22 MAYIS — 1933 Peğn: değilmi? Çenberlitaş tehlikeden kurtarılmalıdır ! vw İ Daha geçen sene mütehaser bir heyet tarafından lamirine lüzum gösterilen fa- kat şimdilik etrafına bir bahçe yapılmak» la iktifa edilmiş bulunan oÇemberlitaş, evvelkinden daha yakın bir (tehlikeye maruz bulunmaktadır. Çemberlitaşın kaide kısmının bittiği ve sütunun başladığı münhani kısımda ğiçen sene başgösteren iki fidan bu sene | baharla beraber daha kalımlaşarak biret ağaçcık balini almışlardır. Sütunun en nazik noktâsmı teşkil elen bu (kısımda taşlam arasında kök salarak gelişen ve dal budak vererek zümrüt gibi yeşilleş- miş bu iki ağaç böylece bırakıldığı tak. dirde bu sene daha büyüyecek ve hiç süpbesiz ki bu kısmın taşlarmı biribirin- den avırıcaktır. Bu şekilde Çemberlitaş çok teh'ikeli hir vaziyete girmekte oldu- | ğu wii tamir imkânı da o nisbette müs küleemektedir. Zaman'syaman etrafından taşlar sökür lüs vere düsen ve mütehnters o heyetin de tehlikeli gördüğü Cemberlitaşın etra- İma rork vapılması karlar tamiri de 10. gomadur. 73 dakikalık evlilik hayatı Bir bulgar delikanlısı, bir Bulgar kr rını sevdi, Evlenmeğe karar verdiler. Ki- liseye gittiler. Merasimden sonra güve- Yin evinde hazırlanan düğün sofrasınm sında toplandılar, Yenilir ve içilirken gelin fazla heyecan yüzünden elindeki porselen şarap kadehini düşürdü. Kadeh kırtldr. Yeni güveyi bundan çek kızdı, Hiddetini zaptedemedi. Ve düğün sofra- rında çelini tokatladı. Gelin çok müteessir oldu. Sofra başm- dan çekilip gitmeği tercih etti, Odasma çıktı. İzdivaç mukavelesini aldı ve henüz mürekkebi kurumamış olan mukavele ile beraher hâkime müraczat etti. Boşanma kararı istedi, Hâkim de derhal bu kararı verdi, İki seveilinin evlilik havatı dat'ka sürdü, Bir datilca hil anck 73 ia değil İri günle süslenmiş siyah ferseden Sârık biçimi sapka: Bu Şapka Balkan milletlerinin aske- Hİ Serpüşlarından ilham alınarak ya pılmıştır. Egzantrik tuvsletleri seven adımları tavsiye edilir. i ez 4 | Nafia vekâletine gel. MESELE| BER — Aksam postası imtiyazlı Şirketler Türk Cumhuriyet hükü - meti memleketin ba. #7 şına, hepsi birer ay. 8 rı belâ kesilen imti- yazlı şirketleri, ya- ğ vaş yavaş ortadan kaldırmak için elin. den geleni yapıyor. Hele Ali Çetinkaya dikten sonra, bir sü. lük gibi kanımızı « men, o mukaveleleri nalıncı keseri gibi ği yalnız kendisine yon tan, ve kanunları, ni- zamları, emirleri hiçe sayan şirketlerle, sıkı bir mücadeleye baş-- fi ladı, Memleket içindeki birçok küçük de- miryolu şirketleri hükümet hesabına imtiyazları şirketleri, yavaş yavaş orta- dan kaldırmak için elinden geleni yapı- yor. Hele Ali Çetinkaya Nafia vekâle almdıktan sonra, Ali Çetinkaya şark de- miryollarile müzakereye girişti ve neti- cede bu mühim şirketi de ortadan kaldı. rarak, Avrupa hattıni birleştiren demir- yollarına ilhak etti. Artık sira, ferman dinlemez şirketler- den, ve Türkiyeyi hâlâ kapitülâsyonlar #amanındaki Türkiye sanan insanlar ta- rafından idare edilen Elektrik. tramvay ve Tünel idarelerine (gelmişti. Şirketle hükümet arasmda senelerdenberi devam eden ve dalma şirket tarafından bir muci geye intizaren uzatılmak istenen bu mü- #aketeler, Ali Çetinkayanın cidden kaya gibi sağlam azmi karşısmda nihavet müs bet semeresini vermiş bulunuyor.. İçimiz de bu işe sevinmeyen bir tek ovatandaş yoktur.. Yalnız bir nokta var: İmtiyazlı şirket- ler, peyderpey hükümete geçtikçe, son bir kötü Harekette bulunmaktan kendi alamıyorlar. Hepsi de, iğrenç bir hasislik le, senelerdenberi işlerinde kullandıkları. Iki ayağı olmayan Ihtiyar bir sporcu İR ABE BOYYE spor seven bir İngilizdir. Afrikada oturur. 73 yaşındadır. Son günlerinde bir a- meliyat geçirmiş iki ayağı birden kesilmiştir. Bü zat en iyi atını Derbi yarışlarma yazdırmıştı. Bu atın yarışta koşuşunu seyretmek ihtiyar İngiliz için unutulmaz bir zevk olacaktı. Boyye bu zevkten mahrum kalmamak i- çin yarışlarda bulunmak istedi. Kendisini tedavi eden dok- torlara danıştı. Doktorlar kat'iyyen seyahat edemezsin de- diler. Fakat ihtiyar sporcuya bu tenbihler vız geldi. Üç hastabakıcı ve karısile beraber 8 mayısta İngiltereye müteveccihen hareket etti. İhtiyar bu yaşta 10.000 kilomet- re bir yol katedecektir. Hiçbir şey beni yarışda hazır bulunmaktan menedemez. Boyye kendisile konusan gazetecilere: Tekerlekli çok güzel bir koltuk yaptırdım. Yarışları bu kol- tuktan takip edeceğim. demiştir. Japon reklâmları APONYAYI ziyaret eden bir İngiliz gazetecisi Tok. | yodaki Japon mağazalarının cimekânları üzerinde şu i reklâmları görmüştür: Bir terzihane vitrininde: Burada elbiseler yeni gelinin ko- i casına gösterdiği ihtimam kadar dikkatle dikilir Bir ipekçi tabelâsında: Kumaşlarımız genç kız kadar yu" muşaktır. Bir bakkal dükkârımda: Buradan alacağınız mallar, ev erinize bir kurşun hiziyle gönderilir. Satınclınma mukavolesi yarın imzalanacak olan elektrik şirketinin bulunduğu Metro Hana binlerce Türk vatandaşına birkaç kuruş ikramiye vermekten kaçınmak istiyorlar, Şimdiye kadar devlete intikal eden im. tiyazlı şirketlerin hemen hepsi böyle yap- tılar.. Fakat elektrik şirketi çok kazanan ve en fazla kâr öden bir şirket olduğuna göre, ne kadar hasislik etse, gene emek- tarlarına dolgun ikramiye vermekten ka çınmıyacağını sarımyorduk... Şimdi, elektrik şirketinin de tıpkı diğer hemcinsleri gibi hareket etmekten çekin- miyeceğini son birkaç hâdise bize göster- diği için bu satırları yazmaktan kendi. mizi alamadık. Elektrik şirketi öledenberi (İki sınıf memur kullanmaktadır. Bir kısmı maaş- lı ve bir kısmı da yevmiyelidir. Her iki #mtf ta şirket ve müstahdemin arasında yapılan dahili nizamnamelere istinat €- derler. Yalnız memurin kısmı ter nedense im- tiyazlı bir sınıf gibi birçok istinaf sera- ite bağlıdır. Halbuki zavallı işçi kısmı; gece gün- düz hayatı daima tehlikeler içinde geçti. .Cenubi tır. * | muş! İŞÇİSİ “JElektrik Şirketinin salın alınma i işi tamamlanırken, imtiyazlı şirketler Türk işçisinin hakkını korumağa mecbur tutulmalıdır ği halde lütuf kabi- linden o kendilerinin pek az istifadeleri © lur. İşitiğimize göre bu zavallı memurlar zarar göreceklermiş, Kendilerinden o ni- zamname mucibince kazançlarından yüz” de dört nisbetinde bir beş seneyi tecavüz edenlere her seneye| mukabil (o kendisine! yüzde on nisbetinde bir karşılık veril mektedir. Fakat şim- #3 di şirket satın alın.! * ms vaziyeti karşısın- da bu işçilere ancak ihtiyat ve muavenet | sandığı namı altın. da şimdiye kadar kendilerinden kesilen paraları vermek istiyormuş. Bunu vere- cektir ama — Ya, senelerdenberi şirkete kazanç temin “edeceğim diye gençliğini sıhhatini. bir kısmını veyahut yücudu- nun birçok parçalarını kaybeden Türk çocukları yalnız bununla mi kalmalıdır- lar. Şirket bunlara hiç olmazsa çalıştıkları senelere mukabil her senesi için bir ma- aş nisbetinde ikramiye verirse bir parçı cik olsun hak gözetilmiş olabilir. Böyle bir hareketi, Türkiyede, Türk- lerden senelerce milyonlar kazanmış bir şirketten beklemek hakkımızdır. Diğer taraftan öğrendiğimize göre E- lektrik şirketi müsfahdeminlerinin mu- rahhas heyetleri tarafından; bu hususta iş dairesine şimdiden bir istida verilmiş- tir, Nalia vekâletinin, satın alma işi ta- mamlarırken, binlerce Türk ailesinin bu açık hakkını da nazarı dikkate alacağı- na emin bulunuyoruz. HABERCİ 4 4 Bir kadın altıncı defa olarak kocasından ayrılmak istedi EVYORKTA bir güzellik salonunu idare eden Jo- | zefin Kovalski isminde bir kadın mahkemeye mü. | Tscmat ederek kocası aleyhinde boşanma davası açmıştır.| Eğer mahkeme boşanma kararı verecek olursa madam Jo, zelin ayni kocadan altıncı defa olarak boşanmış olacak. | İ İlk üç boşanma İsteyişinde Jozefin daha mahkeme hü» zurgna çıkmadan evvel müracaatini geri almıştı. Dördün. cü defasında kocası duruşma esnasında mahkemede ka-| dım ayaklarına kapanmış, ve gözyaşları içersinde karısı. | nın kendisini affetmesini istemiş, kadın bu manzara kar. şısında mütebassis olarak ayrılmaktan vazgeçmişti. Be. i | sinci defasında mahkeme ayrılma kararını vermiş, fakat kararm tebliğinden sonra erkek yine ağlryarak kadinın ayaklarına kapanmış, birçok ağlamış, sızlamış, kocasının suçunu bağışlamış, mahkemede verilmiş boşan | mâ kararının tescil edilmemesine karar vermiştir, kadm yine Fakat kadın bu kararın üzerinden Üç ay geçmeden al- tmer defa olarak mahkemeye müracaat etmiştir. Kocasi. nm suçu ne olduğunu tahmin etmek kolaydır. Kadın, gü- zellik salonuna gelen müşterilerden kocasını kıskanıyor, Kendi yağile kavrulan Almanya Vaşington üniversitesi gâzetecilik şubesi direktörü Vernon Mo Ken- sie Almanyada #on samanlarda bir tetkik seyahati yapmış ve A. merikaya döndilği vakit oradaki yaşayış şartları ve bilhassa Ak manyonm bugünkü iktaadi pren- sipleri hakkında Amerikan ga. xetelerinden birine şayanı dikkat bir yanı yazmıştır. Bu yasıyı kı- saltarak naklediyoruz. “Bugün Almanyada hilkaten hasis olmıyanlar dn Alman kanunlarına it- tibaen hasis olmak mecburiyetinde . dirler, Orada atılan hiçbir şey yoktur Dükkânlara, mümkün olduğu kadir az paket kâğıdı sarfetmeleri için kat'i talimat vardır. Paketleri sicimle bağ- lamak yasaktır. Diş macunu tübleri - nin üzerinde şu ibare yazılıdır: “Bu tübü macun bittikten sonra atmayı. nız, Kadınlar jartiyerlerini lâstiksiz kullanmak mecburiyetindedirler, O - yuncak balonların satışı memnudur. Cari kanunlara göre her ev kadını en aşağı yedi çeşit süprüntü biriktir. mekle mükelleftir. Bu meyanda pa . çavralar, madeni eşya, hurda demir, tavşan derisi, size ve kemik vardır. Hükümet tarafından ellerinde resmi vesikalar olan alıcılar her on beş gün- de bir gelerek bunları evlerden toplar- lar. Yiyecek satan dükkânlardan ber istediğinizi alamazsınız. Biraz lüks sa. yılabilecek yiyecek maddelerini satı - nalabilmek için dükkân sahibine onu ikna edebilecek sebebler göstermeniz lâzımdır. Meselâ ev sahibem ancak ec- nebi bir misafiri olduğunu söyliyerek bir sütcüden biraz kaymak alabilmiş. tir, Tereyağı, yemek yağı gibi ihtiyaç Tarı satan yerler mıntaka mıntaka ay- rılmıştır. Berlinin bir ucundan diğer bir ucuna taşınan bir aile o mımtakada yağ satınalabilmek müsaadesini ele geçirmek için günlerte hükümet kapı, larında sürünmüş, bu müddet esnasın- da ihtiyaçlarını gehrin tâ öbür ucun- daki eski yerden almaya mecbur kal. mıştır. Her Almanın bir haftalık yağ istihkakı iki yüz elli gram tereyağ ve iki yüz elli gram margarinden ibaret tir. Hattâ piyasada odundan istihsal edilen bir de 'sun'i" hargârin vardır. Bu yağ evvelâ makinelerde kullanıl. yordu. Bir müddet sonra sıhhiye ve. kâleti onu mahpuslar üzerinde tecrübe etmiş ve “yenir” müsaadesini vermiş» tir. Almanyada safi buğday unu bul - mak imkânsızdır. Bütün unlar kanu. nen patates ve mısır unuyla mahlüt olmalıdır. Hattâ una odun kepeği, ka tıldığı da vakidir, Almanyada yünlü kumuş da yoktur. Sokakta gördüğünüz ve fanilâ sandı- ğımız kumaşlar hep odundan yapılma. dır, Bir yağmur yedikleri zaman yüz- de yirmi nispetinde çekerler. Hariç memleketlerden ithal edilmiş yünlü ku maş satan birkaç büyük mağaza da mevcutsa da buralardan tedarik edile- cek kumaşlar o kadar pahalıdır ki, va. sat bir Almanın almasma imkân yok” tur. Almanyanın yeni kanunları kuğın modasını da istediği şekle sokmuştur. Meselâ şimdi orada etekler kısadır. Çünkü kanun muayyen bir boydan da- ha uzun etek giyilmesini menetmiştir. Erkeklerin gömleklerinin boylarıda dört santim kısallılmıştır. At eti kullanmağa teşvik için Al. man kadınlarına eski Tötonlarm at e tini pek makbul saydıkları ve onu en büyük misafirlerine ikram ettikleri söylenmektedir. Geçen sene zarfında Almanyada 125.000 at kesilmiştir. Almanyada ölülerin bile pahalı ke. fenlerle gömülmeleri yasaktır. Alman berberleri her sene 300 ton kadar saç toplamaktadırlar. Bu saçlar halı ve bir nevi dam keçesi imalinde kullanı» yor. Bugünkü Alman âlimler at kes. tanesinden yağ çıkartmak yollarını & raştırıyorlar. Maden işletenler, istih - sâllerini kabil olduğu kadar arttir . mak meoburiyetindedirler. Dag Devon: & inside