9 TEMMUZ — 1938 İmanla Köyün yol Yazan; Nizamettin Nazif *fik Ahmed Sevengil'in on bir hikâ- Yesini bir arada sunan yeni kitab bu adı “Süyor. Hikâyeler de şunlar: 1 Köyün yolu, 2 — Medeniyet dersi. 3 — Her şeyin en iyisi — Postumuzun hakkı var. — Yengeç AH. — Böyle intihar olur mu? — Bir'tabak kırıldı. — Belediyecilik. — Çölenk, — Gece işçisi. — İsimsiz hikâye, Bunların bangisi gazetelerde megre- İŞ hangisi edilmedi bilmiyorum. Hep- owaaws ES do okumadım. Fakat ün yolu, © işçisi ve Çelenk adlı hikâyeleri Bevkle ve her satırında bir kat daba Cdilen bir merak ve tecessilele 9- kadüğumu söyliyebilirim. Refik Ahmed Sevengü her geyden Sel “gazeteci” dir. Küçük hikiyeei- Sanatında kendini ilk tecrübe ettiği Binden bu güne kadar verdiği bütün e. © muvaffak oluşunun sırrmı ben Sana bu büviyetinde bulurum. Hangi va- hangi edebi sahada, zeki, tecrii- deli, Börüş ve seziş kudreti yüksek, in. Sahları gönüllerinden kavrayip #ürükle- Deyi bilen bir gazeteci kadar yüksek Yaitli olabilir? Sanatı tamamiyle edebi- Yatın dışımda olan gözeteci, edebiyat Beklelerini zabta karar verdiği gün bu Mevlden bir kararı tatbika kalkışmış, yka mesleklerden rakibi kolaylıkla Bölgede bırakabilir, Negriyat meydanı bunun sayısız misalleriyle doludur. Böy- az misal vermemiş olan Refik Ahmet #vengi'in son kitabıyin da bu misal » mutlaka, bir yenisini katmış oldu- N kabul etmeliyiz. Niçin gazeteci Refik Ahmet, muvat, bir hikâyecidir? gazeteci Refik Ahm Yi Münalandıran en büyük yani, Semiyetten mevzu almak, hünerini “9k iyi biliyor. Tasannudan ârt olan ya- SX tarzı, “ille ölmezler arasma katıla “ağım,, diye tepinenlere asla benzeme- Yİhi, her kelimesinden, her setrrmdan tane; — Meşhtr olacağım! aman beni be- Üeminiz, arsulusal bir edeki kıymet ola- Yenir vaveylâsı, foryadı, yalvarış: fışkırt. & İle, vakarı ve ağırbaşlılığı ile ilk asta okuyanm sempatisini kazanıve- » Ve atila çam sakız çiğnetmiyor. hikâyeyi “bir şey söylemek İçin, Yor, bir şeyi “okuyanm insiyakt ha- Mmo sokmak için,, yazıyor. Fakat ba hi. Yenin hiçbir tarafım. e Muharririn boni yazmaktan kastı Eyy gazeteci. Sektinde bir zıvıtnia Sezilmiyor, u hal ancak olgunluğun bahşettiği PPS dip; “ m olgunluğunu, bilgi olgunluğu. emi Sanat olgunluğunun, müşahedede, tiikte, tahlilde ,terkipte ve veriş tar- olgunluğun... ... Refik Ahmed Sevengili, bize kazan. son ©s6r için tebrik etmek iste- Küyün yolu”, bana çok ileriye olanlar için modası geçmiş vası- Sok geride kalmış olanlar için Modern bir vasıta kı; Sri seve seve kabul b Üre di ettirdi. Meter kötü ve hoğdgüm menfaat için Bak İs an kürmazlığın riya İle ka- bay e e lik balini aldığı gün “neb- bir e berekan ne “cemiyet dışı ml ne çakal olduğunu bir daha i& batırlattı. Nizameddin Narif a İk HABER — Aksam Bosi, z kA > —z 5 MESELE) em Langlan'ın Hava tebdillerimizde Çadırda kamp kurmağa büyük bir ehemmiyet vermeliyiz Çünkü: En güzel ve en faideli hava tebdilini, bizim pek çok ihmal ettiğimiz bu usulle yapmak kabildir. Yaz geldi, Bu mevsimde, dünys- bin her tarafında, hadsiz, sayısız kamplar o kurulur. Avrupahlar, Ame. rikalılar kampın sıhhat için ne fay- dahı, ne mükem » mel bir iş olduğunu yakinen bilirler. Fakat, son «0 , nelere kadar biz, bütün dünyanm ta- nıdığı bu güzel usu- le hep yan gözle bakar, hiç yanaş - mazdık.... Bereket ki, son senelerde, mek - teplerde ve hattâ ik mektepleri e kamplar kurulmaya başlandı. Gençlere, çocuklara kampın kıyıneti, İyilikleri öğ- retildi de hepimiz, kamp hakkımda birer fikir edinmeye başladık. Kampta, çadırda, yatmağı yadırgama- mız yavaş yavaş geçmeye başladı. İki se- nedir yazm birkaç haftalık zamanımı ça- drda geçirmek istiyen vatandaşların çoğaldığını görmekteyiz. Karıpm güzellik ve (aydasmı anlat - mak İçin geçenlerde Ulus gazetesinde “G. A,” İmzssiyle çikan şu yazıyı oku- malarmı karilerimizo tavsiye ederiz: “Ona, İsterseniz, modern terimle, kamping deyiniz, fakat yaz mevsiminde hava tebdili için en iyi usul bu olduğun da hiç şüphe etmemelisiniz. Bi çağır altında teneffüs ediler hava, ne kadar açık yerde kurulmuş ©- lursa olsun, hiç bir bir evin içinde bu- İunnamaz. İnsan ter temiz havalı bir oda içinde yattığı vakık bile, odanın ha- vasını, başka hiç bir kimse bulunmasa, kendisi kirletir. Sonra o kirlenmiş havayı temizlemek için pencereleri, kapıları açmağa mecbur olur ve gene odanın havasını iyice te mizliyemez, Halbuki çadırlarm havasını kirletme ğe imkân yoktur. Küçük bir çadır altm da kaç kişi yatarsa yatsın, daima açık olan havayı kirletmez. Onun için çadır altında yatmaga, bir kaç gün içinde, alışmış bulunanlar artık evlerde, odalar içinde uyuyamaz olurlar. Yatacakları oda ne kadar geniş olta gene çekinirler, Bir nehrin mecrası değiştiriliyor İHAN harbinde çok kanlı taarruzlara ve müdafaslara sahne olan İzonzo nehrinin binlerce senelik eski ya- iymeti alabil, İtağı cdğiştirilecektir. Bu nehir Üzerinde Avrupanm en bü- yük elektrik tesisatini yerleştirmek üzere akıllara hayret ve- rocek tesisat yapılmaktadır. Mühendisler 300.000 beygir kuyvetinde bir muharrik kuv- Gtmek için İzonzonun sularına yeni bir akıp İstika- m6y6 uğraşıyorlar. neller açmi pmak için birçok dağ parçaları atmak, birçok tü, ve birisi 9 milyon metra mikâbı, diğeri 120 mil. yon metre mikâbt su nlacak İki sun'i havuz yapmak icab et. Sonra, çadırın kolaylıkla istediginiz yere götürülebilmek İmkân: bugün bir ovalıkta çimen üzerinde, ikigün sonra bir dere kenarında, sonra bir dağın yama cında, daha sonra deniz kenarmda. Hava tebdili için en fena tarz, bence, insanın kendisinin yazlık evi bulunması» dır. Peynır yerine sabun alan adamın ister istemez yemege mecbut olduğu gi- bi, her yıl aynı yere gitmek mecburiyeti nihayet sıkıcı, bıktırıcı bir şey olur. Her yıl aynı mevsimde aynı manzaraları, çok defa aynı adamları görmek nihayet in- sanı usandırır. Her yıl yaz mevsiminde başka başka yere gitmek için kira evi aramak da bü- yük bir derd. Hava tebdili yerlerindeki evlerin piyasaları her sene her yıl deği. şir, bu yıl bakalım bizim büdeemize uy- gun gelir mi? Kimisinde döşeme bulunur, kimisinde bulunmaz, Evolumca eşyasız olmaz,.He- le misafir geleceğini de hesablarsanız götüreceğiniz eşyanın haddi hesabı bu- lunmaz. Halbuki, hava tebdili için, bir çadırı- mız bulunursa her yrl değil, her hafta, kendinize güvenirseniz her gün istedi- ğiniz vere göbürebilirsiniz. Şimdilik, kamping usulü bizde de ya- pılmcıya kadar, çadır altına misafir git- mek âdet olmadığından, çadırla birlikte taşıyacağımız eşyanız pek az olür. Ça- dız altında oturulunca elbise için de pek gok külfete lüzum kalmaz. Bir iki kat elbiseyle, tuvalet ve makiyaj için bir kü- çük el çantası... vardır, miştir. İzonzo barbinin geçtiği sahanm en karlı savaşlara ga“ Avrupada en çek Ssine- ması olan memleket İNEMA şirketleri mecmuasında neşredilen bir istatis. Uğe göre Avrupada en çok sincması olan memleket Almanyadır, Bugün Almanyada 6152, Fransada 4471, İrgüte- rede 4305 İtalyada 4100, 1937, Tİsveçte 1670, Romanyada 900, Belçikada 700 sinems Dikkat etmişler: bir çocuk ilkbahar. da havatebdili » 6 gölürülürse Yalnız 15 gün yer değiştir mek çocuğun sağlı» dı için yetişiyor. “Yaz mevelminde iki ay lâzm. Halbuki , yazın çadır ultnda “hava tebdili için “ yatılır. çocuk ge- n6 on beş gün için. “de sağlığını kazanı- yor. Daima ayni ik- mde yaşamak, o iklim ne kadar iyi, içinde (o yaşayan sağlığına ba kadar uygun olsa gene İn sanı bozuyor. En iyi havalı köylerde yaşıyanların bile yılda az çok uzun bir müddet hava değiştirmeleri lüzumlu oluyor.. İnsan he kadar sık hava değiştirirse o kadar sağlam olur. Sık sık seyahata çıkanların keyflerini, neşelerini, sağlıklarını elbet- te bilirsiniz. Sık sık seyahata çıkamıyanlar için de hiç olmazsa, yaz mevsiminde iki tiç baf- ta çadır altında sık srk hava değiştirmek onun yerini, az çok tutar. Geçen gün sevgili komşumun yazdığı gibi, bizde de bir kamping kulübüne pek çok lüzüm var. Öyle bir kulüp bulunsa bize yaya olarak, bisiklette, motörsiklet- te, otomobilde, şimendilterde ve kayıkta kamping tarzlarını öğretir. Gençler için de, yaşlılar için de en iyi kava tebdili u- sulü olan ve başka memleketlerin'0 kas dar iyi tatbik ettikleri çadır altı haya- tanı bize de tanıtır. Bir izah 7 temmuz tarihli gezetemizin “Mese- 16” sütununda, temizlik işleri hakkında. ki bir yazmmızda, belediye çöp kamyon- Jarmdan birinden, denize çöp boşalttığı- nı gösteren bir resim vardı. Bu yesmin altmda da: “İstanbul çöpleri böyle ipti- dal bir çekilde denilse dökülüyordu, de- niyordu. Bu kelimeler geçen sene çöplerin Kumkapı sahillerine döküldüğü sırada 8. Mnmiş olan bü resmin geçmiş bir zama- na ait olduğunu pek güzel gösteriyordu. Fakat bazı zevatta resmin yeni çekil. diği kanaatinin uyandığmı öğrenmiş ol- duğumuzdan şu Satırlaria vaziyeti dü- seltmeyi faydalı bulduk. İspanyada 3351, Sinema seyircilerine gelince, en çok sinemaya giden millet İngilizlerdir. 1937 senesinde 864 milyon İngilize muka- bil ancak 450 milyon Alman sinemaya gitmiştir. * Sarda!ya balığnıdan dinamit Çekoslovakyada hayatı 15 Yaşında, Fransız tenis şampiyonu | Süzan Langlan Geşen gün ölen Frunsız kadın tonisçi- si Süzan Langlan spor dünyasmın en moğhur bir simasıydı ve Ölümü yalnız sporcuları değil, genç yaşında ölmesi dolayısiyle herkesi müteessir etmiştir. Süzan Lanslen 1809 du Fransada, Kompiyeniyede doğmuştur. Orta balli bir ailenin kızı olan Süzan, daha küçük Yaşmıdan itibaren oyun ve spora büyük bir heves gösteriyordu. Yalnız, bu oyun- larda zekâsını son döreed iyi işleterek kullandığı için kendisine anası, babası a- facan, yaramaz lamini veremiyor, bilâ. kis onu bu hevetinde tegvik ediyordu. Yaşı ilerledikçe kendini daha ciddi sporlara veren S$üzan Langlen, bilkasan, kadınlar için en iyi ve kibar bir spor o- lan teniste muvrffakıyet güsteriyor. M4 yaşındayken, bulunduğu şehrin to« BİS şampiyonluğunu alan Süzan, bir 88“ ne sonra da Fransız tenis şampiyonu ol- muştur. Bu tenis dehası herkesi hayran biras kiyordu. Onunla çarpışan en büyük to“ nis şampiyonları bile hayrette kalıyor. lardı. Bunlardan Lakost, Süzan Tanglan- le tik defa olarak bir maç yaptıktan #onra şöyle diyordu: “Daha oyuna başlar başlamaz şa- Şırdım kaldım. Ben karşımda büyük bir gayretle koşan, kendini o köşes den bu köşeye atan bir oyuncu bula- cağımı zannediyordum. Halbuki o ka- dar rahat ve sakin oynuyordu ki, bu vaziyette üstün bir muvaffakiyet ka- zanması hakikaten hayrete şayandı. Süzan Lanzlanla bir ili karşılaştık. tan sonra anladım: ondaki büyük meharet zekâsmı ve hareketlerini biribiriyle ahenktar bir surette kul. Tanmasıydr.,, Süran Langlanın yenildiği de çok ol muştur. Fakat, kendisini mağlüb öden- lerden biraz İsonra intikamımı fazlasile almıştır. Onun en büyük galibiyeti, 1919 da, İn gilterede yaptığı maçtaki muvaffakıyeti olmuştur. Bir başkasma mağlüb olarak dünya şampiyonluğunu kaybetmiş olan bir tenisçiylo yaptığı bu maçta onu yen- miş ve herkesi hayrette bırakmıştır. E- ğer Süzan Langlan onunla daba evvel karşılaşmış olsaydı, dünya şampiyonu 0- lacaktı, Süzan Langlanm 1921 de Ameriksüa yaptığı bir maçta ağlamış olması meş- burdar: Amerikan kadın tenis şampiyonu Mi- sis Mallori ile karşılaşan Fransız tenis, Sisi oyunun ilk devresinde mağlüb ol- muş ve bütün cösureti kırılarak, sahayı ağlıya ağlıya terkelmiztir.. Bu, oyuna büyük bir ehemmiyet vererek girmiş o- lan ve muhakkak Amerikalı o rakibini mağlüb etmek istiyen Süzan Langlanın nekadar müteessir olduğunu güstermiş- tir, Fakat tesssürü geçen Süzan, bir scue Sonra Mallori ile çarpışmayı kabul et- miş ve belki büyük bir intikam gayreti. le oynamıştır. Hukikaten bu maçta Sü- san Langlan rakibini kahir bir muvaffa- hid olan bir noktasında, Sabotino deği altmda 9 kik yan. bir tünel açılmıştır. O Bu çalışmaların ilme de yardım: olmuş- (han Tarus » EE yp tur. Salâbiyettar arsiyat mütehasetsları bu nelirin tarihten ey- velki zamanlardanberi katiyyen mecra değiştirmemiş olduğu- girük hikâyeleri İm da tevsik etmişlerdir. İ * oktcr | Tahran sinemaları Onro'nun İl RANIN merkezi olan Tahranda 11 sinema vardır. Bu sinemalarda gösterilen filmlerin ekseriyeti ingilizce Mektubu ALIKÇILAR v6 bakalların gözlerini dört açması lâzım: #ardalya balığında patlayıcı bir madde varmış... Demek oluyor ki bu tehlikeli hayvan azırlarea zararsız bir mahlik görünerek bizi aldatmış, Tıpkı bir aktör gibi. Riya- kürlığr çok ileri götürmüş. Sessiz sadasır, altışar altışar sar- dalya kutularma bile girmeye razı olmuş... Sardalya balık- larmın yaşadığı kıyıların korkunç bir tehdit gizlediğini ve bak- kal dükkânmda güzel güzel yerleştirilmiş yüzlereo kutunun bir harb malzemesi fabrikasındaki dinamit tübleri kadar teb- likeli olduğunu kim tahmin edebilir? Kimya sanstmda Almanyayı bilö geçen Japonlar, bunu bir hakikat olarak kabul odiyorlar. Bundan sonra Japon &#shille, kıyetla mağlüb etmiştir. Fransız kadm tenisçisinin mütemadi muvaffakıyetleri, kadmları bu spora teşvikte büyük bir âmil olmuştur. Bunu, İngiliz ve Amerikan tenisçileri teslim etmektedir, Son senelerde Paris kadm tenis mek- tebinde muallimlik öden Süzen Langlan birçok talebe yetiştirmiştir. Süzan Langlan #ot maçmı bundan bir 8y evvel yapmıştı. Hantalığı ilk zaman, larda biç endişe uyandırmamıztı. Fakat, etrelik İ olarak çevrilmiş filmlerdir. Tahran sinemalarının #on bir haf. | talık programı gözden geçirilecek olursa, 11 sinemanın yalnız cx Gİ İ bir taneninda fransmen bir film gösterildiğini görürüz. İri si. | | rinde avlanan bütün sardalyaler konserve yapılmıyacak, ahttü| kansıslıktar meztamih olen denleçiye am nk. fümleri almancadır. Gori kalan 8 sinemada ingilizce | * yenmiyecekmiş. Dizamlt yapılmak üzere Korede kurulan giz-) kan nakledildiği halde hayatı rurtertls. filmler söyrediliyor. li bir fabrikaya gönderilecekmiş? mamıştır, as, 5 gr, ük a Ale sn zl d Glide 2 40 v ”