14 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

14 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iz , 14 ki — 1938 DÜNKÜ NUSHADAN DEVAM saa Korakora, giriyor, çıkıyor, sız- binüiz. acıtan bir adale yığını halinde i Muhtelif hareketle gitgide hızmı va | bir hücum kasırgası halini alı. ap istikbal e kendi arasında duran me Kingi ortadan biran evvel kaldır. er bütün gayretini ( sarfediyordu. King ise bütün bunlara tevekkül ve gi tahammül ediyordu. O hem ken- İlin hemde artık kendisinden gitmiş İnme Sel ve onun âdetlerini iyi bi- f Soudelin hırsının bir kısmr geçin ii yapılacak iş yoktu. Onun yum birini başının tepesile dur.” in için bililtizam eğildiği vakit için ik Rüldü. Bu yaptığı boks kajdelerinin etmediği bir kurnazlıktı. İnsan elle. kemiklerine dikkat etmeliydi. Tal. tepesine yumruk Yürmak demek ekseriya bütün ihtimam- ! ig râğmen pek kolay sakatlana. m bu nazik kemikleri incikmek demek King tepesine yediği bu Epik deli daha mutazarrır olduğuna e. izi ii Jj ed » King hem döğüşüyor hem düşünü | ela: Parmaklarından birinin. sakat- olması. Soudele uzun zaman tesir Onun tecrübeleri geçen senelerle 0, parmaklarından birini Kirgin nasıl sakatladığını hayıfla dü- başlıyacaktı. e #üvumli baytir aşağr Sondelin r bitmişti, O Kingi bir yumruk yağ- ri hâlde King ona hiçbir Yapmamış, bir tek yumruk bile vur- games eskiv yapmak. kora- hk girmekle iktifa etmişti. Sade bir ara birkaç yumruk vuracakmış gibi yap» İŞ ak Bir yumruk yediği vakit başını lan. eeriisini olduğ gibi Sikarrıf İİ işti “fhtiyartık,, mukabeleye cesaret j evvel gençliğin hızı geçmeliy © Kingin hareketleri bati ve metedileti. ir kapakir, yavaş hareket eden gizle. Me varr Uyur bir hali ovardı. Halbuki ki Ve Elleri herşeyi gören, hez olup bi. sında kırpışıp korkan gözler değildi. Bil- âkis herşeyi görüyor, büyük bir soğuk. karlılıkla mesafeyi ölçebiliyordu. Bir dakikalık istirahat için köşesinde oturduğu zaman King bacaklarını uzattı, kollarıar iplere yasladı, Göğsü saklama. ğa lüzüm görmediği bir şiddetle inip çı- kıyor, yüzüne sallanan havluların vücu- duna fırlattığı havayı derin derin tenef- füs ediyordu. Gözleri Kapalı seyircilerin seslerini dinliyordu. Birçokları ona s€3- leniyorlardı: — Neden döğüşmüyorsun Tom? diyor- lardı. Korkuyor musun? ondan? Ön sırada oturanlardan biriniz kendi- si için: — Adale bağlamış, daha hızlı hareket İ edemez. Yüzde iki yüz Soudel kazanacak, dediğini duyuyordu. Gong tekrar çalmış, o böksbrler yerle. rinden fırlamışlardı. King iki adım atın. caya kadar Soudel onun karşısında di- kilmişti. King bunu enerjiden ( tasafruf için yapıyordu. İdmanı yerinde değildi. İyi gıda almamıştı. Atacağı her adım onun için kıymetli idi. Bundan başka o raya gelmek için üste bir de iki mi yol yürümüştü. İkinci ravunt aynen birinci ravunt gibi Soudelin hücumları, Kirgin müdafaasile geçi. Halk kızıyor, Kinge neden döğüsmediğini soruyordu. Soudel zengin bir mirasyedi gibi bol bol enerji. sini sarfederken King ancak ihtiyarlığa has bir hasislikle kuvvetini saklıyordu. Seyircilerin ekseriyeti döğüşü pek muva. zenesiz buluyorlar, Soudel lehine bire kar şı üç bahse girişiyorlardı. e Kingin nasıl Bir boksör olduğunu İyi bilen birkaç kişi vardı ki onlar bu bahislere tereddütsüz iştirak ediyorlar, kolayca para kazanma- mın yolunu bulmuş insanların itminanile için için gülüyorlardı. Üçüncü ravunt ta. evvekkiler | gibi tek taraflı olafak haşlamıştı. Bütün kücumu HABER — Akşam postarı UEOM: * “Bir parça et, vunt başlıyalı yarım dakika kadar geç- migti. Soudel vaziyetin verdiği emniyetle bir açık vermişti. Kingin gözleri ve sağ kolu ayni anda harekete (geldiler. Bu, maçın başından beri onun o vurduğu fik hakiki yumruk havada, omuz hizasından başlayıp asağı doğru bir kavis çizen ve vücurun bütün yükünü taşıyan kısa bir kroşe idi. Sanki uyur görünen bir aslan birdenbire, şimşek gibi bir pençe atmıştı. Bu darbeyi tam çenesine yiyen Soudel âdeta cansız gibi vere düşmüştü, Seyir. cilerin ağzı açık kalmış. aralarında tak- dirkâr mırılularla konuşmağa başlamış- lardı. Demek onda adale tutukluğu falan yoktu. İstediği zaman balyoz gibi vurabi. liyordu. Soudel sarsılmıştı. Yanüstü dönerek kalkmağa teşebbüs etti; lâkin Suvan; lerinin ikazı üzerine vazgeçti; dizinin üs tünde doğrularak yerinden fırlamağa mü heyya, sayıyı beklemeğe başladı. Dokuz da yerinden kalktı. King, yumruğu bir iki santim daha çenenin ucuna doğru Vur İ madığına vadim olmustu. O takdirde maçı nakavtla bitirmiş, otuz İngiliz lirasını almış olacaktı. Ravundun kalan kısımı hareketsiz geç- ti, Soudel ilk defa olarak hasmına karşı bir hürmet duymuştu. King ise evvelki bati, uvkulu halini bırakmamıştı. Ravundun biteceğine yakm King ken- di köşesine yaklaşmış, gong çalar çalmaz hemen iskemlesine oturmuştu. Soudel i. se köşesine gitmek için ringi baştan başa katetmek mecburiyetinde kalmış, hem €. nerji sarletmiş hem vaktinden kaybetmiş ti. Bunlar ufak şeylerdi ama bu gibi ü- fak şeyler üstüste gelince bir yekün teş- kil edebilirdi. Her ravundun başlangıcın Jack London kalkıyor, Soudeli kendine doğru yürüme ğe icbar ediyordu. İler Tavundun sonun. da, Kingin manevrası sayesinde gong tam kendi köşesinin önünde iken çalıyor du. Bu minvsl Üzere iki ravunt daha ge. lip geçti. Soudelin bur işi biran evvel bitir mek gayretile gösterdiği fazla sürat Kin- gi rahatsız etmeğe başlamıştı. Çünkü üze rine yağan yumruklardan bir ksımı he- deflerini buluyorlardı. Buna rağmen o itidalini elden bırakmış, yavaş hareket etmekte ısrar ediyor, genç seyircilerin dö. ZBüşmesi için bağırmalarına kulaklarını tıkıyordu. Altıncı ravuntda o Soudel bir an için gene ihtiyatı elden bırakmış, Kin gin müthiş yumruğu hedefini balmış ve Soudei dokuza kadar yerde kalmıştı. Yedinci ravuntta Soudelin hızı geçtiği görülüyordu. Muhakkak ki bü onun şim. diye kadar yaptığı maçların en sıktsıydı. Filvaki Tom King yaşlı idi. Fakat Sön- del şimdiye kadar karşılaştığı geçkinler arasında böylesine rastlamamıztı. To- mun mükemmel bir müdafaası vardı. Çok soğukkanlıydı. stelik her iki eliyle de nakavt çıkarabilecek yumruklar vur. mağa muktedirdi. Buna o râğmen Tom King sık sık vurmuyordu. El mafsalla. rının ezik olduğunu unutmuyor. ellerini acıtmaktan maçın sonuna (kadar idare etmek istiyordu. Köşesine oturduğu za- man zihni meşguldü: Şu profesyonel bok sörlük ne tuhaftr. Kendi boks bilgisile Soudetin gençliği bir araya gelseydi orta ya bir ağır siklet dünya şampiyonu çi kardı. Halbuki Soudel hiç bir zaman dün ya şampiyonu olamıyacaktı. Ring tecri. besi, kurnazlığı yoktu. Onu ancak genç- i vermek suretile satın alabilecekti. O zaman da iş işten geçmiş olacaktı. King bildiği her şeyden istifade ediyor du, Korakora girmek için hiç fırsat kaçır mıyor, her korakora girişinde omuzuyla hasmının kaborgalarma (o çarpıyodu. 4 A a bir yumruk kadar hükmü (vardı; hatâ yumruktan da iyi idi. Çünkü vurana da- ha az efor sarfettirirdi. Sorim korakoflar da King bütün ağırlığını Sondele yüklü yordu. Bu, her seferinde hakemin müda- halesini mucip oluyor, hakem onları ayı rmcaya kadar King dinleniyor, diğeri de yoruluyordu. Soudel Kingin o kaburgalarına sıkı Bir yumruk tutturmuştu. Ha'kın kısmı aza. mı Kingin bu yumruğa nasıl tahammül edehildiğine şaşmışlardı. Orada bulunan | lardan ancak bu işi iyi bilen eskiler Kin. gin tam yumruğu yiyeceği sırada eldi- venile Sowdelin pazusuna dokunduğunu görmüşler, ve onun ne demek olduğunu anlamışlardı. King bu ufak hareketile o müthiş yumruğun şiddetini yarı yarışa | azaltmış , eliyle ora bir nevi fen yap- mıştı. Dokuzuncu ravuntia Kimgin ani sağ kroşesi bir dakika zarfında havada üç kısa kavis çizmiş, üçündüde de Soudel iri vücuduna rağmen boylu boyuna yere gerilmişti. (Devamı var) leri ve yeni karakollar Kars, (Hususi) — Arpaçay, Çıldır, Göle ve Ardahan kazalariyle Okan, Karsta jandarma ev- Kurtkale nabiyelerinde yapılması ka- rarlaştırlan jandarma subay evleriyle sümune karakollarının temelleri valimiz tarafından meresimle atılmıştır. han Tarus'un Küçük hikâyeleri Doktcr Mornro'nun Mektubu — Yakında çıkıyor — ir üninimmelen gözlerdi. kaçmılamıyacak bir yumruk karşı Si me i — Elendimiz Preskler'e mi güle i tek) v — Hayır. Ben manastırda buluna- <ağım, Mabel kendi kendine; fi — Manastıra gidecek, - diye murl- © dardı. Bu sırada büyük bir ıstırap için de Kin in oturduğu evin manastıra p Ait olduğunu düşünmüştü. K Kraliçe devam etti: » “- Sen de benimle beraber gelecek” SİN. Biz bahıçıvanın oturduğu rahibin © Kulübemsi yerinde bulunacağız. ük Mabel sarardı. Dudaklarından bed- © duaya benzer bir şey fırladı. İçinden: ii — Allah! - diye mırıldandı. Allah, kader, tesadüf. Bu üç tâbir © eğdi zatinde ayni geyi, her üçü de İ Meisimizdeki hakikatleri ifade eder. Mer üçü de izah edemediği ve sebeple- i anlıyamadığı hödisat karşısmda ; im duçar olduğu hayreti anlatıyor > 5 zamanlar, insan bir şey karşısında ii Aviz duyunca, işe yabaner bir kuvvet rdı. Mabel de, Margariti, Mir- © Bin sğındığı yere sürükliyen sebebi © İliyamadığı için; İ —alanı diye söylermiş isi yoluna koyan “Allah, & ve bu y “e “Allah,, kendisine kerşr çök met- Mametsizce davranıyordu. . 5 Acaba intikamımı almayı Allah iyor mu? - diye düşündü. Yahut lü” dahı İntikam vaktinin gelmediğini bik 5 ie istiyor? Fakat ben çok azap Yıllardır bekledim. Yanında kilan seneler içinde hiç bir sö- e hiç bir hareketim, hiç bir bakı - kin en kendisine karşı beslediğim garazı anlatmadı. O alel te az gördü. Bir damla gözya- medi Allahım çektiğim Map kâfi değil mi? Allahım artık İsyan ediyorum! Beni Margark — n, yurarukla vuran Sourletdi. Ra- BÜRİDAN yalvarırım sana, Oğlumu öldüren ka - dının kızıtı benim elimde bulundur. Mabelin Allahına söylediği bu söz ler kendisini teskin etti. iğ sini SöZ DINLİYEN ALLAH Sen Jermen Depre manastırının ra- hibi Messir Kleman Maho altmış ya- şında olmasına rağmen kendisini çok iyi muhafaza etmiş bir adamdı. Sik ve siyah kaşlarının altındaki gözlerinden haşin tabiatli biri olduğu anlaşılıyor - du. O cemaatinin imtiyazlarını şildet- le müdafaa cder ve telebelere karşı de tin bir nefret beslerdi. Filhakika, şimdiye kadar muhtelif devirlerde manastırlarla talebeler ara- sında kavga eksik olmamıştı. Bu mü- cadelelerin ası) sebebi de Preokler'di. Talebeler buraya hâkim olmak, kilise- nin elinden bu araziyi almak İstiyor. lardı. Kilise ise, onların bu tecavlizlerini önliyerek kendi hududu haricinde bu- lunan arazi parçaların: eline geçirmek istiyordu. İşte bu münasebetle kavga eksik olmazdı. Bu harplerde bazan ki- lise, bazan talebe galebe çalardı. Fâ- kat Kleman Maho zamanında, galip manastır bir kaç mühim muvaffakıyet- ten sonra talebelerin taarruzuna uğra- mamıştı, Buzün Bazoşlılarin, Gâlileli- lerin ve talebelerin toplar maları da ki- lise yüzünden değildi. Messir leman Maho, Trankavel'in kumanda ettiği bölüğü içeriye alması, üç bölüğün, kilisenin bu ezeli düşman- larına karsı muvaffakıyet O kazanamı- ması endişesinden Neri gelmişti. Böyle bir vaziyette Trankavel bölüğü imla- da koşacaktı. Baş papas yemekhanede Trankavel- le zabitleri şerefine mükellef bir kah- valtı hazırlatmıştı ve kendisi de tenez zülen buna iştirak etti, Bu sırada Tran kavel yanında bulunduğu bir sırada da King bililtizam yerinden gayet yavaş Rin felsefesine göre omuz darbesinin BTRIDAN —————— — diğerlerine örnek olarak bir hale g« » miye teşebbüs ettiğim za'ran meleris* karşılaşacağım: biliyordum. o Yalnız köylüleri ve şehirlileri ezmedim? Dere beyliği de çiğnedim.. Hükümet içinde müsaviliği tesise çalıştım. Fransayı böy le geniş ve müsaviliğin hüküm sürdüğü bir bale ve o sahanın ostasında hü- kümdarın tahtından başka göze çarpan bir şey bırakmamaya çalıştım. Doğru! © Ekseriyetle, avamın cinayet adını ver- dikleri hareketler karşısında titredim, fakat azmimden bir şey kaybetmedim. Bina kimsenin hâkim olmasını kabul edemem, Gerçi, bazı geceler, kulağıma gelen şeylerden korkardım. Fakat o za- man begi teselli edecek bir şey vardı. O'da kızımdı. Hükümet işleri dimağı mın yorulmasına, kızım beni teselliye sebep ölürdü. Mirtiy yüzünü iki eli arana alarak mırıldandı; — Babat. — Mirtiy! İşte milletin haklımda düşündüklerini yüzüme çarpan adam bul... İşte etrafımda duyduğum haka- retleri toplıyarak yüzüme fırlatan a * dam bul. İşte Büridan!.., Ben de An- gerrand dö Marinyi, İşte nişanlım de- diğin adam, İşte sen de beni teselli e den kızım. Marinyi daba boğuk bir sesle ilâve etti: — İkimizden birini intihap et! Mirtiy çok fena bir vaziyete gelmiş- ti, — İntihap mı? - diye mırıldandı, Ba bamla nişanlımdan birini intihap m edeyim?.. Bu sırada yüksekten gelen âmirane bir ses, odanın sessizliğini bozdu? — Bu dakikada, bu kız, ne Bürida- nı, e de babasını intihap edebilir! Burada benim de bir hakkım var. Ma- rinyi bunu siz pek iyi bilirsiniz. » Herkes başını kaldırdı. Biraz önce 3 Mirtiy'in indiği merdivenden şimdi de bir kadının indiğini gördüler. Bu ka- dın Margarit dö Burgony idi. Marinyi gözlerinde bir sevinç pa rıltısıyla başını eğdi. Büridanın başını bir katil arzusu sardı. Bu sırada Margarit Mirtiy'e doğru ilerledi. Kraliçeyi gören iki maskeli vi titrediler. Bunlardan biri kendisini kra« İlçenin önüne atmak istiyormuş gibi bir hareket yaptı. Bu sırada Margarit koynundan çr- kardığı bir gümüş düdüğü çaldı. Kapı şiddetle açıldı. İçeriye bir sürü asker yığıldı. Lansölo; — Haydi! - diye bağırdı. Büridan kendini kaybetmiş bir hal- de, kraliçenin merdivene doğru çekti- ği Mirtiy'in üzerine atıldı. Kendisini bir sürü adam yakalıyarak sürükledi. Büridan odanm bir köşesine götürül düğü s'rada Marinyi ile kraliçe arâ- sında bulunan kızın merdivenlerden çıkarıldığını gördü. Genç kız: — Imdad, Bürldan - diye bağırdı. Bütidan haykırdı ve orada ölmeye ah- tederek salderdi. Kendisini yeniden yirmi kol birden yakaladı. Bir kaç saniye içinde elinden silâlu almamıştı. Etrafma bakındığı o sıradı iki maskeli adamın da kendisi gibi ya- kalandığını görmüştü. Giyom'la Rike ortada görünmüyorlardı. Lansöloda bu görünmiyenler arasındaydı. Si Öle MABEL Biz Mabeli, Büridan'la arkadaşlarımı takip eğerek Mirtiy'i bahçıvanın evine yerleştirdiklerini öğrendikten sonra Luwr sarayına döndüğü ve kraliçenin yanına girdiği bir sırada terketeiştik. iv |

Bu sayıdan diğer sayfalar: