FAZIL ÇilL iLACI ÜZDEKİ ÇİL VE SİVİLCELERİ, BAYANLARIN DOĞUM LEKELERİNİ İ ZALE EDER,CİLDİ BESLER VE FEVKALADE TERAVET VERİR. İş arıyor Usulü muzaafa ile defter tutmak ve gün- de yi 've tam olarak çalışmak ve deva- irde muamele takip etmek üzere İş arıyo- rum. Adres: Balatta Draman cad.Aslarcı so. kak No, 1 M. Uygun. Nevrozin |bulunan eve ba | ve diş ağrısı | girmez DOKTOR ÇiPRUT 4 Cildiye ve Zühreviye — mütehassı: Beyoğlu Yerli Mallar — Pazarı "arş-ında Por — sökağı köşesinde Meymenet apartımanı. Tel: 43353 Diş Doktoru Necati PAK Şi Hastalarını hergün sabah saat 10 dan akşam 19 a kadar kabul eder, Salı ve cuma günleri saat 14 - ten 18 e kadar parasızdır, Adres: Karaköy Tünel meydanı, Tersane caddesi başında No, 1/2 Kendi çalışmasile istikbalini temin et- mek istiyen üç Türk bayanı lâzımdır. ağrımağa başladı mı hemen bir kaşe Nevrozin Alınız bir şeyiniz kalmaz İcabında günde 3 kaşe almabilir. İs- mine dikkat, Taklitlerinden sakınınız, VETEETELRE 1 — Taliplerin biri orta, biri lise, üçün- cüsü de yüksek tahsil görmüş olması, 2 — Yaşları yirmi ile kırk arasında bu lunması şarttır. İsteklilerin İstanbul posta kutusu 527 den adreslerini yazmak suretile mufassal gerait istemeleri. 274 ALARKİZ DÖ PAMPADUR Birinci sımı! Operatör Dr. CAFER TAYYAR Umumi? cerraht ve sinir, dimağ estetik cerrahisi mütehassısı PARİS TIP FAKÜLTESİ S. ASİSTANI Erkek, kadın - ameliyatları, dimağ estetik “yüz,, meme, karın buruşuk- luğu ve gençlik ameliyatı,, (Nisaiye ve doğum mütehasersı) Muayene sabahları Bden oakadar — MOCGANCI Öğleden sonra ücretlidir. Tel 44086 Beyoğlu. Parmakkapı. Rumeli han, 1. Acele satılık aparlıman Kasımpaşada Tabakhane caddesinde 23 numaralı üç dalreli iki dairesinde dör- der ve birinde de üç oda ki ceman on bir | oda. Üst katı muşamba döşeli mutfak, halâ ve muntazam elektrik — tesisatı ve suyu havi apartıman üç bin liraya acele satılıktır. Görmek istiyenlerin üst kattaki sahip- lerine müracaatları. Göz Hekimi Dr. Şükrü Ertan Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. No. $ Tel, 22566 (Dr, Osman Şerefettin “— Yavaş! Dostum, rica ederim 15 MAYIS — 1938 Emlâk satışı Isanbul emniyet sandığı direktörlüğünden : Nurinin Sandığımıza 20053 hesap No, sile (325) lira borcundan dolayı birinci — — | derecede ipotek edip vadesinde borcunu ödemediğinden hakkında yapılan takip üzerine 3202 No, lı kanunun 46 1ncı taaddesinin matufu 40 incı maddesine göre sa” tılması icabeden Kartalda, Kartal mahallesi eski hankcum yeni özcü sokağında eski) 285-22, 286-24, 307-29 yeni 1257-24 No, lı kâgir bir mağazanın tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmakta" dır, Arttırmaya girmek istiyen (60) lira pey akçası verecektir. Millt bankalarımız dan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş — vergilerle çöp ve fenef resimleri ve vakıf icaresi ve taviz bedeli borçluya — aittir. Arttırma şartnamesi 20-5-038 tarihinden —itibaren — tetkik etmek istiyenlere sandık hukuk İşleri servir sinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydr vesair lüzumlu izahatta şartnamede vetakip dosyasında vardır. Arttırmaya girmiş olanlar bunları tetkik ederek sa- tılığa çıkarılan gayrimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve ilibar olunur, Birin- Ci arttırma 20-6-938 tarihine müsadif pazartesi günü Cağaloğlunda kâin Sandığı- mızda saat 15 ten 17 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için tek lif edilecek bedelin tercihan alınması icabeden gayrimenkul mükellefiyeti ile sar- dık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile arttırma 15 gün daha temdit edilerek 5-7-938 tarihine müsadif salr günü ayni mahalde ayni saatte son arttırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranım üstünde brrakılacaktır. Hakları tapu sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve ittifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile fals ve masarile dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müs bitelerile beraber dairemize bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla haklarr tapu sicillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha fazla falümat almak isti; n 987-156 numarasile sandığr mız H. İşleri servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. DiKKAT Emniyet Sandığı; Sandıktan almman gayrimenkulü ipotek göstermek istiyenlere tahmin edilen kıymetin yarısına kadar ikraz yaparak usulüne göre kolaylık göster mektedir. (2871)) Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu 2. nci keşide 11 Haziran 938 dedir. Büyük ikramiye 45.000 Liradır. Bundan başka: — (15.000, 12.000, 10.000) liralık ikramiyelerle — (10.000 ve 20.000) Nralık iki adet mükâfat vardır... KYU gaygtfMMeayayt? PN y geT aa a gça gea FT ee MNN y gaF aF AARKİZ DÖ POMPADUR 475 lediği için müthiş bir lânet savurdu ve Şampanyamı anladın mı?, Fırtınayı dindirmek için, bu delfa Noe de arkadşının sözünü kesti. — Her halde, dedi; fazla içtimse bi. le, hiç olmazsa, dışarıya çıkmadım. Bu cihetten sözümü tuttum, Krebiyon: — Bundan da emin değilim! de< di. — Krebiyon, bu şüphen bir hakaret- tirl., Fakat dinle: Tosavvur et ki bir rüya gözdüm.. Gecip bir tüya: Hiç bir zaman görmediğim ve sanki hakikaten görmüşüm gibi gözümün önünde can- lanan küçük bis sokaktayım., Hattâ bu sokağın methalinde bir ecza dükkân: vardı ve tabelâsının üstünde de kuru nebat asılıydı, diğer toraftan bı lânın üzerindeki gümüşten, büyül haş ©o kadar partıyordu ki, gö: TMaştı. Krebiyon; — Haydi, zavallı Noeciğim, — dedi, her halde başında ağrı var, Yat ve uyu.. Fakot Noc inatçıydı. Üstelik, gördü- Bü rüya, üzerinde şüphesiz büyük bir tesir icra etmiş olacaktı ki bunu mu- hakkak anlatmak istiyordu. Bunun için Şairin tavsiyesine kat'iyyen aldırmadan, ayni tavırla devam etti: — Çok yorgundum ve bir kapıdan iki adım mesafede bulunan bir taşın Ü- zerine oturdum. Böyle hava alırken, ayni zamanda, bu kapının kırılmış olan tokmağına bakıyordum; bu tokmak, Krebiyon, yarısı eksik olan demir bis gemberdi. İşte, ben bu kırık çembere bakarken, kapı açıldı ve ben üç kişi gördüm. İçlerinden birisi bir asilzade- ye benziyordu ve belinde kılıcı vardı, ikincisi galiba bis burjua, üçüncüsü de bir üşaktı. Asilzadeye benzeyeni bur- juaya şöyle dedi: — Demek, doktor, bu kadının sıhha. ti endişe vericidir” öyle mi?. Butjua da cevap verdi: — Evet, mösyö, bunun için size, br- rakmış olduğum ilâçlarla, tavsiyeleri - mi, yarın sabah yapın. En küçük bir teahhür, hasta için meş'um olabilir. “— Merak etmeyin doktor, talimatı- nız, yarın harfi harfine yerine getirile- cektir.,, “Bunün üzerine doöktor süs'atle u- saklaştı, diğer iki şahış ta kapının eşi. ğinde durdular. Krebiyon, yatgan altına gömülmüştü ve aha ziyade kendisi için anlatıyor- muş gibi bir hal takınan Noenin sözle- rini gayet yavaş duyuyordu. Puasson devam etti: — Bunun üzerne uşak asilzadeye göyle dedi: *“— Olur şey değil! Bu küçük madam d'Etyolun hastalığı da çekilir bir şey değil!,, Jan sözi duyunca, Krebiyon ür. perdi ve gayri ihtiyari, Ncenin hikâye. sini dikkatle dinlemeğe başladı. Puasson : — Bunu garip bulmuyor musun, Kre- biyon?. Diye sordu ve hemen ilâve etti: — Fükat en garip ve şayanı dikkat şudur ki, üşak tekrar söze başlıyarak, gşöyle do “.— Mösyö Jakın tahammül - edilmez metalibotta bulunduğu fikrinde değil misiniz, arzizim kont?., , 'Görüyorsun ki, Krebiyon bu uşak, bir asilzadeye lâübali bir tavırla: Azi- zim kont !., diye hitap ediyor. Böyle şey- ler ancak rüyada görülebilir! Hülâsa, uşa Hali üzerine kont şöyle cevap verdi: “— Ne yapalım, azizim, efendimizin gayet esrarengiz ve derin düşünce ile maksatları vardır ve bunları bize sezdir. mek istemiyor.. Bunun için, ona müna- kaşrsız, itaat etmek en doğru bir hare- kettir. “— Hakkınız vaz!.. Faket burada ic- ra ettiğim meslek “hiç te hoş bir şey değil ve mademki 'bu küçük d'Etyol... İisim zikretmeyin. “— Mademki bu küçük tehlikeli bir hastalığa tutulmuştur. Ve bunda bizim hiç bir kabahatimiz yoktür, ona yandım etmeden.. Yaltız başına bırakmamız da. ha tedbirli bir hareket olur, “— Ben de ayni rdeyim, Fakat gefimiz bu kadının artık tehlikeli ol- madığını - çünkü malüm şahsın artık onu Hüşünmediğini . ve binaenaleyh onu tedavi etmeyip ölümle başbaşa bı- Takmanın faydasız bi cinöyet olacağı- nı söylüyor, ,, Noenin kendisine anlattığı şeylerden gitgide daha fazla alâkadar olmağa başlayan Krebiyon yatağına oturarak büyük bir dikkatle dinlemeğe başladı. Bu dikkatten âdeta guürur duyan Noe de devam etti; “Uşak cevap verdi: “— Sualimi affedin. Azizim kont, fakat bapisaneden farksız olan bu ye- re geldiğimdenberi, saray işleri hakkın- da en cahil köylüden daha cahilim .. Demek kral mütemadiyen kontesle mi meşgül oluyor?.. ,, Sözün buzasında Noe hafızasını yok. luyor göründü. — Garip şey, dedi, bu kontesin ismi bir türlü aklıma gelmiyor.. Dilimin u- cunda amma... Dostunün rüyasiyle: polis müdürü. nün sözleri arasında birdenbire bir mu- tabakat bulan Krebiyon: — Bu kontesin ismi dü Barri olma- BIN... Dedi, Noe de sevinçle 'bağırdı: — Eveti., Eyvet!. dü Barril. Tâ kendisi! Aşkolsun, dostum, sen derhal bu ismi keşfettin. . Derin bir düşünceye daldığı besbel- li olan Krebiyon; — Devamet!.. diye cevap verdi. Son. Tene oldu, Rüyankla?. — Sofra mı? Asilzade, uşağa, kralın ve bu kontesin ismini yüksek sesle söy- onu Âdeta azarladı.. — Sonra?. — Sonra, kapının iç tarafında olan asilzede, uşakla beraber çabucak Klışa- rıya çıktı. İkisi birden sokağı teftiş et- tiler ve beni oturduğum yerde buldu. lar. — Bunun Üzerine ne oldu?. — Asilzade benim üzerime doğru yürüdü; beni silkti; hattâ zannederim bana sopayla da vurmuş olacak, çünkü "yakikaten dayak yemişim gibi, her ta- ralım ağrıyor.. Ne rüya, azizim! Ne rüya!.. Fakat dur Krebiyon, daha bit- medi. Asilzade, beni epeyce hırpaladık- tan sonra, uşağa şöyle dedi; *— Bu defa korkulacak bir şey yok. zavalir, içtiği şacabın tesirile sözlerimizi duymak şöyle dursun, ayak- ta duracak halde bile değil, fakat bun- dan sonra dikkatli davranın dostum.,, “Bunun üzerine asilzade çıkıp gitti. Uşak içeriye girerek kapıyı kapadı, Na. sıl Krebiyon, şayemı hayret bir vüya deği! mi?, Krebiyon: — Hakikaten, şayan: hayret bir rü. ya , Diye cevap verdi ve yatağından at layıp alelâcele giyinmeğe başlıyarak şöyle düşündü: Hem o kadar şeyanı hayret ki, anlaşılar bizim Noe dışarıya çıktı ve rüya zannettiği bu hâdise de bir hakikattir. Esasen ben bu ecza dük- kânımı, bu gümüşten haşhaşı tanryo- rum.. Bütün bunları nerede gördüm, ya Rebbim?. Krebiyon, böylece düşünerek, Noeye yaklaştı ve onu dikkatle teftiş etmeğe başlayarak, onun üzerindeki elbisele. rin, sanki çamur ve su içine yuvarlan . mış gibi, çamurlu olduğunu gördü. Bu teftiş, şairin zihninde beliren şüp- heleri teyit etti. Bunun üzerine, bir- denbire, Noenin hayret dolu nazarları arasında bağırdı