1 AKŞAM POBT * (» Istanbul Ankara ceddesi Ünsle Getaesi klendul BR. Yelgrel edresli Wizenet HABER Yazı işleri teletonu. 23672 : 24370 : 20338 - Diş Siyasa — Tunanın dünü ve yarını! Yazan: Nizametlin Nazif E VVELKİ gece, Peşte radyosun- da dinlediğim uzun bir konfe- rans ve Paris radyosunun yaydığı kü- çük bir habor, beni çok düşündürdü. Eğer hususl radyoları olanlar, içinde, bir Macar âlimi tarafından türkçe ve- rilen bu güzel konferanaı dinlemiyen. ler bulunduysa kendilerine sadece acı. rım. Hele umumun istifadesi için rad yo bulundurulan yerler, faraza hal - kevleri, k'übler, köy odaları, gazinolar ve kahveler bu konferansı atlamışlar- 64 cidden yanarım. Acır ve yanarım, zira kardeş Macar milletinin mukadderatını idare ettiği- miz uzun asırların çok temiz hakikat- lerini tarihlerimizin ciltleri içinde faz'a aramaya lüzum görmeden bul - mak her zaman mümkündür ama, bu temiz hakikatleri hudutlarımızın dı. gından bol bol dinlemek her zaman müyesaer olmaz, Bu konferansta, Macar nesillerinin gönlünden bizi kazımak hırsıyla, kato. lik ki'isesiniy've Habsburg Avusturya. sının el ele verip yarattığı yalan ve tezvir ehrammı nihayet yıkabilmiş ve bu tânetli ehramın altında yıkılmış ve gizlenmiş bir hakikaâtin,; Girf Wendisi. ni körleştirmek ve esirleştirmek için yıkılmış olan bir hakikat ve medeni- yet sarayının izlerini bulabilmiş bir insan konuşuyordu. Onun, tadyodan, peltek Macar tecvidi ile gelen türkes sini dinledikçe bir ân bugünden uzak- Jaşır gibi oldum. Hayalimde Macar Avrupanın ortasından ve Türk Avru- panın cenubu şarkisinden bütün ecer. lerini ve millf kudretlerini koparıp &. Jarak kâalktı; iki coşkun kafile halin. de asırları göğüsliye göğüsliye ilerli yerek yarattığı tarihi sile sile gerile- diler, 'Tü kalktıkları Jlk yere kadar, kaynaklarma kadar gerilediler. Ve on- Yarla beraber gerilediğim yerden tari- he ve buzünkü Avrupaya baktım: Nöâ kötü Avrüpâ! Ne boş tarih! Bu Avrupada ne oduysa hep bizim yüzümüzden oldu. Büu Avrupayı biz döğe döğe insan ettik. Bu Avrupa, an- cak, bizim karçımızda dayanabilmek için çareler aramıya koyulduğu gün adam olma imkânlarına “tesadüif” e. debildi. Türk ve Macar ne yaptıysa hep istiyerek, bilerek yapmıştır. Tekniğin medent Avrupası sadece bir tesadüf. tür. — Adam ol! — Adama dön! Diye bağırışımız ve kamcılayışımız kargşısında sığınacak delik arryanların ve çok geri olan bir betbahtlar sürü. sünün © mağaradan o mağaraya gire Tek nihayet yerini sığınılabilecek sağ- Tamlıkta buluşu gibi bir tesadüf. Yaptığı her şeyi istiyerek ve bile- -ek yapan Türk, kardeşi Macarm mu- kadderatımı ele aldığı gün ona nasıl fenalık edebilirdi? Etmedi tabil. Ve Mücar â'imi evvelki gece asır- larca kaldığımız Macaristana en ufak bir fenalık etmediğimizi, bilâkis Maca. ristanda “harikulâde İyi insan” hüvi. yetiyle Bulunmuş öldüğumuzu bir de. fa dıba söyledi. Ya'nız 39 bin nüfustlu Budin kasaba- eığında T5 sebil, 18 ükzmektep ve 7 ta- ne yüksek tahsil medresesi kerduğu- | muatı söyeldi. Türk İdaresi devrinde | hiçbir Macarm aç kalmadığını söytedi. 'Toprağı en iyi işliyerek medeni; Ağaca en İvi mevyea — vetlstilMarak —— eee ae ee aa aa ae e a e ea aa e — a Z Y D C ÖY ! E Doğjğru . . « Ueğil mi ? Lifto vakaları Şehirde tifo vakaları . hamdol- sun geçen sencki gibi salgın halin. de olmamakla beraber - tek tük ge- ne görülmeye başladı. Bası Beyoğ- lu semtlerinde bir iki ölüm vakası kaydedildiği de söylemiyor. Aman dikkat! Geçen seneki tecrübeleri. mizden istifade etmeyi bilelim, Bı- caklar bastırmadan, yaz sebze ve meyveleri çıkmadan sıki - kontrol tedbirlerine başlıyalım. Gıda mad - deleri, damacanalarda satılan su . lar, paslı tenekealerde satılan pey . nirler ve saire belediyece kontrol: dan geçirilmelidir. Belediye, geçen sene tifanun sal- gin bulunduüğu sıralarda — başladığı temizlik mücadelesine şimdi yeni- den ve şiddetle başlamalıdır. Bu arada halka da düşen bir ih. Hyat tedbiri var: her ihtimale kar- * am'anmak... Yaş meyve ve sebze ihracatı 'Tariş (üzüm kurumu) başkanı — İsmall Hakkı şehrimizde bazı temas ve tetkikler de bulunmaktadır. Öğrendiğimize göre, Üzüm kurumu başkanının İktisat Vekili Şa. kir Kesebir ile yaplığı temaslardan sonta mühim kararlar verilmiştir. Takarrür eden esaxlara göre, Tariş bu sene yaş meyve ihracatına bilhassa eheni miyet verecektir. Rilhassa, geçen yıl aa. dece ve bir tecrübe mahiyetinde olarak kavun ve karğuz üzüm ihracatı yapan kurum bu sene bu ihracatına domates de İlâve edecektir. Tariş bunun için Amerikadan domates ltohumu getirtimiş ve turfanda yetiştiren sahalara bu tohumlardan devrle — başlan. mıştır. Bu şekilde harekte sebep Avrupa ve bilhassa Londra piyasasında Amerika elnsi dömateslerin tercih edilmekte olu. şudur. Bizim yerli çeşit domatesler, diş pazarların rağbetinden uzak kaldığı için Atvrupa piyasalarını “aymak- rarüreti göü, rFÜlMÜşŞlür, Tariş, bu senc domates ihraratında mu. vaffak olduğu takdirde gelecek sene lur. fanda domates istihsalâtını — genişletmek için yeni tedbirler alacaktır. Bu sene yaş üzüm ve kavun (hracalı İşi, gecen seneki teerübelere istinaden da. ha geniş mikyasta yapılacaktır. ——— — medeni; Köye en büyük refahı sunarak me- deni; Mala, cana, ırza en büyük emniyeti bahşederek; Vicdanlara en geniş hürriyeti bah- şederek medeni; Ve, soyarak değil, kesamizi acıp al. tm dağıtarak, efendi olarak medeni, ... j Beni böyle enginlere salan konfe. ranstan sonra Paris radyosundan şu haberi dinledim: ç “Tuna Üzerindeki Avusturya kara . kol gemilerine bugün Almanlar tara - fmdun vazıyed edilmiştir.,, Bu sefer de şöyle düündüm: Cermen imparatorluğu Tunanın bir ucunda gemiye binerse Tunanın öbür Ve haritaya baktım. Tuna Çek hu- duduna dalıyor, Bratislava kenarından geçiyor, Macaristanda Estergun, Peş- te ve Mohacı yalayıp Belgrada uğru- yor, Bulgaristanın şimalinde adetâ bir budud çizerek Romanyaya dalıyor ve,. Karadenize ulaşıyor. Çekoslovakya nehirlerindeki seyrü- sefer işinin Almanlara nekadar tatlı gözüktüğü şöyle bir gözönüne almır. sa, modern Cermen imparatorluğunun şimdi, Viyanada, Tunaya baktıkça, kendisini bir Karadeniz devleti halin. de görmeye başladığı söylenebilir. Nizamettin NAZIF Hotıralarını antatan CEYMS NORODİ Entellicens Servisin en meşhur casuslarından TEFRİKA No: 87 Cen Şeridanın üzerine eğildim. Heyhat! zavallı arkadaşım öÖlmüşlü Garson reşme baktı ve hayretle ba- ğırdı; — Allah! Allah! — Ne oluyorsunuz?, — Tuhaf şey! Bu resim otomobilde bulunan kad nın resmi) — Emin misiniz?. — Eminim.. Kahve sahibine bitaben, fakat diğer garsonluun da işidebileceği kadar yük- sek geslet — Beni dinleyiniz, dedim. Dostum sandığınız adam hakikatte çok tehlikeli bir hayduttur. Hele kadım kilığına gir- miş olacı en tehlikelisidir. Bunlar müt- hiş birer cani ve caslısturlar. — Buraya bir daha gelirlerse derhal polise haber verip yakalatmalısınız. Patron tehalükle cevap verdi: — Emredertiniz, Bir daha buraya ge- lirlerse görecekleri var, * * * Con Şeridanla buluşunca o gün olup bitenleri hikâiye ettim. Sonra yapacağı işin esas hatlarıni anlattım . — Bu iş hoşuma gidiyor, dedi. Ben de sizin gibi, meselede ihmalden ziya- de ihanet görmekteyim, “— Haklısınız. <— Hans Fuşla arkadaşlırının uzun müddet cezasız kalmalarını başka tür- lü izah edemeyiz. Bu noktaj mazarı Con Şeridan ge- nerale de uzun uzadıya izah etti. Gene- ral da ona istediği gibi hareket müsaa- desini verdi. Con Şeridanın da istediği bu idi. Generalle mülâkatimiz sona e- rince bana evime kadar refakat etti , Mümkün mertebe yakın bir zaman- da Almanyaya gitmek niyetinde oldu- iğum için Con Şeridanla müstakbel hattı hareketimizi tayin ve tesbit etmemiz lâzımdı. Bu itibarla kendisiyle evimde uşun uşadıya görüştüm, Nasıl mektu, taşacağımızı kararlaştırdık: — mi Görüşmemiz bittikten sonra dostu- mun elini sıktım, onu kapıya kadat teş- yi ettim. Kapiyı henüz kapamıştım ki merdi- venlerden doğru bir feryat ve bir gü- rültü işiderek dışarı fırladım, Set — ke- silmiş, yerine bir ölü sükütu kaim ol- muştu. Biranın diğer kiracıları gibi ben de alt katp koştum. Con Şeridan merdivenin alt başında boylu boyuna hareketsiz yatıyordu. Metdivenlerden eğilip en alt kattaki kapıcıya bağır- dım: , — Kapıyı kapatın.. Kimse drşarı çık- masın.. Sonra toplanmış olan diğer kiracılara hitap ettim; — Kimse yerinden — kımıldanmatın.. Ölüm tehlikesi var. . Con — Şerldanın Üzerine eğildim. Beyhat! Zawallı arkadaşım ölmüştü. Kendi kendime sordum: — Kaza mı, yoksa cinayet mi?. Kaza olmasına ihtimal — veremiyor- dum, Dostum her halde bir cinayete kurban gitmiş olacaktı. Ölümü mucip olan yarayı tetkik edince bu kanaatim- de yanılmadığımı derhal anladım. Yaralar hep baştan ve azmı cidarı ile alın kemiği arasında idi. Ayrıca alt çe- ne kemiği ve azmı mik'a da kırılmıştı. Con Şeridan, müthiş bir kuvvetle ileri doğru itilmiş ve zavallı yüzü yere gel- mek Üzere düşüp başı parçalanmıştı. Şu halde bir cinayet karşısında bulunu- yorduk . Tonton Amca doktor - Yanımda duran sadık hizmetçiye em- rettim: — Tarafımdan Skotland Yardda nö- betçi müdürüne telefon et. Süra'tle gel- sin, bir cinayet oldu. — Bir cinayet mi? Yok canımt.. Dönüp arkamna baktım. Bunu söyli- yen binbaşı rütbeli bir askerf doktordu. Nezaketle sordum: t — Affedersiniz. Kiminle müşerref olduğumu bildirmek lütfunda bulunur Musunuz?, Kendisini tanıtttı; —,Binbaşı Vilyam Bradley Sallivan.. Sonra iliye etti: — Kapının önünden geçiyordum. - çeride bir kaza olduğu söylenilince bu- raya geldim. Apaçık yalan söylüyordu. Çünkü ben “kaza,, yı mütecakip derhal binanın kapısını kapattırmıştım. Şüphe ile bin- başıya baktım.. Doktor Bradley Salli- van ismi bana meçhul değildi. Bu zat meşhur bir âlimdi. Daha bir müddet evvel yeni bir keşfi dolayısiyle gazete - lerde resmini görmüştüm. Karşımdaki adam bu resimdekine hiç te benzemi - yordu. Şüphemi belli etmiyerek ben de kendimi tanıttam z — Ceyms Nobodi, gazeteci.. Titredi. Şaşkın şaşkın yüzüme baka- rak sordu; — Ne? Ceyms Nobodi siz misiniz? Halbuki bana bu müessif kazaya kurban giden zatın Ceyms Nobodi olduğunu söylemişlerdi. Gülümsiyerek cevap verdim; — Görüyorsunuz ki size yanlış ma- Kümat verilmiş, Hüdise yetine çok sür- atle gelmiş olmanız dolayısiyle size te- şekküre borçluyum., Bu sayede zabıta memurları gelinceye kadar ölümün ne- .. den ileri geldiğini tesbit edebiliriz. — Sebep gayet basit., cesi kidatasının kırılması.. — Evet.. Fakat düşme neden ileri gelmiş acaba?. — Kimbilir. Alelâde bir kaza.. — Bir kaza değil de bir cinayet mev- zuu bobsolduğunu söylersem ne dersi- niz?. — Cinayet mi? Alay mı ediyorsu- nuz?, — Bu kâdisede gülünç bir nokta gö- tüyor musunuz?, Bozuldu!: — Ne münasebet? diye cevap verdi.. Fakat bu basit kazada bir cinayet eseri aranması tuhüftmâ gitti. — Her şey bir cinayeti gösterdiği halde hüdisenin kaza diye gösterilmek istenilmesi de benim tuhalıma gidiyor. Alay etti ; — Doktor musunuüz yoksa?, — Hayır, Fakat detektifim.. Size söylediklerimi isb>t edeceğim., Münakaşımız hararetlenmiş — ve et- rafımdakileri şiddetle alâkadar etmeğe başlam'ştı. Halka olan kiracılacın orta- sında hücumlarıma devam ettim: — Tıbbein meşhur bir siması olmanı- ga rağmen koyduğunuz teşhis karşısın- da höyrete düştüğümü söylememe mü- saade ediniz, — Bir hayret ki izahr müşkül!.. — Öyle mi? O halde müssade ediniz de devam edeyim. . — Buyurun.. Sizi dinliyorum. — Kaza ittimalini bir an için kabul edelim, Coo Şeridan eğer kendi kendi. ne ,meselâ ayağı kayarak, düşmüş ol * Baydı yarası böyle ağır ölmüyacaktı. — Niçin olmasın? Kuvvetle düşmüş olabilir. (Devamı var) -| sar heyeti Hatay saz arkadaşları hlrl"": 25 MART 1938 — CUMA Hieri: 1357 — Muharrem: 28 Günerin dateşe l__’ 5.56 418 12,20 15,10 18,26 19,57 & LüRUMlU Yelacofnlar Bam Htsyesdi KAT Denin O e 6, B0 Keyaad pasgın kalesli SİNE Gülete yaarın V aN Hüüedi Gönü: Hütükmeli ÖeAR el medüriüüüi 20381 Eisttrük ı._ N #vlar büaresli Beyekter 40T0N u GOKDA. I_l_. YERAMAnİYe: 71T0R Caküdar - Hadılıliyi S0TTA. Haraandi ıı.—_.ı.'unı Madirüyı G0TYÜ Reşağını 0868 Takat öotomobili istamak !6 Beyeğle eibetli YOĞ Bebeli cihetti 36 » yön. W Büş süketir GOKT OCeaniz yolları Tevteai Kelastal erestetlllı 27700 Karenly: 600 Müdssrayaı Pazar, ah, Pergemine, Cuma #sal 800 da Tüpnane ribamedan sakar. n sı Sah ve Cuma çümerı esat 10-68 Şi BaNE DNNĞAN HalkAF ve Tekirdağ, Münetle, Şarünı sekelelenme Öğiriyarak Harakisaye verit Akdeniz Poslası: Yarın saat 15 de bi ket edecek olan vapur doğruca İzmirt / der. Karadeniz postası: Yarın saat 18 de © reket edecek olan vapur; Ereğli, Zoaff| dak, Filyos, bartın, ve Amasraya tan sonra Cideye gidecektir. Münakasa Kayseride yaptırılacak İlk mektep İ şantı kapalı tarf usülile eksiltmeye kof'| Müştur. Mühammen bedeli 64485 lira Ol bu eksiltme 1 nisan cuma günü saat 16? Kayseri vilâyetinde yapılacaktır. !E BP İşltzE iş "E"i İşirleii İ 3 numaraya müracaat etmelidirler, Geçen sene bügün ne o1dU * Asiler Madrid önünde muvaffak madılar. Hükümetçiler muhasara — kor' nunu yardılar. * İran Şehinşahının kızları evlendi. * Arnayulluğun llk kralı şehrimize #” di. Binemalar Türk: Ask için yaşıyor. Melek: zambak,Saray: Sarı zambak, İpek: çapkınlar, r: Fanfar ve Sakarpa: Kalbimin sesi. Alkazar Çin di ve kayıp bölük- — Yıldız: Bir saadci cesi, Asrl Bildirmemiştir. Yaldız: ve Sandet göcesi, ÂSTANBUL, Ferah: Üç film birden. Azak: Üç silâhşörler (türkçe) ve T kusu.Mili: Nazar boncuğu, ve Ali baba ! distanda. Alemdar: Sözü ve Ali baba, Sarf çifie, ÖRRET Ki B süa d BİR KAVUK DEVR 5 perde ki Yaran: Celâl Musahipoğla TURAN TİYATROSU — Bu gece Sanatkâr Naşid ve arkadaşları opereti: S. Altilâ müsameresi 3 saz birden Muallâ ve arkadaşları Aml Mutat seanglardan sonra — S. AtULA heyeti tekmili birden. ENTUĞRUL SADİ TEK TİYATROSÜ Pazartesi (xımıuy-.:,_ reyyada) büvük " ” CAKTÖR KİN Satı (Bakırköy :;"" Hâle sinemalarıı 40 çarşamtar (Nskülfi — BAM SARIZİ,