20 MAYIS — 1038 Hayata dair “Gençlik, | İYASI, ilmi, edebi Gençlik (1 gazetesinin ne olacağını, du var İlânlarını gördüğüm gündenbe: ak ediyordum. İlk sayısı dün çık tu, gördük. Adma bakmayın: yalnız gençler yazmıyor; içinde yıllardan be ri tanınmış imzalar, hattâ Süleyma Nazif'ten bir parça var, Bafarya il teğ'ten alman sayıfa; “Borçlu olduklarımız” Söz beni haylı düşündürdü: gen; - veya Gençlik gazetesini çıkaranla. | rın ; Süleyman Nazif'e borçları aceba nedir? O “Iafazan”" muharrirde, birta- kım arabca, farisi kelimeler kullar- mak, kulağı tırmaliyan terkiplerle | yazmak ve bunu EDEBİYAT say. mak zihniyetinden başka aceba ne bul- müşlar z6tenin heniz okumadığım hikâyesi de “Ömer Seyfeddin'in büyük ruhuna,, ithaf e livwim7 bu Gençlik gazetesinde *arlık havası, yeni kıymetler ya. sunaktan de dünden kalma kıy- ; uyar gibi oldum. Yanılmışsam di sevinirim: çünkü gazetede sevdiğim imzalar da üzerin miş gul olmadı fikir ve sanat” altındaki şiirleri ve makaleleri oku dum. Şiirlerde € kı Tarancı, Orhan Veli gibi kıymetlerine inandı ğım genğlerin imzası var. Zahir Sıtkı da aruza dönmeyi dei r. Bu dene- melerden, daha tamami namış olan bu parçalardan bakalım yarın bir şey çıkacak mı? Sadece “Üç nokta” imzasmı taşıyan “Renksiz sanat” adlı yazı Üzerinde biraz durmak isterim. Zannederim ki o makaleyi Gençlik gazetesinin edebi. yat programı diye kabul edebiliriz; 6. daşmda öyle bir şey var. “Üç nokta”, hizmı daha ziyade Frenklerden alan Sanati, edebiyatı renksiz bulup milli zevke, bizim realitelerimize dönmeği tavsiye ediyor, Gerçi “e ocale,, (mahalli renk) aramadığını söylüyor» sa da Seit Faik”), bilhassa Sâbahattih biltün gayretlerine rağmen, en hadiseyi bile . farkmda ok madan » teşhis edici unsurlarından soydukları, hayal mahsulü ve sübjek- tif bir Anadolu verdikleri, için redde. diyor. Bütün bu iddialarda bir yenilik yok; Frenk'ten Türk'e dönüş de « muhtelif manaları ile - kaç yıldan beri edebiyatımızın başlıca davası. Fakat “Üç nokta" bir gey daha söy- lüyor: “... meselâ Cahid Sıtkı, zevk ve Şeşni, güzel telâkkisi noktalarmdan Muhatabsızlığın örneğidir. O ve ona benziyenlerin ihtisasları kendilerine &id değildir. Onlar yabancı bir iklimin havasına göre inkişaf etmektedirler. Onlar başka sistemlerle duyarlar. A. deta hassasiyetlerinin mekanizması Hize yabancıdır. Renksizdir Yetsizdir.,, Hususi. , Cahit Sıtkı ve na benziyenlerin Ciyi anladımsa meselâ Ahmed Muhib, Yahut Cahid Sıtkı'dan çok evel olan Ahmed Hamdi) sanatleri renksiz ve “üsusiyetsiz değildir; burası geçe *m. Fakat “muhatabsızlık,, kelimesi “henmiyetlidir. Kendisine muhakkak Muhatab arıyan sanatkâr, muhatabla. esasen mevcud zevki, anlayışı : mahkümdur, Hep aynı da- ire icinde kalmak, boğulmak... Sanat. başlıca kaçacağı #0y.. Onun ve" bilâkis başlangıçta muhatabsız. kabul edip muhatablarını kendi Bifeai ağı hazırlamaktır. Böyle “muhatabsızlığı,, mi Baklaş saymak zihniyeti, hattâ ü- zel 2 wsrar edildiği takdirde - n Vası sanat için en çekil, maş tibdaddır, sanatkârm en | Ge ör hayati hürriyetini inkâra Ne mele hala ln d l rçlu olduğunu, “Ömer ye yfettinin büyük ruhu” tabirini an- | çağa başlıyorum: milesses zevke, SaNEZİA Sını sanat telâkkilerine bo. Yan eğmek... san olmamı tekrar temenni Bİ Gençlik gazetesinin bundan te Düshaları bize, admea lâyık sanat gelirirse kim sevinmez? Nurullah ATAÇ (1) On beş günde bir çıkar, 5 Turuş. ehe ame a e 19 Mayıs Jimnâstik bdyrom milnase betiyle Kasım hareket) i belizmat SEHİRDE vE Maydarpaşada Tren yolu geçit köprüsü Bir sene zarfında yapılacak Şehrin senelerdenberi bir türlü halle- dilemiyen işlerinden biri de Haydarpa. şada demiryolları üzerindeki geçit ye- rinde bir köprü yapilmasitlır. Bugünkü vaziyetinde bu geçit, nakliyat bakımın- dan tehlikeli olduğu gibi bu hattaki nakliyatı sektedar etmektedir. Burada yapılacak köprünün bir kaç yüz bin liraya çıkacağı keşifle anlaşı- mıştır. Belediye hat üzerinde böyle bir köprü yapmanın Devlet Demiryollarıs» düşen bir iş olduğunu, esasen bir kaç yüz bin liraya bir köprü yapmağa . büt- gesinin mieaik olmadığını İleri sürmüş- tü. Devlet Demiryolları idaresi de, ken- di işletmesi bakımından böyle bir köp. üye ihtiyacı olmadığı gibi bunu Yap mak “*wazilesi olmadığı fikrinde buhun- muştu. İki daire arasında senelerce devam eden bu anlaşmamazlık nibeyet halle - dilmiştir. Bulunan formüle göre, köp- rüyü Devlet Demiryollariyle İstanbul belediyesi o müştereken yaptıracaktır. Yalnız, şehrin bütçesi dar olduğundan inşaat parasının büyük bir kısmını Dev- İet Demiryolları verecektir. Belediye de 400 bin liraya çıkacak olanı köprünün | sabaha kadar devam edecektir. Kızılaya inşaatına 150 bin lira vermek suretiyle iştirak edecektir. Nafia Vekâleti burada yapılacak köp- rünün plân ve projelerini hazırlatmak. tadır. Bunlar biter bitmez, tetkik ve tasvip olunccak, bu suretle inşaata pek yakında başlanacaktır, Haydarpaşa köprüsünün inşaatı bir sene sürecektir. Köprüye, Kuduz Has- tanesinin önündeki yokuştan 'başlana - caktır. Köprü bittikten sonra Üsküdar - Haydarpaşa arasında işliyen vesait buraklan karşıya geçeceklerdir. Ayrıca, Kadıköy « Üsküdar Tramvay şirketi buradan, rıhtım coddesinden Kadıköy iskelesine kadar uzamak üze- | re ayrı bir hat uzanacaktır. 0— Mezarlık otlarının satışı durduruldu Bir kaç gün evvel Kasımpaşa Zindan | arkası mezarlığındaki otlarm bir inekçi- ye kırk liraye satıldığını okuyucuları - mızdan birinin şikâyeti üzerine yazmış ve alâkalı makamların nazarı dikkatini çekmiştik. Öğrendiğimize göre bu neşriyatımız ait olduğu makamca nazarı dikkate â- lınmış ve bu ot biçme işi durdurularak bu kârk alışverişi yapanlar hakkımda takibata geçilmiştir. Bir takım bulaşıcı hastalık mikrop - le dolu mezarlık otlariyle beslenen ineklerden alınan sütleri şehrin hasta ve çocuklarıma içirmek ne dereceye kadar doğrudur. Bu sene olduğu gibi bundan sonraki | senelerde de buna milmasil bir sat'ş ya pılamıyacağı itibariyle alâkadar maka- mın bu müdâhale ve takibatı cidden memnuniyete şayandır, MEMLEKETTE Posta vapurlarında so Üçüncü mevki yolcu- ları anbarlardan kurtuluyor Denizyolları idaresi vapurlarda üçüncü mevki yolcuları için ayrı yer yaptırıyor Denizyolları, şimdiye kadar Türk sularında işliyen vapurlarda ismi olup da yeri bulunmıyan ve sırf bir Jâftan baret olan üçüncü mevkiin tesisine ve Kızılay Şişli şubesi Kızılay menfaatine i büyük bir gece eğ- lencesi tertip etti Kızılay Şişli şubesi, felâket. günle- rinin hakiki yardımcısı olan Kızılay menfaatine büyük bir tertip etmiştir. Yarınki cumartesi âkşamı gece eğlencesi | Makşim | salonlarında yapılacak olan bu eğlence- | nin mükemmeliyeti için lâzım gelen her şey hazırlanmıştır. Eğlenceye saat 22'de başlanacak ve yardım arzusunda bulunanlara bu eğ- lencenin bir vesile teşkil edeceği mu- hakkaktır. Şişli Kızılay şubesi eğlenceye iştira- kin umumi mahiyette olabilmesini te. min için yalnız koyu renk elbiseyi kâfi görmüştür. Frank ve smokin mecburi- yeti yoktur. Saadet ve Trak vapurları Geçenlerde bir kaza geçirerek ya” ralanmış olan denizyolları idaresinin Saadet vapuru tamir edilmiş ve dün #eyir tecrübeleri yapılmıştır. Vapur bu haftadan itibaren gene eski hatla- rında seferlere başlıyacaktır. Almanyadan gelen Trak vapurunun resmi ve fenni muayene ve tecrübele- ri yapılmıştır. Bu vapurun, âzami sü. il olarak tesbit edilmiştir. ME Galatasaraylıların pilâvı Şimdiye kadar Galatasaray lisesinde | raya toplamak ve eski hatıraları yad. ek mâksadiyle, Galatasaraylılar Ce- miyeti tarafından her sene hazırlanan “bpilâv ziyafeti, bu sene $ haziran pa- zoç günü yapılacaktır. Bütün davetli - ler o gün saat 10,30 da mektepte bulu. hacaklar, öğleye kadar konuşulacak, (Pig muhtelif oyunlar oynanacak, saat 13 de bin tamburu davetlileri çağırac'ıktır. Yemekten sonra da mütekaitler ara- sında bir futbol maçı yapılacak ve ak- sam üzeri Cumhuriyet âbidesine © çe- lenk konarak bu an'anevi merasime ni- hayet verilecektir. mek yemeğ | okumuş, bütün Galatasaraylıları bir w | | - postalaria şehre bağlanacak olan Ya- üçüncü mevki yolcularma istirahat imkânr vermeye karar vermiştir. Denizyolları hesabına Almanyanın Krup tezgâhlarında yapılmakta olan vapurların Marmara tipinde “üçüncü mevki kaldırılmıştır. Netekim bu va- purlardan ilk gelen Trakta yalnız bi- rinci ve ikinci mevkiler vardır. Fakat uzak seferler için gimdilik üçüncü mevkiin ipkası bir zaruret olarak gö. rülmektedir, Netekim Karadeniz ve E. ge tipi vapurlarda üçüncü mev ha cularr Için de kamâralar kya tar. Eide bulunan eski vapurlarda ise üçüncü mevki yolcuları için hiçbir yer yoktur. Bu vapurlarda üçüncü mevki yolcuları anbarlarda, anbar ka- pakları üzerinde, yollarda yatakları - ır, kilimlerini sererek yatıp kalkmak- tadırlar. İşte bu eski vapurlarda de Üüçlincü mevki yolcuları için yerler yapılmasına karar verilmiştir. Bunnu ilk tatbikına İstinyede tamirde bulu. nan Güneysu vapurunda geçilmiştir. Güneysuda ve diğer vapurlarda ü. çüncü mevki yolcular için yaylı tel. den ranzalar vücuda getirilecektir. Yolcular buraya kendi yatakları veya sair yatacak şeylerini koyabilecekler dir. Diğer taraftan üçüncü mevki yol - cuların istirahat esbabı temin edile- cek ve bilhassa bulundukları kısma - gimdiye kadar bazan olduğu gibi . hiçbir vakit hayvan konulmıyacaktır. Yalovada yeni otobüsler Deniz Bank otobüs getirtiyor Denizbank, bu sene sık ve süratli lovada otobüs derdinin de kökünden halledilmesi için tedbirler almaktadır. Bunun için Yalova iskelesile kaplı - calar rasında işlemek üzere Deniz - bank tarafından konforlu ve yolcula. rın ber türlü istirahat esbabmı haiz bulunan otobüsler almmaktadır. Yeni otobüsler işlemeye başladıktan sonra köprüden kaplıcalara vapur, o- tobüs ve yemekli olarak müşterek bi. letler tertip edilecektir. neyime. ydarpaşa neem mezunlar çayı Mezun ve mezun olacak talebelerin | hocalar: ve kıymetli müdürleri Saffet Şavlinin iştirakiyle verdikleri çay ge | yet neş'eli geçmiş, müdür ve hocalar akşam yemeğini Parkotelde yemişler. İ dir pera Deniz Gedikli Erbaş okulunda da dün spor hareketleri yapılmıştır. Genç ve gürbüz talebelerin hasir bulunanlar tarafından takdir edilmiş ve alkışlanmıştır... Üfürükçü, büyücü Geçenlerde İstanbul zabıtasının bir üfürükçü hakkında takibatta bulun. duğunu, eğer hafızamda yenilmiyor. sam, galiba müddelumumiliğe de ter lim edildiğini okumuştum. Üfürükçü ve büyücünün ruh tahii. ini, cemiyeti taassuba sürüklemek düşürmek bakımından oynadıkları za rarlı rollerin ölçülmesini aziz dostum Doktor Fahreddin Kerime bırakıyo . rum. Ben bu iki tip bezirgânın sattıkları maldan değil, ev-dükkânlarmdan bah setmek istiyorum. Mıska, okunmuş hastalık bağları, ©. kunmuş sular, şerbetler, gömlekler, gifalı tükrük, yeni gelini kocasma çirkin göstermek için bir fare ölüsü- nün gelin teli İle süslenerek toprağa gömülmesile yapılan büyü, karı koca yı aymd etmek için iki şimşir kaşığın ters bağlamasile yapılan büyü, bi. risini öldürmek için admı bir kâğıds yazarak mezar kovuğuna sokmakla yapılan büyü. Hiç şüphesiz ki insanlığın en karan» hk devirlerinde kadar varan bir ina- nış zincirinin şayanı dikkat halkala. rıdır, Fakat üfürükçü ile büyücü yal- nız bu malları satmakla kalmamışlar» dır. Bilhassa bizim tarihimizde ka dının namahrem olduğu devirlerde ev. dükkânlarmı en kârlt bir ticarete aç- mışlardır, Tarih vesikaları bize bu hakikati bütlin çıplaklığı ile göstermektedir. İstanbul gazetelerinin okuyucuları, İbrahimin üfürükçü başısı Cinci Ho- canın hayatını, bikmcaya kadar oku. muştur. Binaenaleyh hatırlatmak ka « bilinden kaydedeyim: Cinci hoca Osmanlı sarayına intisa- bından evvel İstanbuldaki büyük göh retini üfürükle ve muskalar ile mu. habbet tellâlliğı yaparak kazanmıştı. Safranboluluydu. Adı Hüseyindi, İs - tanbula geldi. Süleymaniye müderrisi Şeya Mehmet Çelebiye çömez oldu. Mehmet Çelebi bir müddet sonra İz. mir kadısı oldu. Çömezi Safranbolulu Hüseyini beraber götürmek istemedi. Hüseyin, efendisinin ahbablarıma yal. vararak hakkında şefaat etmelerini istedi. Mahmet Çelebi bu sefer Hüseyini açıkça tahkir etti: ızamız vardır! Avrat ve oğlana afsun. okuyan bir sehharı nabekârı berabe götürüp kadılığımızda kötü isim mi alalım?,, dedi. Bize bu sözü nakleden Naimâ: “Efendisine âr ettiği afsun culuk sanatı ol fakiri yükseltmeğe se beb oldu!,, diyor. Üfürükçüler ve büyücüler hakkmad: divanı hümayundan Bursa kadısı gönderilen hüküm yukardaki kayıtta daha orijinal bir vesikadır, lisanmı biraz değiştirerek alıyorum: “Bursa kadısına büküm ki... malür ola ki, İstanbulda Lânga Yenikapıs civarındaki çarşıda yazıcı Hacı Meh “met, ve Yusuf paşa çeşmesi yanmadz| yazıcı Abdullah nam kimseler kend hallerinde olmayıp yazıcılık vesilesilel sihirbazlık yapıp dükkânlarının için: | halleri bilinmiyen avratların toplan dıkları bildirildiğinden Hacı Meh: ile Abdullahın Bursaya sürülmelerin karar verilmiştir, ilâh... Reşad Ekrem KOÇ!