Daha Limbos paşa donanmayı Erdek Önlerine demirlettiği, Marmara manevra. ları sıralarında bir gün beyaz bir kotra geldi, donan sından geçmek İ tedi, Nöbetçilerin müsaade etmemesi ü- zerine Erdek sahiline gitti. Demirledi. Limbös paşa Barbarosta o bulunuyor, i manevraları idare ediyordu. Güvertede dolaşırken Erdek kıyısında, gereninin üzerinde İngiliz bayrağı dalg lanan beyaz, bembeyaz o kotroyr gördü, Dürbününü get © noktaya baktı. Amiralin dürbünü, kotranm kıç ayna- smda sarı pirinç harflerle yazılı; The bee Liverpool. Kelimelerini kolaylıkla okumasına yar. dım edince Limbos yaverini çağırdı sor- du: sında; — Bir İngiliz kotrası olacak! — Evet amiral! — Biraz evvel ö kotra Tasma girmek istemişti madılar.. Sahile gi — İçi kalabalık mıydı? — Hayır amiral.. Yalnız bir delikanlı var.. Dümen tutuyordu. — Size zahmet olacak; bunu gidip tah kik ediniz! — Başüstüne amiral! Yaver, derhal Barbarosun istimbotuna atladı, sahile gitti, Kotranıri yanında ka- raya çiktı.. Kotranın genç sahibi etra- fını saran ve dilinden anlamayan Erdek- Bilerle konuşuyor; onlara meram anlat. mağa uğraşıyordu. Yaver genç adamın yanı . Bu de likanlı 17 yaşlarında kadar çok genç ve çok güzel bir İngilizdi.. Sarı ipek gibi saçları, muntazam çizgili terütaze yüzü, oymaya benziyen mini mini ağzı, çekme ve muntazam burnu, güneşten hafif es- merleşen ve çok tatlı bir renge içinden ışıklı gibi duran yüzü, fildişi teni ile çok güzel, çok cana yakın bir erkekti. Gömle. Zinin kolları sıvalı, kısa pantalon ve çıp lak ayaklı yabancının yanma sokulan ya ver ona ingilizce hitap etti: — Safa geldiniz! Genç adam, meram anlatamamak müş. külâtile bunaltığı sırada ona kendi diliyle Konuşan bu ses büyük bir sevinç (verdi. Tatlı yüzünde hafif bir kırmızılık uçuştu hemen yavere döndü kendini takdim etti: — Ben, İngiliz seyyahı Davistim. LE verpoldan geliyorum. Kotra ile seyahate çıktım. Yola çıkışımın 67 inci gününde buraya, Erdeğe gelebildim.. Bu kısa fakat aşağı yukar: bütün soru- İayacak bir halde yaverin ellerine sarıl. dim yavere istediğinden âlâ malfimat ver mişti; Türk deniz binbaşısı cevap verdi? , — Ben, Osmanlı donanma kumandanı ve İngiliz talim heyeti reisi amiral Lim- bos paşanm yaveri binbaşı Enver... Si- zin müşkülât içinde kaldığınızı gördüm de yardıma geldim. © Delikanlr sevincinden sıçrıyacak, hop- Yayacak bir halde yaverin elelrine sarıl. dı. Kuvvetle sıktı. Ve söylendi: — Ben, çok talili bir adamım muhak. kak; gene muhakkak annem beni mukad- des bir günde, büyük bir yortu sırasında doğurmuş olacık.. Size | rastgelişime şu dert anlatmakta çok Zorluk çektiğim s1. rada sizin önüme çıkışımız o bunun mü- kemmel bir misali. Yaver delikanlının sözlerinden bir şey arlamamıştr.. Bir taraftan bu sözlerin mahiyeti zihnini kurcalarken diğer taraf tan delikanlı ile konuşmasına devam etti: — Anlâyamadım! « — Pardon anlatayım.. Babam gerek &- v miral Limbosun gerekse İngiliz talim he © yeti azasından harita mütehassrsı albay Şe rşıda bir kotra var. Erdek kıy donanmanın â- iöbetçiler bırak- Yazan: 17 yaşındaki ingiliz delikanlısı- nım gül yüzünde tatlı gülümseme çiçeklendi —32 — Rahmi YAĞIZ bir — Babanızın mektubu amirale mi, al- baya mı? — Albay Treskorta! — Gemiye gelmek ister misiniz? Ami. rali görmek için? — Tabil.. Fakat şimdi kotramı muha- faza altına almak, ufak (tefek işlerimi yapmak üzere biraz burada buriyetindey'i, Binbasım.. bir mektup versem size?.. —Verin!,. Delikanlı boynunda asılı meşin evrak |i çantasından bir mektup çıkardı. Orata |8i acele kurşun kalemle amirale şu mektubu İl yazdı; “Liverpoldan kotra ile yola çıkan57 günde Manşı, Akdenizi aşan, Marmaröya Türk sularına gelen armatör(xjin oğlu ben Davist, siz büyüğümün bahtiyarlığına erişmekle o mesul olacak. tr. Kotrasile size kadar gelebilen |5$ küçük kapiten Davis! Binbaşıya uza- Sonra bunu zarfladı. tırken en cana yakın bir gülüşle, yüzün- | de çok hoşa giden bir mâna taşıyarak ilâ. i ve etti: mirale derin saygılarımla!, — Bir şey değil". Siz burada yin!.. Ben gemiye döneceğim. Amiralin cevabını size ya bizzat getiririm yahut İşi saberle anlatırım. Şimdi. İğ göndereceğimi lik gudbay, — Gudbay binbaşım!, . Binbaşı genç ingilizin başına toplanan ğ yerlileri dağıttı, çocuğu rahatsız etmeme | lerini, kendi haline bırakmalarını tenbih ledi. Sonra İstim üzerinde bekliyen bota atladı, Barbarosa döndü. Amiral yaverin dönüşünü güvertede dolaşa dolaşa bekli- # yordu. Binbaşı yanına gelince sordu: — Öğrendiniz mi? — Evet amiralim! — Kimmiş? — Liverpoldan kotra ile geliyormuş. 17 yaşlarında var yok.. Genç bir sporcu olacak.. İsminin Davist olduğunu söy- lüyor. Maruf bir armatörün oğlu imiş. Size bir de mektup verdi. Limbos Yaverin sözünü kesti; — Verin mektubu! Binbaşmın uzattığı mektup amiralin parmaklarında evrildi, çevrildi, sonra a- çıldı.. Limbos mektubu okurken dudak. larını çerçeveliyen bir tebessümü yâve- rinden saklamağa lüzum görmemiş, oku. masinı tamamladıktan sonra ayni neşeli tavırla yaverle konuşmağa devam etmiş- ti: — Beraber getirmek istemediniz mi? — Teklif ettim. Şimdilik kotrasma çe- kidüzen vermek için biraz meşgul olaca- Fanı söyledi. Ben malümat getirmek ve Bartın'da bu hususta yeni emirlerinizi telâkki et. mek üzere buraya döndüm. — O halde size ikinci defa zahmet ola. cak! Lütfen tekrar sahile dönün,.. Deli- kanlıyı alın, beraber gelin! — Başüstüne amiral! Binbaşı Enver ters yüzüne istimbola atladı. Tekrar sahile gitti. Davist kotro. sını kenara çektirmiş, dalga tutmayan bir köşeye çıkartmakla'meşguldü, Binhaşmın tekrar döndüğünü görünce sevinçle ona koştu; sordu: — Nasıl binbaşım! İvi haberler insal- lah? Enver bey güldü, izahat verdi: — Mektubunuzu amirale verdim.. Hoş landı. Şimdi sizi gemiye istiyor. — Hazırım binbaşım! — Öyleyse buyurun! İstimbota gide- lim! ; Yaver, oradakilere kotraya göz kulak olmalarını tekrar tekrat tenbih ettikten sonra Davistle birlikte Barbarosa avdet eti, (Devamı var) ir iie | REdEZES 2052 0810810001000322, ellerini öpmek | — Size zahmet olacak binbaşım?.. A. | bekle- (8 Yurdun Dilekleri Sa yanında kuraklık çeken köyler Dün matbaamıza Sivas ovilâ- yetinin Suşehri kazasınm Avanos ha- hiyesinin Baruibalâ köyünden olduğu- mu söyliyen bir okuyucumuz geldi ve Sandıklı'da Köylü rejimi şöyle mukayese ediyer:! yorsunuz!,, Hey oğul, eskiden neyimiz varsa şehre götürür, verirdik; kalanmı da geli hırlardı. Şimdi biz şehirden gidip alıyoruz, alamadığımızı da «iz getirip 14 TEMMUZ — 1938 şöyle bir temennide bulundu: i “Bizim köyün civarından büyük bir İ su geçmektedir. Bu su böyle gürül B gürül akarken ciyarm kuraklık çek. İİ mesi doğru olamıyacağı cümhuriyet i hükümetimizin gözünden kaçmamış 5: ve bu sudan kaza dahilindeki 40.50 | ek dö * köyü sulamağa teşebbüs edilmişti. Bunun için altı sene kadar evvel ka- 8 sallar açılmağa başlamış ve bir kısım Et kanallar da ikmal edilmişti. Bütün ei. var halkının çok mühim bir ihtiyacımı karşılıyan ve köylünün cidden yüzünü : güldüren bu teşebbüs, ne yazık ki, o zamandanberi yarıda kalmış bulunu- yor. Şimdi, kaza dahilinde böyle bir ;i İ zengin su gürül gürül akarken 40 - 50 $i köy zaman zaman kuraklık çekmekte; halkım gözleri semaya dikilmiş, bir se- fi nelik emeğini ve nafakasını kürakdık. # ij tan koruyneak halâskâr bir yağmur beklemektedir. Alâkadarların bu se. zel teşebbüsün tamamlanması için na- zarı dikkatlerini çekmeni rica ede- rim.,, Okuyucumuz dileğinde haklıdır. Bil, hassa nafia vekâletinin yurdu sulama işlerini en ön safta ele ularak munta- zam bir plânla, muazzam bir çalışma $: devresine girdiği bu sıralarda, bu ka- bil haddizatmda küçük ve fakat ma- halli fayda ve ehemmiyeti eee; büyük natamam teşebbüslerin de der- hal intaç edileceğini beklemek ve is- trmok yerinde olur, Öyle sanıyoruz ki, Sivas valisinin bu hususta yeni bir 5 teşebbüs ve himmeti 40-50 küy hak. Bİ kmm yüzünü güldürebilir. SİVASLI Sandıklı, (Hususi) — İlçemiz balke- vi tarafından tertip edilen köy gezile- rinin birsi de din yapıldı. Saat 8 de evimiz önünden başta köy- "eli ilçebayımız olmak üzere öğretmen, memur ve halkdan mürekkep (50) kişi- lik bir kafile otoböslerle hareket etti, Sırasile kesik, ekinhisar, resil, ürküt, kılandıras, başağaç, köyleri gezilerek saat 19 da geri dönüldü. Ziyaret edilen köyler her cebheden incelendi, Hastalar muayene edildi, ço- Cuklara aş: yapıldı, hastalara ilâç, ço- cuklara şeker, sıtmalılara kinin verildi. Köylünün dilekleri tesbit edildi. Her sahadaki isteklerine, sorülârma cevap verilmeye çalışıldı, Mahsul, ağaç, hay- van, çocuk bakımı ve hastalıkları Üze- rinde konuşmalar yapıldı. Köylüler kendilerine hiç bir külfet 45lik bir kunduracı Karısının balta ile Kendisi de... Bartm, (Hususi) — Çaycuma nahiye- sinde tüyler ürpertici bir cinayet olmuş, bir adam gece karısının kafasını balta i. le koparmıştır. Feci hâdisenin tafsilâtı şudur: Çaycuma nahiyesi merkezinde kundu- racılikla meşgul Raif adında kırk boş- İlk bir adam vardır ve biraz da aklmda bozukluk olduğu için halk arasmda Deli Raif diye anılmaktadır. Fakat Raifin de- Mahkümlâr okutuluyor Halkevinin bu teşebbüsünü üç öğretmen üzerine aldı Bartım, (Hussuj) — Halkevimiz hapis- hancdeki mahkümlara okuma yazma öğ- relmeğe karar vermiş vo bunun için fa- sliyete girişmişli, Halkevi azasından © lan öğretmen Seyfi ve Muharremle öğ. retmen Hıfzı bu hayırlı vazifeyi üzerle. rine almışlar ve evvelki gün müddeiu- mumiliğin müsaadesile hapisahneye gi- derek mahkümlsra halkevinin kararmı bildirmişler ve okuma yazmanın cozala- rın bitirdikten, sonra namuslu birer va- tandaş olarak İçine karışacakları cemiyet hayatında kendilerine çok faydalar te - min edeceğini anlatmışlardır. Mahküm- lar bu alâkayı şükranla karşılamışlar ve hemen derslere başlanmışlır. Dersler haftada iki gün verilecek ve bir gün.de müzakere yapılacaktır. Kurs sona erdik- ten sonra muvaffak olanlara halkevi ta- rafından şehadetname verilecektir. ik pm ill li e alm eyni elin 4. İdiz İl kafasını uçurdu ÇILDIRDI! liliği gelip geçicidir ve halk arasında bu- lunarak mesleğiyle uğraşmasına mâni ©- lacak derecede değildir. Bundan birkaç ay evvel Raifin evinde bir hirstz'ik olmus, bu adamın bazı eğya- ları çalınmıştır. Raif yaptığı tahkikat neticesinde hirsızlığın ayni evde bera - berce yaşadıkları karısı tarafından Yapıl- dığını öğrenmiştir. Raif, kendisi gibi bir 4x aklından zoru olan karısını sikaştırmış, karısı da çalıp köyüne kaçırdığı eşya - lardan bir kısmmı tekrar eve getirip yerlerine koymuştur. Karı kocanm aras 81, bu hâdiseden sonra, fena halde açıl- mış, Raif karısı Emineyi mütenaddid de- falar evinden koğmuştur. Fakat kadın her defasında yine dönüp eve gelmiştir. Emine birkaç yün evvel koğulduğu ko- casının evine yine dönmüş vo işte bu hâdise Rafi çileden çıkarmıştır. Yapılan tahkiknta göre, Raif cinayeti etmiş, fakat öyle bir an gelmiştir ki ya, tağında gözleri kararmış, beyninin yan- dığın! hissetmiş ve birdenbire fırlıyarak aşağıdan baltayı kapmış ve karısmın ©- dasma girerek uyurken iki darbede ka- fasmı boynundan koparmıştır. Sonra oda, nm düvarlarına sıçrıyan kanları temiz- lemek İçin şuursuzca saatlerce didinmiş ye sabah olur olmaz da usulu uslu kah- veye giderek oturmuştur, Raif bundan sonra alacaklılarmı dolaşarak borçlarını vermiş ve onlara: “Arlık beni göremez- siniz, hakkiniz helâl edin!, demiştir. Daha sonra Devrekte bulunan kiz karde- şine aerle gelmesi için bir telgraf çok- Mig, ee nahiye müdürüne Sandıklı halkevi araxÜrküt köyünde köylüler arasında tahil etmeyen bu ziyaretin iyili den başka hiç bir maksada matuf dığını taktir etmişler, çok sevin dakikalar geçtikce kafilenin eti daha çok toplanmağa, içlerini daha çok O sokulmağa ( başlamt ve memnuniyetlerini milli oyunlar “1 namaksuretile de izhar etmişlerdir. i filenin beraberinde götürdüğü belet. bandosu da köylülerin ayni zar neşeli saatler geçirmelerine etmişdir. 3 Hülasa her sahada yatak gösteren evimiz bu alandada gi muvaifak olmaktadır. road y Bu faideli ziyaretin eski görmüş ihtiyarlar üzerindeki tesi! anlamak merakmdan kendimi kurt madım. Bir ihtiyara sordum. — Nasıl memnun oldunuz mu? — Nasıl olmam oğul. Eskiden size varırdık, şimdi siz bize geliyö” nuz, dedi, Yanımızdaki bir başka ihtiyar karışarak: — Oğul biz eskiden neyimiz götürür verirdik, kalanmı da geliP lardı. Şimdi eksiklerimizi gidip ruz, gelip veriyorsunuz Allah de zeval vermesin. > Tu mükalemeyi, evimizin bu gef ne kadar Faydalandır&ı! ve mütehassis ettigini uzun uzağ” yazmamak için kayıt ettim. 2 Izmitte 9 Halkevi daha açılacak | İzmit, (Hususi) — Nüfusu iki © fazla olan kasaba ve köylerde birâf *kovi açılması kararlaşlırıldığında” yıl gubet ayında halkevlerinin yö mü gününde vilâyetimiz mmtg tesbit edilen şeraiti haiz dokuz W ve köyde birer halkevi açılacaktır. evler şuralarda açılacaktır: Geyv& dek, Karasu, Gölcük, Ihsaniye, Sapanca, Darten, ve Tuzlada, gelecek yıl, bu dokuz evle beraber yetimizde mevcut halkevleri dörde çıkmış olacaktır. — Mersinde kudu? tedavi edilecek Mersin, (Hussul) — Kuduz vey$ duzdan şüpheli hayvanlar tarafınd8i ” rılanlar, şimdiye kadar Konya, EW v gönderilmekteydi. Sıhhiye vekdleti nun hem külfetli ve hem de duğunu nazarı dikkate alarak bU vinin Mersin hastanesinde yapıl için icab eden levazımın gönderile bildirmiştir. Sıhhat müdürlüğü lara başlamıştır. gi giderek hâdiseyi anlatmış ve tesi” muştur, gi Raif o gün akşama doğru büsbütü dırmıştır, -