Hikây Tayyareli Haydut Los Ancelos civarında, Nev » haldeki büyük bir köşkün mü - Kellef salonunda (toplanmış o. İan bir çok arkadaş, birkaç ay - dahberi bütün Kalilorniya ve Amerikayı heyecan içinde bi. e ee — Siz bu mesele hakkında ne dersiniz, mösyö Tommi Spen - fild. Sizin fikrinizi cidden öğ - Tenmek isterdik. Çünkü sizin gi- Di meşhur bir polis hafiyesinin bu esrarengiz hâdise hakkında, telde enteresan bir fikri var- Bu sözlere muhatap olan genç Ve yakışıklı adam sadece cevap Verdi: — Azizim Bob Sidvud, ben de Sizin gibiyim... Bu hâdise cidden harikelâde bir şey.. — Demek siz.. Siz Spensfild hiçbir şey bilmiyorsunuz. Sizin Bibi büyük bir polis halivesi.. 4 Polis hafiyesi onun sözünü kes , Hayatımı tehlikeye atmak İtap bise bile, bu esrarı aydın - İatinak yolunu bulacağım. Pa: kat itiraf edeyim ki, ba çok güç iş! Bob Sidvud biran sustu, sonra Söyle dedi:. . — Hâdiseleri gözden geçire. « Birkaç aydanberi, bütün iforniyada çok mühim 'sir - Katler yukubulmaktadır.. Hır - NIZ veya hırsızlar her zaman bah Seli büyük köşkleri intihap edi- Yor, Bafikehin - etrafımdaki ka. Mvedavarlar da en küçük biri İZ bulunmadığı halde * “köşkün kâpıları üzerinde izler var. El İzleri namına bir şey görmek ka DİL değil,. Her delasında mühim bir hırsızlık yapılıyor ve failleri Dir türlü bulunamıyor.. Tommi Spensfild arkadaşla - nin sözlerini tamamladı: — Evet, haydutları veya hay. dudu hiçbir zaman (hiç kimse Körmemiştir. Nereden çıkıp gir- dikleri malüm olmadığı gibi, en Küçük gürültü dahi duyulma « Meştir. Bu adamlar tercihan al- tan, mücevherat, gümüş takım. ve nakid paralar çalıyorlar.. Salondakiler uzun müddet dü- Sünceye daldılar... Holivudun meşhur artistlerin den olan Mis Dolli Vatson içini Marek dehşet içinde mırıldan. MN > Ben, etrafı bahçeyle çevril- MİŞ bir köşkte oturuyorum. E- VE Yalnız başıma dönmekten kor Yorum,. Buna rağmen sizleri terketmem kizim, çünkü yarın Sabah erkenden stüdyoya gitme liyim. Erkenden yatmam icap *diyor., Sinema yıldızı #zünü bitirin. © polis hafiyesi Spensfild nazi köne bir tavırla ona şu teklifi Yaptı; > Sizi evinize otomobilimde Bötürmemi ister o misiniz, Mis Vatson? Güzel aktris gülümsiyerek bu teklifi kabul etti: “Teşekkür ederim, Spensfild “alen sizden bu teklifi bekliyor- düm, Genç kadın bu sözleri güler Yüzle söyledikten sorra hemen “Hiyetle lâve etti: Derhal gitmek lâzım. Çün. Fakat polis hafiyesi şimdiden “ostlarını selâmlış'arak kapıdan mest Genç kadının, mantosunu Rİyesine yardım etti ve biraz vonra ikisi birden, polis hafiye- “İDİN şek otomobiline bindiler. Bizzat Spenstildin idare ettiği otomobil Los Ancelos istikame. tine doğru yol alarak biraz son- ra buraya geldi, büyük şehri geç ti ve vasi bahçeli güzel bir mali. kânenin önünde durdu. Polis hafiyesi otomobilden ine rek, meşhur sinema (yıldızının inmesine de yardım etti, Tam bu sırada genç kadın hafif bir dehşet çığlığı kopardı, çehresi sapsarı kesildi ve ayni zamanda 'Tommi Spensfilde parmağile bir yeri işaret etti, Polis haliyesi, bahçenin göl. gesinde ağaçların altında yarı gizlenmiş bir halde < bulunan, siyah boyalı küçük bir tayyare gördü. Spenslild biran hareketsiz dur du. Sonra, şöyle dedi. — Bahçenizde gördüğümüz bu şey bir tayyare değil bir otojirdir Kocaman pervanenin ufki kanat larına bakın.. Belki de, aylar - danberi güzel Kaliforniyayı so yan haydut karşında bulunu. yoruz. Sizin evde bulunmama - rızdan istifade etmiş.. Siz de er- ken dönünce, onu işte böylece tam faaliyeti esnasında yakala- miş oluyoruz. Otomobil kullan. masmı biliyor musunuz, mis Vatson? — Biliyorum mösyö Spensfild. — Çok iyi, haydut bizi henüz görmedi. Derhal o otomobilimle Los Ancelosa gidin. Dostum olan polis müdürüne gördüğü - nüz şeyi anlatın ve ona birkaç polisle buraya gelmesini söyler - siniz. Bende bü otojir -tayya- reyle meşgul olacağım. Haydi bakalım! Polis hafiyesile genç Okadm el sıkıştılar ve sinema (oyıldızı, mümkün olduğu kadar az gürül- tü yapmağa : çalışarak süratle uzaklaştı. Spensfil yalnız kalınca, aktri. sin köşkünü çevreliyen parmak. lıkları aştı ve bahçedeki çimen- lerin üzerine atladı. Sonra, gizlenerek otojirin ya- nına yaklaştı ve içinde hiç kim senin bulunmadığına kanaat ge. tirines içine girdi. Büyük bir ihtimalle | gizlene- cek bir yer aradı. Dışarıdan gelen bir gürültü o- nu ürpertti, Bunun üzerine der- hal, pilot mevkiinin Oyanmnda bulunan büyük bir sandığın ar. kasma gizlendi. Biraz sonra bir gölge yaklaşa. rak otojire tırmandı. Polis hafiyesi bu adamın yüzü nü görmeğe muvaffak olamadı. Adam arkasında Spensfildin giz lenmiş olduğu sandığın içine bü- yük hir paket attı. Sonra hare- ket etti. Otojir hemen hemen şakuli bir hat üzerinde havalandı. Polis hafiyesini en fazla hay. rete düşüren şey, omotörün hiç gürültü yapmamasıydı. — Şimdi meseleyi oanlamağa başlıyorum. Diye mırıldandı ve uzun bir süküttan sonra şöyle dedi: — Hiç şüpbesiz bu asri hay- dut beni inine götürüyor. Ümit ederim ki bu pek uzakta değil, Otojir, birkaç dakika müddet- le daha, sessizce ilerledi, Niha. yet, hareketinden bir saat sonra yere indi. Soğuk bir hava polis hafiye - sini titretti, — Aman yarabbim.. Ne so - fuk.. Ne soğuk.. Herhalde yük- sek bir yerdeyiz, çünkü derece hararet bir hayli aşağı. Spensfild haydudun Otojirden indiğini gördü. Ayak sesleri hay Bankada Servis şefi (daktilo bayana) — Bayan lütfen anım meclisi idare reisi. ne söyliyeceğir mektubu makine yazın.. Hazır mısınız? Bavan — Evet, bayım. Servis şefi — Pekâlâ; şu halde yazm: “Bay reis son göğrüşme miz serasında, cahil, aptal ve telik ukala bir adam za bir defa daha kan dim. Size, eşek sudan gelinceye kadar day: atmadığıma hâlâ hayret ediyorum. Evet, siz, dün. yada gördüğüm in: dalası ve en cahilisiniz.. Nefret, lerimin kabulünü rica ederim. Bayan — Fakat.. Bu mektup meclisi idare reisine mi gönde- rilecek? Servis şefi — Hayır, gönder. miveceğim. Şimdi bu mektubu- yırtıp atabilirsiniz, fakat bunu yazdırmış olmam beni bir hayli teskin etti. EĞLENC arın en bu Şen Fıkralar Açık gözlük — Azizim, ben işlerimi başka. larına yaptırmanın yolunu bul. in rahatım. $ bir misal göste- reyim Geçen gün, öteberi ekmek için bütün bahçeyi kazmam lâ zamdr.. —E,, Bunun üzerine kendi adre- urma bir imzayla bir a gönderttim. Kart postalın üzerinde şu satırlar ya. ydı: “Bahçende bir sürü si. üyidür.. Dikkat et ba- belâ gelmesin,, nlayamadım. — Ama aptalsın ha. Tabii bir sürü jandarma geldi ve bunlar hep beraber bahçeyi kazma kü. rekle altüst ettiler. — Sonra? — Sonra ne olacak?.. Ben de ekeceklerimi rahatça ektim. sime, UY ört postal Rakamlarla işaret edilen yerleri aşağıda gösterilen renklere boyayın: Numarasız yerler: siyah O: sarı, 1: Kırmızı, 2: Açık gri 3: Koyu gri 4: Gümüşi veya çaık gri 5: Açık kahve rengi : Kahve rengi . kırmızı karı- : Koyu kahve rengi » Mer 9: Ten rengi : Beyaz. 6 şık 7 8 9 >» —. dudun uzaklaştığını haber ve - rince, polis hafiyesi de yere in - di. Spenfild gizlenerek haydudun gittiği yeri görmeğe çalıştı fa- kat bir şey bulamadı. Etrafı büyük kayalarla çevril- miş bir meydanlıkta bulunuy: du ve gölgelerde ancak, güçlükle bir yarık görünüyordu. Polis haliyesi — Bizim hay raya gitti Diye düşündü ve bu yarığa doğru yürüdü. Fakat tam bu anda, karanlığı bir kıvılcım deldi ve bir taban. ca sesi duyuldu. Haydut 'Tommi Spenstildi gör müş, ona ateş ediyordu. Bir kurşun, sonra bir ikincisi, polis, hafiyesinin kulaklarında vızladı, Bunun üzerine Spensfild der . hal yere yatarak otojirin arkası- na saklarıdı ve cebinden koca - man bir tabanca çıkardı. Sonra, kendisini kâfi derecede müsellâh hissedince, gizlendiği yerden çıktı ve yerde sürünerek demin gitmek istediği o yarığın yanında gördüğü gayri sarih bir gölgeye doğru ilerlemeğe başla dr. Nihayet durdu ve hafifçe doğ. ut şüphesiz bu- rularak nişan aldı, Tam ateş e- deceği sırada haydudun yeni bir kurşunu şapkasmı delerek geç. ti. Spensfild süratle yere yattı. Tam zamanıydı. Müthiş bir yaylım ateşi (o üzerinden geçti. Polis hafiyesi yerinden kımılda. madı ve haydudun ağır ağır ken disine doğru ilerlediğini gördü. Bunun üzerine artık bilâtered. düt hiç nişan almadan, ateş et- 6. Bir çığlık yükseldi ve haydut yere yıkıldı. Spensfild bir tuzak tan çekinerek, hiç gürültü yap- madan yeniden yerde yatan vü. cuda doğru sürüklenmeğe başla. dı. Fakat, haydudun yanma gel diği zaman, onun öldüğünü gör. dü. — Kurşun hedefine isabet et. miş. Doğrusu yazık. Böyle müt. hiş bir haydudun ağzından, po- lis hiç şüphesiz birçok bakla çı. karabilirdi.. Herhalde Sierra Ne vada da bulunuyoruz. Los Ance. los veya Nevhale nasıl dönece. Zim? Polis hafiyesi otojiri mırıldand: — Bu garip tayyareyi idare et- meğe çalışacağım.. Fakat gün. düzü, yani havanın ağarmasını beklemem lâzım. Hava ağardığı ozaman, polis hafiyesi kayalıklar o arasındaki görerek Cava adasında yetişen cesim bir nebat 28 gün içinde dört metre uzayabiliyor. İNİ — Fransa filozoflarından Pierre Gassendi 16 yaşlarında iken Di. gne üniversitesinde profesördü. ANS Eski Peru yerlileri tarafından yapılan bu cidden garip şişe, boş olduğu zaman düdük vazifesini de görüyordu. —— mmm ei yarığa girdi ve bir müddet son. ra, elinde bir sürü mücevherat kutuları ve küçük sandıklar bu. Tunduğu halde dışarıya çıktı. Haydudun aylardanberi çaldı ğı bütün kıymetli eşya bu esra- rengiz indeydi. Spensfild bütün bunları otojirdeki büyük sandı. ğın içine yerleştirdi ve çabucak bu korkunç yerden ayrıldı. Otojiri idare etmesini iyi bil. memekle beraber sırf zekâsı sa. yesinde Nevbole gelebildi. Orada kendisini büyük bir te- zahüratla karşıladılar ve artık o na, hakikaten Amerikanım en bü yük polis haliyesi nazarile bak. tılar, Fakat Spenefild, kendisine ya. pılan bütün iltifatlara şu mü. tevazi cevabı verdi: — Tesadüf neticesi!., muası, © andıran haberi şu garip vermekte - dir: Fransada yeni bir endüstri ca lanmaktadır. Bu endül: him miktarda örümcek yı raektir, Tabii hayret edecek ve örüm » cek de yetiştirilir mi yecek . sİnİZ.. Malâm olduğu veçhile, Fran- sa bir şarap memleketidir ve ge ne malümdur ki, şarapların en makbulü eski şaraptır. Fransızlar Oo mahzenlerinden, tozlu ve örümcekli şarap şişeşi çıkarıp misafirlerine ikram et - mekten çok büyük bir zevk ve gurur duyarlar. Tabit meseleyi a: Yıyorsunuz değil mi? Şık bir lokantada, bir müşteri bir şişe 1903 “Puyi,, şarabı 1- marlıyor. Lokanta sahibi bizzat mahzene inrerek, tozlu ve örüm- cekli şişeyi getiriyor. Tabit müşterinin şüphesi kal- mıyor: Şarap eskidir. Ama belki de, bu şişe, yeni ö. rTümcek endüstrisi sayesinde böy le süslenmiştir.,, * » * ştir. ağa baş Dünyanm en meşhur bestekâr larından olan Lüdviz fon Bet- hoven Viyanada iken Jozef Hayden'den ders alırdı. Beş der sin bedeli, bizim şimdiki para" mızla, tam dört kuruştu. (1792) BULMACA Yukariki resmi önünüze koy. duktan sonra elinize altı adet toplu iğne alınız. Bunları beyaz noktalardan altı tanesinin üze . rine koyunuz,ve her amudi beyaz çizginin üzerinde yalnız bir tek toplu iğne, her ufki hat üzerinde de gene yalnız bir tek toplu iğ- ne bulunmasma dikkat ediniz. Köşelerdeki beyaz çizgilere ge- lince bunların üzerinde de iki veya daha ziyade toplu iğne bulunmayacaktır. Bütün bu noktalara uygun o. larak bilmecemizi ( haleldenler bize şekli kesip gönderirlerken, iğnelerin yerini de siyah kalem- le yapılmış birer darb işaretile göstermetidirler, Bilmecemizi (o kazananlardan birinciye bir konsol saati, ikinci ye büyük bir şişe losyon, üçün, cüye bir şişe kolonya ve ayrıca 200 okuyucumuza muhtelif he - diyeler vereceğiz. HABER ÇOCUK SAYFAS Bilmece kuponu 25 HAZİRAN — 1938