Her yıldızın bir benzeri vardır. Bu, hep aynı İnsandır ve yıldızı her filmde takip eder. Bu benzer, sinemada hiç bir ümit beslemiyecek yegâne şahıstır dK e AA Ziya tertihatı öyle mükemmel tes. bit edilmiş, ber gey öyle iyi kurulmuş- tur ki, kapıdan girip çıkan figüranlar zdetâ “ekran,, Üzerindeki kalabalıktan çıkıp kalabalığa giriyor hisal uyandı- rıyorlar. Ben bile, studyodan, bu ka- pintin hakikaten “Etual” e açıldığına kani olmuştum. Bundan sonra başka bir tabloya ge- çiliyor. Bu defaki sahne, her tarafına boyaz saten gerilmiş yatak odasıdır. Anlaşılan, Amerikada kadın modası - nın bir tek sembolü var: beyaz saten... Aksösuarlar, makine yeri ve ışıklar r. Bu bitmez tükenmez übiç tekrar, elleri arkasım- da, tabil &igarı ağzında olduğu halde dolaşmaya başlryor. Sigarın külleri çe. nesine, elbiselerine dökülmüş, Dekorun içinde Klödet Kolberle Ge. vi Kuper gayet uslu bir halde itaat e. diyor, ayağa kalkıyor, oturuyorlar. Makinistler anlara: “dikkat!" diye ba- ğirryorlar. Asistanları onları amtızla- rından tutup oldukları yerde fırıldak gibi çeviriyorlar, Şu yıldızlar hakika- ten çok uslu ve sessizdirler ve kendi- lerine eldden pek az hürmet gösterili- yor: Biraz daha dikkatle bakryorum. Bunlar ne Klodet, ne de Geridir. On- larım “standin” (yani benzerleri) dir. Her yıldızm bir benzeri vardır. Bu, kep ayni insandır ve yıldızı her film. de takip eder. Bu benzer, sinemada hiç bir ümid beslemiyecek yegüne şahıs. tır. Bu “standin” e kimse bakmaz ve o oynamaz, konuşmaz. Saatlerce, projek. törlerin cehennemi içinde ayakta dü- vur. Ondan bir tak şey istenir; yıldız- la ayni boya, ayni yürüyüşe, ayni saç rengine, ayni elbiselere malik olması... Bu “berzer” figüranların aldığı haf- talığı alır, fakat bir firgüran bir gün yükselebileceğini ümid etmek hakkma malikken o, bunu kat'iyyen aklına ge- tiremez. Hatâ isidadı varsa bile bunu göstermek fırsatırır hiçbir zaman bul- maz ve tesadüfen, bu istidadı anlaşıl. sa bile, benzeri olduğu yıldız onu der. hal sönlük gösterir. Bir tek '“standin,, yoktur ki, bu işten kurtularak biraz yükselmiş ölsün. Bu dekor içinde bulunan iki “stan. din” in, yani Klodetle Geri'nin iki ben- zerinden herbirisinin anlatılmaya de- ğer maceraları var, Bundan takriben ön beş sene evvel, Nevyorkta, biribirlerini kat'iyyen ter- ketmiyen ve beraber büyüyen iki genç kız vardı. Birisi, on yaşındayken Ame- rikaya gelmiş olan gu Fransız kızı, ya- ni Klodet Kolber, diğeri de Katrin Ris- ley adında halis bir Amerikalıydı. İkisi de içlerinde, sanata karşı bir heves' ve istidad hissediyorlardı. Klo. det tessam, arkadaşı da müzisiyen ol. mak istiyordu. Katrin, bir gün bir ba. loda, genç bir zabite tesadüf etti ve o- na âşık oldu. Evlendiler ve bunun Ü- zerine iki arkadaş, gözyaşları içinde biribirlerinden ayrıldılar. Katrin, kocasmı — garnizonlara, kamplara, manevralara takip etti. A- radan seneler geçti, Sinema yıldızı o- lan Klodet bir gün evine, mahzun, ke- derli, ve solgun yüzlü bir kadının gel. diğini gördü. Ve onu güçlükle tanıya. bildi. Bu, kocasından ayrılmış olan ve üç çocuğuyla sefalet içinde kalan Kat. rindi. Klodet onu güçbolâ Paramunta yer- leştirdi. Yine gibi dost — oldular, ayni elbise'eri giymeye başladılar, saç- ları ve tebesslüimleri de zaten ayniydi. Şimdi birisi günde iki bin dolar,'diğe- Tiyse yedi dolar kazanıyor. Geri Kuperin benzeri Slim Talbet. zayıf ola lbet, harikulâde bir atlet- tir. Diğer “standin,, lere nispeten iyi para kazanır. Çünkü, tehlikeli teerü- belerde, diğer erkek artistleri istihlâf eder. Yüksek kayalardan atım üzerine atlar, alevler arasında bir otomobile sıçrar, uçurumların üzerinde, dişlerile ipleri tutarak tehlikeli hareketler ya- par. Geri, Klodeti dövüyor Klodet herhâde giyinmiş olacak. Tahtadan olan, tekerlekleri bulunan ve (plâto) nun bir tarafına itilen seyyar locaya yaklaşarak kapıyt vuruyorum. üzerinde açık mavi muslin bise var, ayakları çıplaktır. Yere çö. melmiş olan bir zenci kadın onun a . yaklarına masaj yapıyor, okşuyor. Klodet bana dönerek şöyle diyor: — Görüyorsunuz ya, ayaklarımı ka- şıtıyorum. Buna bayılırım, İki sahne arasında, canım sıkıldığı zaman ayak- larımı kaşıtmak âdetimdir. Geri Kuper içeriye giriyor. Üzerin - deki on altıncı asır gemicisi — elbisele- rini çıkarmış ve zarif asri bir erkek olmuş. Lübiçin bar bar bağırdığı du- yuluyor. Klodet, çoraplarıyla ayakka- bılarmı ayaklarına geçiriyor. “Stan , din'” ler dekorun içinden çıkıyorlar. İşleri bitmiş. Katrin bir köşeye, is . kemleye oturarak, mahzun bir halde, örgü örüyor. Slim de güzel bir figü. ran kızını biçak oyunlarryla hayrette brrakmıya çalışıyor. Çevrilecek olan sahne sahnesidir. Geri'nin, beyaz satenli odada, eliyle Klodetin kaba etlerine vurması lâzım- dı. Senaryo bunu icab ettiriyordu. Lü- biç herbil ini tanzim edi- ük bir tecrübe yapılıyor. — Haydi! Lübiç sinema makinesinin altında, bir koltuğa kurulmuştur. ir asistan: — Ziyal... Diye bağırıyor, bir diğeri de ilâve ediyor: — Süküt! Güneş parlıyor, projektörlerin müt. hiş harareti omuzlara çöküyor, her ta. râfr tam bir süküt asrryor. Koridorda düyulan bir zil sesiyle, kapmın Üze - rinde yanan kırmızı ampul, hiç kim- senin, ber ne sebeble olursa olsun, (plâto) ya giremiyeceğini işaret et - mektedir. Klodetin makiyajcısı ileriye doğru atıiliyor, elindeki pomponla yıldızın burnunu pudralryor. sonra bir gölge. ye çekiliyor. Lübiç: — Başlayın! Diye bağırıyor. Sinema makinesi tatlı bir horlayısa bir “patak,, benzer bir ses çıkarmaya başlıyor, Ge- | ri, Klodeti yakalryarak, kolunun altı- na alryor, diğer eliyle de kaba etleri- ne giddetle vurmaya başlıyor. Lübiç onları durduruyor. — Bu kadar hızlı değil! Haydi! Vu- run! Sahne bir defa, Iki defa, üç defa tekrar adiliyor, Klodet neredeyse ağ- Iryacak. Yanımda duran genç bir fiğgüran kız. Geri Kuperin masa üzerinde bı . rakmış olduğu sigarayı gizlice alarak, bir aşk rüyası, bir veod içinde, içiyor. Çalışan Holivut Marleni tekrar gördüğüm zaman ba- na şöyle diyor: “Zevahire aldanmamalı, — Holivudda te, onum arkadaşlarından biridir, Tek- | çalışıyor. Hem burada çok. nekçok ça- saşta beraber “kovböy” dular, Geri e- f İrşilryor.,, nu Holivuda getirtti. Uzun boy (Devamı var) ünkü mlilli küme müsabakalarında Güneş Alsancağı 1-2 Harbiyt de iJalatasar Harbiye Idman yurdu ile Galntasa- ray takımları arasındaki milli küme maçı dün oldukça kalabalık bir seyir- ci kütlesi önünde Taksim stadyumun. da oynandı ve sarı kırmızılılar, Bey. koz ve Güneş takımlarına karşı aldık- © ları feci neticelerden sonra dün de An- karada mağlüb ettikleri Harbiyeye 3.0 yenildiler. Tam saat dörtte başlıyan kaya Harbiyeliler: Fethi - Şükrü, Sabri - Celâl, Muhte- rem, Haşim - Mücahid, Zeki, Habib, İsset, Şerif kadrolariyle, Galatasara hlar da Salim, Eşfak, Haşim ve Sa- citten mahrum bir takımla, Em müsaba- Röşad, Turhun . Mustafa, Adnan, Si - Necdet, Süleyman, Bülend, Mu - şü, Salâhaddin şeklinde çıkmışlardı. Müsabaka oldukça yavaş başladı. İki taraf da mütereddid vuruşlar yapa- rak neticesiz bir oyun tutturdular. Beşinel dakikada ilk gol pozisyonuna giren sart kırmızılılar oldu. Fakat gok iyi yer tutan Fethi yerinde bir plonjonla bunu defetti, 6 mer dakikada kalccinin boş bıraktığı köşeye Bülen. din gönderdiği topu Şükrü eli ile çe. virdiyse de hakem bu penaltıyı gör - medi. Maçm İlk çeyrek saati müteva- zin, bundan sonraki 15 dakikası Gala- tasarayım hâfif üstünlüğü ile geçti. Sarı kırmızılılar, sol açıklarımın nksa. masma rağmen, sağdan Necdet vası- tasiyle cidden güzel akmlar yaptılar, Bunlara arasıra mukabele eden Har- biyeliler ise müdafaayı bir türlü aşa- Taryorlardı. 25 inci dakikada Süleyman ve Bülend, bir dakika sonra da Salâ. Haddin yüzde yüz gol olacak vaziyet. lerden bermütad istifade edemediler. Nik gol Kıymetli bir merkez muavin olan Muhteremin beslodiği Harbiye hücum hattı, 80 uncu dakikadan sonra uzun paslarla ve iki seri açığı ile akınlara başladı ve Galatasaray kalesi bir iki tehlikeyi utlattıktan sonra 33 üncü da- kikada ilk gollerini kazandılar. Sol a- çığın ortaladığı top vakitsiz çıkış ya- pan Eminin başından aşarak sağ içe göçti, o da hafif bir kafa vuruşuyla krleye soktu. Bu goölden sonra oyun bir. müddet süratli ve güzel oynandı. Harbiyeliler galibiyeti sigortalamak için bir hayli favllü olmakla beraber canlı bir ayun oynadılar, Galatasaray ise yine hâki. miyeti tesis etti, fakat beceriksiz mu- hacimlerinin beraberliği hattâ galibi- yeti temin edecek pozisyonlardan isti- fade edememesi yüzünden ilk devreyi 1.0 mağlüb olarak bitirdiler. Ikinci devre ve ikinci gol İkinci devre, karşılıklı hücumlarla başladı. Harbiyelilerin üçünecü dakika. da yaptıkları bir hücum esnasında E- minin bloke edemediği topu tekme ile kucağından koparan Habib ikinci go lü attı. Hakem bu bariz favlü cezalan- dırmıyarak Galatasaray aleyhine olan göolü makbul addetti. Uçüncü gol Bu karara itiraz etmemelerine rağ. men asabileşti KA iler » *ıg Zalatasarayı mağfüb eden Harbiye talkımı raylıların bu hallerinden istifade et. mesini bilen Harbiyeliler 9 uncu daki- kada sol içleri İzzetin plâse vuruşuyla Üçüncü sayılarını kaydettiler, Müsa, bakanm bundan sonraki kısmı karma. karışık bir şekilde oynandı. Bu sıra- da kayda değer iki hâdişe oldu. Biri Ççok sert oynıyan Harbiye sağ - içinin çarparak düşürdüğü Adnanm kolunun kırılması, diğeri de penaltıları görml- yen, sert ve favllü oyuna göz yuman hakemin, rakibini elle tuttuğu için Harbiye merkez muhacimini oyundan çıkarması.. Zaten baştanberi tatsız tuzsuz de - vam eden oyun İki tarafın da onar ki- şi kalması yüziünden büsbütün karıştı- B sırada ikinci ktrk beş dâkika da so. na erdi. Harbiye takımı İstanbulda yaptığı ilk maçında, bu sene Ankaradan milli kümeye giren Muhafızlılardan daha kuvyetsiz bir ekip olduğunu gösterdi Hiçbir tabiyeye istinat etmiyen oyun tarzlarıyla Galatasaraymım dünkü zayı? takımmdan başka her klübe yenilebi. Jecek hâldedirler. Gelişlgüzel vuruşlar yapan ve geriden aldıkları uzun pas- ları enerjileri ile rakip kaleye yaklaş- tıran Harbiye takrmında nazarı di kati celbedenler yalnız Fethi, Muhte . rTem, Şerif, biraz da Habibdi. Galatasaray takımına gelince, yu « karda da bahsettiğimiz gibi, şild mi- sabakalarında Beykoza yenilen, geçen hafta da Güneşe büyük bir sayı far- kıyla kaybeden sarı kırmızılıların dün. kü mağlübiyetleriyle de artık takımla. rında büyük bir değişiklik yapılmaaı icab ettiğini bir kere daha ispat edil- miş oldu. Si oynıyan müdafas önünde be- | ceriksizlik rekoru kıran muhacimlere artık takımda yer verilmemelidir, biz bu sütunlarda her Galatasaray maçın- dan sonra tekrarlamaktan bıktık, fa . kat bu en eski klübümüzde takım teş- kil etmek mes'uliyetini üzerine alan - lar hâlâ aniryamadılar ki, Bülend » çalıştığı takdirde . bulımmaz bir sol açiktir, fakat hiçbir. zaman merkez muhacim olamaz. Harbiye halecisinin bir kurlarışı Galatasarayın mes'ul Karecileritli bu son mağlübiyetlerden aldıklâfi dersle . geç de olaa - hiç olmazsa dan sonra daha dikkatli davran: larını ümid ediyoruz, O. M. Kutmak Güneş - Alsancak r, (AA.) — Milli küme karşılı farma bugün de devam edildi. Geçen Bf ta Galatasarayı 7-0 yenen Güneş takımllif İzmirde alacağı neticeler alâka ite heklif” diği için sahayı üç biaden fazla bir küllesi doldurmuştu. Maç nihayete kadar — mütevalif bir şekilde cereyan etmiş ve Güneş taki neticede 2.1 gslip gelmesine Trağmen sancağa karşı Üstün bir oyun çıkara rarşlır. Oyuna hakem Esadın idaresinde Alsö” cağın bir vuruşu İle başlandı. Birinci ör kikada Alsancağın yaptığı iki hücuma #i kabil Güneşin de sıkı bir akını — görüld yi Güneş savuşturdu. Cihât in sıkı bir girişi muvaffakiyetle durdurdu. 17 inci dakikada Cüneş — güzel bir » fırsatı kaçırdı. Topla beraber kalenin O? yakınına kadar sokulan Melih — Hilml€ tuttuğu zaviyeye güzel bir şüt çekti "rıf top Hilminin ellerinde — söndü. İki (8 d defans hattının canlı oyununa — muk hücum hatları nedense çok Cekingen 9” nuyorlar bilhassa Basri ile Sabri topu ** | yaklarında fazla tutarak takımın netice masına mani oluyordu. 33 üncü dakikada Melih topla — berabif Alsancuak kalesine hızla girerken oyuncul: hızla biribirleriyle çarpıştılar. Bu çarpi” ma nelicesinde Hilmi baygın bir halde hAf taneye kaldırıldı ve yerine kaleye müdü AH geçti. Devre az sonra Ö-0 berabere bitti. İkinci devrede oyun başlar başlamaz B cuma geçen Güneşliler — Alsancak kal önünde toplandılar. Bu suretle adamakil! sıkışık bir hale geçen Alsancak kalesi S#” lihaddinin sağdan çektiği sıkı bir köt? DEr Devamı 11 inelde B takımları şampiyonluğu Anadoluhisarı mağlüp eden Kasımpaşa kazandı Şerof stadımnda aynanan bu oyunu K” sımpaşalı Ahmet Âdem idare etti. flk #7 larda bâkim oynayan Hisarlılar bir müd” det sonra tecrübeli Kasımpaşalıların u; yiki altına girdiler ve bir gol yiyerek * mağlâp bitirdiler.. İkinci deyrede hakem, hasmına küfrü” den İki Kasımpaşalıyı oyundan — çıki 9 kişi kalan Kasımzaşalılar, orta muhacif? lerinin sürati sayesinde bir gol daha #tfi” lar. Maçın sonlarımda, hakem kavga — edef Hişarlı ile bir Kasımpaşalıyı daha sahadtft çıkardı, Buna rağmen vaziyet değişmed! ve Kasımpnşa 2-0 sahadan galip çıkart B takımları şampiyonluğunu aldı. Tebri' ederiz. Şurası şayam teeasfiltür ki maçı kart” mış olmalarına ve hakemin de kendilerii” den bulunmalarına ve maçın da çok dül idare edilmesine rağmen, bir Kasımpatli” li idareci hakem Ahmet Âdeme — nali harekette bulundu. Süleymaniye B - Beşiktaş B Süleymaniye — gelmediğinden Beşiklet hükmen galip sayıldı.