12 Uykusuzluklarda Umumi bir rağbet kazanmış olan: tatlı bir uyku temin eder Sinir ağrıları, âsabı, ök- sürükler, baş dönmesi, baygınlık, çarpıntı ve sinirden ileri gelen bü- tün rahatsızlıkları EYi EDER Ne nebati ne kim- yevi zehirli hiçbir madde yoktur Doktor Hafız Cemal LOKMAN HEKİM Dahiliye Mütehassısı Pazardan başka günlerde öğleden sonra saat (2,5 tan 6 ya) kada: istanbuda Divanyounda (104) nu- maralı hususi kabinesnje bastalarını kabul der. Salı, cumartesi günleri sabah “9,5 — 12, saatleri hakiki fukaraya mahsustur, Muayenehane | | ve ev telefonu: 22398, 364 ii — Betbaht! Betbaht çocuk!.. Diye tekrarladı, Krebiyon da, o ana kadar gösterdiği alaycı ve hafif tavırla garip bir tezat teşkil eden ciddiyetle devam etti: — Şimdi, madam, #ize şerefim Üze. rine yemin ederim ki, mösyö d'Assas, kendisini feda ederek kralına yardımda bulunmak arzusundan başka bir cürüm işlememiştir. Onu kurtarabileceğiniz gibi, bir tek kelimeyle de mahvedebi- Tirsiniz ve işte... Duyuyor musunuz? İş- te onu arayan ve geriye dönen askefler; bü askerler, bir kaç saniye sonra bura- da olacaklardır, bu kapıyı açın, bir tek kelime söyleyin, bir işaret yapın ve bu genç derhal yakalanacaktır. Ve, bu des fa, onu artık Basty hapisanesi değil... Hiç kimseyi diri olarak geriye brtakmı. yan cellât bekliyecektir.. Kararmızi ve- rin, madam., Jülyet dinledi ve, bütün bızlariyle köşan atların çıkardıkları nal seslerini Üürpererek duydu, Nal sesleri gitgide yaklaşıyor, hep sakin ve sessiz duran d'Assas, mevzuu bahsolan kendisi değilmiş gibi, bir va- ziyette bekliyor ve Krebiyon, ateşin gözletini genç kadından ayırmıyordu .. Jülyet, heyecan içinde, ne yapacağın düşünüyordu. .Sevdiği insanı kurtarma- snr söyliyen kalbinin nasihatlerini mi dinliyecek, yoksa sinsi bir şekilde, ken- disine; bu kapıyı açıp öskerleri çağır . mayı telkin eden kinine mi itaat ede cekti?, Genç kadının karmakarışık zihninde, “hâlâ Şâlfin sözleri aksi sada uyaridırı- yordu; — Bu defa cellât!,, Ve artık yaklaşmış olan nal sesleri, müthiş bir gürültüyle, kapalı kalan ka» pının önlinden geçerek, uzakta kaybol. du, Ö zaman, genç Kadınım; müthiş bir heyecan içinde sıkışmış olan göğsünü, derin bir nefes şişirdi ve iki yakıcı göz e SAHRA YILDIZI BEDRİYE AHMET AMET HABER — Aksam postası BAGDAD RAKS KRALİÇESİ NAZHAT SAZ HEYET KEMAN: NOBAR, CEVDET. KANUN: AHMET, ISMAJL KLARNET; ŞÜKRÜ PIYANO: ŞEFİK BANÇO: ABDİ, ŞEVKET, KEMENÇE: SOTİRİ DARBUKA; H. TAHSİN Okuyucular: AGYAZAR: CELAL, MUSTAFA ÇAGLAR, YAHYA. BAYANLAR: MAHMURE ŞENSES, RADİFE, Telefon: 43776 Istan>»ul Sıhhi Müesseseler Artırma ve AYDA, DÜRDANE, SAADET. NAZMİYE, Or. Röntken Mütehassısı irfan Kayra Eksiltme Komisyonundan : (3255) MARKİZ DÖ PAMPADUR ——— yaşı ulenlası, yorgun yanaklarından, a. ğır ağır kaydı. Ve nal sesleri tamamile söndüğü za- man, Krebiyon, kontese nâmütenahi bir hayret ifadesiyle bakan d'Assas'ın önünde, genç kul:na yaklaştı, elini tu- tu ve bu eli hürmetle öperken, alaycı mizâcından umulm;yan hassas, müte- heyyiç ve tatlı bir tavırla şöyle dedi: — Siz âlicenap bir kalbe maliksiniz, yavrum. Sizin babanız olabilecek bu ihtiyar hayat kurduna inanın.. Siz, bur. da size oynatılan rol için yaratıldınız .. Henüz geç değilse, kaçın, yavrum... Bilinmiyen, tenha bir yere, doğduğunuz memlekete gidin.. Mütevazi, fakat na- muslu bir hayat sürün, Orada saadeti ve namuslu insanların takdirini bula - caksınız ve inasın bana ki, bu şeyler, tahayyül ettiğiniz ve kendisi için yara- tılmadığınız hayattan çok daha yüksek ve ulvi şeylerdir. Heyecanından cevap veremiyen Jül- yet kapıya doğru yürüdü, ardına kadar açtı ve bir hıçkırık içinde şöyle dedi: — Öyle zannediyorum ki artık hiç bir tehlikeye maruz değilsiniz.. Gidin.. Ve Tanrı sizi muhafaza etsin!. Ve genç kadın, bunları söyleyip mus- tarip bir jestle yolu işaret ederken, güç- lükle zaptettiği göz yaşlarmın parlat- tığı gözleri, sadık ve ümitsiz bir aşkın bütün ifadesiyle d'Assasa dikiliyordu. , D'Assas da o kadar müteheyyiç bulunu- yordu ki, bu bariz #stıfap, bu inkâr edil, mez ferağâti teselli edecek, ona teşek - kür edecek bir tek kelime bulamadı; ve sür'atle şapkasın: çıkararak, derin bir hürmetle eğildi. Bunun Üzerine şâir, genç dostunu ko- Tundan tuttu ve genç karlma muâmmalk bir veda işâret yaparak d'Assası dışa- rıya sürükledi. Kapının eşiğinde kalan kontes, onla rin uzaklaşmaları mahzun mezun seyredip, uzun milldet güçlükle zapt- ettiği göz yaşlarını serbestçe akıtırken, Leyli tıb talebe yurdu için mevcut ş artname ve nilmunesine göre 2400 met. re elbiselik kumaş kapalı zarfla eksiltm eye konmuştur. 1 — Eksiltme: Cağaloğlunda Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü bina- İsinda kurulu komisyonda 20-6.938 Paz artesi günü saat 15 de yapılacaktır. 2 — Mühammen fiat: bir metre kumaş 4 lira 55 kuruştur. 3 — Muvakkat garanti: 836 lira 06 kuruştur. 4 — İştekliler şartnameyi her gün Çemberlitaş civarında Fuatpaşa türbesi sargısında leyli tıb talebe yurdu merkezinden parasiz olarak alabilirler ve nü. muneyi de görebilirler. 5 — İstekliler cari seneye ait ticaret odası vesikasiyle 2490 sayılı kanunda zılı belgeler-ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka mektupla. | le birlikte ihale saatinden bir saat ev vel teklifi havi zarfları komisyona ver- meleri, No, 8-10 Cildiye ve Zühreviye Beyoğlu Yerli Mallar Mevmenet api MARKİZ DÖ POMPADUR — ayni zamamda hiç farkında olr a, Krebiyonun ona uzattığı bir şeyi, gayri guuri bir hareketle elinde sıkıyordu, xxn ESRARENGİZ ECZANE D'Assas, uzaklaşırken — Cidden garip ve muammalı bir ka- dın, bu yaptığı hareket beni tamamiyle şaşırttı. Artık ne düşüneceğimi bilmi- yorum. Krebiyon, alaycı bir tavırla verdi — Adamları çağırıp, sizi teslim ede- cek mi sandınız?. — Onunla aramızda geçen hâdiseden sonra... İtiraf edeyim ki öyle zannet. miştim.... — Eh! Görüyorsunuz ki, aldanıyor - muşsunuz.. — Bu âlicenaplık beni şüpheye. dü şürüyor, — Neden?, — Bu kadının ne dediğini duymadı. nız mı? Kral bu sabah beni Bastiy ha- visanesine nakletmek emrini vermiş. — Bundan ne mâna çıkar?. — Bu kadını her şeyden bu kadar iyi heberler olması sizi hayrete düşü rüyor mu?, — Beni dinleyin : Mademki bu kadın kralın metresidir, haşmetli âşıkının projelerinden haberdar bulunmasından daha tabif ne olailir?. Söylendiğine göre, kral, işlerinden gözdelerine bah- setmeği sever, — Demek siz de benln gibi düşünü yorsunuz, yani kralla kontes benden bahsetmişlerdir. Her halde bu gece.. — Filhakika, bu çok muhtemeldir. — Görüyorsunuz ki hakkım varmış, — Ne hususta hakkınız varmış?. — Kontesi şatodaki höcremde, onun hoşuna gitmiyecek bir şekilde karşıladı- Zım için, fena halde kızarak yanımdan ayrılâr.. Bu sabuh ta kral beni Bastiye sevketmeleri için emir veriyor. — Bundan ne netice çıkarıyorsunuz? cevap Hergün öğleden sonra saat 3 ten 7 ye kadar Belediye, Binbirdirek Nuri- conker sokakta Aslaner apartıman giT VEE REN mütehassısı Pazarı karşısında Posta: sokağı köşesinde .3353 i Sakat #k ider dren iz. 12 HAZİRAN — 1938 Bulunan eve baş ve diş ağrısı girmez İğ Onun gibi yapmayın, başmız ve BİR KAŞE Taklidlerinden sakmınız. Büyükdere Saz ve Caz om Ee dişiniz ağrmmağa başladı m hemen Nevrozin N Alınız bir şeyiniz kalmaz İcabında i günde 3 kaşe almabilir, İsmine dikkat. Beyaz park'ta Saat 24 de hususi bir otobüs Taksime) m ettirilmektedir. 3469 — Şu neticeyi çıkarıyorum ki, beni tekditlerle terkeden kontes, kralla bu, Yuşunca, bu emri vermesi için onu tah- rik etti, — Belki de hakkınız var. Hattâ, da- ha fazlasını da söyliyeceğim: Sizin gi- bi ben de buna muhekkak nazariyle bakıyorum. — Öyle olduğu halde, onun bu son hareketinden hayrete düşmüyor musu. nuz? Bu harekette garip bir tezat gör- müyor musunuz?. — Azizim, size sadece şunu söyleye- bilirim ki, kadın tezatlardan yoğrul- muştur. Bizi çok uzağa sürükleyeceği şüphesiz olan bu mevzu Üzerinde fazla felsefe yürütmek İstemiyorum. Sade ce size şunu söyliyeyim ki İncilin bah- settiği günahkâr gibi, sizin de gözleri” niz var, fakat görmüyorsunuz! Bu da sizin ne kadar mütevazi olduğunuzu gösteriyor. — Ne demek istiyorsunuz?. — Şunu söylemek istiyorum ki, kon tes dü Barri sizin şahsınıza samimi ve çılgın bir şekilde vurulmuştur, ey genç ve saf Adonis! — Bu aşkın sernimiyetine mi inan yorsunuz?. — Tabii değil mi? Sizin için yaptığı bu son hareketten sonra, bundan şüphe edebilirsiniz?. — Öyle olsun? Fakat şu halde, onun kralı benim aleyhime tahrik edişini nâ” sıl izah ediyorsunuz?, Krebiyon omuzlarını silkerek cevaP verdi; —Canım bunun izahı gayet basittir Bu genç kadının göz yaşlarından kızaf- muş gözlerini, yorgun ve mustarip Şe” resini farketmediniz mi?, — İtiraf edeyim ki görmedim. — Tabii!, Sizin aklınız zaten başka yerlerde!,, Fakat ben bunu hai daha bir çok şeyleri gördüm. Ve SN . kolaylıkla anladım ki, Kontes, sizin na müâmelenizden sonra, izzeti pi Kahve 20, bira şişe 60, Rakı şi 735, Dikkat: Her akşam saz vardır. # f ;