Yazan: Rahmi YAGIZ Istanbulun her tarafında tahtelbahir korkusu a'mış yürümüştü — 40 — — Yapıyoruz ya.. Cemal paşa tehcir meselesini ileri sürmüştü, Başladık. Mar hilelrindeki Rum ve Ermeni köy daha içeri taraflara gönderiyoruz. — Güzel, ama bu mıntakaya sahil mu- hafaza kuvvetleri de koymalıyız. Enver paşa bu fikri istihfaf eder bir gü ıladı izde bu hizmete ayrılacak kuv. Bütün kuvvetler şen tak. gim muhafızlık için daha lar da kullanılabilir! — Ne gibi? — Eldeki müstahfızları bu işe hasre- deriz. Geryi yaş bakımından artık ordu ya alınmaları mümkünsüz gibi görünen bu sınıfı toplamak doğru değil gibi ke. eceğimiz hizmet ih tahtelbahir etmek.. Zaten iliyorlar. ie de takviye edilirlerse bu mak- sada iyi yarıyaca dır. — Zabit mevcudu dahi kâfi değildir. — Orları da geri hizmet o erbabından seçeriz. Bunlara apayrı bir hizmet şekli tatbik ettiririz. Hattâ bu smıfı gönüllü ve ya ücretli neferlerden teşkil (o etmek de mümkündür. — Peki. Bu tedbiri alalım. Netice ne olacak, Tahtelbahir belâsı tamamen ber- taraf edilebilecek mi? Soson harbiye nazırının bu sözüne iti. matla mukabele etti; tüfekle; — yüzde 80...geri kalan yüzde yirmi yide donanma birkaç misli fazlasile başaracak tır. Bu takdirde Marmaraya düşman tah ahtelbahiri girmekten ziyade girenlerin ba rınması imkânsız hale konulmuş olur. — Ben bu teşkilâtın meydana getiril- mesi için derhal emir vereceğim. Siz de çalışm.. Bu hal halkm maneviyatını sıfr- ra indirecektir. Saray, rıhtımı önünde gemi torpillendiğini görürse çok haklı ola rak donanmanın vazife g ü güphe eder, Bu hallere nihayet amiral, verelim uzun .uzadıya ye doğru nazınn yanmdan ayrılmak için üsande istedi. Donanma (kumandanı doğru ilerlerken o kapı vuruldu. Yaver içeri girdi. Harbiye nazırını selâm ladr. Elinde tuttuğu bir kâğıdı Ouzatlı, Esver paşa kâğıda göz gezdirdi, Kaşla. rını çattı. Odadan çikmak üzere bulunan amirale tok bir sesle seslendi — Amiral... biraz gelir niz? önünden geri döndü. Paşa kâğıdı alman — Düşman tahtelbahiri Yedikule ön. lerinde demirli bulunan “Pelenkiderya,, desiroyetini torpillemiş. Destroyer bat- miş.l Sonra kâğıdı amirâle uzattı: — Buyurun.. Bunu elden havale ede- Jim. İnşallah son olur bu. Şoson yeniden kızardı, obozardı. Hiç sesini çıkarmadan paşayı selâmladı. Ora dan ayrıldı. Bir günde İstanbul limanını altüst e- rruz yaparak bir Türk harp batman tahtelbahir halkı telâş Ü, Her taralta r korkusu almış yürümüş iç yüzü tamamen bilinmiyen bu silâh hakkında halkın dilinde türlü garip rivayetlere yol açmıştı. Şoson doğru İstinveye gemisi Yavuza çıktı. o Odasma kapandı düşünmeğe daldı. Gizli telsiz hakkında opaşaya bir şey söylememişti. Aldığı telarafı arlatmağa çekinmişti. Paşa ağır bir lisan kullanarak kendisine itap ederken bu meseleyi bah- setmekten vazgeçmis, kendisinin bu işle uğraşmağasını daha muvafık bulmuştu. Kamarasına kapanır kapanmaz bunu o benimi) şü MY gey çi, eğim. Şir” Makineli | geldi. Amiral düşündü. Biraz sonra telsiz mühendisi ile muhabere kumandanmı yanına çü dı. Onlarla görüştü: — Bugünkü aldığımız telsizi sunuz. Elinizden geçmiştir. çeken merkezi tayin etmek mümkün müdür? Muhabere kumandanı yetiştirdi; — Kati olarak yeri tesbit etmek im. küânsızdır. Yalnız mıntakalar okestirile- bilir. — Peki biliyor. amirale cevap Bu telgrafın çekildiği hat ne- — Civarda. Çok yakınlarda. boğazın bize en yakın yerinde. — Yani Büyükdere, İstinye tarafların da mı? — Beiki oralarda belki de daha içer- lerde.. Mahalli kati olarak kestirilemez amiralim, — Buna emin misiniz.. — Muhakkak! — O halde siz yarın bu — çivarda gizl bir arama yapın. İşinize yarıyacak kadar mürettebat seçin, bunu meydana çıkar- mağa uğr Mühendisle muhabere kuma! u yeni vaileleri ne. gizli telsiz istasyonu arama. Adeta o gün verdiği bir emirle Ya- vuzun kaldırılan torpido muhafaza a- ını getirtti. İstinye koyuna çevirtti. Ge milerin girip çıkması için bir menfez açık birakti. Bu tertibatla o donanmayı ikin- ci bir taarruza karşı sigorta altına aldı. Brodey ilk tasıvvurunu / İstinyedeki taarruzla meydana koymuştu, Koyun ağ zina donanmanın örüne gelince preskop la Yavuzu araştırdı. Koca Osmanlı gemisi ikinci hatla önün deki dostroyerlerin gerisinde bulunuyor. du. Etralında da torpidoya karşı alınmış tertibat mevcut değildi, Fakat Yavuza sokulmak (imkânsızdı. Etrafta dolaşmak, dostroyerlerin arası. na girmek çak güç ve çok tehlikeliydi. takdirde yakımdan sir ateşle E13 olduğu yerde kıstı rılır, ya batırılır, Safirin âkibetine uğrar, yahud da Turkuvaz gibi o Osmanlıların eline esir düşerdi. Bunları enine boyuna besaplıyan Bro- dey bu taarruzu şimdilik maddi zarardan ziyade maneviyat üzerine tesir yapmak Muvafık buldu. tivataniye muhribine ilk mermisini sa- vurdu. Bunu, ikinci, üçüncü mermiler ta. kip ettiler.. Osmanlı donanması bir defa bocaladı. Destroyerler dumanlar arasm. da gözden silindiler. Brodey heyecandan titriyen ellerini preskopun takozlarından ayıramıyor. gözlerile sahneyi, önündeki gafil avlanan Osmanlı donanmasının va. ziyetini büyük bir hazla seyrediyordu. Bu haz çok sürmedi. Kendini çabucak toparlayan destroyerler toplarını denize rastgele boşaltmağa, salvolarmı İz babhirin yakınlarında teksife başladılar, ticeyi tahmin ediyordu. pılacağını umuyordu. Birdenbire ateş yağmuruna (tutulunca dördüncü mermiyi savurmağa vakit bula- madı, Döndü, geldiği istikamette kaçma- Za koyuldu. Limanı uzunluğuna bir daha katetti. Galata rıhtımına gelince sabahleyin gö“ kestirdiği ve dönüşe bıraktığı hedefi Dersaadet vapurunu yerinde buldu. İçin de garip bir haz ve his uyanan yabancı kaplan takip edilmek tehlikesine rağmen bu cazip hedefi torpillemek hevesinden kendini alamadı. Bir su yılanının akışı, nı andıran bir süzülüşle gafil (hedefine loğru kaydı. Sokuldu. Tam torpido men. ziline gelince Brodevin kuru sesi kuman. daları artarda sıraladı: — Torpido atılacak.. İki kovan birden ateşlenecek. Ve,. mürettebatın yüreğini sıkan, ifa- desi zor bir haleti ruhiye ile ikinci ku- mandasını verdi; — Ateş! (Devamı var) Sonra eliyle çantayı kepez” m, 'Tut caddeyi! HABER — Aksum posta Fe UR 5 kli Anadoludan Egeti tütüncül na vw Em üğunun sl 28 TEMMUZ — 1938 4 a anına! reportajlar tında işleyen çıbanlar! Bir alıcının peşinde gene 60 satifi nın dolaştığını görmek istemiyor / mütevassıtları 1or tadan kaldırmalığ! Modern zirnat bakımmdan böylece makine lösen Akhisar tütüneülüğü ne yazık ki satış Milim iie pek e” Geceyarısnı İki saat geçiyor. Şehrin içinde saat 23 ton sonra tecessüs eden sükünet birdenbire yırtılıyor. Uzaklar » dan muttarid sesler ge! ba tekerleklerinin husule yığın sadadır. Bir köşeye dikiliniz, gelip geçen sra- balart seyrediniz; içinde üst Üste otur- muş tütüncü kızlar gözünüzü çekecektir. Hepsi de şen ve nejeyle kucaklaşmış gi- bi glüşüp oynaşıyorlar. Geceleri şehrin A RA kadar böyledir. yor; bunlar ara- getirdiği bir Ayni saatler içinde bir de çı kalım. Aş nın bura gömdüğünü göreecğiz. Bunlar ölektrik değildir: yolların kensrmâ tarlalarda, bağlarda, tütün arkları için. dö yanan lâmbalar. ğı olmıyan gecelerde öve » Etrafı dinleyiniz. Taze kadın sesleri, şen kahkahalar, şarkılar... Bu şarkıların bilhassa muhitle alâkalı ve orijinal o , lanlari çoktur. Tütüncü kız, “tütün şarkısı, nı söylemeği ih- mal etmez, Bu şarkıların ekserisinde aşk fıslt ları gizlidir. Tütüncü kız, bütün bir kış evinin çatısı alımda nasi sakin ve uslu oturmuşsa yaz gününün serin gecelerin de de tütün tari mâr o nispette ha- şart olmuştur; onun şarkıları bir yığm delikanlıya bir hamlede meydan okuyan mannalarla doludur. tarlada iş lerken der 2er tiği Yetiştirme oameliyesinin güçlüğüne rağmen tütüncülüğün zevkli ve tatl ta. rafları çoktur, İş edindiklerinden deği), Badecö bu zevkli hayattan nesib almak kaptırdıklarından iğe girlemiş çok kimseler İsteğine kendilerini dolayı tütünelil tanırım, Csiz olsaydı bu gibilere “ama- “aşk” la tütüncü Manisada üzümcülük nasıl ki yanyana yürüyorsa, Aktlsarm gildir... Mahsul yetiştirilirken bir damla zevkin içine bir yı - ğın da meşekkat karışır. Tam altı ay uyku intizamı nı memleketten kovan bu büyük mesekkat “satış güç lüğü,,nün karşısında öyle ufalır, öyle küçülür ki!.. Mehtanlı tarlalarda sabah lara kadar neşeli şarkılar söyliyerek çalışan tütüncü kız, çok yıllar satış mevsi- minde yas tutmuştur. Fakat tütüncülük Üzüm gibi neticesin- don hiç olmazaı bir dereceye kadar ©. min olunan bir meslek haline giremeği. gok yıllar, bu mevsimde gülüşen neşeli tütüncü kizi satış mevsiminde de “yâs” etmiştir; ne tezat! Tütüncülük, bilhassa Akhisarda, dolu» dizgin bir ticaret mevzuu halini aldığın- dan ba yana halkı dalma fclikete sü - rüklemiştir. Bir yıl kazanan bir aile, di- Zer yılda #on meteliğino kadar kaybe- diyor, Böyle yılları çok gördük. Buna rağmen tütüncülüğe karşı be#- lenen umumi heves, yildan artıyor. Sebeb nedir ki? Tütüncülük bir “kumar oyunu, dir. Bazan kayıb, bözün kazanç. Halk da böyle düşünüyor, “belki ka- zanırım *,, Lâkin kaybı, farkmda değil, Ortada parsayı toplıyanlar da var. Na. sil ki kumarı oynatanla gibi - kazancından daha çok, ki taraftan da yorulmadan kazanırlarsa Akhisar tütüncülüğünde de böylece rol almış kahramanlar (1) var, Bunlar, mübayaat zamanında mutavas hisse almakla Akhisar tütün wenlekeiiğe en küçük Şotukler bile böyle Tütün dizerler. Geşi Bizorn içeriye girerken; | dır. sitlik eden bir yığın açıkgöz #* Orta halli zürra bunlara bo? yor. Öyle mutavasaıtlar parasız işe girmiş, binlere& vir? vermiştir. Kimin sırtından ve nasıl? eti Piyasanın opatlıyacağı gü tin mmtakalarında bütün sü kesilir. O anda kimse kimseyi © Herkeste yalnız bir düşünce “tütünümü ilk piyasada sata MİK ipine daneli “Aöl ai, #atıcılar tehaltik ve heyedii dirler. Burada mutavassıtın geçtiğini görürüz. O mutavassrt ki, müphem dis $ #ahibidir, Hem tütün dikmiş “ tirmiş, kem do kumpanyalari* “eksper,, unvaniyle sığan fl bu yarı kapalı hüviyete van Sağ korku ve itimatsızlık içinde vi , Ö anda mutavassıtm va: kat etmeli; bir yandan Es misi gibi takındığı tavır, öte <ı firmanın menfaatine rükü Piyasanm Ük günü bep İtmış satıcının dolaşmasfi tabiileşen bir hâdise halini #0” Diyorlar kiz “Tütüncülük öyle bir mesi? ması, meydena getirmesindö” Bu söz pek doğrudur. Mas rilirken bir yığın zevkin için© e da megekkat karışır. Tam a yel n intizammı memleketten gi büyük meşekkat, “satış m karşısında öyle ufalır, Bi yi Satıp güçlüğü. Buna 1509ö.. . yine bizleriz. Zirra arasıpöi v #un ittihnd yapılamadı. Mey boştur. Ve bu başlukta sort Batanlar, mutavasart geçin” basls menfaattir, Bu adamlar piyasadan yea! e ç Iryacak, yine böyle mans” olacağız. Vakit varken tedbi rek, y İşte, iki ay sonra seri y Eçe tütünelilüğünün “7 alay çiban var. Bunları # mak lâzım. Hiçbir kum firinda kabahat arıyacak m ğiliz, Her geyden önce BÖ Biz mutavassıtlardır. Ve #8” r da hep bu mutavassıtlardi” ze Piyasayı teşviş eden ei 5 den hep bu adamlardır. za yaka silkiyor. 1 büyük Mar” zarı şefkatini celbeden tüt # İ önce mutavassıt eilerdö” igili yaranın tedavisinde en terecektir, m >