Mg am. AM POSTA ise Naüriget* MüdörEi HMasan*tRasimsuUs “İDARE EVİ: istanbul Ankara caddesi Pusia batum; Mianba 14 Telgref söresii bözebei MAHER Hâdiseler, fikirler Suriyelinin yanlış yola sapmaması için.. Yazan: Nizamellin Nazit AM gazeteleri ya çok yanlış bir Ss yola sapmışlardır, yakut sapmak veya saptırılmak üzeredirler, Suriye Başvekili 8, E. Cemil Mardam'a slenen beyan edelim ki emri (veya İrşa- dı) altındaki neşir vasitalarını, arap âle. minde asleybimizde bir efkâr umumiye yaratmak için seferber etmesine asin ri zamız yoktur, Şamlı meslekdaşlara da, kalemlerinin çok nezih ve müspet yazi- lar yazmak hususundaki istidadını kör- letmekten sakınmalarmı ve önlerine sü. rülecek zebirli hokkalara iltifatta bu. Tunmamalarını (halisane) tavsiye ede- riz, Yakıl biz, dost orab memleketlerince Miyık olduğu şekilde lanmış olan haki- ki hüviyetimizin herhangi bir surette tagyirine mâni olacak kalem kudretin. den ve duyurma imkânlarından mahrum değiliz. Böyle bir propaganda mücadele- sinde, hakikati müdafan eden biz olaca. Eimiz için ve Arab âlemi Suriyeliyi'de, bizi de ezeldenberi sayısız tecrübelerden geçirip sayısız mehenklere vurmuş bu - | Yunduğu için karşımıza çıkacak olanları kolaylıkla bastırabiliriz. Yemen biz! bilir. Hicar ve Necid de bilir. Dostumuz ve müttefikimiz İrakm hakkımızda yanlış bir zohaba , kapılma. sma imkân ve ibtimâl mi tasavvur edi- lebilir? Mısırda, Filistin ve Maveraüsge- Triada, yarı müstakil ve tam müstemleke rejimler idaresinde bulunan, diğer bü. tün “Adaplar ve arapça konuşanlar” dünyasında ise, milli seciyemiz ve yer. yüzündeki siyasi manamız hakkında ta hasslli etmiş kanaat ne #arsılır ne deği- gebilir. Şamdan fırıldanacak Yanlış pro. | pağandalara bu dost diyarlarda kulak ka- bartıp zerre kadar ehemmiyet verecek tek insan bulunamaz. Binaenaleyh, çıkarılacak bir neşriyat gürültüsü, sadâce Suriye , Türkiye mü. Bascbetlerini bir parça mayhoşlandırıve- rir, İşte bu kadar, Değer mi? Biz sanmıyoruz ve Şamdaki meslek- daşlara Hataylı Türkün hakkı önünde dürüst ve âllcenab olmalarmı tavsiye e- deriz. Ancak böyle hareket gderlerse, Suriyezin milli haklarma karş: daima ne Allonnab ve dürüst dost olduğunu gös- termiş olan Türkiyeye, bugüne kadar takmdığı civanmerd tavrın hatalı bir yol olmadığını bir daha izah etmiş olurlar. Haber, dün, Anadolu ajansının Şan- dan aldığı bir telgraf haberini neşredi. yordu. Bunda şu satırları hayretle okü- duk: l “ww Şam hükümeti, bugün neşrettiği bir tebliğde, Ankara mümeesilleri Adil Aslan'ın dört temmuzda hariciye vekâ» | letine davet edildiğini ve mümessilin, bu | davetteki kastın kendisini Türk - Fran. $ız anlaşmasının (rızası moraslnine işti. rak ettirmek olduğunu öğrenince der- hal ilizar ederek çekildiğini ve binao- naloyh, Suriyenin bütün hukukunun mahfuz kaldığını zikretmektedir. Şu Işs bakm hele... Açık gönüllülükle yapılan bir davetin no yanlış tefsiri bu? Demek, hani kil kalmışmı Emir Adil Aslanı fakuı baştırabilseymişiz Suriyenin bitün hukuku güme gidiyormuş, Fakat Aslan Şamlı diplomat, zamanın, entrika. mızm farkma varmış ve... Suriyeyi bir “felâket” ten kurtarmış. Garih vo geri telâkki! Ne olacak acaba şimdi? Suriye, kolu- muzdan tutup bizi Hataydan alacak mı? Buna kimsenin gücü yetmez tabi!, düşü- mülmez bile böyle bir hal, Biz kendimizi e” Devamı 4 üneüde Nizameddin Nazif HARFR — Aksam yerini 9 TEMMUZ. — 1938 Sabah gözekliği Barbara Hutton davası Bi safhada Boşanmak için 300 bin lira! Dünyanın en zengin kadını, bu teklifte bulundu; takat, kont, kocasına para MAYA kendisi in hakaret saydı Çocuğunu kaçıracağına dair karısını *ehdit etmiş clduğu haber verilen kont Hangvitz Reventlovun Londradaki mu- hakemesi başlamış ve bununla mahut Barbara Hutton davası en heyecanlı bir safhaya girmiştir . En küçük teferüatı ile takip ederek bildirmiş olluğumuz bu hâdisenin ma- hiyeti karilerimizin hatırmdadır: Amerikanın en büyük milyarderle. rinden birinin kızı olan Barbara Hut- ton Danimarkalı kont Hangvitz Re » vwentlov ile evlidir, Fakat aralarındaki dargınlık yüzünden ayrı yaşamaktadır. İki yaşındaki oğlu kendisiyle beraber Londrada, kocası ise Paristedir . Adam, oğlunu kendi yanına almak istiyor. Mahkeme vermeyince kaçır « mak istediği şayi oluyor. Son defa Bar- bara Hutton kocasının, çocuğu kaçır- mak için kendisini tehdit ettiğini ileri sürerek mahkemeye müracaat ediyor ve kontun, İngiltereye ayak basar baş» maz tevkifi için karar çıkartıyor. Pariste bulunan kont, buna rağmen Londraya geliyor ve mahkemeye bizzat kendisi gidiyor. Muhakemenin ilk celsesinde çok he- yecanlı safha geçmiştir: Londranm kibar ailelerinden birine mensup bir adam bu mesele dolayısiyle kontun kendisini tahkir ettiğini ileri sürmekte ve ayrıca dava açmaktadır. Barbara Hutton * Dişi deniz kurdu Atlas Okyanus sunu 108 defa geçmiş! Misis Vilyam Polk, ismindeki bu B0 lik ihtiyar kadın hayatmı denizler- de geçirmiş olmakla meşhurdur. Daha Wç yaşında iken İngiltere ile | Amerika arasında ilk seyahatini yapmış olan bu kadın, o zamandan bu zamana kadar Avrupadan Amerikaya 105 defa gitmiş, gelmiştir. Bugün İngiltere - Amerika yolculu» Zu, dünyanın en büyük vapurlarında , gök eğlenceli bir şeydir. Fakat bundan altmış, yetmiş sene evvel bu seyahatin ne kadar zor ve tehlikeli olduğunu dü- şünürseniz, kadının bu deniz sevgisini biraz ifrat derecede bulmak kabildir. Misis Polk, bu 108 Atlaş Okyanosu seyahatini sırf eğlence maksadı ile yapmıştır. Bilhassa son elli sene zar“ fında her yıl, bir iki defa Lowiradan Nevyorka gidip gelmiştir. ün bu “dişi deniz kurdu, artık fazla ihtiyarlamış bulunuyör. Fakit | deniz sevgisi hâlâ geçmiş değildir. İh- tiyarlrktan sağır olan kulakları deniz. deki fırtma gürültüsünü duymasına mâni oluyorsa da, başkaları ile konu" şurken kendisini bir âlet kullanmağa mecbur etmektedir. Fakat, son seyahatinden memsun ol. duğu yüzündenki çizgilerden okunu » yor. Kont Reveniloy “Kocam çocuğumu kaçıracak! diye etrafa ilân edince bu (o “centilmen,.. kadın: kendi himayesine almak istemiş ve konta bir mektup göndererek diel- loya çağırmıştır , Kont, kendisinin asilzade olduğunu ileri sürerek bu adamla düciloya te - mesi nezzül etmiy eceğini başkası vasıtası ile bildirtmiş we şöyle dedirtmiştir: — Ben onu köpek gibi yere sererim.. İşte, bunu kendisine tahkir sayan Londralı kibar ngiliz, şiradi kontu dava ediyor. Barbara Hutton - Kon Reventlov da» vasının meraklı bir tarafı daha vardır; Barbara Hutton kocasiyle olan bu ihtilâftan artık bıkmıştır ve meselenin bir an evvel kapanmasını istemekte » dir. Boşanmak için mahkemeye müra- caat etse kocasının itiraz edeceğini bili- yor ve kendisini boşanmağa razı etmek için bir para teklif ediyor. Bâbas: ölünce onun bütün servetine varis olarak dünyanın en zengin kadını ölâcak olan Barbara Hutton kocasına sulh olmak için 50 bin İngiliz lirası vermiye hazır olduğun usöylüyor, Danimarkalı kont gene: — Beni tahkir ediyorsunuz! diyor. Bu para benim şerefimle mütenasip de- ğildir! Karımdan, boşanmak için bir milyon İngiliz lirası isterim, fakat ben çocuğumdan vaz geçmiyorum. Kontun kendisine 50 bin İngiliz lira- sı teklif edilmesini bir tahkir saydığını duyan Barbara Huttenun avukatı ; — Keşke beni de birisi bu suretle tahkir etse. Böyle tahkir, dostlar ba- gına, demiştir... Kontla karısı uzun bir aytılktan ve dargınlıktan sonra ilk defa olarak © gün mahkemede biribirlerini. görmüş" ler, fakat hiç görüşmemişler ve göz gö- ze gelmektne bile çekinmişlerdir. Muhakeme, bazı şahitlerin dinlen- için 13 temmuza bırakılmıştır... Vaydman, ikinci defa Paris canavarı tah kikat so atili canavar Vaydmanın ismi gene duyuldu: Cinayetlerin tahkıka tı son safhaya girmiş ve karanlık kalan bir noktayı ayılınlatmak için geçen gün bir “tecrübe, İmaştır, Bu tecrübe, bir katil hâdisesinin “tek- rarı,,dir, Vaydman cirayetlerinde meçhül kalan kısım Roje Loblon'un kimin tarafından bütün diğer fakat Roieyi öldürüldüğüdür. Vaydman Ginayetlerini itiraf etmiş, arkadaşı Milyonun, öldürdüğünü söyle. miştir. Milyon ise bunu inkâr etmekte, Röjeyi de Vaydmanın öldürdüğünü ileri sürmektedir. Geçen gün gerek Vaydman, gerek Mil yon cinayetlerin işlendiği Vulzi köşküne götürülmüş ve Rojenin öldürüldüğü kö. gede kendilerine bu sahne tekrar ettiril, miştir. ” Roje'yi öldürdü! hakkındaki n ge EE miserlerinden biri öldürülecek adam ro lünü almış, katilin de eline tabanca ve- i ir. Vaydman, Milyonun söylediği yet sahnesini tekrara davet e dilmiştir. Vavdman, bunu yapamıyaca. En, çünkü cinayeti kendisinin işlemedi. Eini söylemiştir. Fakat | istenilen, kendi- sne zorla yaptırılmıştır. Bundan sonra Milyon ayni yere getiri- Yerek kendisine de ayni sahne tekrar et- tirilmiştir. O da cinayeti kendisinin iş. lemediğini söylemiş, fakat rsrar üzerine Roje farzedilen adama ateş eder gibi va. ziyet almıştır. Bu tekrarlanan cinahyet sahnesinde a. caha hangisi asıl katil olduğunu hareketi ile, yüzünün aldığı şekille isbat etmiştir? Polis memurları henüz raporlarını ver- miş değillerdir. Sahnenin tekrarından sonra İki suçlu KURUN Hataydaki Türk askerinin vazıtesi AR US yazyar: o “Hataya iki bin beş yüz Türk askeri o di, Memleket elkârmumumiyesi bundan do, Jayı bayram yaparken bu askerin vazifesi ne olduğunu da kisaca yazmak faydalıdır. Matayda intihabat olacak. Bu intihabat neticesinde toplanacak Millet Meclisi bu. rada müstekil bir Türk İdaresi kurucak. Ondan sonra Hatay askerlikten tecrit 6- dilmiş bir mınlaka halinde © idare oluna. cak, Ancak bu netice taayyün edinceye ka. dar Hulaydaki bugünkü idare muvakkat mahiyette olarak duracaktır, Bu idarenin esası Fransız mandasına (dayandığı için Hatayda Fransız askeri de bulunmaktadır. İşte Hatay intihabatının böyle sadece Frun sız askerinin İşgi İtında olarak yapılma. se doğru olamazdı, Nitekim bunun mah. zurları pek acı tecrübelerle görüldü, Hataya giren Türk askerinin (vazifesi oradaki Fransız askeri ile birlikte muvak. kal bir işgal mahiyetindedir, İnşgalin bu- günkü hedefi Halayda intibabat o yapılıp Mili Meclise müstenit bir milli idare kuru luncaya kadar burada bem dahili, hem de harfel emniyeti muhafazaya hizmet et, mektir. M0 İdare kurulduktan sonra Fran sızlar İle beraber Türk askerleri de çeki, lecektir. Ondan sonra yalnız sembolik bir işmal mahiyetinde olmak üzere Türklerden ve Fransızlardan birer labur ssker kalacak taam TAN Mühim bir mesele ZEKERİYA Sertel, dün bizim de yar- # dığımız birmevzu üzerinde diyor “Cihan harbinden sonra Milletler cemi. yetinde teşekkül eden beynelmilel bir ko. mite afyon istihsal ve kullanılışını umumi sürette kontrol etmiye teşebbüs etti, Alyon istihsal öden birçok memleketlerde anlaş. malar yaptı. Fakat birçok memleketler böy le bir anlaşmıya girmediler. Milletler ce, miyeti namına kontrol işini üzerine alan heyet de vazifesini yapmadı. Bilâkis el al. tından kaçakçılığı İdare etti, Bu o suretle afyon ve ondan Yapılan zehirli maddeler gene düryanit Her tarafına yayıldı. Şimdi bu tehlikeli zehirin kurbanı olan memleketlerden biri de biziz. Biz afyon anlantına dahil olduğumuz için, komşu memleketlerin buraya afyondan yapılmış zehirli maddeler sokmasına karşı şiddetli bir mücadele açmalıyız. Memleket dahilin de bu memleketlere ajanlık eden toptancı ve komisyonculara karşı İnsafsızca höcu- ma geçmeliyiz. Bu müthiş zehiri hudutla. rımızın dışına atmak için elimizden geleni yapınalıyız.,, CUMHURIYET Italyadaki kıtlık ve Sovyetler BİDİN Daver İtalyada bu sene görü, len buğday azlığından bahsederek diyor kiz “Bu derde deva bulmak ve harice altın verip buğday almak mecburiyelinden kur» lulmak için ekmeğe yüzde 20, hattâ yüzde 30 nisbetinde mısır unu vesaire karıştır. maşlar, Halbuki Büyük harbin'len sıkıntılı zamanlarında, bile İlalyada, buğdoy unu, na yalnız yüzde 10 nisbetinde (başka un karıştırılmış İmiş. Şimdi, yüzde 20 ve 30 nisbetinde mah- Iât, İtalyan ekmekleri, birim Umumi harp de yediğimiz süpürge tohumu karışık ek. mekler gibi, kora ve fena imiş, Bu lezzet, #iz €kmeğe rağmen, inşe meselesi “halle dilemediği ve kıtlık tehlikesi baş gösterdi. 3i için, nihayet hariçten ve bilhassa Soy. yet Rusyadan birkaç vöz bin ton buğday nlmuk meeburiyeli hasıl olmuş. Sovyet Rusya, buğdayın, alıcıyı mem nun edeşek bir fiyatla satmağa razı olmuş, fakut şa şartla: İtalyan gazeteleri, Soryetle rin İlalyaya yaptığı buğdov satışından &. zon uzadıya bahsederek Sovyet Rusyada #irol istihsalâtın çokluğu ve zenginliği hakkında bol reklâm yapacaklar! Sovyetlerin bu talebi, İtalya yatbustımi güç bir veziyele sokmuş. Çünkü faşist ga. zeteler, senelerdenberi Sovyet o Rusyay! kıtlık içinde gösteriyorlardı. Buna rağmen komünizme ve Sovyet Rusyaya düşman © lan İtalyan matbüntı ihtiyaç karşısında bo yun eğmek ve tükürdüğünü Yalamak mec, buriyetinde kah Ve yapsınlar? Açlık ve darlık! Böyleçe bi rine düşman kafalar çarpışırken aç karınla barışmış olayof ve iş, ideoloji dinlemiyor.,, a e karşılaştırılmış, Milyon Vaydmana: — Deli misin sen? demiştir. Gene beni boş yere itham ediyorsun? Vaydman da, soğuk bir halde: — Yalan söylemeye şimdi ne mecburi” yetim var artık? demiştir.