MAYIS — 1938 HABER — HER AKŞAM ESKi AMBASADöR SALONUNDA İki sene evvel muhterem şehir halkının pek büyük rağbetini kazanan ve bu kere yalmnız on beş gün için — angaje edilen RAKS KRALİÇESİ MELIHA SELMA ve SIDIKA $ŞAMiYE Tel : 43776 Sasur memelerinin ANTİYİR DS ile tedavisi iç ve dış basur memelerinde, basur *4, cerahatlenmiş fistüllerde, memelerinin tedavisinde daima muvaffakı yetle şifayı temin eder. LABORATUARI T. A. $. İmemelerinin her türlü iltihapları ŞARR İSPENÇİYARIİ Son çıkan COLUMBİA PLAKLARI Bayan RADİFE 174490 ÇÖZMEK ELİNDE DEGİL (MüzikSadettin Kaynak) T YA SU BOŞANIR SEL OLUR Bayan RUHAT 17450 DAMLA DAMLA (MHüzik Yesari Asim) SENSİZ YAŞAYAN (Müsik Yasari Asım) kanayan basur samc avap » » 244 MARKİZ DÖ POMPADIR — — .—— ——— Krebiyon bunları söyliyerek kendi al tın payını cebhlerine indirdi... — Şimdi, diye devam etti, bu altın- ları nereden aldığını söyle; demin demiş tin ki: “artık istediğimiz kadar, içebil diğimiz kadar içeceğiz” bunları bana derhal izah et,.. Yahud iyisi mi biraz bekle! O zaman daha iyi anlatırsın, çün kü seni tanıyorum. Eğer dilin kutu o lursa, ağzından fazla lâf çıkmaz; gid'p bir kaç şişe şampanya alayım da... Ve Krebiyon bu sözlerle beraber ka- pıya doğru fırladı. Fakat Noe üyük bir endişe ile ona nâsıl? Yoksa bana eli açık bir neşriyat evi sahibi mi buldun? — Hayır, dostum, bundan çok daha iyi bir şey buldum: Sen de benim gibi, Janı büyük bir tehlikeden kurtardığımı- zı zannettiğimiştik. Değil mi? — Madam d'Etyolu mu? Tail! hattâ bizzat sen bana... — Azizim, ikimiz de yanılmışız. Krebiyon, tam piposunu yakacağı sı- rada bağırdı: — Anlamadım? Punsson devam etti: — Jan hiç bir tehlikeye maruz de- gildi... Bilâkis... göyle bağırdı: ğ — Şampanya hal.. Hain!.. Demek Şair, kaşlarımı çatıp içinde beliren nehirler krah dediğin bu imiş hat.. An İu şarabı al, Krebiyon Anju şarabıl.. Krebiyon büyük bir ciddiyetle cevab verdi: — Eğer bu âdi içkiye bir tek parma- ğımı sürersem baha şair Krebiyon deme sinler. Noe âdeta istimdad ederek: — Eyvah! Şampanya alacak!.. Ben hafif bir endişe ile sordu: — Bu esrarengiz sözler de ne? İzah etsene, canım!.. - ük ve asil bir adam. -Noe sesini al- çalttı. Jana çok aşık olmuş olan bir a- dam, ona yaklaşmak iç'n başka bir çare bulamamış ve onu, bizim yardımımız sayesinde alıp kaçırmış... Krebiyon henüz dudaklarını dokun- içemiyeceğim!... Hayır! Ben de iniyo- rumm. durmamış olduğu ilk şampanya barda- Dedi ve o da Krebiyonun peşinden ğinm masanın üzerine bırakarak, dü- koştu. şünceli bir tavırla ve endişe ile mırıl- Bir kaç dakika sonra, iki doat, biri- sinin elinde şampanya, diğerinin elinde de Anju şarabı şişeleri olduğu halde, tekrar odaya döndüler ve her birisi bar dağını doldurarak şişesini karşısına koy duktan sonra Krebiyon: — Haydi bakalım! Şimdi anlat, seni bekliyorum. Dedi ve koltuğuna iyice gömülüp bardağındaki hefif köpükleri büyük bir memnuniyetle seyrederek, ayni raman- da piposunu dordurmağa başladı. Çünkü dostunun getirdiği para yal- nız şampanya değil! fakat sabahtanberi içemediği tütün de almağa yaramıştı. Noe, sözüne şöyle başladı: — Tatediğim'z kadar paraya sahib o lacağımızı söylemiştim, Krebiyan. — Bunu söylediğini duydum. Fakat dandı: — Bizim sayemizde! Noöc de israr etti: — Evet, dostum, bizim sayemizde, — Büyük ve asil bir adam mr, dedin? — Çok büyük, ve çok asil bir adam. Bana inanabilirsin! — Bizzat polis müdürünün, kendisi için rahatsız olduğu bubüyük ve asil a- dam sakın... Kral mı? — Evet, Krebiyon, kralın tâ kendisi! Krebiyon sarararak henüz yakmadığı piposunu da masanın üzetine bıraktı ve garip bir tavırla: — Kral... dedi mırıldandı ve sen kra lın madam d'Etyolu kaçırdığını söyli- yorsu, öyle mi? Noe ayni mağrur ve memnun tavıla tekrar etti! postan TELEFON SANTRALI ZTT Ço Otom at ik —. Telefon santralı 22 numaralı otomatik Dahili ve Şehir S. S. C. i. Leningrad (Krasnaya Zarya) fabrikası mamulâtındandır Yüksek keyfiyette malze- meden imal olunmuştur Mükemmal surette montaj edilmiştir. Mekanizması fevkalâde çalışmaktadır. Bütün takımile birlikte satılmaktadır. Mufassal malümat almak için: TELEFON: 43956 müracaat ediniz. On binlerce kişi gibi siz de kul- lanmnız memnun ohukımız “M Dr. irfan Kayra Röntken Mütehassısı Hergün öğleden sonra saat 3 ten 7 ye kadar Belediye, Binbirdirek Nuri- conker sokakta Aslaner apartıman sıhhatinizi düzeltir. Hleri ve taklitleri israrla reddediniz. _g.dq—ir. Ağızdaki kokuyu, tatsızlığı ve dilinizdeki paslı- lığı defeter, Mide ve barsakları alıştırmar. İştihanızı ve KABIZLIK HAZIMSIZLIK MiDE Ekşilik, Şişkinlik ve yanmalarını Sön derece teksif edilmiş bir tuz olmakla —müşabih isim- EKZAMİN kullanınız. Binlerce hastayı kurtarmışlır Eczanelerden isteviniz. MARKİZ DO POMPADUR 241 yük bir ihtimamla, teskin edici bir ilâç hazırlıyordu. Zavallr genç kadın hümmalar için- deydi... Sayıklıyor... Hümmalı dudakların- dan kesik kelimeler dökülüyordu. Kapalı göz kapaklarının arasından, pembe çehresine göz yaşları yavaş ya- vaş akmakta devam ediyordu... IV BİR ŞAİRİN RUHU Şimdi, bu muhtelif şahsiyetleri bu- lundukları yerlerde bırakacak ve ökir yucudan, şüphesiz unutmadığı diğer şahısların bulundukları Parise, bizim- le beraber dönmesini rica edeceğiz. Mevzuubahş ettiğimiz bu şahıslar, möz yö Damyen, Hanri d'Etyol, dö Turnem Heloiz Puasson ve nihayet yekdigerin den ayrılmıyan iki dost: Noe' Puasson ve Krebiyondur. Biz de, şimdilik, dosta temas edeteğiz. Janımn kaçırılmasındanberi Noe Purs- son ile Krebiyon ne yapıyorlardı? Madam d'Etyolu götüren araba Ver saya dogru hareket ettiği zaman, Noc' Puasson, kızı diye hitap ettiği genç kadını kurtarmak için yardımda bulun duğundan mütevellid bir gurur fakat ayni zamanda hafif bir endişe ile, dostu Krebiyona şöyle demişti: — Ol? Çok şükür kurtuldu!.. Şair de: — Kurtuldu mu? Kim bilir?., Diye murıldanmış ve dostu Puasso- nun elini sıktıktan sonra evine dönmüş- tü. Puasson da sakin ve rahat bir halde oradan uzaklaşmıştı. Bir kaç gün müddetle, Noe', Hüşet sokağındaki mütevazi odasında — rahat kaldı: Parası vardı. Fakat parası bitti- B zaman, birdenbire, bir yerlerde sev- gili karısı, şefkatli Heloizi bulunduğu- nu ve bu hatuncağızın kendisini sık &ık kovmasıma rağmen, bazan da biraz pa ra verdiğini hatrladı. Çünkü “susuzlu- bilhassa bu iki | ğunu” gidermek için paraya ihtiyacı vardı. Hem bu “susuzluk” hem de dostu Krebiyonu görmemesi onun fena halde canını sıkıyordu ve bütün bunlar, an- cak, karısının pâra vermesine bağlıy- di. Sonra... Karısının tebriklerini ka- bul etmek de lâzımdı. Çünkü kızı Jan hâlâ sağ idise bu da kendisinin, yani Noe Puassonun zekâer ve faaliyeti sa- yesinde idi. Bütün bunlar mükâfata müstahak şeyler değil miydi? Her halde bu mü- kâfat, bir kaç altın olakaktı!.. Ve eğer Heloizin aksiliği tutsa o zamanda, kendisi, yani Noe gidip Mös yö dö Turmeni veya mösyö d'Etyolu görecekti: Elbette ki, Janın babası ve kocası, birisinin kızını ve — diğerinin zevcesini kurtaran bu cesur ve merd Noeye bir kaç altım verirlerdi. Not Puasson, cebinde metelik kal- madığını görünce, işte böyle düşün- müştü. Bunun üzerine Noce, karnı zil çaldı- ğt halde, Hüşet sokağından çıktı ve derhal Heloizin taşındığı yeni ikamet- gühna, yani d'Etyol konağma gitti. İçeriye girince, mağrur ve haşmetli bir tavır takınmağa çalıştı ise de, Ja- nf tagayyübündenberi son derece âsa- bi görünen Heloiz onu hiç de hoş olm- , yan bir şekilde karşıladı. — Geldin! diye bağırdı, ayyaş herif nereden geliyorsun? Bütün paralarını şaraba verdin, şimdi yine istemeğe ge- liyorsun öyle mi? Noe burnunu enfiye ile doldurdu, doğ ruldu, kabardı ve nihayet çok sakin bir seşle şu cevabı verdi: — Filhakika, bütün paralarımı şara- ba verdim; fakat şunu bilin ki, madam, bütün ayyaşlığıma rağmen bana böyle bağırmamalısınız ve hattâ daha fazlasır n söylüyeteğim,bana hürmet etmelisiniz. Heloiz daha büyük bir hiddetle ba- ğedi: — Bu ne? Böyle saçmalar söylediği-