va teşrifat Mecmuzları karıştırıyordum; me Lâresinde, geçenlerde ölen 5 eliçesi Maria'nın gözel bir AE "ettim: “Moda, zevksiz i at kaideleri de terbiyesiz — a © de okumuştum ve har | hoşuma gitmişti. Fa- | ; © eski mecmuanın say” Senden, kendisini düşünmedi- tatlı bir açılıkla sitemler dostun yüzü gibi gözüktü. okuduğunuz mecmuaları, Şünlerde değil, sırf tesadüfe > karıştırırken, siz de böyle karşılaşırsınız. Kitapla- etmuzlarımı ciltletmek Âde- « biri bir yılın nisanında, öte“ çıkmış iki nüshayı bir kab “in ne lüzumu vardır? Ma- benim elime ayrı ayrı zaman KES, mademki biri beni neşeli bir Öteki hüzünlü bir günümde bul” Süları gene perişan bir halde Me birini kitaplarım arasın» k Olduğunu o bilmeden çekip İçinde ummadığım bir yazıyı iy ikinci defa olarak okumak Naz gider, Şüphesiz çfitleri için” duran o mecmuaların da bir Vardır; birkaç sayıyı - dolduran : alanı daha kolaylıkla o- bire hatırınıza gelen ve tek Miş , Efçirmek istediğiniz bir yazı” kolaylıkla bulursunuz; aramak kurtulursunuz; evet, bunun olduğunu bilmiyor değilim; birinde gönlümü onun tadı büzün perişan (kitapların, Mecmuaların o manzarasından » Kraliçenin o sözünütaklit ki: “ciltler, kitap dolap- esadülen geçen bir yazının yacak olanlar içindir. Mim MAİ“ “Yarışiak'vE L Börünecek şeyler giyer. Do ie et olan adama yol yor- Kiminiz ne lüzumu vardır?.. Ili- * adamcağızın o biri toz Yuvarlanarak Tanrı'ya iba- mazi. oradan geçen Hızır, ona öğretmiş ve kendisi sular ) Pürüyerek uzaklaşmış; bir de aç ağız da suyun üzerinde ; Ri geliyor... İbadet şekille Ni — mahsus olmadığını atla. i ğin demiş, ibadetini bildiğin raliçe o Maria'nın sözü de ki i hatırlatıyor mu? Rk Zevksiz, güzel kendi kendi- ari de kadınlar; teşrifat Sade yaradılışlarında nezaket onar için mi lâzımdır? Zan- salar, bilhassa zevk esasen nazik olan kim- Ne erin pek kıskanmamaları * ya, STA zevkleri ve nezaketleri ne >< Olürsa olsun gene kendile- Kile de uymağa a b bir umum! yaşayış bu- — tirlatmak için de lâzımdir. bratoru İkinci Vilhelm bir ş ay, erikan muharriri Mark Ya davet ettirmiş; muharri- N nasıl bir elbise giy- bk 'de bildirmişler: “ha- böyle gülünç bir kıyafe ei imparator karşısına Ni Bika kendi kendime takdir ; aa olmamışlar ve im- Ka hiç görüşememişler. üç, tşrilat kaideleri ol- ka ln kadınlar, ter- b bildikleri gibi, Üye hareket etmek isterler. kere, O zaman dünyanın Ke üne göz olurdu; fakat biç şüp- an Şaşırtan, daha ezi- | #i , © Çok şükür ki bütün ka- | yak bütün erkekler fıt- | 1 de modaya, teşrifat üzüm görülmüş! Nurullah ATAÇ Meşhur Banke Sahtekârlık suçile mahküm edildi Muhayyel bir banka hesabına halkı dolandıran milyonerin karısı da tevkif olundu Mali rezalet ve iflâslar zaman zâman ortaya çıkmakta ve para meselesine X temas ettiği için akisleri o nisbette bü. yük ve devamlı olmaktadır. İ Son senelerde Fransadaki Staviski | rezaleti, Amerikadaki İnsul iflâsı asrın İ en büyük mali hâdiseleri arasındadır. Bunların, hükümetin parasını düşüre. cek kadar tesirleri görülmüştür. Bugün İngiterede büyük mali reza- letler arasında sayılabilecek bir hâdi- se daha ölmüştür! Stanli Tanfild ismindeki meşhur banker, sahtekârlık suçu İle tevkif &- dilmiş ve muhakemesinden sonra 7 se. ne ağır hapse mahküm edilmiştir. Fakat, bir çok davaların aksine ola- rak Tanfild davası, kendisi hapse gir « | dikten sonra da devam etmiştir ve hâ- dise ancak, bugün bankerin karısının da tevkifi ile nihayet bulmuştur. Evvelâ Tanfildin kim olduğunu gö- telim: İngilterenin bir kasabasında orta bal li bir ailenin çocuğu olarak doğan Stanli Tanfild on dokuz yaşında iken, daha büyük bir şebir olan Torantoya gelerek orada bir kumaşçının yanında çırak olarak çalışmıya başlamıştır. İş sahasına bu suretle atılan Tanlild az zamanda çök para yapmış ve bir çox büyük teşebbüslerden diğerlerine ge- Bessb.işi, ga gihayet bankacılığa kadar Bir çok büyük bankalarn hissedar - larından olan Stanli Tanfild, Londra- nın maliye hayatında mühim bir şahsi, yet haline gelmiştir, Tanfildi mahkemeye düşüren son hâdise büylk bir sahtekârlıkur. Bin lerce basılarık herkese gönderilen bir kuponla ahali bankaya para yatırmıya teşvik ediliyordu, Bu para posta ile gönderilecekti ve makbuz olarak ta kendilerinde yalnız bu posta havalesinin makbuzu kala - caktı. Halk bu kadar âz masrafla ve suhuletle yatırdığı parasının faizini veya faizi ile beraber sermayeyi her is- tediği zaman . alabilecekti, Halk için 72 yaşında bir Yahudi kızı Kudüs askeri muhakeme- sinden beraet kararı aldı Raşel Kuka isminde 12 yaşinda bir yahudi kıst, bir Arab otobüsüne bomba atan 17 yaşımda Mihali isminde diğer bir yahudiye yardım etmek suçuyla Kudüs askeri mahkemesine verilmiştir. Bomba altı kişinin ölümüne ve yirmi yedi kişi. nin yaralanmasına sebeb olmuş, Mihali halk tarafından parçalanmıştır. Ayni günde mahkemeye verilen kız gayet #a- kin bir halde hâkimlerin buzuruna çık » miş, kendisine sorulan susllere, asker - lerin eline sıkıştırdığı şekerlemeleri yi. yerek cevab vermiştir. Şahitlerden on sekiz Arab, kızın Mihaliye kocaman bir paket verdiğini gürdiklerini yeminle söylemişlerdir. Mahkeme ağır ve sikm- tilt bir hava içersinde altı saat devam etmiş ve neticede kızın beraetine karar verilmiştir. Kızı kurtaran, ehlivukuf o- Israk dinlenen bir İngiliz polis komise- rinin ifadesidir. Bu komiser otobüse atı. Jan bombanm dışardan atılmadığını, 6to- büsteki sıralardan birisinin sİtmda sak. lanmış olduğunu, infilâkın şekli bunu a- çıkça gösterdiğini söylemiştir. Mahkemenin verdiği beraât karar: al- kışlanmıştır. Ru, Kudüsteki İngiliz 04 - keri mahkemesinin Arablar . tarafından itham edilen yahudiler hakkmda verdi- ği ikinei beraet kararıdır. Banher Siamli Tonfild gösterilen kolaylıklardan biri de ne kadar az para olursa olsun kabul edil. mesiydi. Şüphesiz ki gönderilecek para ns &adar az olursa olsun Tanfild kabul e derdi. Çünkü ne kadar fazla para ge lirse kendisi o kadar kazanacaktı. On beş gün içinde bu ismi var, cis- mi yok bankaya, 300 bin İngiliz birası e dikten sonra bir daha çıkmıyor. Çün- kü bu posta kutusunun yclu bankaya değil, doğrudan doğruya Tanfildin cebine gitmektedir . Dlandırıcılık ortaya çıkınca benker tevkif olunuyor, Fakat paraları bulmak kabil olmuyor. Bu 300 bin İngiliz lirası ne olmuş- tur?, Kendisi bunları harcadığını, elinde beş para kalmadığın: söylüyor o zaman keviisinden bu parayı karcadığ: yer- leri soruyorlar. O da birer biter ce. yap veriyor? P “Falanca yerde bir köşk aldım; 10 bin liraya. 5 bin lira da tamirine ver - dim. Falanca yerde bir bahçe aldım... Yanma bir köşk yaptırdım. On bin li- liraya ayrıca bir köşk daha aldım. .,, Şüphesiz ki bu rakamlar fazla görü- lüyor ve kendisinden, bunları tevsik e. decek evrak isteniyör, O zaman Tan- fild, tereddütsüz “vesikaları,, çıkarıp gösteriyor, Bunlar, aldığı na ve arsaların, yaptırdığı işlerin faturasıdır. Yalnız, balk: dolandırarak yüz binlerce Hira toplayan Banker bu vesikaları da tah- rif etmiş, sahtekârlığa sapmıştır. Sa- tm aldığı şeylerin bedellerine, ettiği masraflara birer veya ikişer sıfır ilâve etmiş, 100 lirayı 1000, 1000 lirayı da on bin Jira yapmıştır. İşte, Stanli Tanfild bu suçlardan dalayı mahkemeye veriliyor, mahküm oluyor. fakat gene paralar ortaya çık. mış değildir. Tankihat netizesinde, bu paraları gerek nakten, gerek kiymetli eşya © larak, bankerin karısının sakladığı an. laşılıyor. Halbuki kadın, kocasının tev- kif tlldiği gündenberi ortada yoktur. Miris Tanfild, günlerce aranıjor ve nihayet İngiltereden Fransaya Kaçmış olduğu anlaşılıyor. O zaman, İngiliz polisi Fransız po- Heine müracaat ediyor ve Fransanın başkca büyük şehirleri ile Parisi ataş- tırılmıya başlanıyor. Fakat günlerce ve en sıkı araştırma. Tara rağmen bankerin karısı bulunamır- yor. Omunla beraber, paralar da bir sırdır ve nerede oldukları bir türlü » keşfedilememiştir. | Tanfildin bizim paramızla on milyon Jiraya yaklaşan bir serveti olduğu, fa- kat bunları ya başka isimlerle bankaya yatırdığı, yahut ta, tevkifinden evvel bir yere gömdüğü tahmin ediliyor. Bir taraftan İngilterede bu "“define- ler, aranırken, diğer taraftan da Fran 8:z polisi bankerin karısını aramakla meşguldür. Nihayet Misis Tanfildin izi üzerine düşülüyor: Sahtekâr milyonerin karı- $ı, Ingiltereden kaçtıktan sonra Parise gelmiş ve kocasının arkadaşlar: tara - fından saklanmıştı Kadınım. saklandığı ev bulunup po Meler tarafından mühasara altıra alını- yor ve basılıyor, Fakat, içinde kadın: gene bulamıyorlar. Polislerin evi basa- caklarını haber alan ahbapları kadını evvelden haberdar etmişler ve Misis “Tanfild oradan da başka yere kaçmış- ur. Yalnız, evde iki çöcuğü ile çocuk - larmın mürebbiyesi kalıyor. Kadın, or Jar: kaçıracak vakit bulamamış veya kendisinin kaçmadığını zannettirmek için böyle yapmıştır. Polisler de, evi hastıklarnı duyur - mamaya çalışıyorlar ve evin yanında- ki bir yere saklanarak etrafı göz hap- sine alıyorlar. Ümtileri, belki kadın döner, gelir diyedir . j : Rakat sana günler aecinge hânkaris. milyonlarını kaçıran karısı ortada yok. tur. Polisler bir gün evin önünde büyük bir otomobilin durduğunu görüyorlar. Otomobilin içinden kimse çıkmıyor. Ş5 för de, sanki birisini bekliyormuş gi bi duruyor ve gazetesini açıp okumıya başlıyor. Bir saat geçiyor, iki saat geçiyor: Ne otomobile binen var, ne de otomo - bilin kalkıp gittiği, Bunun üzerine dikkatlerini başka ta- zafa toplayan polis memurları gafil av Janıyorlar: Birdenbire, iki çocukla mürebbiye. leri evden çıkmış ve otomobile atlamış- Yardır. Otomobil de dur deyinciye ka- dar, müthiş bir sür'atla uzaklaşıp git- miştir, Yalnız, otomobilin numarasını almı. Lindberg Yalnız meşhur bir tayyareci değil, ayni zamanda boksör! Moskovada bir polisi nakavt etti Moskova halk, meşhur tayyareci al- bay Lindbergin Moskovada ikametini ve Rus kutup kâşifleri ve şimçl deniz yolla. rı direktörü Oto Şmitle olan görüşmele- rini çok derin bir alâkayla takip Güiyor- lar, Amerikalı tayyarecinin, kutup sey bati için husus! surette yapılmış tayys- relerle yaptığı keşif uçuşlarını her gün yüzleree halk seyrediyor. İyi haber alan Sovyet mahalilinden temin edildiğine göre önümüzdeki Mayıs yahut haziran ayında Amerikalı tayys. reci meşhur Rus tayyarecisi Gromofla beraber Alaska yoluyla Moskova - Nev. york seyahatini yapacaktır. Albay Lindbergin Moskovada bir ma- cerası, diplomatlarm buluştukları yer - lerde tatlı Jâtifelere ve gülüşmelere de sebeb olmuştur. Lindberr, Möskovaya geldiği gündenberi bütün hareketlerinin kendisince şüpheli telâkki edilen bir a- dam tarafmdan kontrol edilmekte oldu- Bunu görünce cani sıkılmış, ve bu adam- dan niçin kendisini takip ettiğine dair i. zahat istemiştir. Polise mensup olan a- dam, tayyareciye istediği Izahatı vere- meyince Lindberg bir yumruk vurarak polisi yere sermiş, #onra yoluna devam etmiştir. Brtesi gün polis müdürü Amerika 86- faretine müracaat eğerek Lindbergi şahsan himaye maksadiyle takip ettir, diğini anlatmış ve diğer taraftan Lind- berge: “Bu vesileyle memurumuz sizin hir bir boksör olduğunuzu da öğrenmiş hir bir boktör olduğunuzu da öğrenmiş yim, amet, e ya bir gazeteci muvaffak olmuştur. Bu numara #ayesinde şoför bulunuyor ve çocukları nereye götürdüğü sorulu» yor. Şoför; — Mürebbiyenin tarif ettiği sokak- lardan girdik, çıktık. Nereye gittiği mizi şimdi pek iyi hatırlamıyorum, di. yor. Misis Tanfildi de tanımadığını söy- Yüyor. Fakat nihaye,t çocukları götürdüğü evi gösteriyor. Kadın da ordda tevkif olunuyor, O zaman, kadın altın paraları ve mücevherleri sakladığı yerleri söylü - yor.. Kadın tevkif edilerek Londraya gön detilmiştir, Defineler de müsadere o- Tunmuştur, I Rasgele ğe Parasız banyolar Bedava deniz hamamları nerede yapılacak? Belediye Beşiktaşta ve Ahırkapıda telkikat yaptırıyor LTINDA da bir hayli satırlar karalanmış, serlevha Sarih ve bu satırla ların manasını içinde toplamış düşüncesile bunları okumadım. Şüphesiz ki herkes bu serlevhadan benim anladığım manayı çıkarmıştır.: Belediye parasız deniz hamamları yaptırmak kararile iki semtte tetkikat yap- tirmaktadır. Bizde tetkiklerin, kararların ne kadar zamanda çıkacağı malüm- dur. Bu deniz mevsiminde verilen ka rn, öbür deniz mevsiminde tatbikine geçilebilirse ne mutlu. Bu satırları: “parasız yıkanırız!,, ümidile ki ; yıkanmalarmı geri bırakmamasını tavsiye için karalıyorum. Önümüzde topu topu bir ay var. İstanbul havasına güven olmaz, belki bu kadarcık bir zaman bile kalmamıştır. Öğle tatili ve hap EMEK için zaman ayırmak, bu mübrem ihtiyacı gidermek üzere işini gücünü bırakmak mecburiyetinde kalmasa dünya dünya olacak. Diye- ceksiniz ki yemek olmayınca iş de olmaz, çalışmaya lüzum kalmaz! demek is- tediğim bu değil. Yemek olsun fakat hu -iş için zaman ayırmak olmasın, Alim» ler herhalde benim düşüncemde olacaklar ki bu hilyük ihtiyacı haplarla gi- dermenin çarelerini arıyorlar. Hattâ kolayını V asr 'slar, mesele yalnız son tecrüheleri de yapıldıktan sonra tatbik sahasına Xonulmasına kalmış. Ecnebi gazetelerinin verdiği bu haber bilhassa bizim çok işimize yarıyacık. Dükkün- lar nasıl olsa öğle tatili yapamıyacaklar. Yekünları yirmiyi bulmıyan toptan alış veriş eden manifaturacıların buna bilmem ne kadar evvel karar verdikle" ri halde-bir türlü tatbik sahasına geçemedikleri, geçtikleri zaman da yirmisi- nin kapadığını, üst tarafının açtığını çene bir gazetede okumuştum. Yirmi kişinin birlesemedikleri bir kararda 20.000 in hiç birleşemiyeceği muhakkak, Hap işi halledilirse bu dertten de kurtulmuş olacağız,