le 25 MART — 1988 “HABER — Aşım bostust - Amerikan filmlerinde olduğu gibi... Haydutlarla jandarmalar arasında saatlerce süren bir takip ve çarpışma Olüm saçan kamyonetten üç haydut çıkıyor, ellerindeki parabellom tabancalarlle boyuna ateş ederek ormana kaçıyorlar Şerlok Holmes'in ellinci yıldönümü j İ Konan Doyl, edebi şahsi- yetini ortadan silip süpüren | bu meşhur polis hafiyesi- ne () adetâ düşmandır Vindsoör dükü inanıyor: Kumar. da kazanan aşkta kaybeder! Aşkı uğrunda tahtını terkeden sabık , alar eline ulaşınca, Vindsor düşesinde İngiliz kralı, yani şimdiki adıyla Vind- | safak atmış. Hemen telefona sarılmış. sor dükü, en fazla hangi oyunlardan | Mecmua idarehanelerine şu emri ver. hoşlanıyor biliyor musunuz? Bakara. | miş: Fransızlar, memleketlerinin dahili em. Miyetinden son günlerde çok şiktyetçidir. | mış.!, ni kovalayan cinayetleri, b:7- | Kasaba emniyet tertibatı alıyor; Cehennemi bir süratle şehrin Bu haber, telefonla civardaki bütün şe- | İÇİNE... bu iddialarına delil gösteriyor. İki: Zabıta vakalarının bu kadar çok art. sebeblerinden birisini de, mem.| hirlere, kasabalara bildiriliyor. Kulommi. yedeki Jandarma bölük kumandanı teğ- men Viö icap eden tedbirleri alıyor, Kasa. belli olmıyan bir çok serseriler, bir | banın sokaklarında manlatar vücuda geti. rilmesi hususunda polis komiserile konu. gösterilen kolaylıklardan cüret alarak | şuyor. Diğer taraftan, iki manga jandar. mayı derhal harekete geçiriyor. Kulommi. ye kasabası: ormanında yerleştiriyor. kasaba halkı, Mketlerinde çok ecnebi bulunmasına ate. Miyorlar, “4fer memleketten kobulan, ne ol basla ruhlu insanlar, Fransada ecnebi. Nekelimize yerleşiyoriar ve toprakları. yapmadıklarını bırakmıyorlar. di. Vorlar, Saat alt baçuğa doğru, şehrin kenarından gelen keskin ıslık ses. leri ve bunlardan sonra da yaylım aleği- ni hatırlatan birçok silâh sesleri işlilrek ilağa İsr. Siyah bir & kaçmak sevkitabisile hareket eden yahşi heyecana düşüyorlar. Siyah bir Kkamyo. hayvanlar gibi cehennemi bir süiretle yeh- | betti, demiş, mücevherlerin m Almak ister misiniz? Düşes, adamm elindeki pırlanta ig- | terdiği salona binlerce meraklı çeke- yakalanmamak, hürriyetlerini muhafaza et | Jemeli gül iğnesini pek beğenmiş, | Tek bir hayli para kazanmış. Fakirin mektir. Yolları üzerinde her rasigeldikleri. | Sevgilisinin isteğini yerine getirmek | cam içinde oturuşunun kırk. birinet ni öldürecekler, yollarını kesmek için öns | için, Vindsor dükünün dört yüz bin | Sünl, İtalyanlar - hele şükür . dalave. lerine konulan ber maniayı yıkacaklar, et. frangı gözden çıkarması Mzımgelmiş. Ve, dilk, işte o zaman, kumarda kas Geçenlerde, haydutlarla Fransız zabılası Masında vukua gelen ve ideta Amerikan Mmterini andıran takip ve (o müsademeyi haber vermiştik. Fransiz mecmüalari, bu m dikkat haydutluk vakası OÖzerinde: net ormandan çikilacak yerdeki manlerin duruyor ve hâdisenin bütün tafsi | önünde durmuş, kainyonetlen çıkan üç a- inu dam, ellerindeki kocaman Barabellüm ta. bancalarile boyuna “ateş ederek ormana veriyorlar. ... Külommiye Parisin şark tarafında, kü. | kaçıyorlar, $Ük bir nahiye merkezidir. 7000 nüfuslu, la, Şirin bir kasabacık.. Jandarma 4 tesi kasabaya girilecek yolun kenarın- Midir: $ mart 1938 sabahı. Güneş henüz alacakaranlık... Jan. i ns Ortalık çen dairesinin telefonu acı acı çalıyor. | mak hayli müşkül olmuştu. Jondarmalar bir taraflan kaçanların İz lerini bulmak için ormanı arayadursun. Jar, haydutları yakslamak için kuyvetini | de mevzi almışlardır. Fakat etraflarında Tünze henüz uykudadır. Uyanıyor. i le üniformasını giyiyor. o Telefona MN Yunları söylüyor: kata Allo,. Burası Laferşempunuyaz kara. i Sabaha karşı Verdiye (fabrikasının göünden geçen bir adam karakola geldi. | lardır. Ahrlkacın önünde bik körgonet dumuyar. Üc haydudun ateş açışındaki.sürat kar. sısında şaşıran jandarmalar ateş (etmeğe bile vaklt bulamadan haydutlar o kurşun menzitinden kurtulmuşlardır. Ormanın sık yerlerine sığınan haydutları bulmak ve tut jandarmaları devireceklerdir. Uzaktan gelen heyecanlı bir ses çavo- | kâfi görmiyen bölük kumandanı telefonla civardan yardım istiyor. Kasaba halkı, işlerini güçlerini bırakmış. larjandarma dairesinin etrafına toplanmış diyordu. Heriflerin elinde müthiş tabancalar 81 civarında da başka bir hâdise cereyan e. | dan ve rületten... Birkaç hafta evvel çinin üzerine allı rovelver dikiliyor. Bir haydut: ye haykırıyor. le geçirmediğini söylemeğe lüzum yoktur. rin içine saldırıyor, Nereye gitmek İstiyorlar? Bunu ihtimal ki kendileri de bilmezler, Yegiine gayeleri rafla var vır gelip giden motosikletli Montekarloda bekara oynıyan dük, kat'iyyen “banko,, dememiş ve oyun. culara nefes bile aldırtmadan, kısa bir Orada genç ekmekçi Marsel Penye kam | Zaman içinde 800 ingiliz lirası kazan yoneli içerisinde mahalle halkına ekmek | mış.. Bu sirada yanında bulunan | gerib hareketin sebebini araştırmışlar. dağıtırken ansızın karşısına elleri silâhlı | dostları, dükün bu şansı karşısında üç korkunç adam çıkıyor. Zavallı ekmek- | saka etmişler: — Oyunda kazanan muhakkak aşk- — Arabanı bize ver, ve ağzını kapa di. | ta kaybeder! : Demişler. Dük cevab bile vermemiş. Ekmekçinin, iliraz etmeği aklından bi. Biraz sonra, dük ve düşes İstirahat sa- — Son çıkan mecmualarınızın bü « tün nüshalarını ben satımalıyorum; piyasadan toplatmız! Fransız gazetecileri hâdiseyi duyun- ca düşesin yanma koşmuşlar ve bu Düşesin verdiği cevab işte: — Hörst'un çektiği bu fotoğraflar. da fazla şişman görünüyorum. Mec . mugları onun için toplattım! Sahte fakir İtalyan gazeteleri, İtalyada sahte Ücler çetesi derhal otomobili ekmekle be. | SPUdA dinlenirlerken, yanlarma bir | bir fekir (ama, fıkara manasma de- raber müsadere ediyor, ve tehlike önünde | 1dam yaklaşmış: — Bir Amerikalı Mis bakarada kay. Zil) yakalandığmı haber veriyorlar. Aslen Brezilyalı olan bu adam, kris - tal bir cam içersinde günlerce aç otu- Tacağını ilân etmiş ve marifetini gös. renin farkma varabilmişler. Meğer, a- damcağız, cama girerken açık bırak - Kasaba sokaklarında cehennemi gidiş zanânm “aşk” da kaybedeceğine Inan. | tığı göze görünmez bir delikten yeme- devam ediyor. Komiser ve polisler ellerin. biribirini kovalayan kurşunların oObu ce hennem kaçkını haydutlar için kaç para. lik ehemmiyeti var! Onlar gökten düşen bir haceri semavi hızıyla kaçıyorlar. Yakayı görenler, atılan (o kurşunlardan Zİ j k bir yer aramağu vakit bulama. Maş, fabrika penceresinden bir adem bo. | IF Jatdarmı neferi ortada yok PR lömebi gözden kayboluyor. un oğya atıyor, aşağıda Iki ağam da a- Yı n bü manzarayı gören bu âdam ge. | lamadıklarinı söylüyorlar. Jandarmalardan birisi: — Hepimiz geldik, diyor, fakat Bureno | lanan çavuş Komondur. Haydulların ken. z liba hâlâ ormanda olacak; eğer ba. | di mıntakasından geçtiğini geç Kaber al. | bir hayli tuzluya mal olmuş. Bakmız şına bir kaza gelmemiş ise hâlü haydutla. | mış, telefonla Kulommiye faclasinı öğren. | nasil: Paristeyken, Harst fotoğraf atölye. Gelmiyen Jandarmanın gelişi gecikiyor, | otomobille doğru Kulommiyeye gitmişler. ş taşları teliya baştıyorlar. Dü sefer o. | dir. Fakat bu defa da geç kaldılar, & sira | sine Uğramış. Birkaç poz fotoğraf çek- haydutlar kasabadan çıkmışlar ve Rebe is. | tirmiş ve Horst'a, bunlafdan birkaçı- | nuz ki, bu meşhur polis hafiyesi haya- nın muhtelif mecmüualara gönderilme. Bu baberi öğrenen otomobili jandarma. | sini emretmiş, Fotoğrafçı düşesin de. yapraklar arssına yuvarlanmiştır. Bu jan. | lar yolda, kaçan otomobile benzeyen hiç diğini yerino getirmiş, Büyük bir İG-İ lar! : İhtimal ki 1 na ile çekmiş olduğu resimleri mecmu- | alara yollamış. İşin buraya kadar olan safhasında | hir polis kafiyesi tipini muharrire il. bir fevkalâdelik yok... Fakat, mecmu- önmür, bire vakayı haber vörmek üze. Derbal hâreket etmiş. Fakal âalaşılan hırsızlar sabah olmak üzere ol. | yok. alan, etrafta hareket başladığını sezin Paris istikametinde savuşmuşlar. Fab. dam deposunda stok olarak mevcut bir a eşya aşırılmış; çalınan eşya mika süre, harsızların santleren hiç & rın İzini arıyor.! Arkadaşları telâşa b | Sika anlaşılıyor. Motörlerle takiplerine ay ası için civardaki bütün karakola. aber verdim. Eğer Kulommiye İstika- | May kaçıyorlarsâ 20-25 dakika sonra olmaları icap eder. Yollarını kesiniz bir adamdır. Ag öndilerini yakalamağa çalışınız. Fakat hassa ihtiyarı olmanızı tavsiye ederim. İİ ŞA VEİ RFAN paşe köşkünde günler, geçti. Şimdi köşk yeni bir dönlüm devresine hazırlanıyor. hgs karısmın ölümüne inanmıştı, Bunda, bütün arzusu aa Naci beyin çok büyük bir tesiri dokunmuştu. Bununla ter genç adam her fırsatta karısın hatıralarmı anmaktan kalmıyor ve onu unutamadığını, unutamayacağını anlat. ağn çekinmiyordu. Suad'in ölede beride karısı hakkında Söy- “ B' cümleler Sabihanın kulağma kadar ulaşıyordu. &, Seç kadının Sundle zamanlı zamansız karşılaşmaları gün. Mi artıyordu. Ve o, bu hayatın böylece devam etmesi- Rila ân bulunmadığını Paşa babasile kaynanasna da nihayet ta tabilmişti. Şimdi, onlar da gözleri kadar sevdikleri gelinleri- €vdeh uzaklaşması, başmı alıp gitmesi lüzumuna inanmiş« İş” Zaten hasta bulunan Ferid, anasmın gideceği haberini Bitiği gündenberi, büsbütün fenalaşmıştı. Gerçi yatmıyordu, Yakta, dolaşıyordu; fakat, yüzüne bakanlar hakkında iyi bir a, £ beslemiyorlardı. Ferid bu detece hasta bülunmasaydı, ana- & daha bir hafta evvel evden ayrılmış, Beşiktaşta şimdi ağa. oturduğu eski kira evlerine dönmüş bulunacaktı.. ğ, Peridi anasınm evden ayrılması lüzumuna ikna güç ol Bümün için tam bir hafta çalıştılar.. İstediği günde gidip İrebilenoği, hattâ annesinin kendisini görmeye geleceği söy. lik, Feridin göz yaşları arasmda başmı tasdik yollu yere * ile meselenin güç taraflarından biri halledilmiş oldu. Ki Sndi iş, Sunda Kaltyördu, Ona Feride diye tanıdığı kadı. Hay, en niçin ayrıldığını nasıl izah edeceklerdi? Gerçi: “Se- rağ, Beçinemiyor, ayrılacaklar,, demeleri kâfi bir sebep olabi- ay, Akat Suad . mezardan döndükten sonra - Feride hakkında da. türlü konuşmaya başlamıştı. Ondan memnun görünüyür- Bu kardeş karısının oğluna kendi çocuğu gibi muamele et- den doğan bir hissin yarattığı samimiyetti... Şimdi onun işitmesi kendisinde fena bir tesir yapabilirdi. babası bu düşünce ile Suade bir şey söyliyemiyeceğin! tip Tmiş, karısına: “Bunu da sen hallet... demisti, Safinaz ha- ba odaya dolaşıyor ve oğluna bunu haber vermek İsti- . Kendisinden müsbet veya menfi bir cevap beklediği yok- Ormana giden jandarmalar geri dön- in eşyaları arabaya yerleştiriyorlarmış. | müştür. Hepsi de haydutların izlerini ba. | dirler, l nu arâmek için tekrar ormana dulıyorlar, N k findan taciz'edilmeden bu işle uğraş. | Zavallı adamı ormanda cansız bulayorlar. | tikametine yol almışlardır. ları Tem göğsünden bir kurşun yemiş, kuru darma 57 yaşında üç çocuk babası yiğit Şehir çok büyük bir heyecan içerisin. dedir. Kasabanın bir tarafında bu heye-| tarlalar arasına vurmuşlardır. vam edip darurken(Vo) mahallesi ISTIRİAPI VE FACİA ROMANI dıma İki Jandarma geliyor. Otomobili kul. dikleri vakit, derhal harekete geçmişler ve bir arabaya rastgelmiyorlar, haydutlar kendilerini takip edeceklere İz. Terini kaybettirmek için yolu bırakmışlar, HABERİN EDEBİ TEKRİKASI; 27 Yazan: Hasan Rasim Us tu. O ne söylerse söylesin Sabiha evde kalmıyacak, iki gün sonra artık köşklerinden ayrılmış olacaktı. Suadın, aşağıdaki, salonun bitişiğinde bulunan odada oldu- ğunu öğrendikten sonra merdivenlerden hissolunur bir güçlükle inerek kapıyı açtı.. Safinaz hanım epeyes ihtiyarlamıştı. Şimdi kolay kolay kıpındanamıyor, iş göremiyordu. Hele bu birkaç ay onu büsbütün harap etmişti. Suadı, pencere yanmdaki koltukta başmı geri dayamış düşünür buldu. Yanma yaklaştı: — Oğlum! — Sen misin anne?. — Evet benim.. Sana fena bir haberle geldim. — Hayrola.. ne var? — Feride ile Selim geçinemiyorlar.. Bunu bugüne kadar üzülürsün diye senden saklamıştık.. Fakat artık iş çığrmdan çıktı, Saklamakta bir manâ bulamıyorum... Feride yarından son. Ta da ağâbeysinin evine gidiyor.. Suad böyle bir haberle karşılaşacağını hiç tahmin etmiyor- du Bilâkis kardeşinin karısından, Feridenin de kardeşinden memnun olduklarmı sanıyordu: — Nasri olur anne! - dedi, Bugüne kadar böyle bir geçim- sizliğe işaret olabilecek en küçük bir hâdise mevcut değildi. — Vardı oğlum ama sana hissettirmemiştik.. Feridenin za- manlı zamansız hastalanmaları hep bu yüzdendi. — Gecimsizliğe sebep he? Safinaz hanım biran uydurulması icap eden sebebi bul. makta tereddüt gösterdi. Nihayet: © 000 0 Artık haydutlar kasabadan çıkmak üzere. | resim çektirmekten ve bunların muh- telif mecmualarda neşrinden de pek Bu sırada Fertegoşeden olomobille yar. hoşlanıyor. ğini temin ediyor ve kemali afiyetle muş! de royelver kasabâmın en geniş caddesin. DÜŞES .VİNdsor'On! Karımı dayuruyormus. fotograf merakı Şüphe yok ki, düşes Vindsor, dünya. min en güzel giyinen kadmlarından bi- | çalıyarak çalyaka en yakın zabıta Kırk gündenberi hayran hayran Fa. merkezine sürüklemişler. Mahkeme, karar vermiş, Meşhur Fakir, maiyetinde on Iki hizmetkâr ve 3'de daktilo taşımak - taymış, İtalya hükümeti, bu adamla- Son günlerde, bu garib merakı, ona | rı derhal hudud dışarsma attırmış, Şarlok Holmes 50 yaşında Şaşıyorsunuz, değil mi?. Biliyorsu- li bir tiptir. Halbuki İngilizler, bu yıl onun ellinci yılmı kutlulamaktadır - Konan Doyl'un 1888 senesinde yaz- | dığı bir romanla ortaya çikan bu mâ“ (Devamı 11 incide) YABANCI.DİLLERE NAKLİ HAKKI MAHFUZDUR —İneir çekirdeğini duldürmıyacak şeyler oğlum. Anlatma. ya değmez, . diye kekeleği, — Nasıl değmez?.. Mademki bu kadar ehemmiyetsiz, ayrıl mâlarma nasıl “ve niçin muvafakat ediyorsunuz?, — Ne yapalım oğlum ?.. Biz geçinecek değiliz kit. “İkiside birbirlerini istemedikten sonra bize ne yapmak düşer. — Anne, çocuk gibi Konuşma karşımda!.. Bir ailenin yıkılı ması karşısında yapacağınız iş elinizi. kolunuzu bağlayıp sey« retmek midir?.. —Oğlum biliyorsun ki Selim zaten evlenmek istemiyen 'bis risiydi, O, daha çok Ferid için evlenmişti, Geçinemiyeceğini bildiği halde ve ısrarımızla... Sen geldikten sonra artık Ferid düşüncesi de ortadan kalktı... — Selimin ayrılmasına sebeb benim gelişimse büsbütün üzülürüm, Feridenin iyibir kadın olduğunu oğluma karşı çök iyi hareketlerinden anliyorum. Selimin böyle bir kadını yüzüstü bırakmasmda manâ yoktur... Ferideyle ve Selimle ko. nuşmak isterim. Safinaz hanım işin sarpa saracağını anlayınca konuşmasını kısa keserek doğru Paşaya gitti. Oda Sabihayla konuşması tavsiyesinde bulundu. Safinaz hanım geliniyie karşılaşmanın ve hele böyle bir mev- 7 İlzerinde konuşmanın fecaatini içinde bir s7z1 şeklinde duy“ du. Fakat buna mecburdu?. Bu ne kadar acı, ne kadar isten- miyecek şey olsa da yapacaklı ve yapmalıydı. .Fatma, küçük hanımının her zamanki gibi odasında bulunduğunu söylemiş. ti. Safinaz Hanım: — Kendisiyle biraz görüşmek istiyorum. Odama gelsin, ha- 2 ber ver kızım!.. dedi, i Az sonra Sabiha geldi. Onu, öz kızı gibi seven kaynanası karşısma aldı: 5 — Sana hiç de iyi bir haber vermiyeceğim kızım.. . dedi, Kor- kumuz Feridden geliyordu. Halbuki Sundi unmttuğumuz anla- grldr, (Devamı var)