Con'un içtiği içki akla, hayale sığmazdı. Nihayet, stüdyolarda gözleri dönmüş titrek bir Barimur dolaşmağa başladı gfi < gel Yemeğimizi bitirdikten sonra, An. nabellâ heyecanından pembeleşmiş bir halde şöyte diyor: — Sizi, buraya, iyi bir haber ver. mek için topladım. Yarın Vilyam Po- velle beraber film çevirmeye başlıyo- Yum. Herkes onu tebrik ediyor. Fakat ııu. tün çehreler düşünceli bir hal alıyor, Herkes, mütemadiyen geciken taliini düşünüyor. Düvinye: — Ben belki de, diyor, hiçbir şey yapmadan geriye döneceğim. Buraya geldiğim iki ay oluyor, hâlâ, mensup bulunduğum “Metro” girketinin direk- törlerini görmedim. “Pepe lö Moko,, filmini ingilizce tekrar çevirmemi is- tiyorlarmış. On iki bin kilometrelik yolu “Pepe 18 Moko,, filmini tekrar gevirmek için katettim sanki!.. Danyel göyle diyor: — Beni değiştirmeye kalktılar. Bir hafta müddetle, üzerimde, yeni maki- yajlar tecrübe —ettiler, Berberler 'aaçlarımı değiştirdiler. Hiçbir şey söy- lemedim. Fakat — tecrübeler yap . maya kajktıkları zaman, öyle budala. €a bir hal aldım ki fotoğraflar cidden korkunçtu. O zaman onlar saçlarını başlarını yolarken, ben de Fransadaki gibi tuvalet yaptım. Fotoğraflar ga - et Iyi oldu. Tabit fena halde canları sıkıldı, mahcup-oldular, fakat bir şey Böylemediler, Şimdi artık rahat ettim. Düvinye gu cevabı veriyor: — Ben meseleyi anladım. Onlarm bize kat'iyyen Ihtiyaçları yok, Bizim burada film cevirmemiz onları asla a- lâkadar etmiyor. Yegfüne taktikleri biği angâje edip Fransız istihsalâtını zayıflatmaktır. Düvinyenin Daryö, Annabolla veya Balenle yaptığı bir “ilmin Pariste dört ay müddet göste. zilip rağbet kazandığını, onların ista- tistikleri kaydetmektedir. Tabit bu vaziyet dah'linde, kendi istihsalleri de © nispette kaybediyor. Bize para verip burada bir iş gördürmemenin kendilerine daha ucuza mal olacağımı hesap etmişlerdir. Amerikan sinemasımda uzun müd - Bettenberi “asalet berat,, larını almış plan Gravey, Jak Teri, Simon Simon, Hiğerlerini temin etmeye çalışıyorlar. Gravey göyle diyor: — Ben onların mesal tarzlarma a- Hışmakta hiçbir güçlük çekmedim. Va. kıf sizin üzerinizde bir avantajım vardı. İngilterede büyüyüp tahsil gör. düm ve ingilizceyi Şarl Logtan gibi konuşuyorum. Şimdi onlar da bana kendi adamlarından biri nazariyle ba- kıyorlar, Simon Simon “ekşi tatir., sesiyle: —AH! Halinizden gikâyet eden kız- far, diyor, ah! Sizi kendi yerimde gör. mek isterdim. Bundan üç sene evvel, ilk defa olarak ben buraya geldim, hiç kimseyi tanımıyordum. Bir ay sonra hasta düştüm. Hastanedeki yatağım- da, yapayalnız haftalarca ağladım. Herkes silkiniyor, canlanıyor, İçki- ler kahkahalar başlryor. Salonu neşe- N bir hava dolduruyor. Yalnız Mirey Tahzun duruyor. Zavallı kızcağız Ka- Tiforniyaya gelişindenberi zayıflamış, sararmış... Ve biz onu teselli etmeye, Ona cesaret vermeye çalışmca başmı sallıyarak: , — Hayır, diyor. Bu kadarı kâfi, Da. ha size ilk günü söykmiştim ki, bu memlekete hiçbir zaman alışamıyaca- ğim. Sizi kıskanıyorum. Annabellâ, ta litniz var. Sizi kıskanıyorum Simon Simon. Siz büyük bir cesaret göster- diniz. Ben yapamam. Yarm Parisime dönüyorum. KRAL AİLESİ Aivnabellânin evindeki toplantıdan #onra Danyel, Dökuan, Jak Teri ve ben, anasonlu koökteyl içmek için Los Anoelosun Meksika mahallesine, son- görmek üzere Mer Strite'e gidiyoruz. Nihayet, sabahmım üçünde de, daracık Ferguson Alley sokağındaki “Joyest,, adında bir gemlci barına geliyoruz. Burası bütün Pasifik serserilerinin toplandığı yerdir. Uzun bir deniz se- yahatinden gelen her gemici, bir bar. Gük cin iİçmek için buraya gelir ve gitmeden evvel, duvara iğneyle bir kâğıt parçası tutturarak bunun üzeri- vDe ismini ve Los Ancelosta kaç gün kalacağını yazar. Bir masada, sessiz ve dnıuneell » ki kişi oturuyor. Bunlar Barrimurlar- dır, Con ve Lionel. “Kral allesi,, lâkabını almış olan - larım prestiji Holivudda henüz ölme. miştir, Nesillerdenberi, bütün Barri- murlarm kaderi aktör olmaktır. Ebe- veyn, amcalar, amcazadeler, hulâsa kepsi dünyanm bütün sahnelerinde al. kışlanmışlardır. Hepsi gurur ve istidatla yuğrulmuş lardır, Yerşüzünde kendilerine bir va- zife verildiği kanaatindedirler. Şimdiki nesilden üç kişidirler. Ar. tiık sahnede görünmiyen bir kadın E- tel ve «inemanm göhreti iki erkek: Lionel ve Con. Lionel ihtiyariryor. Hastadır, baca- ğinı güçlükle sürüklüyor. Fakat he . nüz cesaretini kırmıyor ve bazan yine harikulâde şahsiyetler yaratıyor, Con, uzun müddet, Holivudun en çok sevilen erkeklerinden biri olmuştu. Gayet yakışıklı, üteşin, otoriter ve küvvetli bir aktör olduğu için, uzun müddet, arkısından bütün kalpleri sü- rüklemişti. . Bon derece — kuvvetli bir bünyeye malik olduğu için, her şeyo tahammül edebileceğini düşünüyordu. İçtiği içkinin miktarı akıl ve hayale sığmıyacak kadar fazlaydı. Seneler i- lerledikçe mukavemeti azaldı, artık &lkole tahammül edememeye başladı. Herkes, studyolarda, gözleri dönmüş olan, elleri titriyen bir Barrimurun gerseriyane dolaştığını gördü. Dostla. T onu, boşuboşuna, tedavi etmek iz- tediler, İliklerine kadar zehirlenmiş o. lan Barrimur içmeden duramıyordu. Dört defa evlenmişti. Dördüpcü karısı olan güzel ve tatlr Dolores Kostello, bu imkânsız İş için bütün aşkmı, si nirlerini kullandı, nihayet onu terket. mek mecburiyetinde kaldı. Barrimuru kurtarmaktan herkes ümidini ketti ve oru artık filmlerden uzak bulundur. maya başladılar, O zaman, kat'i sukutunun uçurumu kenarında ve elli yaşlarında bulum - duğu bir sırada, çocuk denecek dere- eode genç bir kız olan Elen Barriye rasladı. Onu sevdi, onunla evlendi. *Elen, düğünlerinin akşamı, gülüm. siyerek, onun elinden, çok Bevdiği vis- ki şişesini aldı, Con Barrimur on beş gün müddet. Je ağladı, inledi, yalvardı, başını du - varlara vürdu, çıldıracak raddelere geldi. İnatçı çocuk kat'iyyen merhamet etmiyor: — Ya beni, ya alkolü tercih etmek lâzım, Diyordu. Neticede, mücadeleyi ka - zandı. Barrimur bugün, kendisini harab e, den illetten kurtulmuştur. Muvazene- sİni temin etmiş, âteşin mizacını bul- müuştur. Bütlün Holivud, bu mucizeyi yapan, bu saf bakışlı esmer ve çok genç ka. dıma hayranlıkla bakıyor. Yalnız İz- zetinefsinin kırıldığı kanaatinde olan Dolores Kastollo esefle ağlıyor. (Devamı var) HABER İstanbırlun en-çok “satılan hakiki akşam gazetesidir. 'İlânlafını HABER'e verenler kâr ederlir TI NİSAN — 1938 Ürnek vilâyet merkezi Manisada üç büyük abıde daha yükseliyor -Atatürk abldesl. 2-Kız enstltüsü 3- Kltapsarav Egenin İzmirden sonrü en İleri vilâyet morkezi Manisada İnşaatı Bitmek üz ere bulunan muazaam Taz enstitüsü Binasıyla oOhun önünden uzanacak olan asfalt bulvarın toprak tesviyesi faali yetine bir bakış.. Atatürk âbidesi için be sanaö(ârnara n müracaat edildi Manisa, (Hususi) — İlk baharın gel- mesi üzerine şehrimizde geniş imar hare ketlerine yaniden başlanmıştır. İzmir- den sonra Ege muntakasınızi en ileti vi- lâyet merkezi olan Manisa gün geç- tikçe daha medeni ve mamur bir çehre almaktadır. O kadar ki, burada başarı- lan ve meydana getirilen umran eserle- ri diğer viâyetlere ve bütün bu'çalışına- ları kırılmak, yorulmak bilmeyen bir azimle geceli gündüzlü idare eden vali doktor Lütfi Kırdar da diğer valilere örnek olmağa cidden lâyıktır. Bütün Manisa halkmı derin bir alâ- ka ve candan bir sevgi ile kendisine bağlamağa muvaffak olan valimizin her sahada başardığı ve yükselttiği güzel eserleri mutlaka görmek lâzımdır ; yok- sa başarılan işlerin azameti hakkında tam bir fikir edinmek çok müşküldür. Kız enstitüslü Bu mektubumla Haber okuyutuları- na burada yükselen iki kültür âbldesin- den bahsedeceğim: Bunlardan biri yeni yapılmakta olan Kız enstitüsüdür. Manisanın büyük bir ihtiyacını karşılayaccak olan bu muaz- zam bina yakında tamamlanıp kızları- mıza kapılarını açataktır. Bu modern sanat müessesesi Manisalıları olduğu kadar Manisaya bağlı bütün kazalar hal- kınt da alâkalandırmakta ve şimdiden kızlarını buraya kaydettirmeğe hazır- lananlar görülmektedir. Bina biter bit- mez büyük bir törenle açılaccaktır. Bu büyük binanın önünden, İstan. bulda Fatihten Edirnekapıya uzanan Fevzipaşa caddesi gibi ortasr ağaçlıklı geniş ve asfalt bir bulvar geçecektir. Bulvarın toprak tesviyesi yapılmakta- dır. Yeni kitapsaray İkinci,esere gelince, bu da halkın ve gençliğin okuma ihtiyacamı karşılıya- bilmek için yapılan muazzam kitapsa- raydır. Burada mevcut Muradiye, Çeş- nigir ve Halkevi kütüphaneleri ihtiya- ca kifayet etmiyordu. Halkevinin ida- resi altında bulunacak olan yeni kitap- saray bütün diğer kütüphanelerdeki e- serleri içinde toplryacaktır. Bundan maada kitapsaraya Maarif Vekâleti ye- di bin cilt kitap vermek suretile yar İstanbul ve Ankaradan sonra memleketin en cengin kütüphanesi sayılacak olan yeni Manisa Kitapsar ayı inşaatı da bitmek üzeredir tapsarayı İstanbul ve Ankaradan sonra Türkiyede mevcut bütün kütüphanele- rin fevkinde bir zenginlik ârzedecektir. Yeni kitapsarayın da inşaatı bitmek ü- zeredir. Atatürk âbidesi Valimizin başarmak üzere bulundu- ğu büyük eserlerden biri de Atatürk Abidesidir. Buna teşebbüs edilirken her şeyden evvel bu âbidenin şehrin nere- sine konulması münasip- olacağı düşü- nülmüş ve yapılan tetkikat sonunda şim Giki belediye dairesinin kurulu bulun- duğu yere dikilmesi kacarlaştırılmıştır. Bir taria yüzünden Bir köytü 11 yerinden *bıçaklanarak - öldürüldü Balikesir, (Hususi) — Çağış nahiye- sine bağlı Nerkis köyünden Mustafa oğlu İsmail ber zamanki gibi sabahle- yin çift sürmek Üzere tarlasına gitmiş- ti. Çalışmağa başladıktan biraz sonra yanma köyden Osman oğlu Fevzi gel- miştir. Fevzi ile İsmailin azası bir tarla meselesinden dolayı bir müddettenberi gergin bulunmaktadır. Onun için iki tâ- raf arasında evvelâ münakaşa başlamış, nihayet bu kavgayı şiddetli bir boğuş- ma'takip etmiştir. Fevzi bu esnada bıçağını çekerek has mının Üzerine saldırmış ve İsmalli vü- tudunun on bir yerinden ağır surette tar, Yaralı kanlar içinde yere yuvarla- nımca Fevzi de derhal kaçmıştır. Vaka civarda çalışan köylüler tara- fından görüldüğünden — jandarma ve müddeiumumtlik haberdar — edilmiştir. İsmail aldığı yaraların tesiriyle ölmüş. Urun zamandanberi bir türlü tesbit edilemiyen bu mesele de böylece kat'i bir karara bağlandıktan sonca âbidenin Manisa gibi şöhretli bir viâyet merke- zinin şerefile mütenasip bir şekil ve va- ziyette olması 60 bin lizalık tahsisat aytılmıştır. Âbide için beynelmilel ma- ruf sanatkârlara müracaat — edilmiştir. Bu sanatkârların vereecekleri proje ve nümüneler tetkik olunacak ve bunlar- dan biri seçilerek Gâbide ona yaptırıla- baktır. Abidenin dikileceği belediye binası- nın istimlâk bedeli hazırlarmıştır. Bina istimlâk edilir edilmez yıkılacak ve â- bidenin yeri hazırlanacaktır. Âbidenin etrafı güzel bir parkla çevrilecektir. Böylece binasız kalacak olan beledi- yemiz de enstitü caddesine bakan bü- yük kurşunlu hanına nakledilecektir. Esasen belediye akarından olan bu hanın caddeye nazır kısmındaki ana dı- vara geniş bir kapı açılacak ve sonra bu kapının iki taralile üstüne belediye- miz için büyük bir bina yapılacaktır. DÖ ŞT eee lümii Yurddan Küçük Haherler * Kastamoni vilâyet fidanlığın. dan Ankaraya 25 bin aşısız fidan gönderilmiştir. * Balıkesirde yoni bir. kütüphane binasınm İnşası belediyeco açık eksilt. meye konülmuştur. * Bursada ruhsatsız olarak evlerde yahudi çocuklarına mürebbilik yas pan Üç yahudinin muhakemesi bitmiş ve muhtelif müddetlerle hapse mah. küm edilmişlerdir. * Konyada Seydişehirde tam teş - kilâtir bir ilkmektep binasmın temel! merasimle atılmıştır. * Konyada et fiatları yükselmiş ve koyun eti 40 kuruşa çıkmıştır. Beles