Hakiki bir hikâye Moskovada, Çaşnikov isminde genç bir kompozitör vardı. Çaşnikov, halkın çek sevdiği ve çok beğendiği neş'eli bir takım şarkılar bestelemekle şöhret ka. k sanmıştı. Fakat, bir san'atkâr olmak İ itibariyle bu gibi besteler onu tatmin etmiyordu. O, ya bir opera, ve yahut » hiç olmazsa - bir senfoni bestelemek arzusunda idi, Kompozitör, fırsat buldukça arkadaş- larına: — Bana üç, hattâ iki odalı müstakil bir daire veriniz; 6 zaman size öyle bir eser veririm ki, Bethovenin bile base. dinden, mezarında saçları dimdik olur.. Fakat bugünkü şeraitte, mutfak işi de dahil olduğu halde, bütün işlerin gö - rüldüğü şu bir tek odada esaslı bir eser meydana getirmeme imkân yoktur. Maamafih bütün bunlara rağmen bi- zim bestekâr büyük bir eser vücuda ge- tirmeğe karar verdi. Niyeti “Çocuğun doğuşu, adl: bir senfoni bestelemekti. Genç bestekfra bu mevzuu ilham e. den genç ve güzel karısı Lidya oldu.. Lidya gebeydi; nerede ise bir çocuk dünyaya getirecekti, Bestekâr çalışmağa koyuldu. Hüm- mal; bir faaliyetle, hiç durmadan çalışı yordu. Tam karısının doğum sancıları tuttuğu gece, eserinin ana hatlarını bitir miş bulunuyordu. Bestekâr, karısını bir taksiye bindire. rek doğum evine götürdü. Kendisi, fev- kalâde müteheyyiç bir halde, yaya ola trak evine döndü. Yolda, muzik mürek- kidlerinden eski bir arkadaşına rastladı. Çaşnikovun bu münekkid arkadaşı, fevkalâde zeki, fevkalâde kabiliyetli idi. Bestekâr, zevkine çok itimat ettiği bu arkadaşını, yeni eserini dinletmek üze re kendi evine davet etti. “we Çaşnikov, ince ve urun parmaklariyle piyanonun tuşlarına son bir dokunduk tan sonra, “Çocuğun doğuşu,, senfoni - sinin arkadaşı Üzerine yaptığı tesiri an- lamak üzere şiddetle başını çevirdi, Doğrusunu söylemek lâzım gelirse Çaşnikov, arkadaşından gürültülü bir alkış bekliyordu. Pakat arkadaşının du. daklarında ekşi bir tebessüm farkettiği #zmân epeyet canı sıkıldı. Titrek bir sesle sordu: — Nasıl?. Bethoven hasedinden me - zarından frrlayacak rn? Münekkid, sakin fakat kat'i bir ses - de: — Hayır, dedi. Benim kânastimce ih- tiyar Betheven parmağını bile Oynatmı. yacaktır. — Sen eserimi beğenmedin mi ?. Münekkid, biraz düşünerek; — Biliyor musun, dedi, senin senfo- nin, çok gayri müsavi bir şekilde yazı!- Mış. Senfoninin birinci kısmını teşkil eden, çocuğu bekleyiş, ümit ve heyecan kısmı barikulâde güzel.. Fakat senfoni- min bu krsam olan hâyatm başlangıcı, beni katiyyen tatmin etmedi, Senfoni - gin, bu kos kupkuru, hayattan, hare- ketten mahram. Adeta can sikici. Ka Aaatimce, eserine canlılık, renk vere- bilmek için daha çök çalışman lâzım. Yazan: Leonid Lenç Bu muvaflakıyetsizliğinden fevkalâde canı sıkılan Çaşnikov, mut. fakta gürültü ile soğan ve köfte kızar. tarak çalışmasına mâni olan komşuları- na içinden küfretmeğe başladı. Münekkid çıkıp gittikten sonra, bes- tekâr, daha uzun müddet, düşünceli ve kederli bir halde piyanonun başına o. turdu. Fakat sonra, müstakbel oğlunu düşünmeğe başlayınca biraz buldu, Ertesi sabah, fevkalâde titriyen bir elle telefonu açtı ve doğum evini buldu. Nöbetçi hemşirenin sesini duyduğu za2- man, heyecanı büsbütün arttı: — Çâşnikova?. Lidya Andreyevna mı? Merak edilecek biç bir şey yok... Tebrik ederim: Karınız iki kız doğur du, Bestekâr sapsar; kesilerek; — Ne?. diye sordu. — iki kız. — Nasrl?.. İşitmiyorum, — Kulağınızı açınız ; dikkatli dinleyi- niz! Heceleye heceleye söyliyeceğim: Karı.. nız. i.. kiz.. do.. Şurdu, İki kız, anladınız mı? Çocukların ikisi de sıhbat tedir. Karınızın da sıhhati iyidir. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, havadisi duyar duymaz bestekâr bira? ürktü, Çünkü hesapta “İkiz, yoktu. Tertibat tek bir çocuk için alınmıştı. Çaşnikov kollarını sıvadı. Bu fevka- lâde vaziyetin icap ettirdiği hazırlıklara girişti, Her şeyden önce bir sütmine bulmak lâzımdr. Halbuki aksi gibi ortalıkta bir “süt. nine bubranı,, vardı, Güçbelâ, gururla kz oğlan kız olduğunu söyliyen ince, u- zun burunlu bir koca karı buldu. Süt- nine, kansızkıktan müşteki olduğu için her gün bir şişe bira içmek itiyadında imiğ. Şayöt kendisine her gün ' Biri vermeği taahirit ederlerse, sütnine “işe başlayacağını vaad etti. Sütninesiz kalacağından korkan Çaş. nikov bu şarta da razı oldu. Nihayet karısmın doğumevinden çı- kış günü geldi. Çaşnikov karisı için çi. çek satın aldı. Ağzı bira fıçısı gibi ko kan sütnine de odayı topladı. Karşılıklı karulan iki beşik, müstakbel sakinlerini beklemeğe başladı. ... Aradan iki gün geçince har şey tabii seyrini takibe başladı. İkizler, bir ağız- dan, “Uva, uva!,, diye haykırıyorlar, anneleri kâh bir beşiğe, kâh diğer bir beşiğe sıra ile eğiliyordu. Sütnine fırsat buldukça birâsını çekiştiriyor, Çaşniköv ise ikizlerin düetolarını dinledikçe, me$'ud mes'ud gülümsiyor, fakat ayni zamanda, kızgın tavadaki soğan cızırtı. senın, Sdayı dolduran bu kudretli, bu canlı sesler yanında solda sıfır kaldığı" nı: da düşünüyordu. Bütün bunlara rağmen Çaşnikor "ço. cuğun doğuşu,, senfonisini yeni Baştan bestelemeğe, düzeltmeğe gayret ediyor. du. Fakat bu defa, ancak ikizler uyudu- Zu zaman, parça parça ve kaçamak ola. ötürü sükünet “iptidailiğe avdet, Tilminde, baba Türnet matah yarmakta kendisine yardım etmemi istedi, Daha başlan - Biçtn fikrimi beyan ettim: — Baba, bak sana söyliyeyim: Bu Mimde açlıktan ve »straptan kıvranan Hindili karmiyle et âlye bağıran bebek olmmyacak!, Böylere Yhzmala başladık: Gemisi karaya uğrayan gönç bir İngiliz #esıt bir adaya düşüyor. Ya. nında gürel bir de kız vat.. Bu kadın başaktrisimiz mis Vilyam& olacaktı .. Harikalâğe vals oynayan, muhtelif mevtimlerde hangi levantay: sürünece. gihi ve tam zamanında hengi çatalla yemek yeyeceğini bilen bu İngiliz. | yanındaki dilber kızı korumak için bir kulübe kurmasını, açlığa çare bulmak Üzere cirafa saldırmasını bilmiyordu. “İptidailiğe avdet, işine gelince, bu hususta biç bir fikri yoktu. Bu genç Londrahı için fotoğraf adatesinin önüne geçip rolünü yapmak gâyet kolay bir iş oldu. Çünkü ne oynğidığının esasen farkında değildi ve bugüne kadarda . HABER —— Akgam postası 25 AGUSTOS — 1932 Dün bulaşıkcıydı, bugün 9 otel sahibi! Otelciliğinr sırrını biliyor ! Kurnaz adam, müşterilerinin doğum yıldönümlerini birer hediy& tebrik elmeği Lokantalarda bulaşıkçıkkla işe başlı, yan bir sdam bugün Amorikanm en bü- yük dokuz otelinin sahibiğir ve otelcilik- te on iyi adımları atmakla meşhurdur. Mister Ralf Hitz bugün 35 - 40 yap- larındadır. Bundan on beş sene evvel Nevyorktaki bir Jokantada bulaşıkçı o- larak çalışıyor, fakat, açık göz bir genç- tir. Tabakları, sabanlar! yıkarken bir gö- züyle lokanlanm diğer taraflarmı takip ediyor, Az zaman sonra ahçıbaşı oluyor ve sonra lokantanın idaresini eline alı- yer. Biriktirdiği paralarla kendi başıma bir lokanta açan Ralf Hitz işi büyütüyor, o- tel açıyor. Fakat, otellerinde müşterilerine hiz- met için öyle yeni usuller buluyor ki, herkes onun otelinden memnun oluyor. İlk oteli, ikinciyi, üçüncü otel takip edi- yor. Amerikanm büyük şehirlerinde açılan bu Ralf Hitz otelleri hakikaten otelcilik sahasında büyük bir (o inkilâb yapıyor. Müşterileri memnun eğecek usullerden biri otöllerde çocuklar için oyuncak bu- Tundurulmasıdır. Ralf Hits otellerinden birine inen bir aile, çocuklarımı hiç dü- günmek lüzumunu görmez. Otelin ayrı bir odasmda çocuklar için türlü oyun . caklar, oyun âletleri vardır. Halbuki, A- merikanın hiçbir oteli çocukları düşün - memiştir. Bunun için, bilhassa çok ço - cuklu aileler Nevyorka, Vaşingiona, Los Anjelese gittikleri zaman hiç düşün medet Ralf Hitz otelini tereik ederler. Eski bulaşıkçınm otellerindeki husu - #iyetlerden biri de her iş için bir gerson bulunmasıdır. Meselâ, müşterinin palto- sunu, pardösüsüni, baston ve şapkasını Alıp, vesüyere asan garsap, , başkadır; kendisine kahvesin! getiren garsör Dâğ- kadır. Müşteri cebinden cigara paketini çıkardığı zaman derhal başka bir garson sıçrar gelir, çıkardığı kibritle adamım ci. garasını yakar. Belki, her işin ayrı bir garson tarafm- dan görülmesi, müşteriler için biraz şa- şırtıcı bir meseledir. Meselâ kahve isti yeceksiniz, hangi garsonu çağırmak İâ- h.ç ihınal etm Ralf Hilz Amerikamn en büyük milyonerlerinden biridir. diğer bir garson hemen koşup yanmıza gelmiş, ne isteğiğinizi sormuştur. Onun ve onü ifaya memur arkadaşma haber vermektir. Ralf Hitz'in 9 otelinde 2000 müstah- dem vardır. Bu suretle bir otelde 200 - 250 kişi düşmektedir. Bu otellerdeki me, murlarra bir başka çeşidi daha vardır ki bunların vazifesi müşterilerin dilerini düzeltmektir! Belki bazıları bundan ken dilerini tahkir manas çıkarırlar, Fakat dil düzeltme vazifesiyle mükellef olin memur bu işi o kadar nszik bir tavırla yapar ki kendisine kızmak kabil değil- dir, bilâkis teşekkür edersiniz. Meselâ, “domates” kelimesinin muka- bili olan “toraetos,, kelimesini bir ya - Bandı, tagiliz şivesiyle, “tomâytoz,, diye telâffuz öderse bhömen dil düzeltmeye memur zat yanlışı işaret edor, bunun, A- merikan şivesiyle 'lometoz, şeklinde söylenilmesi lâzımgeldiğini hatırlatır. Bu, müşterinin lehinedir. Çünkü keli. meleri Amerikan şivesiyle söylemezse lokantada yemek yerken garsona maksa dmr anlatamaz ve istediği yemekleri ge- zım? Fakat siz bunu düşününceye kada? (tirtemez. Bunun gibi, daha birçok keli , rak çalışabiliyordu, Bu arada yeni bir mesele baş göster- di. Çaşnikovun sütninesinin bira içmek. ten maada daha başka meziyetleri de var mış, meğer kadıncağız evvelce oturdu” gu evin duvar gazetesine şiir falan da yazarmış.. Bu vaziyet, öaun sık sık ev- den ayrılmasın: icap ettiriyordu: Yaz. dığı şiirleri duvar garetesi redaktiyonu- na götürüyor, oradan yeni talimatla ge. Hyordu. Sütninenin bu gidip gelişleri, öhun duvar gazetesi redaktörünün evine kapulanmasiyle neticelendi. Çaşnikov yeniden sütnine aramak mecburiyetinde kaldı. Fakat bu gürültü arasında &enfonisini bitirmek fırsatını da buldu, Tekrar, zevkine itimat ettiği münekkid arkadaşmı evine getirdi ve Ona senlonisinin bu tadil edilmiş şekli- farkında olmadığına kaniim. Nihayet kardeş sıfatiyle (o sahneye ben adım atıyorum. Bana düşen va- zife şuraya buraya köşmük, gündelik ihtiyaçları temin etmekti. Ömrünün ya ns açık havada geçirmiş benim gibi kaşarlarnmış bir #eğırtmaç için kulübe kurmak, av avlamak, balık tutmak iş. ten bile değildi. Beki Polyscope kum- panyasından miralay Selig bu filmin çok beğenilmiş olduğunu sonradan ba. na anlatmıştı. Bugün Holivudda yaşamakta olan arkadaşlarım Charles Clary ile Bil Möng da bu filmde çok parlak ve mu. vaffakıyetli roller oynamışn. Bunları diğer bir çok filmlerde sey- rettim. Fakat anlatmakta olduğum film deki rolleri ayarında parlak bir oyun - larma heniz tesadüf edemedim. “İpti. ötiliğe avdet,, işinde uzun müddet hay- Hi uğraştık ve film bitmeden bir hafta evvel de koca Oto, aslanlar, kaplanlar, leoparlar ve illerden müteşekkil bay. vanlariyle geldi. ni dinletti. Çaşnikov, eserinin muvaffa- kiyetsizliğine emin, piyanosunun Üzeri. ne eğilmiş bir halde oturuyor, münekki. İdin yüzünü görmemek için başın: bile arkaya çevirmeğe korküyordu. Birdenbire arkadaşının elini omuzun. da hissetti ve sesini duydu: — Aziz dostum, sen harikulâde bir eser vücuda getirdin! İşte şimdi seri - foninde hayat sesleri duyuluyor. Çocu- Eun haykırışları, annenin ninnileri tâ kulüğma kadar geliyor. Seni candan tebrik ederim . Münekkid, Çaşnikovu kucakladı ve hararetle elini sıktı. Bu sevinçleri ü gerine bir şişe şarap içmek İstediler, Pa. kat bu sırada İkizler ağlamağa başladı. Çaşnikov, çocuklarım altm: değiştir . mekle meşgul olan karışma yardım et Nihayet “Jongllarda kaybolanı, fil. minin başlanması günü yaklaştı. O va- kitler bayvanlarm kaçmamasını temin igin sahneyi, fotoğraf makinesinin göz teremiyeceği gayet ince tellerle muha. faza altına almak, ayni zamanda bu tertibatı seyircilere göstermemek gibi sinema hilelerini hiç birimiz bilmiyor . duk. Ö günlerde hayvanları sadece salıve- rir ve aktörlerin talihlerine güvenme. lerini isterdik. “Jongllarda kaybolan,, hiç şüphesiz Mis Vüyamstı. Ve biz de onun imdadı. na yetişecektik. Bu Jongi şimdi hatır lağığıma göre Burnahda Rangon ile Mandalay arasında bir yerlerde idi. Şuracıkta, #detim olduğu veçhile, sa. det harici bir kaç söz söyliyeyim: Tam b esnada Kipling namında bir adam “aMndalây yolu üstünde,, namiyle yaz dığı bir eseri okuyordum. Muharrir şöyle tarif ediyor: “Uçan balıkların oynaştığı Mendeley yolu üstünde .,, Buer mubarebeleriniden dö ez meler vardır ki siz onls”! söyişrseniz Amerikahların imki tur, İşte, Zal Hitg otellerini” e rin diliri düzelterek er şehirlerinde yerlilere Bİ latmalarna yardım giti Vİ de bulunulmaktadır. i Eski bulaşıkçınm ei ği yeniliklerden biri dahs Otele gelen müşterinin dol ve senesi ayrıca not eği gün, müşterinin otelde bU ere det zarfında geliyorsa otel yedi disine güzel bir yaş gÜsÜ ”. ,6 rir. Fakat, hediye sinceğı? “ kadar otelde oturmaya $$. tur. Çünkü, siz beşks 4 eğer adresinizi bıraktın e vi nünüzde otel tarafından “© Ç# ve nispeten daba ucuz, f8k3* yine değerli bir hediye y e kamaşma İN kımı, ihtiyarlara ieürk mani” gf lere yatak veya sofra ak ği ya fotoğraf makinesi, oteli” hediyeler arasnda sayris! Wi, İsterseniz otele yanımız da almadan gidebilirsiniz. 559 para mukabilinde, pijam$. maşırı gibi şeyleri de veri” cunu, tavalar oyası gi lg de herkesin bedava k 7 medir, Fakat, yalnız traş b” gf) Buna da sebeb sesi bir sö otelin usturmeryla tay olurhÜ boynundaki damarı kesip günden van, otelle müyğİ ne usturg bulundurmak âdeti İir. Bütün bu masraflara mii yesinda - Ralf Hit telek ağ en fazla para kazanan 4 Fitz'in senelik geliri i rağişo” p Tasını geçmektedir. Bu sar baş sene evvel bulaşıkçılk © ri gin Amerikanın büyük süs” biridir. mek mecburiyetinde kaldi- yi Münekkid, bestekârr Pİ” m cakladıktan sonra odada” y Hikâyeyi burada bitir mümkündür. Sadece, gif” serinin her tarafta büyük ' sandığını da ilâve etmeli ei kâfat olarak ona, üç oği ” 5 müstakil bir daire verdi” e yes Çünkü bizim duy tekâr, yeni bir opera taymış.. nerken Burmahğa Ran bir müddet kalmıştım. ” niz sahilinden tam YÖ”, 8” uzak olduğunu görü vt uazklara uçabilen bir balkak ki bu balık Dİ, geli “Mandalaya giden a yen kıvrıla krerila ge olduğunu ve burada” pl mandalar tarafmdan vr w rn geçebileceğini ve | olan hiç bir uçar bağ” Me yeni dünya na ve dağ kedilerin? zıcık ta kurtlarla ( Yara dair yeniden vir mak mecburiyetini? ÖZE