25 EYLUL — 1938 İotitika Çekoslovakya Bugün niçin bir ihtilâf mevzuudur! Çekoslovakya (© cümburiyeti kurulalı) gelecek ay tam yirmi sene olacak, Fa- kat bu genç devlet, yirmi birinci sene- | sine girmek üzere bulunduğu bu si| lerde istiklâl ve mevcudiyetini tehdid ©. den bir tehlike altındadır. Çekoslovakya isminin de ancak nl | senelik bir tarihi vardır. O zamana ka- dar coğrafyada Bohemya İsmiyle bir a- | razi teşkil eden bu mmtaka Avusturya » | Macaristanın idaresi sllındaydı ve meş- hur bir siyasini: bir mürettib hatası- , dediği bu telâffuzu karışık mi harb sonunda, orta Avru. devletlere taksim edilirken kelime, um pa muhtelif bir cümburiyet haline konulan yeni dev- lete verildi. #re bugün istikbali omevzubahs mukndderat nasıl alâkadar bulunuyorsa, yirmi İngit olan Çekoslovakya millerden biri olmuştu. Çekoslovakya nedir? ihtilâf or? Memleketi teşki öden r bangileridi Bunları umumi bir şekilde gözden geçir, mek herhalde faydalı olacaktır. Bugün Çekoslovakya ila Almanya &- , yedi yüz sene kadar o emya krallığı ile Almanya bududunu teşkil ediyordu. Bohemyaya çok eskidenberi Alman a- kmları görülmüştür. Evvelâ buradaki ranlığı yaymak için Alman. fakat orada rmeye muvaffak olama - övzuu olu akalliyetler a gelmişler, mışlardır. Böhe: mağlüb etmişlerdir. Bohemyaya hristiyanlık ancak doku - zuncu asırda yerleşmiştir ve bu din bu- raya Almanyadan değil, Moravya tara. fından gelmiştir. Daha sonraları, Bohemyalıların en bü- yük krallarmdan TI inel Ottakar Almar, larm ge müsaade yalılar Almanları daima memlekete yerleşmelerine etmiştir. Fakat Almanlar en fazla on Üçüncü asırda buraya gelmeye başlamışlardır. Bununla beraber, Bohem- ; ki Slavlarla Cermenler arasmda ondan önce de sikı münasebat mevcut bu Ienmuşt . . Bohemya krallığı nihayet Avusturya imparatorluğunun idaresi altıma düşüyor ve umumi harbe kadar bu imparatorlu. ğun bir parçası olarık kalıyor. Yalnız, on dokuzuncu asrm sonlarma doğru Çok. Jer arasında büylik bir millici hareket uyanmış ve Ayusturyaya karşi isyan et. mişti, Fakat bu hareket milli bir istik. Mi elde etmeye muvaffak olamamıştı. 1914 de, umumi! harbe başlandığı za, masa, Çekler arasında millici hareket tekrar uyanmış ve bu hareketin başına Tomas G, Masarik geçmiştir. Umumi harbde Çekler Avusturya - Macsristanla beraber çarpışmaya mec - bür edilmiştir. Fakat bu, Çeklerin arzu. su bilâfmaydı ve bu yüzden, birçok Çek askerleri Avasturya ordusundan kaçmış vo itilâ? devletleri tarafına geçmiştir. Harb sırasında, memleketin istiklâli İçin hariçte çalışmayı daha muvafık bu. lan Masarik ve arkadaşları evvelâ Ame- rikada, sonra Fransada, mil bir Çek devletinin teşekkül plânlarını hazırlamış, | lar ve Çek milli hareketini Idare etmiş- lerdir, Harb sonunda, mağlib Avusturya » Mavariatan arazisi taksim olunurken iti, lâf devletleri Çek ordusunu ayrı bir kuv- vet olarak kabul etmişler ve bu orduyu Almanya vo Avusturya - Maçaris karşı harbettiğini tanımışlardır. 1918 senosi 28 teşrinievelinde de, sulh | muahedesi kararlarıyla, Çekoslovakya | cumhuriyeti teşekkül etmişti, Bu, Çe -! koslovakyalıların, : devletlerinin. doğum günü olarak kabul ettikleri mill bir ta. | rihtir, Bundan yirmi sene evvel o gün| Pragdaki milli Çekoslovak meclisi ken- disini bir hükümet olarak ilân otmişti. Çekoslovakya devleti üç muhtelif mu, ahedeyle tanınmıştır. Bunlardan biri 28 Haziran 1919 da itilâf devletleriyle müt- tefik devletler arasında imzalanan Ver- diğeri 10 Eylül 1919 da Arusturyayla imzalanan Sen Jermen mu- | abedesi, üçüncüsü de 4 haziran 1920 2 Macaristanla İmzalanan Trianon muahe- desidir, ana Bay muahedesi, Fatnalaataa simteiveki AYA bir devlet resmen mevcuttu ve bunun başmda memleketin mili fstiklâli için çalışmış olan Masarik cumhürreisi bulu” nuyordu. Tomas Masarik 1935 dolayısiyle devlet reisliğini bırakmış ve hariciye nazırı Doktor Beneş r. Masarik, dikten bir müd. te, yaşlı olması det Sonra da ölmi ». Çekoslovakyanm şimalini, garba doğ- ru, Südet dağları kaplar. Henlaynin Nazi almaktadır. iyen Alman- et Alman- partisi de İsmini buradan Faknt Almanyaya ilbakı ist lar yalnız bu mntakadaki Si larından ibaret değildir. Çekoslovakyada Almanlar şimaldeki Südet ararisinden masada, garkda Ers dağları, cenupta da (Bolhmer) boyunca hemen kı hudutlar boyunca yerleşmiş bulunuyor- lar, Fakat bu mntakalarda yalnız Alman- lar yoktur, arsiarmda birçok Çekler de bulunmaktadır. Çekle meskün bulunan Bohemya ve Mo, ravya kısımlarında da, Çeklerin arasın- da yaşıyan birçok Almanlar vardır. Almanların bulunduğu mmtakalar bazi yerlerde yüz kilometre kadar bir geniş- Hik teykil eder ve Pragdan uzaklığı 30 - 40 kilometre kadardır. Çekoslovakyadaki o akalliyetler yalniz ğildir, diğerleri onların ya- rt ele alınırsa çok küçük nla beraber, Bohemya dağları men bütün Buna mukabil, en fazla Almanlar nmda ayrı bir miktar teşkil eder. Bi topyekün iğer milyona yakındır. Sü meselesi üzeri- ne, Leh ve Macar gil ğ de kendi milletlerine iltihakı islemeye mışlardır. 1930 daki bir sayımda Çekoslovakya. nın nüfusu 14 milyon 720,526 olarak te8- bit edilmişti. Bunun İl milyonu katolik- tler de bu şekilde taksim o- bütün di skalliyetler 1,5 »r akalliyetler başi 3.231.718 Macarlar 602121 Rütenyalılar Yahudiler Lehliler Mubtelif Yabancılar Bunlar ç 9.688.943 ka nüfusun Üçte ikisidir. Sildet Çekosloyakyanın mühim mmtakasmı teşkil Burada sanayi merkezleri vardır. Bunlar bügün iktisadi buhran içinde bu- lunuyorlar, Çünkü, Almanya oradan mal almamaktadır. Fakat, burası kendisine geçlikten sonra şüphesiz Almanya o. 156,474 81.741 49.465 250031 kler yalniz bu da tiktan sonra Ç ktadır ki bütün arazisi en etmektedir. mazisi UNDAN üç yüz sene evvel dolma kalem vardı 549.543 | HABER — Akşam postu Nakil vasıtalarından şikâyet Otobüs sahipleri ve Şirketi Hayriyeye iki mektup İki okuyucudan ayrı ayrı iki mektup aldık. Şehirdeki nakil vasıtaları derdine temas eden bu yazıları aynen koyuyoruz. Adikadarların bir tedbir almak için faa- liyete geçeceğini umarız, a “Bayım, Ben boğazda oturan bir okuyucunu. zum, İşim dolayısiyle her gün sabahları İstanbula iner ve akşamları da evlme dö- nerim. Bu gidiş geliş, benim her gün iki buçuk saatimi alır. Bu, benim için bir fe- dakârlıktır. Ve bu fedakârlığı mukabil de vapurda geçirdiğim müddet zarfında rahat etmek isterim. Birçok yolenlarm da benim gibi dilşündüklerine şüphe yok. Fakat, gel gelelim, rabat etmek bir türlü kabil olamıyor. Hani neredeyse Allshın günabkâr bir kulu olduğuma ve sirf bunun kefaretini ödemek için Boğu- ziçinde gidip gelmeğe mahküm edildiği- me kanaat getireceğim. Zira yaplığın bütün şikâyetler bir netice vermekten / uzak kaldı. Sabahları İşe giderken, vaktimiz bir sü rü tavla şakırlısı, altmış altı ve diğer kiğıt oyunları esnasında atılan nars - lar, küfürler arasmda geçiyor. Bu hal, benim gibi birçok kişilerin de Asabmı bozduğundan işten tam randman alma- miyor, Akşam üstü dönerken de bu gü - rültülere bir de rakı âlemleri karışmca varın kalimizi hesab edin. Eğer şirket öteki müşterilerinin de gi nü yapmak niyetindeyse, bu gibi baller için vapurda bir yer ayırmalı, me- seli evvelce olarak kullanılan kısımları bunlara tahsis etme- lidir, * Bu hususun neşrini rica ederim.,, öm ii ".., Hemen kadınları mahsus berkes otobüslerden gikâ- arabaların son süratle gitmesinden İleri geliyor. Benim «sil şikâyotimse, şaför vo bil - zisindeki maden ocakları Almanyaya tikten sonra Çekoslovakyanın İktass- sti çok sarsılacaktır. Südet arazisinin ehemmiyelini teşkil eden bir diğer âmil vardır, o da şudur: Alman hududundaki dağlar tabli bir hu- dud teşkil etmektedir. Çekler de bu dağlarda mühim tahkimat yapmışlardır. Sandey Piktorlal'dan Tmaymız, vırlarıdır. Bir köre, biletçilere mahsus bir elbise yok, Eğer, tramvaylarda olduğu gibi oto- büslerde de bir nevi elbise giydiriise bu hal biraz düzelir. Bir biletçi, üstünde, bir şirket veya müesseseyi temsil eden elbiseyle daha resmi ve nazik olmağa kendisini mecbur ssyar ve şüphesiz ki bu hal otobüs sahiblerinin de işine gelir. Bizzat gördüğüm bazı hâdiseleri kısaca anlatiyorum. Bana hak verirsiniz sant- rom, Gece Bakırköyden dönüyoruz, araba- da birkaç yolcu var. Aksarayda durma- dık, yolculardan biri meğer burada ine- cekmiş, Lâleliye gelmeden goföre haber verdi. Vakti araba durdu ve yolcu indi, fakat bir kısmı yüzüne söylenen IAflarır hepsini duysaydı, ya şoförle gırtlak gırt- lağa gelirdi, yahut da cürmümeşhüt mah kemesine vermek işin hepimizi şahit ya- zardı. “üasi İstanbufln Beyoğlu arasında işliyen o- tobülslerde goförlere müşteri ilg dalaşmak #çin pek iş düşmez. Biletçiler buna kâfi geliyor. Hemen ne zaman, bilet al'rken bozulması icah eden bir para vermişsem, üstünü muhakkak ineceğim yerde ken - dim istedikten sonra alabilmişimdir. BL letçiler bilet arkasına bir işaret koyma. dıkları için bazan, meselâ |ira aldıklarını unutuyorlar. Bü #efer uzun boylu izahat vermek lâzimgeliyor. Tabit otobüs de bü müddet zarfında bekliyor. Şu şekli münakaşaları da rasgelmek her zaman mümkün: — Biletçi, şu bizim liranm üstünü ver de ineyim. — Sen lira mı verdin? — Sirkeciden bindiğim zaman vermiş. tim ya! — Ben iki yolcudan lira almıştım, Üs- tünli verdim. Üçüncü bir lira almadım. Tabi! müşteri kıziyor: | — Canım, yalan söylemiyorum ki, do- landırıcı da değilim. — Üyle bir şey söylemedim ama, li- ra bizim keseden gidiyor. Böyle giderme Ay başımda açık ödemekten maaş alamı. yacağız galiba, Ve homurdana homurdana İliranm Üs- tlnü sayıyor. Müşteri indikten sonra da dövam ediyor; — Bu adam geçende de böyle yapmiş- tı. Bir daha ona gösteririm. Üste bir li. TA alıp ötobüse binmek ne âlâ... m e Er e AK pe e Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. MERE İcabında günde 3 kaşe alınabilir. BUNE NMEMN,T7 ER Dolma kalemlerin Gia re döndü İZMETÇİNİZDEN sakm şikâyet etmeğe kalkış. Ya Okyanus üzerindeki Yeni Kale. donya adasında Numea llmanmda olsaydınız ne yapar- oğmaca öksürü- ğünün yeni bir tedavi tarzı dersem tabii bana inanmıyacaksımız. Fakat bu tamamiyle hakikattir, Tetkiklerimize daha yakm bir maziden başlıyalım. Dideri 1761 de (yani bundan 187 sene evvel) neg. rettiği ansiklopediyi karıştıralım. Orada “çok yazar ka- lem,, kelimesinin karşısında şu izahatı göreceksiniz: “Bi ine çok miktarda mürekkep alır bir kalem» dir. İçindeki mürekkep damla damla ucuna akar, Ve bu suretle hokkaya batırmak mecburiyeti bâml olmadan u- zın züman yazı yazar.;, Biraz daha evvele gidelim: bir Fransiz tarihçisi g6- çenlerde Lâheyde “İki Hollandalı simli 1638 de yani bundan nm Paris seyahati, İ, » üş yüz sene evvel yazı)- mış bir kitab buldu. Bu kitapta da şu satırları okuyo- ruz: “Rabat yaz: yazmak için çok güzel bir usul bulmuş olan bir adamla karşılaştık. Bu adam gümüş kalem yapıyor. İçersine hiç kurumuyan bir mürekieep doldu- Sa kalemle bokkaya batırmak mecburiyeti ol- labiliyor. rüyor. madan yu sayfa yazı ya “Bu adam keşfini tamim etse, a* olur. Çünkü ye yok gibidir. Biz bile bu kalemlerden birkaç tane mar. ladık. Bu adam bu kalemleri 10 voya 12 frank gibi çok vahalı bir fiatla satiyor.,, zamanda zengin yüzlinde bu Kalemleri simıyacak kimse dmz? Bizde bir hizmetçi tutulacağı vakit ya bir kefil a- ranır, yabut bir hüsnühsl gehadetnamesi istenir. Fakat Numeada iş tamamiyle aksinedir. Burada hizmetçiler girecekleri evin hanımından hüsnühal Kâğıdı ararlar. Gülmeyiniz. Numeada bhizmetçilerin mükemmel teşkilâtı vardır. Bu teşkilât, şehir halkından, Mzzretçi tutmak istiyen kadınlar hakkında tahkikat yapar. EV sahiblerinin titiz, müşkülpesent olmadığına kani olduk- tan sonra eline bir vesika verir. Hizmetçi ev sahibi bayanda bu vesikayı görmezse imkânı yok hizmet ka- bul etmez, Yürüme şampiyonu RANSADA Roşlor civarında bir neki i müvezzii olan Baltazar Şövalye 80 yaşında ol- duğu halde tekalid edilmiştir. Baltazar köy müvezziidir. Köylere lır, köy köy dolaşarak tevzi eder. Mıntakasının en W- zak yeri merkezden 20 kilometre uzaklıktadır. Bu mü, müvezzi burada otuz sene devam cden memurluğu zar- fmda bir defa bile trene yahut beygire binmemiş, köy- leri yürüyerek dolaşmış, mektupları dağıtmıştır. Gün- de 40 kilometre yol slan bu adam bu suretle müvezzi- liği zamanında 540.000 kilometre yol yürümüştür. Bu, on üç defa devriâlem dömektir. O, bu uzun yolculuğu ayda 60 frank gibi cüz'i bir para için yapmıştır. sit mektupları a- | a boğmaca öksürüklerinde, oturu lan gehri değiştirmenin çok iyi neticeler verdi ği malümdu. Daha sonraları bir Fransız doktoru boğ macaya lutulmuş çocukları balona bindirip yukariya ç karmeyı düşünmüştü. Birkaç sene evvel bu husust tayyare kullanıldı. Tayyareye bindirilen çocukların ha: talığı et kısa zamanda geçmişti. Alman doktorları bu usulü son günlerde sik sık ku lanmağa başlamışlardır. Doktorlar bu işe bir tayya! tahsis etmesi için Hitlere başvurmuştu. O da doktorli rın daima emrine müheyya bulunmak üzere birkaç taj yare tahsis etmiş Bu suretle tayyare bir kullanılmış oluyor. Gübre yerine ilâç ABİİ, vaka Amerikada oluyor: Sebze ekili bir tarlaya gübre yerine muktol hastalıkların tedavisinde kullanılan ilâçları koymuşiş bu suretle ilâçlarm hassalarının sebzelere geçip gt mediğini tecrübe etmek istemişler. Gazetelerin yazdıklarını göre bu tecrübeden gay iyi netice alınmış, hil turplar ve müleyyin patat« ler yetiştirilmiştir. Bu usul taammüm ederse faydalı olur dersiniz? Bana sorarsanız hayır. Yediğim (müshil sebze) nin tarlasma komşu bah vanın kızarak Hindyağı yerine istriknin dökmediğind nasl emin olayım? tedavi vasıtası olarak «