Haber'den Tarihe Eski Türk çamaşırları Epey oluyor, Kurunda yazdığım iki ÜŞ makalede, yerli roman ve hikâyenin “emiyet ilmi, mült âdet ve ananeler, kos m ve tuvaletler tarihi bakımından çok metli vesikalar olduğunu (tesbit et. Meğe çalışmış, yazılarımın içinde, ör- Mek olarak, “Lüleci Yekta efendi hikâye- $i.. ile bugünkü romancılardan birinin Serinden bazı parçalar pakletmiştim. Bugün, ayni mevzua bambaşka bir kö- eden bakarak milli roman ve hikâyenin ği kıymetini o canlandırmak istiyo. Bundan iki üç asır evvelki Türk ça- Maşırlarını, esvaplarını, bu çamaşır ve “vapların hangi kumaşlardan yapıldığı- NI pek az kimse bilir sanırım. Bilenler de tarihçilerimizden kalem erbabından ziya- . belkide bir Satır yazı yazmaktan $i- meraklı, kendileri de antika olmuş $ on kişidir. 1290 da basılmış bir hikâyenin yaprak mi karıştırıyörum. Mevzuu on yedin. <İ milâdi asır vekayil arasından seçilmiş Olan bu hikâyenin bir yerinde, çok zen- Bin bir efendinin. gözdelerinden edip ve Tarif bir gence, bayram hediyesi olarak tertip edilmiş bir bohçadan bahsedilmek İtdir. Bu beş satır, eski Türk çamaşır. ları ve tuvaleti bakınımdan çok kıymet. lidir; “Bir dikme ala içinde bir altın baş. tarık, bir telli berdâr, bir çiçekli hind- » bir çiçekli şal, bir elmas kabzalı bi. Şak, bir penbezar iç donu. bir tosmalı Mekur. bir incili yağlık. telli işleme bir Yüz havlesı, bir elmaslı saat, bir sır- Malı kese içinde üçyüz altın... Yahya efendinin arabacısı bir Veli İımut vardır. Bayram münasebeti ile Veli Mahmuda da bir bohça çamaşır ha. #irlanır, Ayak takımının giydiği çamaşır» ları da bu bohçadan bahseden satırlarda uUyoruz: “Bir giver fes, dört değermi “#dar iplik alacası entari. mavi boğası “ilik. bir karacalar kusağı. bir yelken Ötzi don, bir Amerikan gömlek... Hikâyenin mevzuu her ne kadarön Yedinci asra ait ise de, bu çamaşırların, Yazıldığı tarihe, yahut pek az evveline Aâİt olacakları. bilhassa “Amerikan göm- İk. kaydından da pek güzel tahmin e. “ebiliriz. Böyle de olsa en az bir asır ev- Velki Türk kostüm ve tuvaleti tarihi ba. ından ehemmiyetlidir. Bski Türk kostümleri ve tuvaletleri ba imindan diğer zengin bir kaynağıda larımız teşkil ötmektedir ki “divan. larda Türk kostüm ve tuvaletleri, ne ka- dür şayanı dikkat bir çalışma sahasıdır. Reşat Ekrem KOÇU hususunda o eski Herkes ktediği gibi MESELE) HABHEK -. Masum postası Tiyatroculuk Sıkı bir devlet kontrolü altına girmelidir. Bu iş hakiki memleket dertlerinden Bundan bir müddet evvel, bazı şahsi teşebbüslerle, “Türk tiyatro sanatkârlar birliği,, ismi altında bir cemiyet kurul. muştu. Şimdiye kadar tamamen başı büş, himayesiz ve yardımsız bir halde kalan tiyatrocuların, aralarında bir birlik yap- maları hiç şüphe yok ki memnun oluna. cak işlerdendi. Fakat aradan pek az va. kit geçince, birliğin haricinde kalan sa- natkârtardan çoğunun, birliği tanımak istemediklerini, birliğin bütün sanatkâr. ların umumi cemiyeti olabilmesi ve bü. tün tiyatrocuları içine alarak şümullü iş ler yapabilmesi için, Türkiyedeki Uyatro sanatkârlarının kısmlazamının iştirakile kurulacak başka bir teeşkküllün oancak tanınabileceğini ileri sürdüler . Bazı gazetelerde de bu iş hakkında gün lerce süren münakaşalar yapıldı. Cemi- yeti kurmuş olanlar, — Bizim teşekkülümüz meşrudur ve ruznamelerimiz bütün sanatkârlara açık tır diyorlar, Fakat diğer taraf katiyyen oiknaol muyordu. Nihayet, yeniden bir kongre yapılmasına karar verildi Muhalif, muva fık her sanatkörın bu O kongreye gelip istediğini söylemesi,nizamnamenin yeni- den yapılışmda fikirlerini anlatması ve itimat ettiği arkadaşlarını idare heyeti. ne getirmek üzere rey vermesi ilân edil- di. Ortalıkta koparılan fırtmalardan sonra kongrenin çok kalabalık ve heyecanlı ola- cağı ümit ediliyordu. Fakat ilk kongrede ekseriyet bile bulunamadığından toplan. tı geri bırakıldı. İkinci kongrede etrafın da patırdı edilen hâdiselerden hiçbirisi hemen hemen görüşülmedi. Beklenen ta- nınmış sanatkârlardan birçokları, meselâ işin temelini teşkil edeceği umulan Naşit Türk tiyatro sanatkârlar birliği veisi Etem Dinçer kongrenin semtine bile uğramadı. Ve bu şerait altında toplanan kongre yeri ida. re heyetini seçerek dağıldı. Dün birlikten aldığımız bir tezkerede söyle yazılmaktadır. 26.6-938 torihindeki birlik kongresinde ekseriyet olmadığından 37.958 tarihine talik edilen (birlik kongresi) dün Bey- oğlu halkevinde kıymetli sanatkâr (Muh lis Sabahaddin, Aziz Şadi, Şevki Şener, Zeki Alpan) ve daka bir çok “alâkalıler huztrile yapılmıştır. Birlik nizomnamesi okunmuş birliğin gayesi anlatılmış ve hükümete verilmek üzere yeni bir ek nizamname hazırlan. mış ve (Türk tiyalro sanatkürler birligi) tam bir salâhiyetle çalışmak üzere idare heyeti seçilmiştir. biridir. 1 — Birlik reisi: E. Dinçer 2 6. Sekreter: F. Özlevenl, 3 — Muhasip: M. Uyunsal, 4 — Asli üye: Ihsan 5 — Asli üye: Mekmel 5 — Yedek üye: Şayeste, 7 — Yedek üye: Zeki Alpan & — Yedek üye: Ş. Sener Birlik dört ey gibi kısa bir zamanda “artist, varyeleri. okuyucu ve sazende ola- rok yüz elliden fazla tiye kaydetmiştir. Bunlardan Anadoluda o müşkülâta düş. tüğünü haber veren üyelere yardım edil. miş we boşta kalıp birliğimize müracaat eden üyelere iş verilmiş ayni zamanda hasta olduğu haberi verilenlere de bülün masral birliğe ait olmak üzere tedavi et- tiribeişlerdir. Kısa bir zamanda pek bü. vük yardımlarda bulunan (Türk tiyatro sanatkârları birliği) idare heyeti bugün cumhuriyet formalitesine uygun olarak teşekkül etmiş ve faaliyetine de'-a esası bir şekilde başlamıştır. Bu tezkere, bize bir çok iyi haberler ve riyor ama, ne yalan söyliyelim, asıl der. din kökünden halledildiği hakkında bir kanaat edinmiş bulunamıyoruz. Bugünkü cemiyet, belki birçok faydalı işler görecek ve en büyük bir hüsnü ni- yetle çalışacaktır. Fakat memleketin ih- tiyacı, artistler cemiyetin şimdi bu şera- it altımda tamamen karşılamasma imkân yoktur. Bundan evvel de bu mevzu üze- rinde yazdığımız bir yazıda söylediğimiz gibi. bugüne kadar daima başı boş bırakılmış olan artistleri bir inzibat al. tma almak, cemiyetin (ciddi bir devlet kontrolü ve devlet müzaheretini temin edebilmesile kabildir. Ve bu işte memle ket için çok İüzumludur. HABER Yoguslavyalı Üniversi- teliler Pariste konser verecek İLOŞ Kaploviç korosuna mensup 110 Yugoslavyalı ta- ebe, birkaç kanser vermek üzere Parise gitmişler. dir. Miloş, Sırpların milli kahramanları sayılır, Kosova moy- dan mubarebesinde sultan Muradı öldürmüş olan bu adamım hatırasını Sirplar birçok masallaria süslemişlerdir. Efsaneyo göre, Miloş, tekin olmıyan dağlarda perilere şarkı söyliyer bir kahramandı. Ve onun ilâhi hir sesi vardı. O şarkıya baş- layınca billür sesli peri kızları bile onu dinlemek için susar- lardı. 50 sene kadar evvel Sırb üniversitesi bir koro kurmaya karar verdiği vakit, bu milli efsaneye dayanarak, tegokküle onun İsmini vermişti, Yugoslayyalı gençler tarafından Pariste verilecek konser lerin programlarında eski Sırp milli rapsodileri, komiteci şar- kıları , ve en yeni Sırp eserleri bulunmaktadır. * Çocukların uykusuna dair... INDRA belediyesi çocukların uyku saatlerini tanzim et mek için neşrettiği bir tamimi bütün yatılı mekteplere göndermiştir. Bu tamime göre: Dört yaşından küçük çocuklar saat altı buçukta yatağa girecekler ve asgari 12 saat uyuyacaklardır. Yedi yaşından küçük çocuklar saat yedide yatağa gire- cekler ve asgari 11,5 sant uyuyacaklardır. On bir yaşından küçük çocuklar saat sekizde yatağa gi- reötkler ve en az İl saat uyuyacaklardır. On dört yaşından küçük çocuklar sekizle dokuz arasında yatağa girmek ve en az 10 saat uyumak mecburiyetindedir- ler, * Dünyanın en eski gazetesi kapandı 1500 senedenberi Çinde çıkmakta olar dünyanın en eski gazetesi Peping Bao kapanmıştır. Bu gazete o milâttan 400 sene sonra, tabilerin, gazetecilerin ve tipogralların piri sayı» labilecek Su Şung isminde bir Çinli tarafından kurulmuştur. Bu gazete kurulduğu tarihtenberi 1500 başmuharrir değiştir. miştir. Pekinin Japonlar tarafından işgali üzerine Japonlar dün yanın bu en eski gazetesini kapatrsışlardı. Fakat bir müddet sonra tekrar intişarma izin verdiler. Yalnız, gazete eski ana. nelerine sadık kaldığı ve Japonların arru ettiği şekilde yazı vazmadığı için bu sefer kati olarak kapatılmıştır. karşı boğucu gaz UMANYANIN Şoizvig - Holştayn eyaleti maysböcek- letinin hcumuna uğramıştır. Bu böcekler bir çekirge baakınmdan daha mühim zararlara sebeb olmuşlardır. Milyon- larca mayısböceği, uğradıkları sahada bütün ekinleri mah- vetmişler, ve bu senenin hasadını adotâ toklikoye koymuş- lardır. Mahalli hükümet, böceklere karşı boğucu gaz kullanmak mecburiyetinde kalmıştır. Halkın yardımiyle bu mücadele iyi netice vermiş, kisa bir züman içinde 120 milyon mayısböceği öldürülmüştür. Öldürülenlerin yarmı dişi olduğuna göre bu çarpışmanın gelecek yıllar için faydalı olacağı tabmin edili yor. Bu suretle zirast için zararlı böceklerin öldürülmesinde ilk defa olarak boğucu gaz kullanilmiş olüyor. * Burada Pün muhare- belerinde ölen 40,000 asker yatıyor ! TALYADA Bari vilâyetinde Kan civarmda aylardan- beri yapılmakta olan araştırmalar sonunda tarihin en kanlı savaşlarından birine ait geniş bir mezarlık bulunmuştur. Bu mezarlık, Romalılarla Kartacalılar arasındaki Kan muha- rebesine aittir. Bu muharebede iki taraftan 80.000 adam ve 6000 beygir ölmüştür. Arkeologlar bugüne kadar bu korkunç orduların harb sa- basma dair hiçbir vesika elde edememişlerdi. Bugün keşfe dilen mezarlık aşağı yukarı 20.000 metre murabba: genişli- #izdedir. Bu sahada 40.000 mezar bulunduğu tahmin edili yor. Bu keşif sayesinde tarihçiler, eski müverrihlerin an- lattıkları, fakat cereyan sahas: tesbit edilemiyen bu savaşın birçok karanlık noktalarını aydmlatınış olacaklardır. * Müzayik kaldırımlar, demir caddeler ARİS belediyesi, Paris yolları için yeni tecrübeler ya- pıyor. Fransanm merkezinin bazı caddelerine bizim köprü üzerindeki sarı taşların çok küçük (30 santimetre mu- rabba) modelini, iki renkli olarak kullandı. Bunlar caddeye güzel bir mozayik manzarası veriyorlar, Diğer bazı enddeleri de erimiş demir (font) ile döşedi. Bunlar tabii tecriibe ma- hiyetinde... Tecrübelerin neticesine göre Paris kaldırımları- »m welerden Yapılacağı tayin edilecek. Ayda insan var mı? Yakında bunu anlamak kabil olacak Aya gitmek kabil olacak mı? Ayda can li mahlük var mı? Varsa acaba onlar da bizim gibi “insan, mı, yoksa başka bir mahlük mu? Bu sualler gene ortaya çıktı. Fakat, bunun asıl sebebi, mevsimin meselesi ni- masıdır. Sıcaklar beyine dokunduğu & çin âlimlerin bazı saçma şeylere kalktı- Kını zannetmeyin, Aya (seyahatin mev, sim meselesi olması başka sebebdendir. Yaz geceleri gökyüzüne baktığınız za- man binbir yıldız görürsünüz. Arada bir de, bir tanesi “akar, bize doğru yaklasır, yaklaşır; büyür, daha parlak bir şekil a. lir, sonra birdenbire kaybolur. Bu akan yıldızlara bakıp şairler gök- teki ilâhların dökülen altın saçlarını dü. şünürler, âşıklar niyet tutarlar veya bu sönen yıldızları kendi talilerine, sevgile- rine benzetirler.. Bu şairane manzaralara karanlık, ay. sız gecelerde rastgelinir, Fakat ay oldu- Hu zaman da dikkatimizi çeken bu yus. yuvarlak. çehredir. Onda kimimiz ayın on dördü gibi güzel bir genç kız görürüz, kimimiz ihtiyar bir dede, İşte, bugünlerde — daha doğrusu, bu gecelerde — âlimlerde bu yıldızlarla ve ayla meşguller. Bu yıldızlı ve mehtaplı gecelerde gökyüzünde âşk (maceraları geçip geçmediğini, aydakilerin de bizim gibi “mehtap,, âlemleri yapıp yapmadık- larını tetkik ediyorlar. Çünkü, bu mevsimde yıldızlar bizim gözümüze çarpacak bir şekil alırlar: Yal. dız yağmurları pek çoktur. Ay ise kendi- ni daima bulutlardan uzak tutmağa mu. vaffak olarak bize gülümser. Fakat bu yaz, âlimler gökyüzüne daha ümütli olarak bakıyorlar, bilhassa Ameri- kan âlimleri. Çünkü (Amerikada ayı ve yıldızları daha iyi görmemize yarıyacak yeni bir teleskop yapılıyor. Yakında bu- nunla tetkiklere başlanacak. Dünyanın en büyük teleskopu, şimdiye Kadar Amerikada Mont Vilson rasatha. nesindeki teleskoptu. Amerikalılar buna “koca göz,, ismini veriyorlar. Nısıf kut- rü 25 metre kalınlığında bir adeseden ve o nisbette büyük diğer tesisattan mürek kep olan bu teleskopla gökyüzünde ye. ni dünyalar keşfedilmiştir. Fakat, bugün gene (Amerikada, Kali- forniyada Mont oOUolomar dağındaki rasathaneye konulacak olan teleskop bun dan daha büyüktür. “Amerikan yıldız. lara seyahat kurumu,, tarafından yaptı nlan bu teleskopun gayesi, ayda insan olup olmadığını veya bir medeniyet ese. ri bulunup bulunmadığını tetkik etmek- tir. Bu yeni teleskop gökyüzündeki yıldız. ları, ayı vesaireyi şimdiye kadarki teles» koplarla görebildiğimizden sekiz misli büyük gösterecektir. Bu suretle, gaye bilhassa ay olduğuna göre, onu ve ÜZE tindekileri şimdiye kadar görüldüğünden sekiz misli: büyük görmek kabil olacaktır, Bugün, mevcut teleskoplarla aym Üze- tinde kutru 500 metre olan şeyler görüle. biliyor, daha küçüklerini görmek kabil olmuyor. Halbuki Mont Palomar teles- kopu ile ayın üzerindeki kutru 60 metre olan şeylere kadar görmek kabil olacak. tır. Yani, şimdiye kadar ancak ayın üze- rindeki dağlar, tepeler görülürken, bun. dan sonra, yeni teleskopla “insan,, ya- pısı şeyler de görülebileceklir. Bugün ayda en bariz olarak ogörülen bir yanar dağdır. Bizim dünyamızdaki Mon Biân büyüklüğünde olan bu dağm geniş bir krateri vardır. Bundan başka, daha birçok yanar dağlar da farkedilmek tedir. Fakat bunların sönmüş mü, yoksa faaliyet halinde mi oldukları o görmek mümkün değildir. Yeni teleskopla bun. ları da görmek mümkün olacaktır. Ayda bize benziyen bazı mahlfikat bu- lunduğu anlaşılırsa, şüphesiz ki, oraya gitmek için biz insanlar daha büyük bir heves duyacağız. Çünkü, artık gideceği. miz yer bir dağ başı değil, bir komşu e- vidir.. Fakat. yapacağımız seyahat pek kısa bir şey değildir. Çürkü gökyüzünde ba. zan elimizle tutacağımız kadar yakım gör- De Devamı 11 incide Ni SR