HERAKŞAM ESKi AMBASADER | SALONUNDA sene evvel muhterem şehir halkının pek büyük rağbetini — kazanan ve kere yalmız on beş gün için — angaje edilen RAKS KRALİÇESİ MELIHA SELMA ve SIDIKA ŞAMiYE Tel: 43776 Telefon'santrali 22 numaralı otomatik Dahili ve Şehir - TELEFON SANTRALI 8. S. C. i. Leningrad (Krasnaya Zarya) fabrikası mamulâtındandır Yüksek keyfiyette malze- meden imal olunmuştur Mükemmel surette montaj edilmiştir. Mekanizması fevkalâde çalışmaktladır. Bütün takımile birlikte satılmaktadır. Mufassal malümat almak için: 'TELEFON: 43956 müracaat ediniz, OOT ROMATİZMA, LUMBAĞO, SIYATİK — soğuk algınlığından ileri gelen şiddetli ağrıları teskin ve izale eder. Birinci sımt Operatör İfŞDr. CAFER TAYYAR Udmumi cörrahi ve sinir, dimağ estetik cerrahisi mütehassısı PARİS TIP FAKÜLTESİ S, ASİSTANI Erkek, kadın — ameliyatları, dimağ estetik “y meme, karın buruşuk. luğu ve gençlik'ameliyatı., (Nisaiye ve doğum mülchassısı)" Muayene sabahları Bden 1o atadar — MOGCANCI Öğleden sonra ücretlidir. Tel 44086 Beyoğlu. Parmakkapı, Rumeli han. 1, Cildinizin tahriş edilmemesi- ni isterseniz? Dünyanın her tarafında kullanılan, ve cildi tıraştan sonra pamuk gibi yumuşatan OoddüdodüdüdüDn fanamnmnmmeanırn o0coodoodacdCcOOODODDCOODDDDN Bursa ilkbahar Ehli hayvanlar PANAYIRI Bursada Atıcılar mevkliinde 1938 senesi llkbahar ehi! hayvan- lar panayırt açılacaktır. Panayır, açılma tarih! olan 10 Mayıs 1938 den itibaren 8 gün dovam edecektir. Panayıra geleceklerin istirahatlerini temin İçin panayır yerin. de su, elektrik ve büfe tesisatile muntazam otobüs muvasalâtı vücu- da getirilmiştir. * Panayır münasebetile yapılacak olan güreşler 16 Mayıs pazar gününe rastlamaktadır. Güreşler iddialı alaturka yağlı güreştir. Ba- şâ 100, başaltına 80, büyük ortaya B0, küçük ortaya 40 ve desteye 25 er lira mükâfat verilecektir. Bundan başka panayırın devam ettiği müddetçe şehrin otel ve banyolarında tenzilât temin edilmiş- tir. Alrm ve satrm hüsusunda belediyece saym ziyaretçilere her türlü kolaylıklar gösterileceği ilân olunur. Tıraş bıçaklarını kullanınız. Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu I. nci keşide TT Mayıs 938 dedir. Büyük ikramiye 4.0000 Liradır. Dr. Irfan Kayra Röntken Mütehassısı Hergün öğleden sonra: saat 3 ten 7 ye kadar Belediye, Binbirdirek Nuri» tonker sökakta Aslaner apartıman No, 8-10 130 MARKİZ DÖ POMPADUR Fakat bu his kısa sürdü. , MARKIZ DO POMPADUR 181 aşk ve şükran ifadesiyle telâffuz etme- yin, mösyö! Eğer casaret ediyorsanır, siz, sonra İda o!.. Heyl.. Muhafızlar!.. On beşinci Lüinin kalbindeki müthiş kıskançlık bütün bunların fevkindeydi. — Benimle bu kadar fazla alâkadar olan bu şahıs kimdir? diye sordu., — Affınızı rica ederim, sir, majeste- leri, vaad ettiğimden fazla şeyler soru- yorlar! Kral, küçlük eve gittiği takdir- de büyük bir tehlikeye maruz kalacağı hususunda haberdar etmek vazifesini Üüzerine aldım, .Başka bir vazife alma- dım. ,Binacnaleyh, bu söylediklerimle iktifa edeceğim. Kral d'Assasa doğru bir adım attı: — Fakat ben, bu şebisin ismini talep ediyorum, dedi. — Kral bana isteliğini yapabilir: Fa- kat bu ismi benden duymuyacaktır ! On beşinci Lüi hiddetle bağırdı: — Şu halde bu ismi ben söyliyece- ğim.. Sizi buraya gönderen madam J'Etyoldur.!. Eğer bu anda şövalyenin ıyıklın dibine bir yıldırım düşseydi, şüp « hesiz, bu sözlerin yaptığı tesiri yapa- mardı. D'Assas, çehresi sapsarı kesilmiş olkduğu halde, bulunduğu yerde kaldı ve kralın bunu nasıl bildiğini kendi kendine sordu! Hayır, onun Jan tarafımndan gönderil- diğini söylemek istememişti! . Bu onun iktidarı fevkindeydi!, Filkakika neyi vaad etmişti?, Kralı kurtarmayı, onu haberdar et- meyi... O kadar!.. Janın ismini söylemek, şöyle demek olmaz mıydı: — Bakın sizi ne kadar seviyor!., Hem bakın ben ne acınatak bir haldeyim ki, onu seven ben, sizin rakibiniz olam ben, bunu size Söylüyorum!.. Ve kral onun göylemek istemediği yeyi biliyordu?.. Ve bu ismi kendisi söylüyordu!. Burada şövalyenin hayreti büsbütün artmıştı: Filhakika kral, Janın ismini mişti !, Bilâkis bu ismi söylerken, sesinde bir kin ifadesi vardı! 1 Bu bir kin ifade etmiyor idiyse bile, bu ifadede bir tehdit sezmek kabildi!... Şövalyenin üzerinde yaptığı tesirtlen memnun olan ve onu ezdiğinin.farkına varan kral devam etti: — Ne o?. Mescleyi bilmem sizi hay. rete mi düşürüyor? Görüyorsunuz ki, sizin krala hizmet tarzınız size daha iyi gibi görünüyorsa da diğer hizmet teczı, yani., Polislerin tarzı da hiç fena değil- dir, çünkü sizin bana söylemek isteme- diğiniz şeyleri öğrenmeme imkân veri- yoar!. Ve kral, d'Assasın sükütunu muha> fara ettiğini görünce sordu: — Söyleyin bakalım, mösyö, yarllı. yör muyum?, Sizi madamna d'Etyol gönderme'di mi?. D'Arsas eğildi: Yalan söylemek is- temiyordu, , On beşinci Lüi devam etti: — Pekâlâ! Şimdi şunu öğrenmek is- terllim ki, Madam d'Etyol sizi buraya göndermekle, bana bu.. Basit haberi yollamakla neyi kastediyordu? D'Assas bir uçurum sermeğe boşlamış. Vlere , Kendisi için değil, fakat Jan için tit- redi.. « Bunun üzerine kıskançlığını unuttu. Hayretle: — Sir, dedi. Sözlerinizden hiç bir şey- anlamıyorum!.. Madam d'Etyol'un sizi niçin kurtarmak istediğini mi soruyor- sunuz?. — Hayır, mösyöl! Meseleyi karıştır- miyalım! Size şunu soruyorum ki, ma- dam d'Etyol, beni beklemesi icap eden bir yere dönmeme niçin mâni olmek is. tiyor?. — Bu ayni şeydir, Sit!.. — Bu sizin fikriniz olabilir.. Fakat benimki öyle değil! Bingenaleyh söyle- gevap vetin!. Şövalye, icinde kıvılcımlar parlayan gözlerini ktala dikerek bağırdı: — Cöesaretim varsa mr? Yoksa ma - jeste, ne rannediyorlar?. Kral yumruğunu masanın üzerine in- Mirerek bağırdı: — Ne o?.. Bana cevap vereceğinize, şimdi de beni isticvap mı ediyorsunuz? Versay yolu üzerinde sizi deli zannet- miştim! Bugün ise benimle alay edip etmediğinizi cidden merak ediyorum!, Artık bu kadarı fazle!.. Susuyorsunuz ! Şu halde, size ismi söylediğim gibi, di. ğer gşeyleri de söyliyeceğim! Fakat bu, size bahalıya malolacaktır! » Şövalye, kahramanca bir tebessüm - le düşünllü; — Jan, Jan!.. Sen kralı kurtarmak is- tedin, fakat bilmiyordun ki, ayni za- manda beni mahvediyordun!.. Kral hiddetli bir kahkaha ile devam etti: — Mesele gayet basit! Kral küçük eve gelecekti, ona bir oyun oynamak ve onun yerine başka bir üştk.. Yani si. zi kabul etmek, gayet eğlenceli bir iş telâkki edildi.. Ve yahut ta, Madam, Aşığıyla buluşmak için randevuya git- til, Kralım, bunun farkına vacmaması için bir tehlike uyduruldu, bu zavallı rala, eve girmemesi tavsiye edilmek iştenkli!.. Ve bu komedyayı sonuna ka- dar oynamak vazifesini üzerine alan da bizzet âşık.. Yani sizsiniz, mösyöl.. D'Assas, itiraz etmek istedi.. Fakat hayreti o kadar büyüktü ki, bir tek kelime bile söyleyemedi.. - On beşinci Lüinin evvelâ infialle tit- teyen sesi büsbütün şiddetli bir hal-al. mıştı.. Nihayet, âdeta kudurmuş bir ta- vırla sözlerini şöyle bitirdi: — Siz ve madam d'Etyol yanıldınız : Fronsa kraliyle oyun oynanmaz!.. Bu- na teşebbüs edilince de cezası görülür! Bunu ikiniz de anlayacaksımız.. Evveli Bu ses üzerine iki kapı açıldı. Şaşkınlık ve dehşet içinde, olduğu yerde kalan d'Assas, bu kapıların her birisinde muhafırlar gördü. D'Âssas bir tek jest yapmağa, bir tek söz söylemeğe vakit bulamadan, kral sür'atle salondan çıkmış odasına — koş- müştü.. Şövalye kralın yerine, karşısında muhadızların kumandanmır buldu. Bu adam gayet nazikâne bir tavırla şöval. yeye şöyle diyordu: . — Lütfen kılıcınızı bama teslim edin, mösyöl. O zaman d'Assas'ın dudaklarında bir nevi hiddet nilası belirdi.. Kafasımı bir an çılgın bir düşünce sardı. Mukavemet etmeği, hem şuracıkta, bu salonda kahramanca ölmeği düşündü., Böylece her şey bitecekti!.. Kendisini mazur göstermek. Bilhassa Janı mazur göstererek onu tehlikeden kurtarmak düşüncesi onu bundan vaz- geçirdi.. Bunun üzerine, ağır ağır kılıcını çı- kararak uzattı, muhafızların kumanda- nr da kalıcını alacak: — Lütfen beni takip edin şövalye, dedi. D'Absas'ın etrafım derhal bir kaç muhafız aldı.. Küşçük kafile, başta kumandan olmak üzere, yola koyuldu.. Urzun koridorlardan geçildi, merdi . venlerden çıkıldı, nihayet bir kapı a- çıldı, D'Assas içeriye girdi ve oldukça büyük ve oldukça iyi döşenmiş bir oda- ya girdi.. Yalmnız, üçüncü katta bulunan bu o- danın bir tek penceresinde kalın demir gubuklar vardı. Bu oda, şatonun bir hapisanesiydi.; D'Assas kapının tekrar kapandığını ve dışarıdan, sağlam ve büyük kilidin, sessizce kilidlendiğini, sürmelerin itil- diğini duydu;