Satılık otel eşyası ilan Bepoğlu dördüncü sulh hakuk mahkemesinden: Maher Demösten Halasın vasileri tarafından idare edilmekte olan Berilany: wlelinin tasfiyesine ve eşyalarının satılmasına karar verilmekle Beyoğlunda Ve. sedik sokâğındaı büyük Dâerllanya otelinin oşyaları açık arttırma suretile 24 5/0938 tarihinde sânt 14 de satılacaktır. İsteklilerin yukarıda gösterilen gün vw: saatte mâhallinde bazıt hulunmaları itin olunur. (V. P. 2449) evlet Demiryolları ve' Limanları işletme Umum idar lânları Istanbul - Edirne kısmmda yolcu gruplarına tenzilât 1 Haziran 8938 tarihinden itibaren;en aşağı on kişi ücreti vermek ve gidiş dönüş bileti almak şartile Sirkeci . Edirne kısmında seyahat edecek yoleti gruplarma gidiş . dönüş için yalnız gidiş ilcreti alımmak suretile yarı yarıya tenzilât yapılmıştır. Bundan başka yirmi bir kişiye mukabil bir, ve daha fazla kişilik gruplarda da beher yirmi bir kişiye bir yolcu Ücreti daha tenzil edilir. Dönüş biletlerinin mertyet müddeti iki aydır. Bu müddet dahilinde olmak Üzere gidişte ve dönüşte İstenilen istasyonda istenildiği kadar tevakkuf edile- bilir, Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilmelidir. (1529) (2968) Muhammen bödelle; miktar ve vasıfları aşağıda yazılı 4 grup malzeme her grup ayrı ayrı ihale edilmek üzere 26.5.1938 perşembe günü saat (10,30) on buçukta Haydarpaşads gar binası içindeki satmalma komisyonu tarafım. dan açık eksiltme ile satmalınacaklır, Bu işe girmek İstiyenlerin kanunun tayin ettiği vesaik ve hizalarında yazılı muvakkat teminatlarile birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona müra. caatları lâzımdır. Bu işe ait şartnameler Haydarpaşada gear binssi içindeki komisyon tarafın. dan parasız olarak dağıtılmaktadır. 1 — 5000 kilo muhtelif eb'atta sustalık çelik muhamfnen bedeli 2287 lira 75 kuruştur. Muvakkat teminatı 17i lira 50 Kr. 2 — 2680 kilo muhtelif eb'atta yay için çelik tel, 2500 kilo muhtelif eb'at- ta demir tel ile 1000 kilo soba teli muhammen bedeli 2084 lira 50 kuruş mu- vakkât teminatı 156 lira 34 kuruştur. 3 — 9ö adet muhtelif eb'atta flanş: ve ambuvalmanlı vana ile 50 adet ambuvatmanlı dökme boru muhammen bedeli 2452 lira 75 kuruş muvakkat teminatı 183 lira 96 kuruştur. 4 — 6000 metre ince Amerikan bezi ile 6000 metre kalm Amerikan bezi muhammen bedeli 2100 lira muvakkat teminat 157 1/2 liradır. (2606) Muhammen bedeli 11905 lira olan 49 adet muhtelif baskliller 13.6.1938 Pozartesi gtinü saat 15.30 da kapalı zarf usulile Ankarada İdare binasında salmalınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 892,88 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği veslkaları ve Nafia müteahhitlik vesikası ve tekliflerini ayni gün Saat 14.30 a kadar komisyon reişliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme Dairesinden. Haydarpaşa. da tesellüm ve sevk sefliğimlen dağıtılacaktır. (2739) et GİR. bugün ELER ele ra bee Ee EE PTO LET EE ŞE İOTTİEVE EEE zy Keşidesinde bu e birden 1000lira artabilir. xw MARKİZ DÖ POMPADUR MARKİZ DÖ PAMPADUR 289 vap verdi, hâlâ kuvvetli olan kollarmı bu hafif yükü kaldırıp ve maksadına bu kader kolaylıkla erişeceğini düşünerek, »üyük bir sevinçle doktorun refakatin - de, malüm eve doğru yürüdü. Bu sırada doktor Ha, şefkatli bir ta- virla genç kızı azarlıyorduz — Küçük yaramaz!, Burkulma tehli- keli bir şey de olabilir, bunu biliyor musunuz? Hizmetçi kız da şikâyetimiz bir rr. tırapla; — Ah! Doktor, doktori Öyle mit. miş ağrıyor ki!.. Çok rica ederim, ma- damla meşgul olun! — Tabii meşgul olacağım.. Siz istira hat edin. Merak etmeğe lüzum yok. Ben buradayım. Bu âralık üçü de eve girmiş olup der bir koridorda bulunuyorlardı. Şair: — Matmazeli nereye bırakayım?. Diye sordu. Doktor da: — Lütfen buraya. Cevabını vererek bir kapıya doğru yürüdü. Fakat yaralı kız heyecanla bağırdı: — Hayır! Hayır! Buraya değil, dok- tor.. Yukarıya!, Yukarıya. Madamın odasına! Doktor devam otti: — Canım, size söyledim ya.. Madem ki ben buradayım, korkulacak bir şey yok.. — Ne olursa olsun! Ben cradb ol- mak.. Görmek istiyorum. Çok rica €- derim, mösyö, beni yukarıya. Mada- mın Odasına götürün! Doktor, açmış olduğu kapıyı tekrar kapayarak: Ahi Küçük inatçı: Diye mırıldandı, Krobiyona dönerek ilâve etti: — Sizin alicenaplığmızı suistimal ettiğimiz için cidden mahcubum.. Lüt fen bir kat daha çıkın.. Ak! Şu kadın. lar! Şu kadınlar! , Hedefine erişmek Üzere bulunduğu- nu hissettiği için kalbi şiddetle çarpan şâir: — Rica ederim, dedi, bu benim için bir zahmet değil.. Nereye isterseniz ora ya çıkarım. İlk kata geldikleri zaman, önde yü- rüyen ihtiyar doktor bir kapıyı açtı ve Krebiyonla canlı yüküne yol verdi. Şair, bir idare kandilile hafifçe ay- dnlanmış olan bir yatak odramda bu- lunuyordu. Hastanm ışıktan rahatuz olmaması için, bancurlar kapatılmış ve perdeler indirilmişti. Doktor bir koltuk yaklaştırdı ve Krebiyon hizmetçi kızı bu koltuğa b:- vokti, Kendi ıztırabını unutan genç koz mü temadiyen mırıldanıyordu. — Madama bakın, dokter!. Madama bakın!, Fakat doktor, sakin bir tavırla, hiç acele etmeden, bir sandalye alarak genç kızın önüne koydu ve onun itirazlarma rağmen, ancak bacaklarını sandalyeye uzattıktan sonra hastayla meşgul ölms ğa karar verdi, Büyük karyolaya yaklaşarak perde- leri çekti. Krebiyonun nazarlerı derhal o tara. fa döndü. Karyolada çehresi sapsarı kesilmiş ve yanakları çukurlaşmış elli yaşlarında bir kadın hareketsiz yatıyordu. Eğer, a sıra, göğüü inip çıkmasaydı bu ka- dının bir kadavradan farkı olmazdı. Bu kadının gözleri kapalıydı ve ta- kallüs etmiş olan dudaklarından kanlı bir salya szryordu. Hesta inlemiyordu ve baygın görünüyordu. İhtiyar doktor onun dudaklarını araladı. Dişler asabi bir şekilde sıkışmıştı. Doktor, hep ayni sakin tavrile, ace- le etmeden, metodik bir şekilde, cebin- den bir âletle küçük bir şişe çıkardı, bu şişedeki ilâçtan birkaç dırrla kaşı- ğa döktü ve şaire dönerek: Mâamafih, Krebiyon, boş durmuyor- du.. Noenin hiç te rüya görmediğini an- ladığı 6 günün akşamında, ortakk ka- rarımca, küçük sokağs gitmiş ve esra- Tengiz evin etrafını büyük bir ihtimam- la tetkik etmişti. Krebiyon, gece, bu eve gizlice girme. nin imkânsız bir şey olduğunu daha ilk nazarda anlamıştı. Görünüşte, evin sokağa açılan kapı- ndan başka bir methali yoktu; bu evin sağında ve solunda, hemen hemen ay- Bi şekilde iki ev daha vardı; evin arkası ise duvara kadar dayanan bir arsaya narırdı. Bu tarafta, ne kapı, nede pencere wardı; duvarda iki, üç dar ve alçak delik açılmıştı ve bunlar da sağlam demir çu- buklarla, haç şeklinde çaprazlanmıştı.. Bu cihetten yapılacak bir iş yoktu. İçeri girmek için, muhakkak ki evde- kilerden birisiyle münasebete girişmek, yani ya onu satın almak, ve yahut ta kurnazlıkla onun yardımını elde etmek Tâzıedı, Eğer Krebiyon, yirmi yaş genç olsay- dı, küçük hizmetçi kızı kandırmakta aslâ tereddüt etmezdi. Fakat şair, pek âlâ itiraf ediyordu ki, yaşı, ayyaşlık ifo- de eden çehresi, zarif olmıyan tavır ve hareketi, hülâsa bütün bunlar, ac: bir hezimetle neticeleneceği muhakkak 0- Tan böy'le bir çareye baş vurmasına mâ- niydi, Binaenaleyh, yapılacak yegâne iş içerdekilerden birisini parayla elde et- mekti, Ve, madem ki işin içine para gi- riyordu, Krebiyon, bütün emniyet ve sükünetini buluyordu: Şair gayet filo- 2oİ, bir İnsandı ve paraya hiç bir şeyin mukavemet etmediğini biliyordu. Diğer taraftan, icabında, lüzumu kadar para bulacağından da emindi. Filbakika, Krebiyon, projeleri hak - kında mösyö dö Turnemi haberdar et- menin ve endişeleriyle şüphelerini o- na açıkça söylemenin, kendisi için bir | — — vazife olduğu fikrindeyki. Fakat uzun uzun düşündükten solnra, bundan var geçti, Meslâ, d'Etyol karşısında duyduğu şüpheler ve tiksintiye benzer hisler duyduğu için değil, bilâkis Janın bakiki babasında gördüğü yüksek meziyetler onda hürmetkâr bir sempati tevlit edi- yordu. Fâkst Turnemin ciddi hal ve tavrr altında gizli olan nâmütenahi şefkati bildiği için, onun ne büyük bir ümitsir- lik ve teessür içinde bulunduğunu an- yor ve ona, daha korkunç bir inkisar hayyalle neticelenmesi mubtemel sah- te bir sevinç vermek istemiyordu. Fakat Krebiyon, onda yanlış bir ümit tevlit etmek istememekle beraber, ica- bında, onun parasından istifade etme- ğe karar vermişti. Esasen, benüz buna ihtiyacı yoktu; d'Etyolun vermiş olduğu beş yüz altı- ran mühim bir kısmı bâlâ duruyordu ve unutmamak lâzımdır ki bu para o devir- de çok mühim bir meblâğdı.. Binaenaleyh şair, esrhrengiz evin sa- kinlerinden birisiyle münasebete giriş- menin yollarmı arıyor, ve vaktinin mü- him bir kısmını, evin tam karşısında bulunan ve bir defa daha girmiş oldu- ğu küçük meyhanede geçiriyordu. Diğer taraftan, Noe de, her ne &e- beple olursa olsun, küçük eve yaklaş - mamak için şairden emir almıştı: Bu küçük sokak, her zaman tenha oluğu için, şair, evde bulunanların, Noenin bir defa yakalanan sarhoş olduğunu anla yarak şüphelermelerinden ve ona göre tedbir almalarından korkuyordu. Kendisine rasat yeri vazifesini gö ren bu meyhneden, Krebiyon ilk günü, hizmetçinin dışarıya çıkarak ecza dük- kânına gittiğini ve, bir gün evvel oldu- ğu gibi, gene paketler ve şişelerle geri- ye döndüğünü görmüş ve ona yaklaş - mak üzere münasip bir sebep bulmağa