Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ÂM POSTASI Be Nf-'i"vut Müdürü Karagöz Wİ Halkevi, bundan Ü %y;' “Carşamba — akşamları M Altıracakmış; İlk oyun Bt iş. Bir mani çıkmazsa Dek | İStiyorum, Blnînk sevdiğim için değil. fzanda da söyledim ya! l'aşnı olanlar hbile Kara- bilmeyiz; kâtip Salih hayaliteri hatırlamalıyız; îlu ancak büyüklerimiz- -, : k. Bizde Karagöz — zevki Na h'%"şek!ıul etmedi; hani şu trin—eltrafa meydan okür Mzdedlkhrı tabirle — Karagöz "z bir “htiyaç,, gelmedi, bi 'iiühn kibar bir ifade İle de hdl mi; “Karağöz — temsille- .n“îya zevkimizin tatminini ara- İK 1 hızde teşekkül etmemiş r.,, Biz hayal oyunları- “WI ellik; bunün için ön- İz Mize lüzum yoklur, haltâ Gök Endimiz için zararlı olur; n ecc”ğlmlz öoyun ne kadar Olursa olsun hayalimizin %Y'D kurduğu — oyunlarırr çe Yaklaşamıyacağı için bi- 'Memize pek imkân yoktur. %ö" bilhassa gelenleri ik için gideceğim. Bakalım AT — içlerini çekerek: % Tâğöz oynatsalar da gör- — OYunlarımız tekrar canlan- he SEnler zahmet — edip de De kadar gelecekler mi(1) : sadece civarda' oluran İr ikisinin babalarını, a- 'mi göreceğim?... canlanabilmesine im- mı zannediyorum. Çün- 'İ küçücük kahvehaneler- nlnrda değil, büyük ti- Sinema salonlarında ©ğ- 'Yor, Karagöz de öyle yer- ha Z. Bir gün — Tepebaşı da bir Karagöz seyrelmiş- : 'mî hiç bir şey göremedim, %üymtmck belki kabildir; e an da onları idare etmek hîr r. Yunanlıların Fasuli dep Karagözcüsü —varmış ) ,r:suli Karagözün ismidir) ; Simler yapmış, Bunu gö- üt görenler pek iyi ol- P İt ediyor. ih Sehremini Halkevinin olduğundan Karagöz A elverişlidir. __%ığekiı ilânda kimin oyna- h Çönmiyor. Bu, biraz canı- i Oksa heveskâr çocuklara, denilen gençlere mi oy- öyle ise bü işin bir 1 hiç zannetmiyorum. hçlere tiyatro oynalma- -“ı bir gayesi olabilir: ahi alıştirmak, Fakât karagöz- .“hqı Tlük gibi değildir; Kara- Eemisi, sanalin bülün te- “Yâkıf olmıyanı hiç çekil- 'Ğl Tagöz oynatmaz, kendi _ qm. €ndirir. Sonra da zahmet Tü kadar gitmiş adamdan h?e Olmazsa teşekkür bekler. İÇ gelemeni, sizlerin de mğl dahi göze alarak — Öslermemenizi tavsiye e- “ABÖZ ya bu işi iyi bilen ta- y'mllır, yahut ki kulusun- h Ş * Şimdilik bilmiyorum; hremini Halkeyi üsta, sa- Aragözcü bülmuşlur, o- ktır, Öyle ise geçeklen d!!riz h:ı_hil' kusur daha var: “E- Carşamba günü saal 20, i Z lemsilleri yapılacak- 'ut r?oı- Bü “temsil,, kelimesi Üak ;" hem de "ıemsil yapıla- t lîa Aragöz dediğin oynalılır. 'ş Vöt ağzından yazmağa Um görülmüş?.: u'“ı T Nüurüllah ATAC Ni Şoj Üzüm olur diye söylü- ef Temini, İstanbul beledi- d“ dmildir: Topkapı la- N olomobille gidersiniz, Mevki tramvaya razı o- ü”kü oralara yıllardanbe- Pamvay gi imemiştir. Nurullah ATAÇ | Haber buğün sekiz yaşına bası yor. Bu münasebetle, yedi sene ev- vel neşir vazifesine başladığı güne ait ilk sayısının bir klişesini koyuyo- ruz. Yedi sene içinde yazılarının kalitesinde olduğu gibi şeklinde de bir tekâmül göslerdiği burada daha bariz görülüyor. , Denizaltı mensupları Kendilerine verilecek zamlara nasıl liyakat kesbedecekler Ankara, 11 — Denizaltı mensup larıma verilecek zamlar hakkındaki kanunun İ, 2 ve 4 üncü maddelerin:- de yapılacak değişiklikler için hazir- lanan lâyiha meclise verilmiştir. Ya- pılacak tadillere göre “kursa devam eden erler zamdan istifade edemiye- cekler,, diye olan fıkra birinci mad- deye ilâve edilmiş ve 2 inci ile dör- düncü maddeler de şu şekild edeğiş- tirilmiştir. “Denizaltı zamlarını alabilmek i- çin bilfiil denizaltı gemilerinde ça- lışmak veya her altı ayda en az 15 saat dalış yapmak şarttır. Bu sü- retle yapılacak dalışları müteakip devre içinde dalımnmazsa dahi zam- mı almağa hak kazanılmış olacaktır. Yedek kadroda bulunan denizal- tılar da, denizaltı gemilerinde bilfi- il çalışacakları veya her altı ayda en az on beş saat dalış yaptıkları takdirde denizaltı zammı — alacak- Tardık, W G —— Erzurum Halkevinde Resim sergisi ve lisan dersleri Erzurumda Halkevi ar kemite - sinin tertip ettiği Tesimi sergisi evelki gün birçok davetliler ve he veskârların huzuru ile açılmıştır. Sergide 39 eser teşüir edilmek- tedir. Eserlerinde müuvaffak olan dört sanatkâra muhtelif para mü:- kâfatı tevzi edilmiştir. Diğer taraftan Halkevinde, a . çılmış olan lisan kursunda, her gece, arzu edenlere fransızca ders leri verilmektedir, — Soğuk hava tesisatlı vagonlar Devlet demiryolları idaresi Avru. padan soğuk hava tesisatlı vagoön- lar getirtmeğe karar vermiştir. Sebze ve et nakliyatmda kullanı- lacak olan bu vagonlar önümüzde- ki yaz mevsimine kadar gelecektir. Dahiliye Vekili Idare amirleri arasında yapılacağı söylenen deği- Aklikler hakkında ne diyor Ankara, l1 — Dahiliye Vekili Refik Saydam, idare âmirleri ara. sında geniş mikyasta değişiklik yapılacağı hakkındaki rivayetlere karşı demiştir ki; “— Değişiklik, Vekâletçe idari|' lüzum, görüldükçe yapılır. Bugün için böyle bir mesele meyzubahs değildir. ——— —- — #i 'den gelen çalgıcılarla temin etmök- Matbaa işçileri birliğinin takvimleri Türk matbuatının işçileri olan ve bütün ömürlerini milli kültürümü- ze vakfederek bugün çalışamıya . cak derecede ihtiyar, hasta ve ma- lül kalan emoktarlara bir yardım- da bulünmak ve geliri bu malısada sarfedilmek üzere matbaa işçileri birliği tarafından 939 yılı için ga - yet zarif bir şekilde duvar takvimi ve ceb muhtmrası neşredilmiştir. Arzu eden yurttaşlarımn tercihan bu takvim ve muhtıralardan satınalma larmı tavsiye ederiz. d üf Fransanın yeni elçisi Hariciye Vekilimiz tarafından kabul edildi Fransanm yeni Ankara büyük el. çisi Masigli refikası ile birlikte dün sabahki ekspresle Ankaraya var - mış, istasyonda hariciye vekili na- mına hususi kalem müdür muavini İrfan Akça ile Seyfullah Esin ve protokol üumüum müdür muavini Ri- za Rifat, Fransız sefareti erkânı ve kölonisi tarafından karşılanmıştır. Madam Masigliye buketler takdim edilmiştir. Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu da yeni sefiri öğleden sonra hari- ciye vekâletinde kabul etmiştir. Günün Füesel K Ecnebi çalgıcılarla boy ölçüşemez miyiz? Bütün geçimi yalnız elindeki Sazına, çalgısına bağlı çoluk çocux sahibi nice ışsızler var si sanatkârları ve İşçileri Hükümetin himayesi do ayısile yeni bir kurum hazırlıyoriar Türk muâü Caz dinliyorsunuz, saz dinliyorsu- nuz, beğeniyorsunuz, alkışlıyorsu- anuz ve fakat bunların hiç derdi olup olmadığını elbett2 düşünmüyorsu- BULA * Halbuki son günlerde — bunların lertleri ve şikâyetleri o kadar ço- ğalmıştır ki nihayet bu hâdise da- niliyeye aksetmiş ve oradan da İs, tanbul vilâyetine yazılmış, keyfiyet sorulmuş, mızıkacıların ve daha doğ ru bir tabirle çalgıcılarm haklı öl- dukları görülmüş. Dertleri etrafın- da tedbirler alımması kararlaştırıl- mıştır, Bilhassa İstanbul çalgıcila- rmı alâkadar eden bu derd ve şikâ. yetleri bizzat caz şeflerinden Bur- |handan dinliyelim: “Biz Türküz. Ekmeğimizi temin vasıtası, yüksek ve bedli sanatlar arasına giren musikidir. Çoğumuz, aramızda bütün geçimi, yalnız elin- deki kemanma, davuluna, saksafo- nuna, viyolonseline bauğlı ev bark, çoluk çocuk sahibi nice arkadaşlar var ki, bugünkü vaziyetlari bizi de ıstıraba sevkediyor. Hep ayni işin yolcuları - olduğu- muz halde hâdis olan — vaziyetten onlar bizden fazla müteessir olu- yorlar. Şikâyetlerimiz mühimdir ve biraz'da memleket meselesidir. Ni- hayet İstanbulda kaç eğlence yeri ve kaç muüsiki olan mahfil ve lokal sayılabilir. Bünlardan çoğu, musiki taraflarını yabancı —memleketler- tedirler. Bittabi bu vaziyet karşı - sında büyük bir ekseriyet halinde olan bizlerden ancak birkaçımız iş bulabiliyoruz. Diğerleri açıkta kalı- yorlar. Müessese sahibleri bu halden is- | tifade ederek bizim ücretlerimiz ü- zerinde de kıskanç davranıyorlar. Çünkü ecnebi işçiler birkaç parti halinde muhtelif müesseselerin muh telif saatlerini idare ettikleri için bize iş kalmiıyor. Binaenaleyh, şi is temek vaziyetine geçiyoruz, Bu da onların az ücret vermelerini intaç ediyor. Böyle çalışanlar çoktur. Şimdi size bir sual soracağım: Acaba bu gelen ecnebi çalgıcılar- la biz boy ölçüşemez miyiz? Bu suaâle yine ben cevab vereyim müsaade ediniz. Biz onlardan fazla muvaffak olu- ruz. Bu işçiler kendi —memleketle- rinde tutunamayıp yer yer gezen ve nihayet İstanbul eğlence müessese- lerinde kendilerine melce bulan iş- çilerdir. Halbuki biz bu memleke. tin evlâdıyız ve bu vadiden gayri maişet tarafrmız olmadığı için ken- dimizi göstermek, beğendirmek va- ziyetindeyiz. Ecnebi işçiler için böyle bir Mi - zum yoktur. Bu itibarla her an için boy ölçüşebiliriz. Kaldı ki, bunların iş ücretleri de yüksektir. Fakat bir kısımı müesseseler reklâmlarma ec- nebi isimlerini koymakta kazanç görüyorlar. Halkımızm bu işe ne dereceye kadar ehemmiyet verdiği ni tecrübelerimle bilirim,. Ecnebi işçi olsun, yerli İsçi ol. sun halk için müsavidir. Tek, ellerine musiki âletleri a - lanlar bunlarla kafa şişirmesinler. Yerli oluşta şu fark vardır. Hal- kın daha samimi olmasını mucib o- luruz. , Bizden istiyebilirler, biz onlar - dan olduğumuz için isteklerini bi. liriz ve bu suretle daha çok tatmin ederiz.., Son zamanlarda İstanbul mües - seselerine fazla miktarda ecnebi işçilar gelmeğe başlayınca çalgrcı - lar bu vaziyetten dahiliye vekâ - letine şikâyete karar vermişler ve müracaat edarek vaziyeti bildirmiş- lerdir. İ Büu hususta da Türk çalgıcıların. dan biri diyor ki: İbnissuud Ruzvelte gösder!iği notada Filistinin vaziye- tini ve Arabların isleğini anlalıyor Londra, 11 (A.A.) — Seudi ÂA- rabistan selareti, İbnissuudun Fi- listinin vâziyetine ve — Arr plazın kendi memleketlerine sahip olma larma dair Reisicumhür Ruzvelte günderdiği notanm metnin! neşret miştir, Notada “Filistin “Araplarını Ya hudilere ezdirmek teşebbüsünün,, müthiş bir cinayet olduğu kayde - dilmekte ve Yahudiiçrin Iilistini her zaman orada otürmüş clan A- raplara nisbetle kısa bir 72 matn. işgal etmiş oldukları tebaruız etti. rilmektedir, Notada gadre u;ra - yan Yahudileri misafir etir .- me- silesiyle sulh içinde yaşıyan mil leti mahvetmek en haksız vasıta - larla onu kendi —memleketinden kavmağa matuf olan “siyasi siyo. nizm,, meselesi arasında bir fark olluğu söylenmekte ve insani bir hareket olan Yahudileri misafir etmek husüsunda Filistinin diğer dünya memleketlerinden ziyade vazifesini yapmış olluğu zikredil- mektedir. Notada mem..kete yük letilmiş olan Balfsur beyanname- sinin adalet prensiplerine uygun olmadığı tasrih edilmekte ve neti- ce olarak Arap milletinin davasını tetkik ve büyük bir haksızlığa maruz kalmış olan sülhperver bir milleti müdafaa etmesi için Ame- rikarım müdahalesi talep edilmek. tedir. Macaristan Mançuko Hükümetini resmen tanıyor Budapeşte, 10 (A. A.) — Hari- tiye nazırı kont Osaky, dün Man. çuko başvekili ve hariciye nazırına bir telgraf çekerek Macaristanın Mançuükoyu resmen tanıdığını bil- | dirmiştir. Mançuko başyekili ve ha- riciye nazırı bu telgrafa tevab ver- miştir. UGÜN” gazetesi bugün bütün ga- zeteleri atlatmağa muvaffak oldu. Kadmları fuhşa teşvik ve randevu evi işletmek suçlariyle mevkuf bulunan ve muhakemesi yapılmakta olan Atina için: “Randevucu Atina dün mahküm odllâl,', diye hiç kimsenin ve hattâ bizzat mahke, menin bilmediği bir haberi verdi, nur yavrum. Rasgele Bu yalandır. Adr İkdam olarak öneeden konmuş kaynmdıkl nevzada zararı dokü« x Akagündüzün İstanbulu KAĞGÜNDÜZ “İstanbulun Tandoğa- nı bay Kırdar olabilir,, adlı bir ya- zı yazıyor ve bunun bir yerinde söylüyor: BRLYARRARAR AAA AAA AAA PRRRPGBRARRORRERER Randevucu mahküm mu oldu ? haktır. “İstanbul yağlıboya — tabloya benzer. İ. çinden bakılmca bir şey görünmez. Uza- ğndan bakmalı,,. Aferin üstada. Mühimce bir derdi kara kalemle bu ka- dar nefis çırpıştırmak ancık Aka'ya dadi- Filhakika üstadımız, bu yağlıboya tah. loya hep uzaktan bakılıp el sürülmediği i- çindir ki İstanbul antikalaştı ya! “Artık boğazımıza tak dedi. Hiç kimseciklerin bizle meşgul olma - ramızda —toplanıp — görüsştük, Bu memlekette bu kadar Türk mızıka«- Gi ç:ilgıc: var. Sazların da, cüazla- rın da orkestraların da altından ç. katak — Erymetli — sanatkârlarımız mevecut, Bunların herbiri on, ön beş ve hattâ daha fazla senelerini bü işe tahsis etmişlerdir. Bunlar dürürken sir£ bir züppelik yüzün « den ecnebi işçilere yer verip bizle- ri uzakta brrakmak ne garib bir İş- tir! Maahaza hükümetimize minnet- tariz. Derdimizi arzettik, Alâkadar, lar - vilâyetten sordular, vilâyet hakkımızı görerek lehimizde yazdı. Bu süretle isteklerimizin ne kadar muhik olduğunu hükümetimiz ka « bul etti. Tedbirler alındığını — öğrendik, Yakında tatbik edileceği ümitleri- le meşbuuz. Şimdiye kadar neden hukümetı - mizin nazarı dikkatini celbetmedi « ğimizin kabahatini işsizlikle ödedik. Türkiyede musiki, müusikişinat, Sa, natkâr, ehil yok değildir ki Avru « panın veya şuranın büranm yer yer dolaşan, memleketlerinde tutuna - mamış işçilerine İstanbul ve yani Türkiye me'kel olsün. Biz her dakika iddiamızın ispatı vaziyetindeyiz. Bu işgilerle imtihan, oluruz. Maahaza sön müracaatimiz bu tarzdaki dedikodulara lüzüum bi « rakmadı. Hakkımız kabul edildi ve derhal müdahale olundu.,, Bu hareket miüesseselere de bir ders mahiyetinde olacaktır. Türk işçi düurürken, ve muvaffakıyet, kudret, sanat ilibariyle yah:mcı)lar- dan geri değil belki ileriyken yine yabancılara iş verip Türk sanatkâr. lariını bir kenara atmak doğru de- ğildi, olmadığını hükümetimiz İcma- atiyle göstermiş bulunacaktır. Türk işçisine az verip, aynj aşar- veren müesseseler, bu cömertlir « lerini Türk işçisine karşı yapsalar bugün ecnebi çalgıcılardan aldıklar rı randmanı yüz kat üslün alırlar: Çalgıerlardan bazıları bu müna , sehetle “İiş dairesinin himayesine mazhar olmaları,, ihtiyacından da bahsetmişlerdir. Biz de bu noktal nuardayız. Türk muüsiki işçileri bu itibarla toplanarak yeni bir teşekkül hazir» lamağa karar vermişlerdir. lstnnbul muhabiri 'lZengın mükâfatlı 1939 VAKIT müsabakası En çok hangi şarkıyı beğeniyorsunuz? Birinciye bir Radyo Tafsilât için yarınki Vakıt gazetesini oku- yuunz dıklarımı gördük, Bunun üzerine a- - dan aşağı ecnebi işçisine çok gara , S ü İ