1 HAZİRAN — 1938 Fantezi Bu günyaya nıçin gedir ? İ Yazan : James Ayate Erkekler bu dünyaya: Yiyip içmek, yalıp kalkmak ve kendi- İeri gibi deli çocuklar yetiştirmek; Dünya kâinatın merkezidir, kendi o memleketi dünyanın merkezidir, bulunduğu şehir o memleketin merkezidir, medeni insan- lar yalnız kendi memleketindekilerdir, diğer bütün memleketler vahşidir, bütün dünya aşk etrafında döner zannetmek; tiyatrolara, sinemalara gidip Oyun ve filmlerdeki kadınları seyretmek; biribir- lerine karşı mürailik göstermek; fotoğ- raf çekmek, sonra gene fotoğraf görmek için sinemalara gitmek; insan bir oyun oynamaya karar verdi mi ne oynıyacağı- nın ehemmiyeti olmadığını zannetmek; caddelere sokaklara ilânlar asıp gehrin manzarasını bozmak; istikbale değil de maziye kıymet verilmesi (lâzımdır san- mak; sinemaya gidip “Marlen Ditrih be nim karım olsaydı!,, diye düşünmek,. için gelmişlerdir. Kadınlar bu dünyaya: Kaşlarını kimsenin aklına gelemiyecek yere çekmek; yüzlerini çiçek (o saksısına çevirmek; tırnaklarını, sanki kırmızı mü- rekkep fabrikasında şişe doldurmuşlar gibi boyamak; erkeğe arzu verip arzusu- nu tatmin etmemek; her şeyin cinsiyetten ibaret olduğunu ve Odünyanm Marlen Ditrihi yaratmak için halk edildiğini zan- netmek... .. içim gelmişlerdir. Bedava tıbbi muayene Beşiktaş Halkevinden: Muhitimizde tanınmış kiymetli dok- torlarımızdan bir çocuk mütehassısı ve bir de kadın hastalıkları mltehassrsı, cidden himayeye muhtaç kimseleri mu. ayenehanelerinde Evimiz Bosyal Yar. İşm keppitesi grama musyene yapacak- Şriyemiçi Yeiğeeeemez — pe yembe günleri saat 18 de Evimize mü- racaat etmeleri. —— Yeni Nesriyat: Şişko Bay Şükrü Kayanın, Henri Peraud'dan tercüme ettiği bu çok güzel eserin es. ki tabı tükenmiştir, Bu defa, daha gü- #el bir şekilde Remzi (o Kitabevinin, “Dünya muharrirlerinden. tercümeler #erisi,, nin 25 inci numaras: olarak in- tişar etmiştir. Edebiyat meraklılarına harareti tavsiye edetiz. rağ, Mrenln mayoları vücudun gi. Sak bir kat daha meydana çıkara. | Lo « Bu sene tercihan siyah Sati, larılıyor. Çünkü bu renk, vü- ki ia İnce gösteriyor. Bu sene. ik Kay arda askılar ve zıhlar siyah. Yeyan |, DİF tezet teşkil etmek Üzere yapılıyor. İMESELE| Yol ihtiyacımızı bir ham- lede halledebilir miyiz ? Memleketimiz, yol ve demir yollarile bir örümcek ağı gibi örülmektedir / Osmanlı devleti. nin, bu memlekete yaptığı en büyük fenalıklardan biri, hiç şüphe yokki, yurdu yolsuz, şi « mendifersiz bırak- mış olması, bir memleket için fev. kalâde hayati olan bu işle kat'iyyen meşgul olmamasıy. dı. 'Türkiyede öyle yerler, öyle mınta- kalar vardır ki, bu, ralara gitmek, bir devriâlem seyaha- ti kadar güç ve yo- rucu olurdu. Üste , > lik asayişsizlik, ordu halinde dola. şan eşkiyaların taarruzuna uğramak, malından, belki de canından olmak korkusu da caba, Cümhuriyet hükümeti iş başma ge. çer geçmez, bu noksanın, memleketin esas bünyesi üzerinde ne fena tesirler yaptığını derhal anladı. Yolsuzluğun, iktısadi ve askeri bakımdan da bü. yük, en büyük bir eksik olduğuna şüphe yoktu. O zamanki bütçelerin dar çerçevesi- De rağmen, yol ve gimendifer yapıl . ması için büyük masraflara girişmek- ten çekinilmedi. Ve bu siyaset saye. $indedir ki, on, on beş sene içinde de. miryolları memleketi örümcek ağları gibi ördü. En uzak, en hücra vatan kö gelerinş bile mükemmel goseler, yol - Va har faaliyet hâlâ madam bir hızla devam ediyor. Daha bir yığın demiryolu, bir yı . ğın yol yapılacak. Çünkü yapılan bunca şimendifer hattı hâl4 ihtiyaca kâfi gölmiyor. Fa- kat ihtiyacım tamamen (karşılanmış olmamasına rağmen, bugün bizde şe - hirler arası yolları yine iyidir. Fa . kat gehilerimizden çoğunun içindeki yollar cidden bozuk, hattâ berbad vazi- yettedir. Bilhassa İstanbul, bu dertle malül olan şehirlerimizin başında gelir, Filhakika, merkez şehirle, sayfiye. lerden bir kısmimı bağlıyan bir iki as- falt yolumuz yok değil ama, bunların yanmda yürüyerek bile geçilmesi im- kânsız derecede bozuk yollarımızın ye. künu daha kabarık kalır. Birkaç hafta evvel Yunanistanday- dım. Orada, İstanbuldaki büyük gir. ketlerden birinin munmelât müdürlü- ğünü yapan Mimaris namıda bir zat- la tanıştım. Memleketin! çok seven bir vatandaş olan Mimaris, bana A. finanm wa siverınmn baştanbaşa asfalt yollarını gösterip? — Ah! biz de şöyle yapabilsek, di- yordu. Kendisi merak ederek Yunan hükümetinin bu yolları nasrl yaptığı. nı tetkik etmiş. Bana anlattı: Hükü- met yapılacak yolları tayin ettikten sonra, bunların İnşasmı muhtelif şir. ketlere terket . miş, bu şirketler ücret alyorlar, İman tcret. ler filhakika bü - ,yük değil ama, hemen hemen , her yolun başında , yeni bir bilet al , mak ve para ver. mek lâzrmgeldiği - ne göre, yekün ol, , — Bay Mimaris'e göre bu usul mü- kemmeldir. Halk iyi yola kavuştuğu için belli olma dan ufak yekünlar halinde verdiği bu ücretlerden memnundur, Esasen otomobil sahibleri, araba- larmın iyi yollarda eskimediğini na - zarı dikkate alarak, lâzrmgelen parayı seve seve vermektedirler, Yine Bay Mimarisle İstanbula ayni vapurda döndük. Memleketi baştan başa asfalt yollarla örülmüş görmek istiyen bu vatandaş, bana, aramızda konuştuğumuz mevzuu gazetede yaz - mamı ısrarla söyledi. Şimdi dostumun sözünü tutmuş ol. dum. Fakat kendi fikrimi ilâve etmem Yâzımgelirse, şöyle diyeceğim: Filhakika, yapılması icab eden da- ha birçok yollarımız var. Devletin normal bütçesiyle bunların bir hamlede yapmak cidden güç ve büliçtli olur. Yunanlıların tuttuğu We sulün de bizim memleketin Iktısadi siyasetine pek uymıyacağı malâmdur, Fakat; dahili bir istikrazla, muhtaç olduğumuz yolların hepsini bir hamle de yapıvermek kabil değil mldir?!. İşte üzerinde durulacak nokta bu - dur... gilterede renkli yoilar yn Trablusgarp piyangosu ismini ver. dikleri bir piyangoları vardır, Bu piyango her sene mayısta çekilir, Büyük ikramiyesi 4,5 milyon lirettir. Bu senenin büyük ikramiyesi, Habeşistanda çalışan bir kamyonetin şoförüne İsabet etmiştir. Bu bahtiyar şoförün ismi Alfred Karigidir; 48 yaşındadır; evlidir ve iki çocuğu vardır, İşin garip tarafı şurada: Alfred kazanan numaraların listesine bakmamıştı. Gene bir şoför olan arkadaşı Göstini, kazanan numaralara bakmışel yazmile yazılan levhada 10663 numaralı biletin büyük ikramiyeyi kazanmış olduğu- nu okumuştur. 10663 numaralı bilet Gostininin bileti idi, Bu suretle Gestini kendini büyük ikramiyeyi kazanmış zan- metmiş ve çok sevinmiştir. Bu haber bütün şehre yayılmıştır. Bilhassa Alfred ik- ramiyeyi bir arkadaşının kazandığına çok sevinmiştir. Büyük ikramiyeyi kazanan şoförün verdiği ziyale'te Al. İredin gözü duvarda kazanan numaraları gösteren matbu levhaya ilişmiş ve büyük ikramiyeyi kazanan biletin 10563 olmayıp 10665 olduğunu görmüştür. Bunu görünce Altredin elleri titremiş, elindeki bardak düşmüş ve kırılmıştır. Derhal yerinden kalkmış, kırdığı bardağın parasını öde- miş, garaja koşmuş, mazot lekelerile dolu iş partalonunun cebinden bileti çıkarmış ve numarasma bakmıştır. Şoför ya- wlmamıştı. Hakikaten biletin numarası 10685 di. Şotör ilk vasıtayla İtalyaya dönecek; karısına ve çocuk- larma kavuşacaktır. Bir dalgınlık ve yanlışlık yüzünden büyük ikramiyeyi kazandım zanneden ve arkadaşlarına ziyafet çeken Gostini- nin inkisarını düşünebilirsiniz. I NGİLTEREDE yapılan bazı tecrübeler otomobil ka- zalarında yolların beyaz olmasının da müessir oldu- Fu neticesini vermiştir, Sis içerisinde görünebilen renkler kırmızı, penbe ve $arı olduğundan büyük Britanyadaki yol. lar bu renklere boyanmağa başlamıştır. Tecrübeler iyi netice vermiş ve boyalı yollarda otomobil kazaları daha a2 olmuş- tur. Pa Ölüme mahküm dama şampiyonu IR HINDLI, oyunda hile yaptığı iddiasile arkadaşını öldürmüş ve muhakemesi sonunda idama mahküm olmuştur. Hindli, hapishaneye girdikteri sonra dama oynamağa başlamış ve karşıma çıkan herkesi yenmiştir, Bütün mah- puslar, gardiyanlar sırasile Hindliye mağlüp olmuşlardır. Hapishane müdürünün müsazdesile hariçten getirilen bütün dama şampiyonları da ölüm mahkümunu yenmeğe muvaf- fak olamamışlardır. Hindli kendisini yenmenin imkânsız olduğunu iddia etmektedir. Hindistan imparatoru olan İngiliz kralı tarafmdan ölüm cezası affedilecek olursa Hindlinin İngiliz şampiyonu olacağı muhakkak sayılıyor. * Nevyorktaki meşhur köpek öldü N EVYORKUN Büdi isimli meşhur köpeği on bir ya- şında olarak ölmüştür, Bu köpek beş sene evvel İs- viçteden Amerikaya getirilmişti. Nevyorkun en kalabalık caddelerinde körlere rehberlik ederdi, Çok zeki, çok hassas, ve disipline çok bağlı bir hayvan olduğu için Nevyork bele- diyesi bu köpeğe istisna! bir muamele yapmış, hayvanın 0- tobüs ve tramvay gibi umumi nakil vasıtalarma alınmasına müsaade etmişti. Hayvan üç halta evvel hastalanmış ve kur- tarılamıyarak ölmüştür. Evlenmek için en müsalt yaş nedir? Pek mühim olan evlenme işinde çoğumuz yaş hakkındaki telâkki- Tere, nazariyelere aldırış bile et- meyiz. Kendimizi çok daha kuv. vetli hislere, coreyanlara kaptıra- rük gözlerimiz kapah hareket e. deriz, İzdivaçların suadetli ve de. vamk olmasında acaba yaşın ne dereceye kadar tesiri vardır? Bu işi tetkik eden bir ruhiyat dokto- yu şöyle yazıyor: “Her iki taraf da biribirlerini ha- kikaten seviyorlarsa ve hüsnüniyet sahibiyseler izdivaçta muvaffak olun. mıyacak yaş yok . gibidir, Maamafih şüphe yoktur ki bazı yaşlar izdivaç bağlarına fazla yük tahmil ederler. Şu halde sade karı koca değli, onların dünyaya gelecek çocuklarını da dü - şünecek olursak en müsait evlenme ça. ğı hangisidir? Muhakkak ki pek erken çağda ev. lenmek tehlikelidir, Karı kocanın ay- ni gayelerle yoğrularak büyüyecekle- ri, olgunlaşıcakları ve böylelikle bi - ribirlerine daha fazla yakmlaşacakla- rı iddia edilebilirse de erken evlenme. lerde daha melhuz olan, erkeklik in. kişaf etmekte devam ederken, kadı- nm inkişafının birdenbire durmasıdır. Erkeğin evinin dışındaki işleri, alâ- kaları fazlalaşırken kadm, harlet bir münebbihin bulunmaması yüzünden ev hayatımı müz'iç ve yeknasak bul . mağa başlıyacaktır, Hattâ bu geralt altında raeydana gelecek çocuklar bi- le onları biribirlerine yaklaştıracak yerde ayırabilir, Çünkü zeki ve kafa. sı inkişaf etmiş bir koca genç ve tec. rübesiz karısnm çocuklarma karşı takındığı tavırlardan, onları yetiştir- me tarzından hoşlanmaz. Halbuki bu evlenme erkeğin yirmi beş, yirmi al- tr, kadınınsa yirmi iki, yirmi üç ya şmda olsa bu ihtimaller pek azalır. Çünkü yirmi üç, yirmi dört yaşlarm- daki bir kız ya liseyi bitirmiştir, ya . hut da hayatını kazanarak hayat tec. rübesini ve bilgisini arttırmıştır. O artık dünyayı hakiki renkleriyle gö - rebilecek bir çağa gelmiş, her şeyi ye- gil görmemeye alışmıştır. Erken ev . lenmek nekadar mahzurluysa geç evlenmek de o kadar mahzurludur. Meselâ iki taraf da evlenmek için o- tuzu bekleseler bu sefer ortaya başka müşküller çkacaktır. Bu yaştakilerin ekseriya ufak meseleler hakkmda kat'i noktainazarları Vardır, Onlar uysallıklarından çok (kaybetmişler, kendilerine göre muayyen bir şekil almışlardır, Filvaki Insan o yaşlarda saçma bir takım hislerin tesirinden kurtulmuş. tur. Lâkin diğer taraftanda uyma kabiliyetini kaybetmiştir. Yaş artlıkça izdivaç nispeti aza . lır. Bunda isabet de vardır. Çünkü yaşlıların İzdivacı küçük yaştakile - rinkinden çok daha tehlikelidir. Mu « vaffak olmuş ve mes'ut evlenmelere her yaşta raslanabilirse de bunların orta yaşlar arasında pok azaldığı gö. rülür, Kârıyla koca arasındaki yaş farkı nekadar olmalıdır? Amerikada ekse « riya yaş farkı iki ile beş sene arasın. da tebalif eder, Kadınm erkekten büyük olması, sandetli bir birleşme yaratamaz. Erkeğin de kadınadn on yaştan fazla büyük olmaması gerek, tir. Erkeklerin çoğu karılarından genç olmalarından dolayı hicab duyar- Jar ve bunu saklarlar, Erkeğin kadından çok büyük oluşu- nun mahzurları ise söylenmeğe lüzum görülmiyecek kadar aşikârdır. Karr kotanm gerek vücutça, gerek düşün. ©e İtibariyle ayni arzuları taşımaları şarttır. Erkeğin yaşlı oluşunun diğer bir mahzuru da çocuklarıma iyi bir istik, bal temin edemeden ölmesi ihtimeli, dir. Ailenin reisi çocuklarmı ve sila, sini maddi! bakımdan kimseye muhtaç etmiyecek bir varlıkta olsa bile o, çocuklar lâyıkiyle ortaya çıkmadan öldüğü takdirde çocuklar manevi cis hetten zarar görebilirler, Para için yapılan izdivaçlarda saa- det aramak mevzubahs olamıyacağı İ. gin onları bu etüde dahil etmiyeceğiz, Day Devamı 9 uncuda >