Hatıralarını anlatan CEYMS NOBODİ Entellicens Servisin en meşhür CT Zarfı açarak mektü “Almanyada ihtilâl kün olan bher — Resmi vazilem Rusya sosyar Tist cumhuriyetleri birliğinin atsçemili. teri sıfatiyle burada bulunuyorum. — Hans Fuşla © ; karşılaştınız mı? , — Şimdi onun yanından geliyorum.. — Aman dikkat edin. Bu adamım çok tehlikeli olduğunu benden İyi biliyor" sunuz, — Bana fenalık yapmağd çesaret & demez. Çünkü hem kurnaz, hem de | şimdiki halde bana muhtaç vaziyette. Etzafına göz gezdirdikten sanra ki- ı lağıma fısıldadı: İ — Size söyliyecek çok mühim şeyle* rTim var. Bir yerde buluşup konuşalım. Burada sokak ortasında konuşmak doğ- ru değil.. Nerede oturuyorsunuz? j — İki adım ötede, Varokiye soka- , Si ğında.. — Pekâlâ.. Ne zaman buluşalım?. Şarevile sırf sizinle Konuşm:k için gel dim., — Bureda olduğumu demek biliyor- dunuz?. : — Evet... General Birdvel söyledi. — General mi söyledi?. . Size generah — Evet.. İşte d den bir mektup getirdim.. Avubuma yavaşça bir kâğıt - sıkıştır- muştı.. Bunu sokak ortasında ekumak doğru olmryacağı cihetle cebime koy - dum. Sonra Nadolniys sordum: — Baraj kahvesini biliyor musünüz? — Hayır, fakat öğrenirim.. | —« Benim tarif etmem daha iyi, Baş- | kalsana soramazsınız. Kahveyi tariften sonra sözlerime de- vam ettii ” — Baraj kahvesinde bu gece on bire Tim.. a ora; ” OfUR .. Size söyliyeceklerim çok mühim ve te- biri çaiz olmryan şeylerdir. Tereddüdümü görünte İsrar ettit — Eğer verdiğim mektubu okümuş olsaydınız meselenin ehemmiyetini der- hal anlardırır.. — Bu kadar mühim mesele nedir?. Blini omuzuma koydu, gayet c'ddi ve kelimcleri tartarakı: — İkimizin vereceğimiz kararla, de- di, harbin ne kadar daha süreceği taay- Yün etmiş olacaktır. Neticenin lehimiz, | de olacağı artık tahakkuk etmiş bulu- | nuyor amıma bu faciayı bir an evvel s0- na erdirmek için de çalışmak liı_nn. Harbe nihayet verdirmek, hattâ Ho- henzollern enedan'nın — saltanatın! Mahvetmek imkânlarna malikim! — — Bunu nasıl yapacağınızı sorcbi> He miyim?. — Biraz evvel ve: y tumatur vice edeceğim. Suzllnlre 08 dan sonra cevap veririm.. Zarfı açarak mektubu okudumi — “Almanyada ihtilâl açt mümkün olan her şeyi yapın'T-» Boris Çurisk yoldaş Emir kat'ı jdi, Mutavast başka çare yoktu. Her balde BÜ Birdvel gibi bir adamın, evvelce ıy;kc tahkika ve tatbik edilebileceğine Ft maat getirmeden bu chemmiyette z & Mmir vermiyeceğini düşünmek Tâzımıdı. Naldoniye sordumi |— Bana verilecek ayrıca şifahi Mat ta var mız, y — Gayet kısa: “Süratle hereket edi- niz,, Almanyanın şimdi - içinde bulun. duğu buhranı ve her sınıfa mensüp hal- kın hükümet aleyhine dönmüş olduğur hu nocarı itibara alan general m"?'fı meselenin çabukça haltedilebileceğin! Ve edilmesi lâzım geldiğini düşünüyor. Önce plünın tatbikatında iki safta ola caktır: Hazırlık ve icra.. — Güzel.. Fakat bir bareket plân! hazıtlamış mı? Kimlerin yardımına güvenebileceğimi size bildirdi mi?. — Her hususta size güvendiğini V* beni de emrinize verdiğini söylemet- le iktifa etti. Harekâtınızda, istedi m mektubu ©- etraekten eral g tali- geyl yapımnız. ,, yerdim ve onun TEFRİRA NO: 83 yslarından bu okudum : ıkarmak için müm- plânı gatbikte tamamiyle serbest bu- SUDUZ.. )un,:oy::“ konuşa epey yürümüştük.. ıma, kahvede işe başlamak geçmişti. Sokaktan geçen ırip eline bir kaç para la kahve sahibine mektup bildirdim. Saate bakt Baati çokt bir çocuğu & ga'r.dcrer:k istlfa ettiğimi Sonra Nakloniye gdönerek : — Şimdi tamamiyle serbestin., de. dim. Derhal işe başlayabiliriz. Fakat muhavaremize burada devam etmek çok tehlikeli olacağına göre şimdi - bi- ribirimizden ayrılalım. — Nerede buluşacağız?. — Bir saat sonra Baröj kahvesinde.. — O zamana kadar ne yapacaksınız? — Eve gidip elbise değiştireceğim ve telâkki ettiğim emir ürerinde düşü. neî?:l;ni ebinden bir cüzdan çıkarıp bana Uzattı ve gilümsiyereki — Yeni vazifenizi yeni bir şahsiyet halinde ifa etmenizin muvafık olacağını düşündüm, dedi. Verdiğim cüzdan, Sovyetlerin Berlin mümessili Jofun a- taşelerinden Çuriski yoldaşa aittir. Bu zat Rusyadan Almanyaya gelirken yol. da öldü.. Sanurım ki evrakı işinize ya- rar ve siz onu pekâlâ istihlâf edebilir. siniz.. Harpten önce Rusyada uzun müddet bulunmuştum, Ruaçayı, give farkı - ob maksızın, mükemmelern konuşuyordum. Rusların Gdet ve ahlâklarını da gayet iyi bildiğim için Rus rolünü çok iyi be. cerebilirdim. Mesele müteveffa Çuriskinin az çok bana benzemesinde idi. Cüzdandaki diplomatik pasaporta göz gezdirirce bu endişem de oldu. Çuriski bana çok et lirdim. Yalnız biras sakal koyuvermem Tâzım geliyordu. Naldoni bir spat sonra Baraj kahve - sine gel zaman bulunduğum masa. nın önünden, beni tarımadaz, geçti... Yerimden kalkarak ona doğru —yürü- düm ve selâmladım: — Selâm ve kardeşlik yoldaşl. Sesimi derhal tanıdı ve hüyretle ce- vap verdi: —Tebrik ederim. Tanınmanıza im. kân yok. Ben bile aldandım.. Bizzat Hans- Fuşua da benim gibi aldanaca- gından eminim.. Sözünü henüz bitirmişti ki kapının önünde lüks bir otornabil durdu ve için- den Kayserin cüsusu gıktı. Hans Fuş gök telâşli ve asabi görünüyordu. Nal. doni yavaşça fısıldadı:! — Gene herife bir oyun oynadılar galiba! Ben endişeliydim, — yavaşça cevap verdim : — Her halde öyle olacakk., Acaba ne- dir? Bunu biraz sonra öğrendik.. Hans Fuş salona girdi, yöyle bir et- rafına göz gezdirip te bizl görünce he. men yanımıza yaklaştı ve beni ba;n_:ı aşağıya süzdükten sonra Naldoniye hi- tap etti: — Sizi arıyordum — azizim.. Sizinle gayet ciddi bir mesele bakkında konu- şacağım.. Beni işaret ettit — Bu zat kim?, Naldoni bir merasimdeymiş gibi Do. ni takdim etti: — Size dostum ve meslektaşım Bo- çis Çuriaki — yoldaşı takdim ederim, 'endisi birinci gınif sefaret '“'“'df' we bu sıfatla Berlindeki Sovyet heyeti- bulunmaktadır. :'ıeı;::' Fuş elini uzattı ve gayet na. Tiri çi tanıdığıma pek memnun ol- d, dum, d uniyet bana siti. T gırdı ve tebalükle sordu: 'Kim olduğumu demek biliyordu- nuzd (Devamı var) HABER — Akşam postası A B GÜNEN MESELESİ İstanbulda işleyen nakil vasıta- larında ücretler tenzil edilmeli İstanbullular, sayfiye ve mesire yerlerine daha ucuza gidip gelebilmelidirler İstanbul, civarı biribirinden — güzel sayfiye yerleriyle dolu bir gehirdir. Boğaziçinin, Florya tarafınım, Adala- Tın, bahar ve yaz günlerindeki Jetafe. tine hakıkaten doyum olmaz. Fakat ne yazıktır ki, İstanbullular, tablatin kendilerine bahşettiği bu gü- zelliklerden doya doya istifade ede . mezler. Çünkü 4-5 kişilik bir allenin en yakın sayfiya yerlerinden birine göyle bir gezinti yapması, bir evin on on beş günlük masrafına tekabül eder. Vesaitinakliyo ateş — pahasınadır. Sajyfiye gazino ve lokantalarında iso her şey Üüç dört misli fiatla satılmak- tadır. İ Geçen gün gazetelerde şöyle bir ha. vadis okudum: ŞİRKETİRAYRİYENİN ÜSKÜDAR HALKINA BİR KOLAYLIGI Şirketikayriye ÜUsküdarlılara ko « Taylık ve 1i nisan 938 tarihinden mu- tebor olmak üzsere Kısıklı Karacaah, met ve olvarı için vaptr Ve İTAMVAY dakil olmak şartiyle aylık abonman kartları ihdas etmiştir. Bu karilar ikinci mevki için altı yüz yedi buçuk, ve birinci mevki için ite 675 kuruştur, Bu fiatta vergi ve rüsşumlar dahildir. Buzdan başka Çamlıca ve civarına gidecekler için de ayrıca gidip gelme müşterek biletler vardır. Bunlar da tajur ve İromvay dahil ikbinci mevki £2,50 ve birinci mevki 25 kuruştur. İşte Şirketihayriye ile, Üsküdar tramvayları idaresinin bu bareketi hakikâaten tam yerinde yapılmış ve diğer vesaitinakliye girketlerine n « &mmmm bir hareket. Vesalti nakliye fiatlarını ucuzlat - makla, şirketlerin hiçbir gey kaybaet: miyecekleri, bilâtrin daha çok kazana, cakları şüphesizdir. Devlet demiryollarının, yaptığı ten- zilâtların vermekte olduğu neticeler, bunun en güzel misali değil midir? Fakat hakikat bu kadar meydanday - ken, İstanbidaki vesaitinakliye bir türlüi cirodan kazanmak usulüne ya . naşmak istemiyorlar. ” Ve zavallı İstanbullular da, pahalı- hk yüzünden çok zaman sayfiye yü. zü göürmeye hasret kalıyorlar. . * * Bize kalırsa, Avrupanm birçok yer- lerinde olduğu gibi, İstanbulda da mu- ayyen yerler için gidip gelme tenezzüh biletleri satılmalıdır. Ve bu biletler de Yol üzerinde binilmesi zarurf bütün nakil vasıtalarında muteber olmalıdır. Öyle ki, meselâ bir İnsan azam! 20.25 kuruşla bir ada gezmesi, yine bu ka- dar bir parayla Boğaziçinde bir tenez- zllh yapabilmelidir. Bu gün şehrin merkez! yerlerinde oturanlar için say. fiye ve mesire yörlerine gitmek fev- kalâde külfetli bir mesele olduğundan, çok kimsler içlerini çekip, ğezme ar. zularını yerine getiremiyorlar, Hat buki vesaltinakliyenin — ucuzlaması, herkesi harekete getirecek ve hiç güphe yok ki, şgimdi çok zaman yarı boş sefer yapan trenler ve vapurlar tıklım tıklım dolacak ve şirketler, ten- zilâttan kaybettiklerini, birkaç misli fazlasiyle cirodan kazanacaklardır. iIstanbul radyosu 11 NİSAN — 1938 PAZARTESİ 17, İnkılâp tarihl dersi, Üniversiteden naklen Mahmut Esat Bozkürt, 18,30 plâk. a dans müsikisi, 19,15 çocuklara — masal bayan Nine. 19,55 Boysa haberleri, 20 Rı- fat ve arkadaşları tarafından "Türk mu- sikisi ve halk şarkıları, 2045 hava rapok ru, 2048 Ömer Rıza tarafından — arapça söylev, 21 Fasıl saz heyeti, İbrahim ve ar. kadaşları tarafından, 21445 orkestra, 22,15 ajans haberleri, 22,30 plâkla sololar, ope- ra ve öperet parçaları. 22,50 son haber. ler ve ertesi günün programı, 23 son, Estanbulun en güsel sayfiye yerlerind sn Büyükada kelesi ve Pondik oiva. rından adaların görünüşü, Altta: Bo ğazirine işliyen vapurlardan — biri 2IN | [ KADIN greser KACARLALERDEKE KA AR ANALA A berRELAAMEK BeveRLeermN 5 Beyas: salen üzerine mahas, yük- dük ve iplik geçirümiş iğne resimleri serpümiştir. Sonra bu kumaşla zf:ııI; bir blüs yapılmıştır. — oe eağiin ZAYİ — 24 numaralı motosiklet plâkamı kaybettim. Yenisini çıkaraca, ğımdan ezkisinin hükmlü yoktur. Belim Yetkin — (11011) | | 60 lık bir kaynana Damadını kürekle ağır yaraladı Sındırgı, (Husust) — Kazamızm Kı- zılcı köyünde feci bir cinayet İşlenmiş- tir. Hüdise şöyle olmuştur: Bu köy sakinlerinden Çakir oğlu İs- mail Çınar bir hafta evvel karısı e kav ga etmiştir. Bu kavga neticesinde karı- sı ayni köyde oturan kardeşi Mehme- din evine kaçmıştır. İsmall bir hafta beklemiş, karısının evine 4önmediğini Kgöcünce ona nasihat ederek alıp eve ge- tirmek için Mehmedin evine gitmiştir. Fakat burada fena bir şekilde karşılan- mış ve Mehmatle kavgaya tutuşmuşlar. dıy. Tam bu sırada kavgayı işiten Meh- medin kır kardeşi Emine ve anası 60 yaşında Ayşe dışarı çıkarak bepsi bir- den İsmallin Üzerine çullanmışlardır. 60 hık ihtiyar kadın eline geçirdiği ağır bir küreği damadının sırtına ve kafası- na indirmiş ve zavallı adamı ağır - rette yaralamıştır. Yaralının hayatr tehlikededir. Azlı kaynana ile kızı ve oğlu tevkif edilmiş. lerdir.