e YAA A yere , akar. kddal Ng ge A MA PE e aş e e MD SALAŞ YA gg MAŞ VA Ag a Ye sim Us İDARE EVİ ; istanbul Ankara caddesi Ponin artan: Mi 81. Telgret süresi! baskan MARK Yazı işleri telefonu: 23872 idare ” : 24370 ULU ” mw i 20335 Hâdiseler, fibirler fransa artık gizlemeğe de lüzum görmüyor Yazan: Nizamettin Narif Hatöydan geler her o haber, bu Türk Ülkesinde bir seçim © yapıldığına değil, bir katliâm hazırlardığına delâlet ediyor, Hatayı sulayan nehi:lerde (genç kadın tesetleri yüzüyor; Hatay övalarındaki köylerde öldürülen anaların kanlarına bulanmış palalar, masum oğulların kalp- lerini deliyor; Antakyanın mahalleleri, Reyhaniyerin sokakları Amık o ovasının her köyü biribirinden kanlı, biribirinden Vahşi, biribirinden isyan ettirici faciala- ra sahne oluyor, Ve bu hal aylardanbe- fi devam ediyor, Ne kadar da kana susa muşlar! Karstan, Ardahandan İzmire, Ödemişe; Sinoptân, Giresondan Silifke, Adana ve Antalyaya, Edirneden, Tekirdağından, Bursadan ta Bitlise, Muşa, Hakâriye yayılan, Türk anavatanının her kösesin- de ve noktasında duyulan azap o derece İnsanldir ki günün birinde millet buna tahammül edemezse ve (o bügüne kadar herkesi hayrete düşüren itidalini kaybe- derse buna kimin ne demeğe hakkı ola- bilir? Bu sabah, gazeteleri açanlar, gene öz. türk Hataydan gelen faciaların, bir yeni ve evvelkilerden çek daha elim olan bi- sAnçosu ile karşılaştılar, Son yıl içinde, işkenceye ve | istilâya Uğrıyan söilletlerin, arsrulusal heyetler davet: edip mafuz bitarat eddettikleri hakemlere tesbit et» tirmeleri moda olmuştu. Mançurya harbi esnasında Çinliler, şarki Afrika istilâsı esnasında Habeşler, Şako harbi esnasında (o Bolivyalılar Ce nevrede milletler cemiyetinin birer tet- kik heyeti göndermesini istemişlerdi. Hataylı ne yapsın? Bütün bu facialar Milletler cemiyeti tarafından gönderilmiş bir komisyonun gözüönünde cereyan edi- yor. Ve işin garibi şu ki şimdiye kadar Hatay islerini kendi efkâr: umumiyesin- den srklamayı #tiyat etmiş olan Fransa, müstemlekecileri tarafından tahrik ve İ- dere edilen siyast sulkastlerin, adi cina- yetlerin, kütle halinde imha temayülle- rinin ve işkencelerin artık saklanmasına da lüzum görmüyor. Parisin en ciddi ga- zeteleri, ilk sayfalarında, Hatay faclia- larını haklı ve doğru bir iş gibi, yazmağa başladılar. İşte “Lötan — Le Temps, gazetesinin 29 mayıs tarihli sayısının ilk sayfasın- da çıkan bir telgraf haberi: İskenderun sancağındaki vaziyet “İskenderun sancağındaki o vaziyet gerçinliğini muhafaza ediyor. Cuma günü bir takım yeni “tecavüz?! ler ol- du ve Harbiye köyünden bir Alevi öl. dü; iki Alevt yaralandı. oAntakyada Ast nehrinde bir ceset bulundu. Maa- mafih alınan teribirlerle otoritelerin O) soğuk kanlılığı sayesinde Sance- Zin heyeti umumiyesinde sükün koru- rabilmektedir?!,, Rakip inanan müeterel, hareket. (er?! ve bam taktik Obataları neticesi olarak “?!,, mütemadiyen kayhetmek- te bulunan Türk partisi asabiyet ve can sıkıntısı içindedir. e Düre karlar reylerin yüzde 47 sini kazanmış görü pen bu vartinin kazanç nisbeti beçün yüzde 46 ya dürmüs bulunmaktadır.., . e. Hatayda cerevan çden façiaları T.ötan' *LĞİ bu sinsi ve iğrenç; satrlar ıkça ah eden hir hacka vesika. aramağa ne lüzum vardı etler ce miyet'nin kamistonu Tür marla ral Minetli hir rol ovnamoktarır. Ararılusal vicdanm mümessili olması lâzemmelen bu Nizamettin NAZİF yap” Devamı 8 inelde Kaldıktarı; Tacialeri| Amerikan poli;inin kanaatine gö.e Alman gemileri casus doluymuş! Büyük bir Avrupa devleti, Amerikanın askeri esrarına vakıf olmuş Amerikadaki Alman casusları hâdisesi gün geçtikçe büyük bir o ehemmiyet al maktadır. Bugün, bu teşkilâtın düayaya şümulü olan büyük bir (şebeke halinde bulunduğu ve umumi harptenberi mey- | İ teşkilât ; dana çıkarılan en mühim bir olduğu anlaşılmıştır. Amerikan polisi buna evvelâ bü kada: ehemmiyet vermemiş, hâdise hakkında malâmat almak için muhakeme edilecek- leri tevkite lüzum görmemişti. Bunlardan İgnatz Griebi ismindeki A- merikan tabiiyetli bir o Almanın, “Bre men,, apuru ile Almanyaya kâçuğı ma lümdur. Bu adam Almanyada, pasaport. suz geldiği bahanesile tevkif edilmiş, son ra halil bit para cezası ile serbest bıra- kılmıştır. Fakat Almanya bu adamı A tmerikaya teslim — etmemekledir. “Bre men,, Almanyaya vardığı sırada Nev york limanından (kalkan “Hamburg, ismini taşıyafi bir Alman vapwsile bir Alman daha kaçmıştır. Verner Gudenberg (İsmindeki bu Al man da, casusluk hâdisesi elralında ma- Iümatına müracaat olunacak bir şahiddi; hattâ, Grieblden mühim bir şahit sayıl makta ıdi, Bu iki hödiseden sonra, Amerikan po lisi, casusluk devası ile alâkadar kimse- lerin ve şahit olarak (dinleneceklerin memleketten dışarı çıkmamalarını temin için sıkı tedbirler (o almıştır. “Bremen, vapuru Amerikaya gelip tekrar kalkaca- fı zaman, mürettebatından dört kişi tev- MİK İmiş. di elemi Nm dim yle masma Müsaade olunmamıştır. Vapura giden bütün (yolcular da sıkı bir köntrolden geçirilmiş, birçokları A- merikada alıkonmuştur. “Bremen,, vapurunun tevirif edilen mü rettebatı gemide siyasi kontrole memur nazi mümessili Vilhelm O Bönke, ikinci radyo memuru Yohan Klayber İle Johan Hart ve Valter Otto ismindeki iki kama- rottur. Amerikan polisi, Alman (gemilerinin casuslarla dolu olduğu O kanzatindedir. Gene polisin kanaatine göre, büyük bir orta Avrupa devleti Amerikan kara ve deniz ordusunun birçok sırrına vâkıf ol- muştur. Bu casusluk (teşkilâtının mer- kezinin Almanyada olacağı ve casusların oralan idare edildikleri de zannolunuyor. Almanlarm “Avrupa, ismindeki diğer bir Transatlanlikinde “kırmızı saçlı ber- ber kadın, Yohanma Hofman tevkif edildiği zaman iki (o arkadaşile beraber casusluk ettiği zannedilmişti. e Halbuki bugün, bunların büyük bir teşkilâta men sup oldukları meydana çıkmıştır. Bu sabah gelen telgral haberlerine *gö- re, Amerikan ordusundan 4 zabit ile Bre- men vapurunun ikinci telsiz zabiti, “sarı şın kadın,, ve aslen Alman olan diğer bir kadın ve gene aslen Alman olan üç kişi, ecnebi casuslarm featiyetleri hak- kındaki tahkikata devam (etmekte olan büyük federal jüri tarafından dinlenmiş lerdir, İsticvap edilen Amerikalı zabitler, Fot ten kalesi kumandanı alhav Eelen ile iki SE Kral kendi köârşiıs binhaşı ve bir yüabaşıdır. Albay Fotten, ordunun eski istihbarat azasından olup ordunun esrarmı elde etmek istiyen bir takım kimselerin tehdidine maruz kal muştır. gi : ge karikatürü ında... İsveç kralı beşinci Güstav bu ay seksen yaşını bitiriyor. Bu münasebetle, Stok holm gazetelerinden biri, kral için hususi bir nüsha çıkarmıştır. Yukarıdakı resimde k:al, yanında preoses İngeborg ile beraber, gazeteye bakar- ken görülüyor: Kral evvelâ bir resme metalla bakiyor, sonra hoşuna gidiyor, gülü- yor. Acaba baktığı resim nedir? Bu, kralın kendi karikatürüdür. Kaş katür krala 9 kadar, hosuna, Aiçnlatizek mm mara ey vE BE mektedir... Karısına kilise yaptıran adam ! Mihail Hayvatof (Iİ) isminde bir Yunanlı tüccar Pirede karısının mapı- no büyük ve çok güzel bir kilise yap tırmış ve ölen karını buraya göm- müştür, Mihail Hayvatof Pirede evlenmiş ve balayını geçirmek için karısı ile be- râder, İstanbula doğru bir seyahate çıkmıştı. Gemi tam İstanbula yaklışır- ken, Katerina birdenbire hastalanıyor. Vapurdaki doktorlar hastalığın ne ol- duğunu anlıyamıyorlar. Vapur İstanbula geliyor, Fakat şeh- ri görmek zavallı kadına nasip olmu” yer: ölüyor... Zengin bir tüccar olan Mihail, karı- snr Pireye götürüyor ve orada, hemen hemen servetinin hepsini (sarfederek güzel bir kilise yaptırıyor. Pirede bir eşi bulunmuyon bu kilisenin etavarına karısının tabutunu koyduruyor... Eroln kaçakçısı eski bir diplomat Avusturyada, büyük bir eroin ka çakçı şebekesi meydana çıkarılmış ve bunlarla alâkulı olarak Karlo Bakula ismindeki Perulu bir eski diplomat da İsviçrede tevkif olunmuştur. Kaçıkçılarn başmda, morfini ero- İn şekline sokmak hususunda kendile- rinin icadı olan bir usulle çalışan, a8. len Bulgar iki kimyager vardır. Bir gün yaptıkları tecrübe esnasında lâbo- ratuvarda infilâk olmuş ve bunlardan biri ağır suretle yaralanmıştır. İnfilik olan yerde tahkikat yapıl - miş, o zaman kimyagerlerin neyle uğ. raştıkları meydana çıkmıştır. Bundan #onra, kaçakçıların diğerleri bulun » ruuş, Perulu eski bir diplomat olan Karlo Bakulanm da bu işte alâkadar olduğu anlaşılarak tevkifi için İsviç- veye yazılmıştır. İsviçre polisi Karlo. yu tevkif etmiştir. Kaçakçıların cenv- bi Amerika ilede alâkaları olduğu #ornediliyor. 3 BA 1 SW X MR ERA EEE Zİ (ENS ZAEASIEEŞME gele Sakat dilenci OLAK bir kol, sakat bir ayak in- sanda merhamet hissi uyandırır. &e bu acı manzarayı üstünde toplayan köşe başıma bükülüp oturmuş sefil biri- si büsbütün. Hemen cebe davranır, çan- tayı çıkarır, elinize geçeni az veya çok rsiniz. Sonra da bu sefil ve İç parâ- layıcı manzarayı daha fazla görmemek i- çin başınızı diğer vana çevirip biran ön- ce uzaklaşmaya çalışırsınız. İşte bu sefil kılıkla bir o zavallı. İran | konsaloahanesi civarında yer alarak saf ” dam elimi gelip geçene açmış. Adı İbra- him Gölerdir. Hiç de kılığile müteresip olmuyan bir isim. Siz bu zavallıya haki. katte "ağlar, olman daha yaraşacağı. ra kanı Geğü üüsinz? Mayala ağla yan biçare ısmen ölsün gülmek istemiş- tir. Fakat iş böyle değil. Dinleyiniz: Köşeden polis görününce, bizim kol. suz ve bacaksız İbrahim ( Gülerin önce kolu ortaya fırlamış, sonra da kayip kinci bacak meydana çıkmış,. Sen misin sakat! yakalanmış. Mahkemeye... 10 gün âmme hizmetlerinde kullanılmaya mah- kümiyet. Şimdi, Güler soyadınm, adı $0 numa sinsice eklendiğini anladınız mı? o, hakikatte tâm manasile gülen bir adam- dır, Hem kendisine yardım edenlerin mer. bamet hizlerile alay eden, arkalarından sinsice gülen bir adam. * Dünyadarahat Es Alman başvekillerinden Dr. Bruning Amerikada katolik bir munitle İnziva (hayatı geçirmektedir. Gazetelerin bildirdiğine yöre eski baş vekil yakında dünya ile büsbütün alâka- sını kesmek ve bir manastıra kapanmak arzusundadır. Başvekâlet sandalyesini (idrâk etmiş bir zatın böyle bir karar arifesinde bu- lünmasma herkesin hayret edeceği mu- hakkak bulunduğuna göre benim de hây- rete düşmem sanırım kimse tarafımdan garip telâkki edilmez. (Düşündüm. dü- şündüm de bir türlü bir neticeye vara- madım: Bu inzivaya niçin lüzum görür bu adam? Acaba dünyada rahatın ancak her şey. den el ayak çekmesile kabil olabileceği- ne mi inanmış dersiniz? KURUN Altınsız harp yapılamaz mı ? APULYUNUN, paküle kendisine #0 rulan “harp için ne lâzımdır?,, su. alina verdiği cevap Oo meşhurdur; “Para, Para, gene paral,, Halbuki bugün herp için mallaka ci. dın stoku lâzum olmadığı kanaati umumi- deşmiş gibiair, Asım Us diyor kiz “Pransız gazeteleri şimdi şöyle düşünü. yorlar: 1914 senesinde İktısatçılar böyük barbin beş, altı haftadan ziyade o sürmiyeceğini iddia etmişlerdi. Zirs bu müddet zarfın. da devletlerin ellerinde para kalmıyacağı- Bi, parasız da o kadar büyük orduların İ. dare olunumuyaca düşünmüşlerdi. Hal buki büyük harp sene Üçaysürdü. Büyük iktisulçılar ber şeyi evvelden hesap etmişlerdi. Yalnız ber memlekette karşılık sız kâğıt para çıkarılacağını akıllarına ge- tirmemişlerdi, Şimdi artık eski dünya de Hişmiştir. Evvelce kAğı! para çıkarmak & çin bankalara konulması mutat olan altın stok yerine bugün Hitlerin, yahut Muso. lininin otoritesi geçmiştir. Petrol, knuçuk, demir gibi kredile sl namıyacak şeyler de kimyevi maddeler, yahul kömür ihraçederek elde edilebilir, Hattâ Almanya bu imkân kapısının de bir gün kapanması ihtimelini gözönüne geliri- tik benzin ve sun'i (o kauçuk endini veriyor; bu suretle A. merikan petrolüne, yahut Uzak Şark ka- uçuğuna olan İhtiyacını ssgori dereceye indirmeğe çalışıyor. Hülâsa en şiddetli bir harp iktisadiyatı, otarşi sistemi tatbik edi. yor. Şu halde vaktile bir altın meselesi p- lan harp bugün artık bir fabrikalar mese- lesi, bir sanayi müesseseleri meselesi ol- muştur. Bir memleketin harp harinesi bun dan sonra mill çalısma kabiliyetidir. Bir zamanlar harp etmek İçin bir memleket lin zengin olmasi icap ediyordu,. Bugün ise kuvvetli ve möslahsil olması kâfi geli- yor. Harp ve para mevavn karşısında fikir. Verde bisi) olan bu değişiklik tebil olarak altın denilen maddenin beynelmilel ebem miyetini hiçe (İndirmiş olmıyor, Fakat barbi sadece alın çerçevesinden görmek Miyadının değişmesi beynelmilel harp ve ekonomi telâkkilerinde hic farbepameçılı gösteriyor. Demek Istiyoruz ki büzün © Napolyon sağ olsaydı “Harp için ne lâzımdır, suali- ne kurşı başka türlü cevap verecekti; ih- timal Ki: — İptida milletçe birlik ve milletce ça tışmak,,. Ondan sönrü para... diyecekti, TAN Balkanlarda münakaleyi kolaylaşlırmak lâzım M ZEEŞRİYA yazıyor: . “Atinada iken İstanbula o muhaberede güçlük çektik, Pire ile İstanbul o arasında işiiyen ve bir Türk ve ve de bir Yunan yolcu vapuru var. (İki dost ve mültefik memleketi biribirine denizden (o yabancı memleketlerin vapurları bağlıyor. Bunlar da haftada encak iki defa posla yapıyor- lar, K Karardan Atina ile İstanbul arasında Iş” liyen trende yolculuk yapmak bir işkence Yolda iki defa, o da geceyarısı aklarma yapmak mecburiyeti var, Halbuki Yunanistanla hem dost, bem müttefik bulunuyoruz. İki memleketi biri» birine bağlıyan daha seri ve daha munta- zam nakil vasıtalarına ihtiyaç var, Romanyn İle de vaziyet aynidir. Bükreş le İstanbul biribirine ak haftada bir ikl defa işliyen posla vapurlarile bağlıdır. Romanya İle de'daha sıkı temasa #htiya” cımız vardır. Bu bakımdan Prens Bibesko ile yopsin anlaşmayı memnuniyetle | kurgılamamak mümkün değildir. Ru anlaşmaya göre BOK resle İstanbul arasında muntaranı tuyysr* seferleri tertip edilecektir. Tedricen bu #© ferter bütün Balkan memleketlerine tesi dilecektir. O vakit Birkaç saat içinde ArİN veya Bükreşe gitmek, bir gün içinde bere etmek mümkün olacaktır, Dox'luk ancak sıkı temas İle artar. Pak ksn merkezlerini biribirine hava yolu” bağlamak mevcut olan dostluk — bağlar” kuvvetlendirmeye yarıyacaktır.,, s Alman ordusunda Tenis maçlar! Almanya ordusu tenin şampiy" Maçları münasebetile Almanya - eli istan milli takımları arasında 2,3 SE” tonta tenis kazşılaşmaları yapılacak. Bu karşılaşmalarda Teler 6. giltler arasında 3 maç yapı