Frans ve Jerfi bunu Jorar yaptı ha! Avm üzerine atılmads9 nun etrafında dönen bir van gibi, zihnini kinine pe Evvelâ hangisin* “ef etmeliydi? Sevdiği kadın? wi sa eski arkadaşına mi? Ayağa kalktı, üstüne ot duğu iskemleyi bir tekim İ varladı ve makineye yaklı sü hiddetle buruşmuş, YE. sıkılmış, dakikalarca düşüsÜ. gekilleri aradı ir konuşmaları onları uzaklaştıraca- | #ranstan evvel Terarğan i5 almalıydı. Fakat no yapabilirdi? ribirlerini seviyorlardı. V/ W, kendisini makinesine ömrünün sonuna kadar uğraşmalıydı? Makinesi hiç man ona ihanet etmemişti. sine döndü: — Evet, bundan sonra 5” da sen varsm! ttredi ve les Bartaz kapıda göründü saçları karmakarışık, yü desi korkunçlaşmış bir şaşırarak kökeleği: — Doktor, neniz var? — Erikonu bir dakilin bana verir misin? imle de izhar ettim: Di ben de bir şey söylemem. Esasen, ilk hücu- ma geçen de ben değilim. iniz, Fakat fazla tah , Kavga çıkarmağı âdeta istiyor gibiydiniz. Halbuki, ben, yalnız bir hata da, belk ismi söylemekten... bir nev söyliyeyim.. bir nevi haz duyuşumdur.. —- Tamam!.. İşte, ben de size M ya İbiş demekten i Çok hoş bir ş kendi zevkini düşünü kafam adam akıllı, kız Devam ettim: — Anlamıyor musuz Dudaklarım” ta benliğimin içim izin isminizi, edercesine bir hürmetle anıyorur?.. Allaha “sen, diye bitap etmek onun için hakaret midir?.. Bu kavgalı konuşmamızın içine, böyle hisleri nasl ve neden o karıştırdığını bik miyorum.. O anda böyle hisler duymama N imkân yoktu.. Çünkü Melikeye karşı fev- kalâde kızgındım.. Bununla beraber, söz” lerimin Melike üzerinde. derin bir tesir yaptığını gördüm. Gene İâarruza geçmek istedi; acı bir söz söylemek üzere ağını aç tu, fakat birdenbire kızardı, başını önüne i, Mihaniki bir şekilde, yününü işleme- £3 koyuldu. bir süküt oldu... İkimiz de böyle li det sessiz kaldıktan sora, genç kız başmı kaldırdı. — Fakat, dedi, Ben size söylediği Bu deja ize ismimi kim öğret? halırlamıyorum. me bir muhaverenin > Sb zin ebe maş bileni z... Kolay kolay unutulur mu?.. Siz başkalarına hiç benzemiyordunuz. Kim olduğunuzu öğ“ renmek istedim. Hem unutmayın ki, Ye şilpmarda sizinle ilk defa dansetmek şere- fini de ben kazanmıştım. O gün ne büyük bir zevkle oynamıştım. Sonra, çeşmenin önündeki tesadüfümüz... — Evet, ns fena bir tesadüftü., — Doğru.. keşki orada tesadüf etmesey» dik nin olun, sizin üzülmeniz beni pek müleessir etmişti. Bu sözümde pek samimi değildim. Doğ ruyu söylemek lâzım gelirse, o hâdise 0 ir tesir yapmamıştı. Hattâ çok tan unutmuştum b Dimajlarını yor cak başka bir düşünceleri olmıyan köylüle rin uydürdukları bu gibi efsanelere, hura* felere esasan katiyen inanmam, Efsane € sasta güzel, şairane bir hayal mahsulüdür. Fakat bu pitoresti'ğinden başka bir mezi- yeti, fazla elemmiyete değer bir tarafı yoktur. Maneviyatımmn çok kuvvetli olduğunu — Eh, ne yapalım..O tesadüfün doğuraca ğı kötülüklere biz de irademizle karşı dur mağa çalışırız! — Kadere karşı irade ne yapabilir?.. Eğer işimiz sırf kaderin eline kaldıysa | vay halimize! Birkaç saniye genç kızın ciddi ve düşün celi simasını seyrettim. Mahut batıl itika- in fevkalâde tesiri altında olduğu mu hakk aktı, Fakat onun görünmiyen, önüne miyen manevi kuvvetlerin tehdidi al tında bulunduğumuz (hakkındaki ima: &aten azalmış olan kızgınlığımı büsbüt: , neşem yesine geldi. Hattâ, evvel bana gösterdiği sert mudmeleye men, onunla biraz şakalaşmak, eğlenin arzusunu duydum. Fakat, ağzıma gelen alaylı cümleler in orada ta kıldı kaldı. Nutkum tutuld Melike oturuyor, ben de MR ayak ta duruyordum. Şimdiye kadar onu bu 23" viyeden görmemiştim; ve belki bunun için dir ki onun hakiki güzelliği gözümden kaç mıştı. (Devamı ver) ons — Bayatım! fakat ömrü, nekadar? Kaç sene, a, saat yaşıyarağım? Bunu cak makinem söyliyebilir. Doğruldu ve ölüm Ko ürpererek bağırdı: — Hayır. İstemiyorum. istemem! Bu haykırma ei. 1 f eri sef Çekoslovakyaf hücum kl 2 rulmuştur ve bu teşkilât? rak Almanların hücum & ki işaret (o almıştır. o Slovakların Hlinka de çifte haç vardır. aç a işaretlerdeki çengelli B: ii SEBE A. EEE KET İZLEİR, ESS EŞ SALE <> > BALELEĞ SS