20 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

20 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 mayıs 938 cumartesi s#şamı TAKSIiM Belediye Bahçesi Büyük bir Gala ile açılıyor Çalgı Heyeti: Keman: Nubar, Necati, Cevdet, Kemençe: Sotiri, Aleko. Klârnet: Ramazan, Şeref. Piyano: Şefik, Yorgi. Banco: Abdi, Cemal, Şevket, Kanun: Ahmet, İsmail. OKUYANLAR: Ağyazar, Yaşar, Celâl, Hamit, Yahya, Bayan okuyucular: Mahmure, Afitab Fahriye, Radife, Dürdane, Ayda, Maheure Şenses, BT Bestekâr: TANBURI SALAHADDI Bu büyük çalgı heyetini bir arada toplamağa muvaffak olan müessese sa- yın şehir halkmı memnun edebilirse sevinç duyar. Telefon: 43703 Ekzema ve en muannit cilt yaralarından kortulmak için EKZAMIN ilanınız. Binlerce hastayı kurtarmıştır Bezanelerden ısteyiniz. ünü pe Otomatik Telefon santralı i 22 numaralı otomatik Dahili ve Şehir TELEFON SANTRALI On binlerce kişi gibi siz de kul lanmız memnun olacaksınız. HOROZ markası? dikkat. on yeni S.S. C.i, Leningrad (Krasnaya Zarya) fabrikası mamulâtındandır Yüksek keyfiyette malze- meden imal olunmuştur Mükemmel surette montaj edilmiştir. Mekanizması fevkalâde çalışmaktadır. Bütün takımile birlikte satılmaktadır. Mufassal malâmat almak için: TELEFON: 43956 müracaat ediniz, giderir, Ağızdaki kokuyu, tatsızlığı ve dilinizdeki paslı- liğr defeer. Mide ve barsaklar; alıştırmaz, İştihanızı ve sıhhatinizi düzeltir. KABIZLIK wi HAZIMSIZLIK Son derece teksif edilmiş bir tuz olmakla o müşabih isim- lileri ve taklitleri israrla reddediniz. REKTA Basur memelerinin ANTİVİRÜS ile tedavisi iç ve dış basur memelerinde, basur İmemelerinin her türlü iltihapları" *x, cerahetlenmiş fistüllerde, kanayan basur memelerinin tedavisinde daima müvaffakı yetle şifayı temin eder, ŞARK İSPENÇİYARİI LABORATUARIT.A.Ş. RAZER TT Dr. Irfan Kayra Röntken Mütehassısı Hergün öğleden sonra saat 3 ten 7 ye kadar Belediye, Binbirdirek Nuri- conker sokakta Aslaner apartıman Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu 2. nci keşide 77 Haziran 938 dedir. Büyük ikramiye 45.000 Liradır. Bundan başka: (15.000, 12.000, 10.000) liralık ikramiyelerle ve 20.000) liralık iki adet mükâfat vardır... (10.004 20 MARKİZ DÖ POMPADUK mmm. mmm ai kalmadan, kız içeriye girerek çâ- | , vas gibi gayri tabii bir iheeli gördü- bucak kapıyı kapamıştı. / | öü işin, kendisini bu kadar alâkadar Bu fırsatı kaçırdığından dolayı, şair, f gien hastanın, bir felâkete mi mari kendi kendisine bir kaç şairane lânet kaldığını, endişeyle kendi kendine sor- savurmuş ve gelecek fırsatta muhakkak du. surette istifade etmeğe kafar vermişti. Şair, tereddütle olduğu yerde dura- Ertesi sabah, hizmetçi kız tekrar dı- arak, hizmetçinin bu unutkanlığından şarıya çıktı ve şair, bu defa, ona, ceza istifade edip esrerehgiz eve girmeyi dükkândan çikar çıkmaz yaklaşmağa şünürken müthiş bir çığlık duydu. karar verdi, Bir sevki tabiyle başını, sesin geldi- Pakbt bu defa da muvallak olamadı. ği tarafa doğru çevirdi ve yerde yata- Çünkü hizmetçi hemen biran sonra, rak kıvranan hizmetçi kızr gördü. ihtiyar bir adamın refakatinde dükkân- Bunun üzerine, bir an bile tereddüt dan çıktı. Bu ihtiyar adam ağır ağır etmeden, ileriye doğru atıldı ve bir kaç yürüyordu, bir din adamı gibi siyahlar a emar olan genç kızın ya- iymişti. Pildişi saplı bir bastona daya- na geldi. il ve 9s kadmın kendisine ver- — Doğrusu, diye düşündü. Bu kaza diği izahatı tasdik eder gibi, başını sak pek isabetli oldu, çünkü bu sayede, bu yordu, güzel yevruyla münasebete girebilece Hizmetçiyle yanındaki ddam, gizle- gim. necek bir şeyleri an insanlar gibi Bu düşünce üzerine şair, mahcup bir gayet tabi bir şle yürüyorlardı vaziyette kızararik kendisine teşekkür Hattâ hizmetçi kız yerundaki adama &den kızı kolları arasma olarak yerden “doktor,, diye hitap ettiğini, şairin ha- kaldırdı ve sonra, onu yavaşça yürüt- fifçe duyabileceği bir şekilde, yüksek meğe çalıştı. Fakat hizmetçi kız, dahı sesle konuşuyordu. bir adım atmağa teşebbüs eder etmez, Her ne olursa olsun, bu defa da mu- veni bir ıstrap çığlığı kopputlı ve çehre- vaffk olamıyan şair, gene hiddetle mı. si sapsarı kesilmiş ve baygın bir halde, rıldanarâk işine mânj olan doktora bir kendisini onun kollarına terketti, höyli lânetler okudu ve artık gelecek Krebiyon da, âdeta kafasınr kâybede sefer bir şeyler yapabileceği ümidiyle rek acıklı bir tavırla murıldandı: tekrar meyhaneye gidi. — Aman ya Rabbim!., Yevaş, mat- Takriben bir saat sonra Krebiyca, mazel! Haydi! Biraz gayret!, Rica €- kapının tekrar açıldığını gördü ve dok- derim bayılmaym, Aziz matmazel! tor dışarıya çıkarak ağır adımlarla u- Hizmetçi kız, bu ricayı duymuş ve zaklaşırken, hizmetçi kız da zarif bir şairin sıkılganlık ve şaşkınlığını anla- reverans yaparak kapıyı kapadı. miş gibi, gözlerini açtı ve inler gibi imi- O gün başka bir hâdise olırındı. rildünde; Ertesi sabah, kapı bermutad, gene â- — Ayağım!. Ayağım!.: Ahl. Müt gıldı ve hizmetçi kız, yüzünllen besbelli hiş bir acr duyuyorum!.. Sizi rahatsız olan büyük bir heyecan içinde, dışarıya etmek İstemem, mösyö, beni yere bıra» gikarak, mutad; hilâfma, kapıyı bile ka- kım, ayakta durmama imkân yok!. patmadan, ecza dükkâna doğru koş- Krebiyon kendisinden istenen şeyi mağa başladı. yaptı. Bir taraftan da teselli edici söz- Krebiyon da derhal meyhaneden çik- ler söyledi ve güzel hizmetçi kızın çeh. tr, fakat hizmetiçinin çehresindeki en- resinde beliren hakiki bir rstirp ifadesin- dişeli heyecanla, kapının açık bırakıl den, gayri ihtiyari teessür duydu MARKİZ DÖ POMPADUK, 291 göz yaşları döküyor ve inliyordu: — Ne felâket! Ya Rabbim! Ne fe- lâket!., — Fazla bir şey değil, matmazel.. Bi- râz cesaret. Her halde küçük bir bur. kulma.. Biraz sonta geçer... Zavalk kız ayni şikâyetâmiz tavırla inledi: — Bu felâket yalnız benim başıma gelse ne İse.. Fakat, madam!.. Zavali: madam. Korkunç bir bulana tutuldu. Doktor bunu zaten tahmin etmişti. Ben de aptal gibi yaralamcak zaman buldüm.. Halbuki bir tek dakika bile, madam için meşum olabilir. Ne felâ- ket.” Eczacıya kadar, imkânı yok gide- Miyeceğim.. Ne yapmalı, ya Rabbim? Nc yapmalı?. Efendim de evde değil.. Eğer madamın başına bir felâket gelir. «e korulacağım!, Ve kızcağız, bu sözlerle beraber doğ- ruldu, yürümeğe çalıştı, fakat muvaf - fak olamadı; boğuk bir inilti kopardı Bu aralık hizmetçi kiz da hararetle | — Fakat, matmazel, rica ederim, bu kadar üzülmeyin. İyisimi bu eczacıda ne yapılacağını bana söyleyin!, Ma- dem ki siz yürüyemiyorsunuz, ben gi- derim, — Bu iyiliği bana yepacak mısınız? Oh! Sizi benim yolum üzerine hiç şüp- hesiz Cenabıhak gönderdi.1., — Hadi, güzel yavrum.. Madem ki teklike mühimdir, ne yapmam lâzım geldiğini çabuk söyleyin. — Yapılacak şey gayet basittir. Ma- dem ki bana iyilik etmek alicenaplığını gösteriyorsunuz.. Bu eczacıya gidin ve tahmin edilen buhrana ait ilâcı almağa | geldiğinizi söyleyin.. Bu ilâcın hazır olması lâzımdır.. Hatta, belki, doktoru da orada bulursunuz. Tavsiyelerinin ne suretle yerine geirildiğini bizast gelip göreceğini vaadetmişti.. O zaman onu da beraber getirirsiniz., Krebiyon fazla dinlemeden : — Pekâlâ gidiyorum! Dedi ve hep inliyen hizmetçi kızı yalnız bırakarak, bütün hızile eczacı dükkünmâ koştu kapıda, bir gün evvel hizmetçiyle beraber gördüğü ihtiyar alama çarptı. Şair, birkaç kelimeyle, vüku bulan kazayı ve hastanın maruz bulunduğu büyük tehlikeyi izah etti, İhtiyar doktor, heyecan ve endişe ifade eden nidalar kopararak derhal Şairle beraber yürüdü. İkisi birden yaralı kızın yanma gel diler ve hizmetçi, doktoru görünce, el- lerini göğsü üzerinde kavuşturarak ba- ğırdı: — Çabuk! Çabuk! Doktor, madam pek fena bir haldel, Koşun! Doktor cevap verdi; — Fakat, yavrum, sizi böyle bırak kamam ki.. — Ah! Doktor, yalvarırım size, be- nimle meşgul olmayın.. Gidin gidin.. Eğer mösyönün tagayyübü esnasın- da bir felâket vuku bülürsa, bunu ken- dime affedemem:., Mösyö o kadar iyi bir insan ki! Onun için ne büyük bik teensür olur!., Doktor: — Ne münasebet canım, dedi, çek şükür tehlike hemen bu anda ölümle netiçelenecek ködlar büyük Heğil! Hadi, gösterin bakayım, şu ayağınızı. Aman! Ağam akıllı şişmiş! Burada kalamaz. sınız... İhtiyar bu sözlerle berâber Krebi- yona dönerek ilâve etti; — Mösyö madem ki tali, bu kadir büyük bir isabetle sizi yolumuz Üzeri- ne çıkardı, alicenaplığınızı biraz daha yardımınıza hasredin.. Çok rica ede rim, bu çocuğu, şuracıkta. İki adım ötede bulunan eve kadar götünmeme bana yardım gin. Şair: — Fakat maalmemnuniyel diye €e-

Bu sayıdan diğer sayfalar: