7 den İacihe A âkın taş dolu köyleri kütüphanesinin fotoğraf kolökiyonunun, Yurdumuzun - İa bakımından zen. r hazine olduğunu Mb tamda birkaç defn sikret - Yanlar birkaç tanesini de, Maraz Sile könuşmalarıma mev- Boz, işim, İiyty Amade ekaiyundan, yakın geg- Bimeks ait ki alblm ü- ti asık kaldı derler. “rin şark bozgunu hatıra» kuvvetle, bulamayız. Öyle terke çe Batum gibi zengin 8 ebeği cenubi Kafkas Ne “Yen veda ettiğimiz bu de bile ç, * öphesini belki bil- ripel gark bozgunu da mem- Yar aray yük bir Yara, bir acı ok Drk e, Katkas eteklerinden ko - Krali, ölüleri akın akm Anadolu yk kap alada, İşte, üni - arada, sinin fotoğraf albüm. © BİZ bu fetiketi hikâye Hazaryan Abm, ER FfEŞİ, dü tarafından tertib muhacirlerin şarki A- Yörind gari Al Basl yerleştiğini gös- büm 40 yaraklır. Her Ya ikişer resim bulundu- Yakm resim bulun- map Sen resimde de şarki A kazalarındaki birçok Yakın geçmişte A» Tlmdirmak bakımından da “apeileri tai bu sibümü, Ari © Türk cemiyet Maş, f sefi! se 14 Zf iN - | 7 il i / ii : ; ş ; i LE. 4 # 7 1 ; Pİ, Geçirir, geçmişte İN HABER — Aksam postam » — MESELE| Çin — —— - Japon Tarih Süküt kulesi! nR arb ğ m i nn m et i ces i Ölüler bu kulelerin taşları Avrupa sulhu üzerinde ne gıbi tesirler yapacaktır Çin - Japon har, binin Avrupa siya- seti Üzerindeki te- sirieri (o hakkında, Avrupanm enbü. yük siyasi muhar. rirlerinden (Piyer Dominik çok ente « resan bir makale yazmıştır. Muharrir bu gü- ne kadar harb va - ziyetinin ne şekil - de inkişaf etmis olduğundan ve Ja . ponlarm bir çok mühim şehirleri iş- gal etmiş bulun - malarıma rağmen bunların tam muvaffd. kıyet sayılamıyacağından bahsettikten , Sonra yazısına şöyle devam ediyor: Asıl Çinin — 18 vilâyet — 4 milyen kilometre kare mesahaya (Fransanın yedi misli) ve 300 ilâ 350 milyon nufusa ma- lik olduğunu düşünelim. İşte Japorya böyle bir örümcek ağına düşmüştür, Ti- bet, çin Türkiştanı, iki Mogolistan ve Mançuri hariç olmak ürere asıl Çin, Rusya hariç olmak üzere hemen Avrupa kotası kadar büyüktür ve nüfusu da he- men gene Avrupanınki kadardır. Bir kaç yüz bin kişilik, hattâ isterse- niz bir milyon kişilik bir ordunun Liz- bondan Rigaya ve Bret'den İstanbula kadar bütün Avrupa kıtasını fethe kal- kıştığını tasavvur ediniz. Üstelik bu ko- ca krta ahalisinin asırlardan beri bir birlik teşkil ettiğini ve bir çeyrek asır- dan beri de milliyet şuüriyle işlenmek- te olduğunu da hatırlaymız. Muhakkak ki Japonlar çok daha seri bir netice alacaklarını umuyorlardı. Daha ilk mağlubiyetlerden, Pekin, Şan- ghay ve Nankin'i kaybettikten sonra Şang Kay - Şek'in iktidarı kaybedece- ğini sanmışlardı. O zaman diktatörün siya si hasımları iktidarı ellerine alacaklar ve Japonyaile anlaşarak Mançuriyi” iç Mo- golistanı, belki de Sing Kiang'ı ona ter- kedecekler ve şimali Çinde Japonyanm mutlak ekonomik rüfuzunu kabul ede ceklerdi, Bu mükemmel bir iş olacaktı. Japon- ya bir ramlede kendine 11.080.000 kilo- metre mesahasında 320 ilâ 350 milyon nufuslu bir sömürge elde etmiş olazak bu suretle dünyanın en muazzam devle- ti haline gelecekti, Çang* Kay» Şek iktidarı muhafaza ettiği takdirde, Japonya Pekin ve Nan- kin'de mahalli hükümetler kurmayı dü” şünüyordu. Bunların biri Çinin meşru hükümeti haline gelecek ve ÇangKay “Şek bir âsi mahiyetine girecekti. Çin . Japon harbi neticesinde şehirden şehire hicren eden bir kafile Bu gayret uzun zaman devam et. tirilemez. Bir * raftan hayat pa- halılaşır, iş ücret leri inerken, bir taraftan da balk kütleleri (o arasın- da hoşnutsuzlı” artmaktadır, Şimdi polisin müdahalesini icap ettiren hareketler görülmüştür Şüphesiz ki bun- lar devam. ede cektir. Japon halkı bugün Oo Çindeli harbin kendi lehle. rine inkişaf etmediğini, Çinin her gün biraz daha silâhlandığını, Japonyanın » acele sulh yapmadığı takdirde » har b: kaybedehileceğini bilmektedir. Fa- kat zaferden emin, sonuna kâdar bek lemeye muktedir bu itibarla da taviz” lerde bulunmak istemiyen bir Kuomin» tang karşisında acele bir sulha karör vermek kolay değildir. Japonya mukadderatınım en trajik 2 nını yaşamaktadır. İngiltere, Amerika, Rusya hadiselerin aldığı cereyandan sevinmektedirler, Uzak şark ordusu mükemmel görünen Sovyet ordusunun, 1905 İn intikamını almak için fırsattan istifadeye kalkış- ması beklenebilir. Rus hava kuvvetlerinin japonyanın- ilere çok üstün olduğunu, Japon şehir- lerinin Vladivostok'dan sekiz yüz kilo- metre mesafede oldukları unutulmama- irdrr, Halbütü Tapön tayyardleri Sövyet topraklarında taarruz edecek hedef bu- lamıyacaklardır. Rusların Vladivostok” da kırk kadar denizaltı gemisine sahib oldukları da unutulmamalıdır. Bu kuv- vetler japon ordusunun Japonya ile ra- bıtasmı kesebilir, Japonya böylece, mağlubiyetten baş” ka yolu olmayan bir maceraya girmi; görünmektedir. Almanya ve İtalya Ja ponyanın müttefiki oldukları için bu neticenin daha şamil bir mahiyeti var- dır. Çinde Yaponyanın akamete uğraması — Mabeşistanda italyanların uğradık- ları müşkilât ve 'Tunada alman emelleri gibi — Fransa, İngiltere ve Amerika” nm. davâsına büyük hizmetlerde bulur nabilir. Amerika, en büyük rakibinin kuvvetlerini Çinin bitmez tükenmezliği içinde yavaş yavaş erittiğini memnuni- yetle görmekte ve Pasifik'de emniyetle- ri artmaktadır. Singapor'a iyice yerleş- miş olan İngilterenin Hindistan, Avus- turalya veya Hong - Kong için fazla korkusu yoktur. Japonyanm mağlubi- yeti, İngilterenin uzak şarkta vaziyeti- ni kuvvetlendirmekle, Avrupadaki va- ziyetini de kuvvetlendirmiş olacaktır. zi u projelerin tahakkuku için 'Çang"Kay-Şek'in amana düşürül mesi Jâzemdı, halbuki odüşürülemedi. İngiltere Çine yardım etmiyecek sanı - lırken Hong - Kong yoliyle ona silâh ve cephane vermekte devam etti. Sovyet- lerin atıl kalacağı sanıkrken, bu devlet kendi menfaatlerini anladı, Çin komü - nistlerine Çang - Kay - Şek'le birleşme lerini emretti Mogolistan ve Sin Kiang yoliyle Çine yardımlarda bulundu. Çin ordusu böylece cidâ! bir muka- vemet gösterecek hale gelmiştir. Diğar taraftan siyil çeteler Japon mev- zilerinin gerilerinde zabtedilmiş Çin şe- hirlerinde taciz muharebeleri yapmak - tadır. Japonlar demiryolu hattından ve- ya Mavi nehir sahillerinden bir kaç ki- lometre mesafede kendilerini emniyette his etmiyorlar. Yalnız kalan her Yapon katledilmekte, her sevkiyat kafilesi an- vak kuvvetli kıtaların himayesinde sev- kedilebilmektedir. Henüz hakiki Japon mağlubiyetinden bahsedilmek mevsimsiz olsa bile, son uğradıkları darbeler vahimdir, uğradık” ları kanlı akametler Japonları yeni bir mali ve askeri gayrete sevkedecektir. Japonya buna muktedir midir? « Askeri bakımdan elbet. Nazar! olarak Japonya her sınıftan 400.000 kişi, yani milyonlarca kişiyi seferber edebilir. Fa- kat bu milyonları teçhiz etmek, silâh- lamak, beslemek lâzımdır ki, mali mese- Je burada meydana çıkar. Japonyanın vaziyeti vahimdir, Ya- ponya sulh zamanında bile, ordusunu büyük devletler hizasında tutmak için pek büyük gülçükler çekiyordu. Hak buki o zaman yalnız 400.000 kişilik bir ordusu vardı. Bugünse ayni Ja * ponya o zamankinin iki veya üçmişil kuvveti harb halinde bulundurmak, ya" ni sulh zamanındakinden beş altı mis- Ji fazla para sarfetmek mecburiyetin - dedir, 4w Sahrayıkebirde Bir Amerikalının dalgıçlar buluşu U haber size tuhaf ve inanilmaz gibi görünecek, fakat EODOR Drayser İsmindeki bir Amerikalı muharrir doğrudur, Asıriardanberi Sahrayıkebirin cenbunda, id. ların yetiştiği vakalar vardır. Bu valıoların ekserisi kuyu su- leriyle sulanır. Bu kuyuları temizlemek için çok eski zaman. lardanberi kuyucular çalışır. Otuz, kirk metre derin olan bu kuyulara inmek ve onları temizlemek hayli güç ve tehlikeli bir iştir. Sahrayıkebirde kuyuculuk babadan ovlâda intikal ©- den imtiyaşlı bir meslektir. Bunların havasızlığa dayanmaları ve su altında çalışmaları bir mucize gibi dillerde dolaşır. Dilayanm en uzak kögelerine kadar yayılan fen, Sahra- yikebideki kuyulara da burnunu sokmuştur. Sahrayıkebir - deki kuyucular dalgıç başlıkları edinmişlerdir. Şimdi tehlike- siz v3 zahmetsiz en derin kuyulara inebiliyi Bu işe esef eden yalnız seyyahlar, röportaj muharrirleri olmustur. Bunlar artik maziye karışan bu remiyseekler. fotoğraflarını alamıyacaklar kat yupsmıyacaklardır. beynelmilel muharrirler kongresinde bulunmak üzere Parise gelmiştir. Amerikalı muharrir Parise İngiliz kral ve kraliçesiyle ayni günde gelmişti, Bindiği otomobil, kralm Keç- mek üzero olduğu sokağa sapmak istemiş, fakat kalabalık a- rasında sıkışıp kalmıştır. Amerikalı muharririn fransızcası pek kıttır, hele şivesi çok bozuktur. Fransizon sanarak söylediği eümleleriyse anlamak hayli müşküldür, Fakat muharrir arabasının kalabalık arasm- da sıkışıp kaldığını görünce pencereden başını uzatmış ve nokta bekliyen polise haykırmıştır: — Ben Amerika Reisicümhuru Ruzveltin arkadaşıyım. Polisin bu cümleden ne anladığı kestirilemez, fakat bu söz- Teri işiten polis derhal selâm vaziyeti almış, hürmetle Ame- rikalıyı selâmlamış, kalabalığı derhal açarak otomobile yol vermiştir. Bu suretle, muharririn bindiği otomobil kralın ge, çöceği yoldan halkm meraklı bakışları arasında geçerek oteli bulmuştur. her türlü nobet. orlarınış... kahramanları gö- ve onlarla mülâ- ? üzerinde, yırtıcı kuşlar tarafından parçalanır Süküt kulesi.. Uçan akbabalar. Kule, taşlık bir zemin üzerinde, diri- lerden ve ölülerden uzak, o gökyüzüne mağrur mağrur bakar. Akbabalar ku. yunun etrafmda süzüle süzüle uçar. Bir. ceset kokusu hisseden yırtıcı kuşlar sü- rüsü karabulutlar gibi kulenin üzerinde birikir; cesedin üzerine saldırmak için, son dini merasimi yapan insanların çe- kilip gitmesini beklerler. Süküt kulesi, dünyanın en eski din- lerinden birisinin kurduğu korkunç âbi. delerden birisidir. Med imparatorluğunun dini de bütün dinler gibi şarktan çıkmıştır. Ari ırktan olan medler beyaz ırkın menşei olan orta Asyadan Pamir yaylasından çika- rak İrana yerleşmişlerdir. Medlerin dini, eski devirlerin karanlı. ğı içerisinde kaybolur, gider. o Peygam. berlerinin ismi Zarahustradır. Bu zatın Musadan binlerce sene evvel yaşadığmı rivayet ederler, Med dininin kanunlarını ve ananelerini kuran bu oadamdır. Dİ- ninin mukaddes kitabı olan Avestayı bizzat tanrının elinden &lmuştır. Avesta, Jend lisanmda yazılmıştır. Bu- gün de bu dine mensup olan son insanla- rm inandığı kitap budur. Avestaya ina- nanlar islâm istilâsı önünde yedinci a. sırda İrandan çıkmışlar ve dağılmışlar- dır. Bugün bu din mensuplarının sayı. sr ancak on bin kadardır, Bunlar da Hin. distanda Bombay ve Karraci civarında, İranda Yezd yakınlarında yaşar, Bu insanlarm büyük tanrısı “yeri, gö- Bü ve her şeyi yaratan,, Ahuramazda'- dır. Bu tanrı, başlıcası güneş Olan altı büyük kuvvette tecelli eder. Bu din mensupları âteşe taparlâr. Ate- şin en temiz alâmeti güneştir. Bombay da mukaddes mâbedleri vardır. Bu mâ. bedde 1200 senedenberi hiç sönmemiş O- lan bir ateş yanar, Bu ateşi, rivayetlere göre, islâm istilâsı önünde (Hindistana kaçarlarken Iründan beraberlerinde ge. tirmişlerdir. Bu din mensupları, ölülerini gömmez. ler, yakmazlar ve nehre atmazlar. Çünkü ateş, su. toprak omukaddestir; ölü ise pistir. Onun için taştan bu muazzam ku- leleri yapmışlardır. Ölüler o bu külenin taşları üzerine (bırakılır; orada yırtıcı kuşlar tarafından parçalanır. Avestaya inananlar, ruhun ceset eira- fmda üç gün uçuştuğunu ve ancak ölü- mün 4 üncü günü büyük mahkemeye git mek üzere süküt kulesinin yanmdan 3y. rıldığını söylerler. Büyük (mahkemede ölünün muhakemesi yapılacak, iyilikleri ve kötülükleri hesap edilecek, ondan son ra melekler veya zebaniler (tarafından cennete yahut cehenneme götürülecek- tir, Süküt kuleleri, büyük şehirlerden, eki li topraklardan çok uzaklarda, kurak ve taşlık yerlerde yapılır. Kulenin ortasın. da bir delik vardır. Bu delik kemiklerle dolar, onun için senede bir veya iki defa temizlenir. Bu deliğin etrafımda 365 par. çaya bölünmüş, yarım kalmış temel di- varlarımnı andıran taş duvarlar vardır. Bu 365 parça, senenin 365 gününe teka- bül eder. Ölü hangi gün ölmüşse ceset © güne ait taşlar üzerine konur, Etrafta dolaşan ruhun yırtıcı kuşlar tarafından rahatsız edilmemesi için, cenazeye son hürmet vazilesini yapmağa, gelenler öç gün üç gece kulenin etrafında beklerler. Dördüncü gün cesedi deliğin kenarların- Deran 15 inci: