AKSAM POSTASI Sahibi ve Meprizat Müdörü Masan Rasim US İDARE EVİ: istanbul Ankara esddesi Denle etme; Hatambet 864. Bulgruf sireni örlanbal HABER Yazı işleri teletonu: 238732 ider : 24370 iğn : 20339 ABÖNE ŞARTLARI e Tire in Artık hakikaten yeter ! Berutta Atatürkün sıhhati hakkımda çikarılan rel'unca şaylalar etrafındaki ajans tebliğini okuyan karilerimiz, ber şeyden evvel, derin bir istikrah hissi duymuşlardır. Atatürkün sıhhati hak - kında ilk şayla çık: radyosu olmuştur. O zâman bu çirkin saygısız. ıktan bahsetmek istememiştik, Fakat Berutun yaptığında daha mel'un bir kast var; Hatay seçimi Üzerinde tesir yapmak! Hemen söyliyelim ki biz, en sıkı sömürge şartları İçinde yaşıyan Beruttan, onün idareşine hâkim olani rın haberi değil, tasvibi olmaksızın; le telgraflar çekilmesi imkânsız oldu- ğunu takdir ederiz , Atatürkün mutad gezintilerde ve zi» yaretlerde bulunduğunu Ankarada her- kes gözü ile görerek biliyor. Atatürkün bu gezinti ve ziyaretlerine dair gazete- mizde çıkan resimler çoktan Berut şa, ylacılarınm elindedir. Hayır, bu ne bâ- sit bir hürmetsizlik, ne şuursuzca bir terbiyesizliktir: Bu, Berut politikacı- larının soğukkanlı bir tertibidir, O halde, evvelâ, açıktan açığa man. da idaresinin ve battâ bizzat Fransanın mes'ullerinden şunu (talep edelimi “Türkler için mukaddes olan Atatürkle, onun #hhati ile oynamaktan derhal vazgeçiniz. Ve maksadınız ne İse onu söyleyiniz ;Dosdoğru onunla karşla- şalım, Sömürgeciler midir, idareciler midir, büyük veya küçük politikacılar mıdır, hükümet veya pasti adamlarımıdı, bu ikiyüzlü politikadan kimler mes'ul ise, onlara hitap ediyoruz: Bizler, şimdiye kadar şahidi olduğu. muz fesad ve tahrikleri, sık sık, dost Fransanın Türkiye ile münasebetlerin- deki menfaatini takdir etmiyen bir ta. kım mahalli memurlara atfetmek nez&- ketini gösterirken, bunun mânda idare- sinin elbette Paris politikasını gütmek- te olduğunu bilmediğimiz gibi bir gaf- Jete hamledilmiş olacağını zannetme- dik. © HABER — Aksam postası iki eker 9 lola ello ediyor! Fransanın tanınmış Iki tiyatro muharririni biribirine düşüren Ihtllâf neden doğmuş ? Paristen verilen haberler, Bernştayn ile Burde isminde iki Fransız muharririn, Paris civarında hususi bir saha- da, 19 mayısta (yani dün) düello edeceklerini bildiriyor. Kılmçla yapılması takarrür eden düelloyu kimin kazandığı henüz malüm değil... Bunlarm ikisi de tiyatro muharriridir ve ikisi arasm- daki ihtilâf uzun zamandanberi devam etmektedir. Mesele şu: Anri Bernştayn Fransanın en tanmmış tiyatro muhar. rirlerinden biridir. Hattâ türkçeye de birkaç eseri tercüme edilmiş ve gehir tiyatrosunda oynanmıştır. Eduar Burde de ayni derecede meşhur ve rağbet görmüşbir tiyatro N ririğir. Fakat, hernedense, bu iki meslekdaş ara sında hir geçimsizlik vardır. Çünkü, ikisi de muhtelif ta. rihlerde, muhtelif tiyatroların sahnelerinde piyesleri ile biribirlerine rekabet etmişler, şöhret sahasında şiddetle çarpışmışlardır. Aradaki bu geçimsizlik ve çekememezlik bilhassa son zamanlardaki bir hâdiseyle artıyor: Fransanın ve bütün dünya sahns hayatmmen büyük müessesesi sayılan Komedi Fransez tiyatrosunun mildür- , lüğüne Eduar Burde tayin ediliyor... Şüphesiz ki bu, onun rakibi olan Anri Bernştayn için pek memnuniyet verici bir şey değildir. Belki, meslekda. şmm bu muvaffakıyetini, kendisine nekadar rakib olsa, yine sükütla karşılıyabilir. Fakat ortada başka bir gey da- Bernştay'm bir piyesi yakmda Komedi Fransezde tem. sil edilmek üzere alınmıştır ve repertuarda bulunmakta” dır. Bu eserin oynanması, tiyatronun eski müdürü zama. nımda kararlaştırılmıştır. Fakat Burde, tiyatroya müdür olunca, geçen Nisanda oynanması lâzrmgelen bu piyesi hiçbir sebeb olmadan te hir ediyor... Bunun üzerine, tabii, Anri Berştayn'ın hid. detini tasavvur edebilirsiniz... Derhal tiyatro müdürlüğü. no bir mektup yazıyor ve eserinin temsilinin niçin geri bırakıldığmı soruyor. Verilen cevapta piyesin bir müddet için tehir edildiği, yakında oynanacağı bildiriliyor. Fakat, aradan yine uzun bir müddet geçiyor: piyesin ne oynandığı var, ne oynanacak diye ilân edildiği... Arkadaşı müdür olunca piyesi Komedi Fransetde oy- nanmıyan muharrir artık tahammül edemiyor ve bizzat Burde'ye yazdığı bir mektupta: “Sen bana eskiden garez. din... Eserlerimi oynatmıyorsun... .Bundan sonra bende senin tiyatrona ne bir piyes veririm, ne eserimin oynan masına razı olurum... Oynanmak üzere Repertuara alman ve sira bekliyen bütün eserlerimi geri gönder!,, gibilerden şiddetli sözler söylüyor... Eduar Burde bu mektuba kızıyor ve o da şiddetli bir cevab veriyor, İşte bundar sonra iki muharrir arasmdaki ihtilâf alev. İeniyor ve nihayet Bernştayn, kendisini tahkir edilmiş va- siyette bularak, Komedi Fransez müdürlinü düelloya davet Londralıları meşgul eden çocuk Fransada, dostlarımız vardır; Fransa- | i da, bugünkü sakat olitikanın tehlikesini görenler vadır: Fakat şurası bilhassa mühimdir ki, devletler arasındaki mü, nasebetlerde yalnız fillerin ehemmiyeti vardır!, İmdi, filler birim $yi tefsirlerimizi mütemadiyen tekzip ediyor. Niçin kat'i ve çetin hakikate temas etmiyelim? Dostlarımızın bütün teminatlarma rağ» men, Fransa bizi anlamıyor! Bunun başlıca delili, hakları beynelmilel ve karşılıklı abidlerle tanımış olan San- cak Türklüğüne, yerliler muamelesi ya- pılmasına tahammül edeceğimizi zan- nediyor. Haber verelim; Edemeyiz, et- miyeceğiz!. , Atatürk milli şerefimizin mayasıdır, onun tâ kenilisini temsil eder! Fransa bunu bilmez olur mu?. Geçenlerde şeni bir frkrasını olrudu- umuz TEurope Nouvelle Fransanın mü him bir mocmuasıdır, Hakkımızda en feci iftiraları meşreden Döpöchede "Toulouse, bugün iktidarda bulunan fır- kann başlıca organlarındandır. Güya bizi aldatacağı sannolunan maskeler veya avutacağı vehmolunan bahaneler altında, Fransadaki iktidar politikacılarmın Türkiyeye karşı mücadele halinde bulunduklarına kani olduğumuzu niçin #öylemiyelim ve Paris bunu neden bilmesin?, Bizler sulhçuyuz; hakçı ve adaletçi- yiz. Atatürkün asli sivasetinin değiş - mez prensiplerini artık cihan tenıyor, Fakat cihanın bildiği bir hakikat da Ba vardır ki o da milli davalarımızı mii- dalan ederken bizi hiç bir, ama hiç bir tehlike şantajı ile yıldırmak, kendi şe- bir rol müdifaamısdan vazgeçirmek müm. | Ameliyat olursa kör a olma sa ölmek gibi müşkül bir hastalığa du. | çar olan bir buçuk aylık çocuğun hikâ- yesini biliyorsunuz; Annesi ile babası evvelâ çocuğun kör olacağına ölmesini tercih etmişlerdir. Sonra tenkiller kar- şısında, kararın bir hâkem heyeti tara- fından verilmesine rası olmuşlardı. Neticede çocuğun ameliyat edilmesi kararlaştırıldı, çünkü, hiç olmazsa bi? gözünün kurtulabileceği anlaşılmıştı. Ameliyat yapıldı. Bugün gelen son haberlere göre, çocuğun sihhati iyidir ve kalan gözlü kapanmak tehlikesini at atmıştır. Çocuğun Amerikadan gönderilen ilk resmini de basıyoruz. Burada Helen Kolan ismindeki bu bir buçuk aylık küçük kız, annesinin kucağında görü- iyor, x kün olmadığıdır. Fransadaki dostları- mız, mes'ullerden bu hareketlerin he- sabını vaktinde sorsunlar: Çünkü, biz zorla şerefimizle ve mukâddesatımızla oynana oynana, sürüklendiğimiz yolun biç bir icabı karşısında tereddüt edecek olanlardan değiliz. Fransa bizi nereye götürmek istiyorsa, onun bütün külfet- lerine ve fedakârlıklarına katlanacağız!, Fakat Fransız politikasmın bu tezat- hı ve muvazenesiz sistemi değil midir ki, onu, Avrupanm her kargaşalığın - dan, hattâ müttefikleri nezdinde mes'ul mevkiine koymuştur? Eğer bu tezad ve muvazenesizliği, Londra tajil etmeğe ediyor... Üçüz doğur. akis şöhret kazanan âalle Üç, beş, yedi çocuk birden dünyaya getiren anneler çok görülüyor. Bunla. tn en meşhuru Kanadalı Beşizlerdi . Dionne kardeşler buglün beş, altı ya» şındadır ve artistler kadar meşhur ol wwuşlardır, Onları büyüten ve ölümden kurtaran doktor Deföe de ayni şekilde meşhur olmuştur . Son günlerde, yedi çocuk birden dün. yaya getiren bir anne haber verildi. Bunlar da henüz sağmışlar. Beş çocuk doğuran kadınlara bilhassa Çinde pek fazla rastgelinir, Orada, be- şiz kardeşler pek fozladır ve bu gibi do. ğumlar pek yadırganmaz. İngilterede bir sile de fiçüz çocuk dünyaya getirmekle şöhret almıştır. Kardeş iki kadınm ildsinin de üçüz ço- cuğu olmuştur. Bunlardan biri sekiz sene evvel üç çocuk birden doğurmuş. tu. Bugün, kardeşi de üç çocuk birden dünyaya getirmiştir . — Nezleye ilâç bulundu Moskovadaki bir Rus profesörü, dok- tor Barikin nezle ve gribe kârşı daha tesirli bir ilâç bulmuştur. Nezleden müthiş mustarip bulunan doktor, bu ilâcı kendi Üzerinde tecrübe etmiş bir gün içinde tamamiyle iyi ol. rauştur. İlâç, kana sıkılan bir serum - dan ibarettir. Profesör Barikin bunun tecrübesini daha evvel fareler Üzerinde yapmıştı. Vücud teşekkülü itibariyle İnsana ben siyen fareler dalma bu gibi ilâçlarn tecrübesinde kullanılır. Tavşan”da ay- ni vazifeyi götmektedir. Doktor, farelerde yaptığı tecrübeler. de de çok iyi neticeler almıştı: Meselâ hir fareye, öldürecek derecede nezle a» şüryor. Hayvan ölmek üzeredir. Fa. kat, nezleye karşı kullanılacak serum hana ithal edilir edilmez hayvan iyi o- luyor ve sıçrayıp başlıyor, Moskova merkez hastanesinde serü- müun daha geniş tatbikatı için tecrübe- ler yapılmaktadır. muvaffak olmasa, Pransanm şimdiye kadar meydan vereceği faclaların he- sabı yoktu. Mütemadiyen kendi menfaatine yont. maki Bütün iyi niyetleri kendi kârma sömürmek ! Sulhçu olduğunuzu mu söy- İüyorsunuz: Şu halde nihayete kadar taviz vermeğe mahkümsunuz! Hayır efendiler, her şeyin huduklu, bizim milli Y eni bir Ceki Koğandan sonra onun boşluğu- nu dolduracak yeni bir çocuk artist ye. tişmemişti. Küçüklerden Şirley Templ ile sekiz dokuz yaşındaki Fredi Barto- lemiden başka hemen hemen meşhur bir çocuk yıldız yoktur. Şimdi, Tommi Bup İsmindeki bir ço- cuk artist yeni Ceki Kuğan olarak ilin edilmektedir. 'Tommi Bup on yaşındadır ve şimdi- ye kadar tam 91 film çevirmiştir. Kü- şük, büyük bir çok roller aldığı bu filmlerden sonuncularda büyük mu - vaffakıyet kazanmış ve meşhur olmiya haşlamıştır. Şimdi, İngiltereye gelmiş olan Tom- ri, orada 92 inci filmini çevirecektir. ..y. 23 Nisan Halid Kırsl tarafmdan, bilhassa ç0- cuklar için (23 Nisan) isimli bir ti- yatro hazırlanmış ve çok beğenilen bu eser, kitab halinde basılmıştır. şerefimizin hâssas noktasında nihayet bulur. Ve zaten milli şeref davasında bu kadar kıskanç olduğumuz içindir ki verdiğimiz söze inanılır; Sulh için sö- sümüze İnanılır, dostluk için sözümüze inanılır. Bu yazımızı bugünlük iki kısa ihtar- la bitirelim: Atatürk adını hiç bir mak- sadınıza âlet etmeğe cür'et etmeyiniz, bir! Hatayda ahitlerinizin yerine ge tirilmesine son derece dikkat ediniz, ikil, F.R. ATAY Atatürk ve Türk mi Re ve Hatayda fesod meğe çalışan düşkün ruhlu lerin, Alalürkün Mersin seyahati A da dilleri intulacoğını anlallektarn Ahmet Emin Yalman, yazısına $ö) vam ediyor: Atatürk çok şükür afiyele kavu; sonra, hemen her gün Ankarada gel yapmıştır. Halk, Büyük Şefinigözrüy müş, ferah ve sevinç duymuştur. dün Atatârkün #tadyoma geltdesi * Tam eden 50009 vatandaşın arasına ması Öç hakımdan milli bir tezahi satı olmuştur. Birincisi, Atatörkün kurtuluş mü «İne başlamasının, tem yıldönümü nirken, Atatürkün halk arasında ve halkın duyduğu derin iin doğredan doğruya kendisine hi mesine imkân elde edilmesidir. İkincisi, Atatürkün sıhhate kavuş dan milletin du saadetin toplu coskunluk halinde ifade olunmasıdı Üçüncüsü de, Atatürkün sıhhatini pece siyasi manevralara vasıta Yo istiyenlere karşı milletin duyduğu nefretin hep bir arada ortaya konul dir. KURU Hatay davası Atatürk davasıdır e” US pöyle yazıyor: mesi “Ialk içinde yetişen Büyük Önder türk devlet reisi olduktan sonra halk sından çekilip çıkmış değildir. Bir & ay devam eden İstirahat devri geçi sonra hemen ber gün Ankaranın bir sinde halk arasında görünüyor. Ev gün yeniden hastalandığı hakkında yanın dört köşesine yalan haberler » dığı sırada dahi dost ve müttefik d Yugoslavyanın kıymetli bri b ye nazırı Orgeneral ekselâns Mariçi'n lerine kabul buyurmuş bulunuyoeları Başmuharrir, » “Atatürk yeniden ağır swrette has! mıştır. Türkiye Türkleri kendi başla, derdine düşmüştür. Onlardan ümidi melidir. Kendilerini intihabat deftej rün warm Kayderremer yarını GE) melidir. diye gizli tehditler külün: kadar ileri gidenlere bitap ederek d ki: “Fakat bu türlü tehdit yollarına k gidenler iyice bilmelidir ki Atatürk karada her vakitkinden daha sıhhatli rak devlet varifelerinin başındadır lcap ederse Başkumandan olarak da ordularının başına geçmek için hazır Yanmaktadır. Onun için her ne sur olursa olsun Hatay Türklerini azlıkta Takmak, burada bir Türk idaresi kuru! sına engel olmak için uğraşanlar bin 10 sahtekirliklar ve suikastler vasıt yapacakları emri vakileri yaşatabile lerini sanıyorlarsa çok aldanırlar, Hatay davası Atatürkün kendi da dır; Atatürkün davası da Türk mille! mukaddes davasıdır; böyle bir dee hilekârhklerin, tehditlerle çörütülmel imkân yoktur. CUMHURİYE Kim kaybeder ? pm Sefa diyor ki: “Bizim öz Fransız lopraklarında müstemlekelerinde bir santimlik sej yemiz ve İstismar davamız yoktur; saya milli kültürümüzü ve dilimizi » mak için hiçbir manevi islilâ harek girişmiş değiliş; Fransızların — barı ülkelerin hiçbir parçasını müstemlekı haline sokmak veya mandamiz ajlına mak istemiyoruz; velhasıl orada ne sej yemiz, ne İstişmareı bir ticaret ve sa İmiz, ne mektebimiz, ne de herhangi emperyalist emelimiz vardır. Bu ca: kişen dostluk sahte ise ve günün bir kakırdayıverirse, omuzlarımızı o silkeğ “Canı cehenneme!,, diyebiliriz. Fakat Fransa bunu söyliyemez, bütün şarkta olduğu gibi “Türkiyed emperyalist emelleri ve açık menfn vardır. İstismarcı malt politikasına etmek istiyen bankaları ve “empery emellerine Alet olarak kullandığı F kürtürünü yayan mektepleri hâlâ to larımızdadır. Bu dostluk yaşarsa, bi emellere müsamaha edecek değiliz. # emperyalist politikamız, her zaman, ca şiğdetile deram edecektir; fakat derecede müşterek menfaaflerimiz Fransa ile her türlü iş birliğini, dost olmayan milletlerink'ne tercih edek dik. Bır dnstinkla heraher. bütün o İmki dn son nefesini verecektir. Kim kavbeder? Bizim kaybetmiyeceğimizi her Türtl Tiyor; hatta, kazanacağımını söyliyen artık hakları da olabilir.