28 AĞUSTOS — 1088 | &czacılar pazarlığa | | son vermiye | çalışıyorlar il4tün Türkiye için bir tek ecza- | "âneler müfettişi kâfi midir? Filistinde oyna nan acıklı dram iezacılar nelerden i Me vacıların ve kavafların tek fi- | Mi işin toplandıklarından bah- “o, ““X Şimdi, İstanbul eczacıları da ag den itibaren pazarlığa nihayet Et hazırlanmaktadırlar, Eczacılar İ Na ay i rekabet hem kendilerini za- Ni ağ gimakta idi, hem de pazarlık ne- Mn Wcuza yapılan ilâçların hasta- yoyy Pahalıya maloldukları rivayet ui, kiraz incelemelere nazaran €c- lüky ilâçlardan kendilerine ve- m ZÜ€ 20, serom, aşı gibi ve kinin, « > “İva gibi Kızılayın inhisarın “stabzarlardan verilen yüzde $ i | ml almağa ve bundan fedakâr - y i vek süretiyle fiyat kırmamağa ka- çek Üzeredirler. “Vermek üze. İk, “diyoruz, Zira eczacılar arasın- k re hâlâ, “tek fiyat,, tesbiti çi- ip > pek yanaşmak niyetinde değil K, miş ecracılardan biri bize de. | / | | N İl Kaç anbulda 140 eczahane var. İna- & anlardan 100 ü mutlaka aç ka- 4, “9k kırkı kazanır. Bu, fiyatların 9 #İmaYışından bir kısım eczacıların İ çe Mahmutpaşa tezgâhtarlığı- v k İŞ olmalarından ileri gelmek- “ba, iğönan Drogistler, yani ecza de- eczahanelerimiz onların i ği tevk'f edilen acar genci ik Sasus mu? İli” Arpad Varosvari is am | minde 34, yaşların - ci, sahte “pasaport kullanmak cürml i- Fakat, ancak bun - dan sonra farkına varılıyor ki, Arpad iki sene evvel İngil- tereden çıkarılmış - tı. İngiliz harici . ye nezaretinin emri ile çıkarılan, Arpad | Votosvari bu sene © ay aportla İngiltereye girmiye mu- | ty eş ve gene drada nisandan a" iş pür beş ay rahatça yaşadıktan : car ge Eni. ncinin iki sene evvel İngilte. a a mesine sebeb Hariciye neza- t. lpg dan şüpheli görülmüş olması- Senesinde, Lorxiranın yüksek İ e Yâşıyan fakat ne asalet, ne İ İN Ünvanını haiz bulunmıyan bu iş ep İSE vekdleti adamlarının dik. > iş ve hakkımda tahkikata İ Ky “AE neticesinde Arpad Vorosvari | ek hiçbir delil bulunamamak- | z hakkındaki şüphe de zail ol | i riciye nezaretinin kararı ile e dişarı çıkarılmıştır. iy i sene geçtikten sonra Macâr eler Korosvari ismi ile çıkart. ken Lo drada yaşamaktaki bu *si hakkındaki şüpheyi daha Ti, iştir. Buğün casusluk şüp” ka İkat bir taraftan devam e. ST taraftan Macar gerci, sahte kullanmak cürmü ile mahkeme- VE © 2v hapse mahküm edil V > : “rosvari yaktile Macar ordu. Subay olarak çalışmış, sonra ordu: K SİVİL hayata atılmıştır. Ar izden farksız ingilizce ko. Ve bilhassa giyinişi, yaşayışı tam bir Tri sarnedilmekter k Yok Londradaki yük Ki Mensup kadınlarla da ahbab. EŞEN tönbiç edilmiştir. şikâyet ediyorlar? perakende satış işportaları halini almış- tır. — Neden? İlâç yaptırılmıyor mu? — En işlek eczahane günde üç re- çete yayavar, ya yapmaz. Satışm yüzde doksan dokuzunu müstahzarlar teşkil ediyor. Bunların da çoğu Avrupı müstahzarlarıdır. Bu gidişle bir kaç yıl sonra yüksek eczacı mektebine filân lü- zum kalmıyacak. Eczahanelerde fiyat birliği etrafında yaptığımız incelemede devam edince ecza depolarından cezacıların ne umu- mi bir tarzda şikâyetçi oldukları bir kat daha tebarliz etti. Meğer bu depo- lar eczacılığımızı aşağı yukarı İclce uğ- ratmışlar, Türk eczacı, Avrupadaki her hangi bir fabrikadan doğrudan doğruya mal getirtememektedir. Bu fabrikaların hemen her biri İstanbulda bir mümessii tedarik etmiş bulunmaktadır. Bu mü - messiller getirdikleri ilâçları depolara satmakta ve eczacılar ancak bu depolar. la alışveriş edebilmektedir. Depoların perakende satiş yapmamaları lâzımgel lirken bunların bu husustaki kayıtları dinlememeğe başladıkları ve pera- kende ilâç ta sattıkları söylenmektedir. Eczacılar bühassa şu iki şeyden şi- kâyet etmektedirler; 1 — Piyasada hangi ilâca ihtiyaç o©- Yursa depolar derhal o ilâcı saklamakta ve fiyatın: yikseltmektedirler. Hattâ bazan eczacılarla dtepocular arasında şöyle muhavereler de geçmektedir; “— Falan ilâçtan var mı? İki tüb kaldı. mM Ta alar, falan, Falan ilâçlardan da yüz liralık mal kaldırır san.. Tahkikatımız şu neticeyi de verdi: Meğer Sıkhat Vekâletinin bütün Tür. kiyedeki eczahaneler için tek “eczaha- neler müfettişi, varmış. Bu zat geceli gündüzlü çalışsa bütün memleket ecza- hanelerini cn yılda bir kere teftiş ede- mez. Kanunda sıhhat direktörlerinin de bu vazifeyi yapabilecekleri kaydedilmek te isede sıhhat direktörleri bu işi yap- mağa vakit bulamamaktadırlar. Bunu hâlâ İstanbulun bir çok yerlerinde diş fırçalarının işportalarda satılmakta ol. masından aniyoruz. Malümdur ki HABER bir bucuk yıldanberi sıhhi tarzda takim edilmemiş diş fırçalarının satıştan men'i için hali mücadelededir. Bundan anliyoruz ki süibat direktörü pek meşguldür. Nereden vakit bulup eczahaneleri teftiş edecek? Hemde İ İngiltere ba hareköti İngiliz kuvvetlerinin muvaffakı- yetsizliğine sebep süvarilerinin olmayışı imiş Kahireden fransızca Lö Ton gazetesi- ne yazılıyor: “Son günler zarfında, Fllistindeki ted- hişçi çeteleri tenkil ile uğraşan İngiliz kuvvetleri çok ağır zayiat verdi. 1986 nisanındanberi İngilizler Filistinde bu kadar müşkül bir vaziyetle karşılaşma, muştılar; son günlerdeki bareket sırala- rında İngilizler subay ve er olarak bir hayli ölü ve yaralı verdiler. İki İngiliz ! tayyaresine ateş edildi ve isabötler va- ki oldu, Filistinin şirmni taraflarında em- niyet ve asayiş namma bir şeyler kal - madı, Bu vaziyet mandater devlet olmak sfatiyle milletler cemiyetine karşi bu havalinin öraniyet ve asayişinden mes- ul olan İngiltere hükümetini İekette simdiye kadar takip ettiği usu . Tün ümit edilen neticeleri vermediğini a- çıkça gösterir. İngiltere hükümeti iki senedenberi bu küçük memleketi teşkil eden muhtelif milletler arasında bir muvazene ve uzlaş ma siyaseti takib ederek Filistinde ecne- bi parasiyle takrik edilen bu isyan hare- ketinin önüne geçebilec: sanmıştı. iyenleri, bil- bassa Kudüs müftüsünü bitara? bir va- siyele sokmak imkânlarmı arayıp bul - madı. Bu müftü yüksek Arab komitesi “Azelariyle beraber bulunduğu me BAKA AMI0R GEZ ANAL ine yle ve tamam bir serb içersinde İs- tediği gibi tahrik faali; ti. Lübnan ve Suriyede bulunan Fransiz polis ve jandarmasiyle askeri kuvvetle rine hudud mintakalarında daha dikkat- Vi bulunmaları hakkında ancak son gür. lerde emir verildi. Bu emrin derhal tesi, ri görüldü. Ve buralarda bulunan tahri. kât merkezleri veni unsurların iltihaki- le kuvvetlerini arttırmak o İrokânmdan « mahrum kaldılar, Bu tedbir son günlerde tedhi; - çi çetelerin birkaç ay evvel ol sıksık. Sıhhat piyasamızdaki bu mühim “es- naflık,, üzerine Sıhhat ve İçtimai Mua- venet Vekâletinin dikkat nazarını çek. mek, isteriz, 2 VE Yy « ne devam et-| duğu gibi birkaç yüz | kişiden mü- rekkep: bölükler halinde (çalışacak yerde, 20 - 30 kişilik kuvvetlerle kendi- lerini takip eden İngilizlerle çete harbi yapmağa başlamış olmalarmın sebebini izah eder, Gene bu tedbir yüzünden Be. rutta ve Şumda bulunan teşkilâtın ssl, iere yardım edebilmesine İmkân kalma- dı, Bu sebeble asiler pars ve mühimmat bulmak için sık sik bankalara, polis ka- rakollarına, Arab ve müslüman fellâh köylerine baskınlar yapmağa ve yağma. cılığa başladılar. Bu hareketler Filistin mültecilerinin gözünde Kudüs müftüsünün nüfuz ve te- sirinin kıymetini düşürdü. Mütcaddid A. rab siyasilerinin iltica ettikleri Kahire ve Bağdadda olduğu gibi nefsi Fülstinde da hi Emir - Bi - Hüseyninin en hararetli taraftarları bile kendisinden soğudular. Bünlar eski müftünün arkasından git . mekle bu adamm siyasi ihtiraslarına hiz- met etmekten bagka bir şey yapmış ol- muıyacaklarını ve kendi davalarını ken » di elleriyle harab edeceklerini anladı - lar. Şimdi sabık müftünün bir seneden- beri idare ettiği yağma vo tahrib ese rini durdurmak için İngiltereyic anlaş, mak lâzımgeldiği düşünülüyor. Ingiliz müstemlekât nazirınin üni s6- yakati, Fiülstinde olduğu kadar Londra- da da geçen sene Pel komisyonu (aras free #i Myriam TAŞ TE — bik kabiliyeti hakkında hayli şüphe w yandırdı, Bu hususta ortada dönen de- dikodular, neşr haberler, hakikat halde, hiçbir e esasa dayanmıyor, Filistin meselesi olduğu gibi üç tarafı bir mesele olarak duruyor; bu mesele bir Arab meselesi, bir Musevi meselesi, bir İngiliz imparatorluğu meselesidir. Filistin meselesi çok müşkül saatler geçirdi. Fakat Filistin Hindistann doğ ru giden havn, kara ve deniz: yolunun hayat merkezidir. Ne olursa olsun İn:- giltere imparatorluğu İçin çok esaslı ta- biyo menfaatleri bulunan bu topraklart terkedemez, buraların mukadderatiyle a- lâkadar olmaması da imkânsızdır. Bir taraftan Arablara kendilerine tah- sis edilmiş topraklar üzerinde hakiki bir devlet istiklâline sahib olmak imkânmı veren, diğer taraftan da Yuhudilere sa- bil boyünen yerleşmek ve bir memleket tesis edebilmek vandini ihtiva eden tak- len er p sim plânı harbin devamı müddetince İr. gilizler tarafından girişilmiş taahhüdle » rin ve İngiltere imparatorluğu menfaat- lerini gayet İyi bir şekilde telif ediyor- du. Fransa, Fransiz - Lübnan mushedesi- nin gösterdiği gibi Lübnan balkı arasım- da sıkı va sağlam dostluklar tesis ede, rek Akdenizde ve Hind hava yolu üze- rinde çok esaslı askeri bir istinat nok- tası kurarken İngiltere ancak, o Hayfa- nın yanıbaşında, Arablarn (galeyanma kurşı kendisine tabii bir müttefik ola - cak olan bir yahudi devleti kurmak su- retiyle böyle bir tabiye noktası elde e- debilirdi. Bu bal çaresi ancak arazinin taksimiyle kabili tatbiktir. Bunun için . dâir ki Lord Pel'in raporunun neşrinden beri Londra hükümeti bu plânm tatbi- katındaki müşkülâta, Arablarm, Yahu - dilerin ve milletler cemiyetinin itirazla- rına rağmen bunu tatbik etmeğe karar vermiş olduğunu ilân etmiştir. Kargaşalıkların devamı şayanı tees- süf olmakla beraber, bir senedenberi Londra knbinesi tarafından verilmiş olan kararı değiştireceğe benzemiyor, İngil - terenin, herhalde bu kargaşalıkları bas, tıracağı muhakkaktır, Bir defa bu karga- şalıklar çok kanlı ve feci olmasına rağ- men çok malhdud bir saha İçersindedir. Muntazam bir usul ile yapılacak, tenkil narekâcr Tasiiyetleri Filistin şimaline inbisar eden bu çeteleri ortadan"kolay- ea kaldırabilir, Şimdiye kadar oFilistine gönderilen motörlü kuvvetlerle, hava kuvvetleri hayli mühim miktardadır. Fa- kat bü kuvvetler yapmak istedikleri içe uygun surette teçhiz edilmemiştir. Dağ- larda ve mağaralarda barınan çeteler o- tomobiller ve tayyarelerle texib oluna, mâz. Görünüşe nazaran İngiliz kuvvetle. rinin muvaffakıyetsizliğine sebeb sü — varilerinin olmayışıdır. Frânsizlar 1026 da binicilikleriyle meşhür ölan Dürzüle. rin İsyanını anesk sövari alaylarının yardımiyle bastırmıslardı. Filistinde İn- gilizlerin buzün kullandıkları sistemi ve vasıtaları döğiştiremdikçe kat'i netice almaları imkânsızdır. Ve İngilizlerin iki buçuk senedenberi Filistinde 'oynanan feci ve acikir dramr bir an evvel orta- dan kaldırarak buralarda asayişi temin etmeleri kendi menfaatleri bakımından çok ehemmiyetli bir şeydir... Otomobili istiyen vall TLAS Okyanusundaki Antil adalar: arasında İn giltereye alt Bermud adaları da vardır. Bu ada- larm idaresi yarı müstakildir. mahalli bir parlimento balunur, Valiyi İngiltere tayin oder. Halen vali olan zat eski bir generaldir. General parlâ. mentoya müracaat etmiş ve: — Adadaki askeri garnizonları teftiş etmek istiyo- rum. Bunun için bir otomobile ihtiyacım var. Bana bir otomobil alınız, demiştir. Parlâmanto, bu isteğe, çok nazik fakat çok kat'i bir lisanla cevap vermiştir: “— Otomobil tehlikeli bir nakil vasıtasıdır. Bundan başka adamızım mahalli manzatasını da bozar. Onun İçin biz adalarımıza otomobil idhalini meneden bir kanun çi- karmıştık. İsterseniz size bir bisiklet alalım; yahut ada, mıza çok yakışan beygir arabalarından bir tanesini tah- sis edelim, yahut da iki yerli tarafından çekilen bir sed- ye ile seyahat imkânlarımızı temin edelim!., Veli bu cevap karşısında İngiltereye şikâyet etmiş, «marine bir otomobil tabsis edilmezse İstifa edeceğini Dildirmiştir, Nisten Korsikaya kadar yüzerek geçecekler NÜMÜZDEKİ Cumartesi günü saat on beşte Niste bilyük bir spor hareketi yapılacaktır. Meş. bur yüzücü Friç Valdemsr Verner Nisten Korsikaya kadar yüzmek Üzere Nis rıhıtımından denize girecektir. Verner Nisle Korsika adasmm Sensüri şehri arasında 200 kilometrelik mesafeyi 75 santte yüzeceğini tahmin etmektedir: Bu yüzüş osnasında meşhur lâvanta fabri- katörü Ronal Kotinin yatı kendisine refakat edecektir. Yatta, yolda rasgellneeok köpekbalıkları öldürmek ü- zere tazyikli havayla atılan tüfenkler vardır. Bu büyük yüzüş için Verner aylardanberi Anj ko- yunda antrenman yapıyordu. Nisten Antib limanına ka- dar gitmek ve dönmek bu yüzücü için çok kolay bir iş olmuştu. Bu iş Vermer'in giriştiği ilk macera değildir. 1938 da on altı saat yüzerek Danzig koyunu geçmişti. 1937, mayısında Dünkerkten Kaleye, ayni senenin ağustosun, da ân Dünkerkten Sutforelanda yüzmüştü. Sırta yapılan resimler... U sene Fransanm Akdeniz kıyılarındaki plâjlarda. kadınlar arasında yeni bir moda salgın haline gelmiştir. Bu, güneş vasıtasiyle sirta resim yaptırmak modasıdır. Banyodan sonra sırtlarını güneşe maruz bırakan ka. dmlar, sırtları Üzerine, istedikleri şekilde resim yapıl- miş bir mayo giyiyorlar, Bu mayonün üzerindeki resim oyulmuştur. Güneş yaln oyuk yerlerden geçerek cildi yakıyor. Yanan cild, bembeyaz vücud Üzerinde teres- süm ediyor. Işık saçan el çantaları AKINDA açılacak Lâypaig panayırında kadınları çok şaşırtacak ve sevindirecek el çantaları teş- hir edilecektir. Bu çantaların içersine işik veren elek- trik tertibatı yerleştirilmiştir. Kadınlar ışıksız yerlerde" meselâ tiyatro ve sinemada temsil arasında, yahut gece otomobilde giderken çantalarını acıp tuvaletlerini taze. liyebileceklerdir.