ESEHABER i AKŞAM BOSTASI Sahibi ve Weşrigat Müdürü . Hasan Rasim Us İDARE BVİ » Istandul Ankara caddesi Peste betgssı kaleedeai Ü. Telgraf aöüresli ketastei UA MA Yez işleri teltefonu: 23872 G Tla KEEP eT İngiiterenin tarihi rolü B İLİYORUZ-ki, — Çeköslovükya Almanyanın bir taarruzuna uğ. yaracak olursa, Fransa bu küçük dev- lete yardım edecektir. Ve gene biliyo- Tüz ki ayni taarruz halinde Sovyet Rusya da Çekoslovakyaya yardım et- meğe karar vermiştir. Fakat böyle bir taarruz karşısında İngilterenin vazi- yeti.ne-olacaktır? Bu, İngiliz dış poli- tikserim yakım zamanlara akadar müphem olan bir noktası idi. Fakat Avusturyanın Almanyaya il- tihakından ve Çekoslovakyanın mu- kâadderatı da günün meselesi haline gir dikton sonra, Salâhiyetli İngiliz devlet adamları tarafından söylenen sözler bu noktayı aydmlatmaktadır. Çekos- lJovakya meselesi hakkında İngiliz Baş vekili Avam Kamarasında ya çgekildiği gibl İngiliz Hariciye Vekili Halifaks da bu mese'e üzerinde Lord. lar kamarasında beyanatta bulunmuş- tur; İnglliz diş politikaaımı idare €den bu Tki zatm İfadelerine göre, İngiltere hükümeti Çekoslövakyaya karşı yapı- lacak bir taarruz halinde bu devletin toprak tamamlığını korumak için ta- ahhüde girişmiş değildir. İngilterenin Çekoslovakyaya kâarşr taahhüdü, an- eak -Milletler Cemiyeti misakile giriş- tiği taahhütten ibarettir. Filhakika dün Milletler Cemiyeti misakile girişi- len taahbüt, Çekoalovakya için büyük N;:;yıu ifade ediyordu.Fükat Mil- letfef Cömiyelmiş büzünkü vaziyetin. &6 böğ'le b ı'ğhhnafîn 'Kiçbir kıyme- ti olmadığı Avusturyanın misali'le an- laşılmıştır. İngiltere hükümetini daha Bafih bir taahhüde bağlamak için bazı Avam Kamarası azaları tarafından sârfedilen gâyret müsbet bir hnetice yermemiştir. Gerek Çemberlayn ve gerek Halifaks, bu teçebbüslere kargı gu Cövabı vermiş'erdir: Bir devlet dünyanın - her tarafında BStatilkoyu muhafaza etmek için tanh- hüt altına giremez. Statükonun muha- fazası için Milletler Cemiyetile giriş- tiğtmizden ayrı olarak girişebileceği. miz taahhüt, ancak hayati menfaatle- yimizin alâkadar olduğu mmtakalar hakkındadır. Orta Avrupa İngiltere İçin'böyle bir mmtaka değildir . (Garçi Almanyanın bugün için Çe- koslovakyaya taarruz niyetinde olma- dığmı Göring Çek hükümetine bildir- miştir. Taarruz etmek istese de bugün Bovyet Rusyanın ve Fransanın müşte- vek kuvretlerinden Ve İtalyanın artik #üpbeli hale giren siyasetinden kork- tuğu için böyle bir teşebbüse girişe- mez, Fakât İngiltere devlet adamları nın-Orta Avrupa hakkındaki bu sözle- rinde, Milletler Cemiyetinin yıkılışın- dan sonra başlayan yeni müvazene Gevrinin atmosferi seziliyor. İngiltere Bumdan böyle, arncak kendi menfaatini alâöadar öden meselelerde statlkoyu korumaya çalışacaktır. Ve tabil ayni siyasetin devamı -olarak, İcap eden yerlerde de kendi lebine değiştirmeğe “çalışmaktan çekinmiyecektir. Bu, işte Mil'etler Cemiyetinin kurulmasından €evvel Avrupa devletleri arasındaki miülnasebetlerin nâzımı olan prensiptir ki, artık buna alışmaklığımız - lizrm- ÖiT5. e X e İngilteteye -gelince; asır'ardanberi Tngilizıdiş polltikasının temeli Avrupa kıtasında böyle bir müvazeneye dayan mıştır, Fransa kuvvetli olduğu zaman | İngültere-Prusyayı “tutmuştu. - Sonra Almanya kuvvet'endi. Buna karşı da Frahsayı tuttu. Büyük Harpte A'man ya çok ezildi. Fransa Avrupanm hâ. | kir devleti vaziyetine gesti. Bu İngil- terenin pek hosuna gitmivordu. Pakat - ” AFrarsa- Sovyetlerle micakr İrszaledık. tan sonra ve-hele Tavalb - senesi BIR<AÇ SATIRLA Arman dilinde böyle Bu sabah radyoda, Berlinin — meşhur Sportpalasını dolduraa — Avusturyalı ve Alman sporculara, — propaganda — nazırı S. E. Dr. Göbels bir nulak söyledi.Dünya gazelelerinin son hödiseler etrafındaki neş riyatına bir hayli ateş püskürdü, bir par- ça da İspanyadan bahselli ve — wihayet rahmetli Avusturyayı diline — “dolıyarak Şuşalge bir boyli attı, tuttu. Dr. Göbela gibi derin bir zatım — uzun nutkunu burada tahli! etmek iİmkânsızdır tabli. Yalmız bu nutku İrad ederken sayın doktorun Alman diline bir hayli ihanel ettiğini söylemekten kendimizi alamıya. cakız. Doktor Göbels ne kadar da fransızca kelime kullanıyor! Faraza Şuşniğin Altman yaya korşı olan hareketini“Nliyol,addetti Rini söylerken hepimiz hayret ettik doğ- rusu, Alman dilinde böyle bir kelime var- mıçlır? Bir propaganda narırı, dilinin bir yabancı küllür müctemlekesi gihi görün- tmesinden çekinmeli değil midir? HABER Cenevredeaki heyetim z Halay müza (ersleri bittiği için Pazar günü şehrim 'ze dönüyor Cenevre, 23 (ALA.) — Anadolu Ajansı. nın hususl! muhabiri bildiriyor: Halaya gidecek milletler cemiyeti ko. misyonuna, intihabatın kontrolu İçin lef. Fik edilecek 21 kişilik kontrol heyeti bu. gün tesbil edilmiştir. a ihdas edilen husus! mahkeme. nin reisliğine de muhtelit mübadele ko. mMisyonu eski Yunan — murahhası Fokas tayin edilmiş ve ayrıca kontrol heyetine iki Yunanlı, iki Yugoslav aza seçilmiştir. Heyetimiz dün gece Türkiyeye hareket elmiştir. Numan Menemencioğlu iki gün Belgradda kalacak ve pazar günü İstanbul- la varacaktır. ——— ——— laşmaz, İngiltere, derhal Almanyanın silâhlanmasını temin etmekle buna karşı mukabele atti. Ayni zaranda Habeş meselesinde zorluk çıkarak Fransa ile İtalyanm arasını açtı , Fransa ile trası açılan İtalya, Al- Mmanyanın kölleri ârasma atılımca, bu detLdıDrnıAwııp:ı hakkında alâka: sızlık göstererek Almanyayı Avustur- ya Üzerine yürümeğe teşvik etti. Bu da Alman - İtalyan rekabetinin tohum larını ekmiştir . Bütün bu politika manevraları ara- sında ekseriya gözden kaçırılan ehemi- miyetli bir nokta, Almanya İle İngil- tere arasındaki münaacbetlerdir. Harp tenberi, İngiltere Almanyayı koruyor. Almanya da İngi'tere için hayati olan bir meselede dikine gitmiyor. Bu da deniz silühları meselesidir. Harpten evvelki Almanya ile İngiltere arasın- daki ca ehemmiyetli ihtilâf mevzuu eniz si!'âhları etrafında rekabetti. Hitler Almanyası bu hatayı yapmıyor. İngiltere ile deniz silâhları meselesin- de anlaşmıştır ve iki devlet arasındaki münasebetlerin gergin göründüğü sı- ralarda bile bu anlaşmayı bozmamış- tir. İngilterenin Almanyayı takviye si- yaseti ne kadar devam edecek? Muva- zene hasıl oluncaya kadar, Filhakika bugün İtelya - Almanya kombinezonu kuvyetli görünüyor, Fakat İngilizler, Ber'in . Roma mihverinin devamlı ola- cağma inanmıtyorlar, Avusturya dar- besinden sonra İtalya ile Fransa ara- sında bir yaklaşma temayülleri görün. meğe başladı. Ve yeni vaziyette İtal. yanın tabii yeri, Almanya cephesinde değli, Fransız cephesindedir. Hulâsa cephe'er henüz oluş devrindedir. Fa- kat İngiltere de tarihi rolünü oynamak tadır. Bu da Avruna kıtasında müva- zene kurmak, İngiltere de bu müvaze- ne içinde İngilizlerin kendilerine pek yakıştırdıkları hakemlik — vazifesini yapmak. A, Şükrü Bsmer HABER — Akşam postası S Hatıralarımı anintan CEBYMS XONODİ Entellicens Servisin en meşhar castıslarından — DK GAT bir keilme var mıdır?| FeAla TEFRİRA NO: 60 Casus, po'lis kordonundan nasıl sıyrılmıştı? Bir muamma ki, ihanetle izah edilebilir — Evet efendim.. Hans Fuş'un oto- mobilinde bulduğumuz” parmak izleri kiminmiş biliyor musunuz?. — Hans Fuşun tabüt., — Tabii. Fakat onun izleriyle bera- ber Edvar Beridâlın izleri de var. *— Ne diyorsunuz? Emin misinz?. — Parmak izleri insanı asal aldat- maz, . — O halde mesele çok enteresan bir safhaya giriyor. . — Daha mühimmi var efefndim.. — Nedir?, — Bahsettiğim parmak izleriyle be- raber.. Naldoni'nin pormak izleri — de bulundu.. — Rus tedhişçisi Naldoninin mi?, — Evet, . — Müthiş bir çete desenize.. — Evet, Her şeye, en inanılmıyacak geylere kadır bir çete.. — Yani? — Size açıkça söyliyeyim generâl... Bu meselede benim sırrına bir türlü a- kıl erdiremediğim bir karanlık nokta VANK — Nedir o nakta?. — Evvelâ şurası: Marisi malüm ©- lan Hanst Fuş Löndraya nasıl - girebil- miş ve burada naratı dikkati celbetme- den uzun müddet nasıl kalabilmiş? Ec- nebilerin kontroliyle meşgul daire her halde “vazifesini yapmamış olacak.. Harp zamanında bu nasıl izah edilebi- Hr?, General not alırken cevap verdi: — Hakkınız var.. Garip gey doğrusu, — İkinci nokta! Hans Fuş, bir A- man olduğu halde Londrada zahire ti- careti yapmak imkânımı bulabilsin? İ- mşe teşkilâtımizla temasa geçmeden bu müsaadeyi almamn mümkün olamaz, şı,xîıg_ık |e_y'_l.._ — EvVet, faşılacak şey1 Fakat maale- sef hakikat.. — Bu noktoları aydınlatmak Tâzım., — Filhakika buna Nizum var.. Ayni zamanda Hans Fuşun, etrafına çevir- diğim polis ağından nasıl sıyrılabildi- gini de Öğrenmek gerek.. General düşünceye dalmıştı. Dalgın dalgın cevap verdi; — Evet, bu nokta da bir muammal. — Evet bir muamma., Bir muamma ki ya Ihmal veya ihznetle izcâi edilebi- lir. —— Ben ihanetten ziyade ihmale inan- mak taraftarıyım.. — tnşaallah öyledir. Fokat her iki ihtimalde de mes'ülleri cezalarıdırmak icap eder. — Tabit.. Cephede dövüşen askerle- rimizin sırtlarından hançerlenmelerine asla göz yumamnayız, .Derhal tahkikat yaptıracağım. — Bu tahkikat işini kime havala e- deceğinizi öğrenebilir miyim general? — Bu hususta verilmiş bir kararım yok.. — O halde size tavsiye edilecek bir Hardığm var, , — Kimdir bu adam?, — Con Şeridan isimli bir ahpab.. Er- ki bir detektif... —— Con Şeridan mr ?. Tantırrm onu... Hakikat çok mahir bir polis hafiyesi. dir. Şimdi nerede olduğunu biliyor mu- sunuz? . — Şimdi Londradadır. Eğer emre- derseniz biraz sonra size kendisini tak- dim edeyim. Tonton Amca sinemacı — Hoy, hay.. Bir kaç saniye düşündükten — son- ra ilâve etti: — Maksadınız. hep Almanyaya git- mek midir?, — Evet.. — Pekâlâ, müsaade ediyorum. Yal- nız bir şartla: Plân:ınızı hareketten eve- vet! bana izih etmelisiniz?. — Emredersiniz . Görüşmemiz bu kelimelerle bitti. Hans Puşla mücadele için istediğim müsaadeyi alm:ş, üstelik Con Şeridanı Entellicent Serviste angaje etmeğe mu- vaffak olmuştum. Onun bu sahada da tyi iş göreceğinden emindim. Evime döner dönmez telefon ederek kendisine bu müjdeyi verdim. .Pek memnun ola- rak bana hararetle teşekkür etti, Öğle- den sonra buluşmak üÜzere sözleştik.. Sonra ben Bolton Strid'deki mahut kahveye gittim .Maksadım ilk gidişim- de kahve sahibi tarafından verilen ma- lümatı tekmillemekti.. Filhakika kahve tahibi bana otomo- bilde bir de kadın loduğunu söylemiş- ti. Halbuki başka hiç bir yerde bu ka- dına tesadüf edilmemiş, Hans Fuş, Edvar Beridal ve Naldoniden başka hiç bir parmak izi bulunmam'ştı. Kahve sahibi beni görür görmez hay- kırdı: — Hütikaten talihiniz yokmuş.. — Neden? — Dostunuz biraz evvel çıktı? — Hangi dostum?, — Evvelki sabah gelen ve sizin için bir mektup brrakam zat., —- Siz çıldırdınız mı?, Kahve sakibi hayretle yüzüme baktı ve cevap verdi; — Neden çıldıracakmışım! İşte dos- tunuzun bardağı hâlâ masanın Üstünde duruyor. . n Hemen köşup bardağı alarak bak- tım.. Üzerinde parmak izi belli oluyor- dü, Sonradan öğrendim ki, bu — izler Hans Fuşun değil, Naldonininmiş!.. Cüzdandan Hans Fuşun bir fotoğra- finı çıkarıcak kahve sahibine uzatıp sordum? — Bu adamı tarıryor musunuz? Resmi uzun uzadıya tetkik ettikten sonra cevap verdi: — Hayır, Gördüğümü hiç hatırlamı- yorum., — Dostumun otomobilinde bu adam yok mu idi?, Bir an tereddüt etti. Sonra gar- sonbuedan birini çağırdı: — Con.. Evvelki sabah bu zatın dot- tunun bulunduğu otomöbile bir şişe viskiyi sen götürmüştün değil mi?. — Evet., — O halde otomobilde bulunanları her halde tenırsın.. — Tabit., Resmij uzatarak muhavereye karış- tım: — Bu zat otomobilde miydi?. (Devamı var) Bir Türk profesörünün Pariste konferansı | Paris, 23 (A.A.) İstanbul üniversi- tesi Profesörlerinden Muzalfer Göker dün sorbonda bir konferana verdi Göker, konferansında anadolu halkı- eın tarihten önceki çağlarda ekenomik endustriyel üstünlüğünü garplı belge- lerle isbat ettikten sonra kemalist dev. rinin bu alandaki prensiplerini ve beşarılarını saydı 24 MART — 1938 PERŞEMBE Hicrt: 1357 — Muharrem;: 23 Güresin Ceğuşa 5,57 Vahit O Kahah #lir #ünü Abşar — Varn ümetli 435 12,21 1548 18,25 19,56 417 LüzumMluU Yeteofnlar Yanaın , Teraahal îi Bd açiRı S0RDA. Cuküdar İi Yesliküy, Maharkây, Behek. Trahya, gahançe, Ererkdş, Kartek — Büzülnde, Beli, Hargna, Hanal içiat Telefon mababene “etas n 4038 Cukallı maza U eRllmeı Tn Geködar * RASböri sorta. Halaahal ? ÜN Haditlyi GÖTVO Meyabtar G00€Ü & ötomobili istemek ci? wiketir (00Ğü Betet cikedir 30 « HL Denile volları m #venteliğir TTTG0 Kasahüy: (7W | Mutaayayaı Pasar, BSalı, Pergtinbe, Cuma sazi K20 da Teyhane fatimianas Kalkar. Karahisayaı Sab ve Cuma Dömen aat 16 da TUİE yaĞAN Kat Tekirdai. Mürette, Eridi ı*ı;; ;..Nhlt’ Akdeniz postası: n saat cak olan vapur, Geliholu, Çanakkale, 'Ğ'. remit, Ayvalık, Ve Dikiliye uğrıyarak mire gidecektir. Karadeniz postası: Yarın sefer yapılm yacaktır. Ş Münakasa İnhisarlar idaresinin Cibalf — fabrikasi için bir adet elektrikli seyyar vinç satilk alınacaktır. Muhammen bedeli 4000 Ilrî dır. Eksiltme, yarınki cuma günü sani de idarenin Beşiktaştaki levazım şubesl9” de yapı . Müzeler H sulası 'nat Çün GKat 10 Gun 16 ya kadar AOT barüm baeteri sasii 'Türkiye yünlü — dokuma ve yük tpl fabrikaları anonim şirketi ' hissedarlafi toplantısı ı:= ::ıı ü saat 15 Galatada Ban! İstanbul şubesindeki dairede yapılacakt! lş ve lşçi 'Türkçe - almanca ve fransızcayı makint bilen bif daktilo bayan aranmaktadır. — Tatoklilefk Galatada Bankodi Roma üstünde 1 vE numaraya müracaat etmelidirler. Gecen sene bugün me .ıld' * Rusya, İtalyayı Avrupa sulhünü tehlk kmakla ilham ediyor. h!' 'l'?ıı':ı:ııı artistlerden — Komik l"ıllrı ölmüştür. Sinemalar Türk: Aşk için yaşıyor. Melek: — SAft zambak,Saraw: Sarı zambak, İpek: Cm:. apkınlar, Sümer: Fonfar ve — Klondi ) karya: Kalbimin sesi, Alkazar Çin geC di ve kayıp bölük — Yıldız: Bir sandet P" cesi, Asri: Küçük albay ve Tarran kaçıy0” Yıldız: Mücrim ve sandet gecesi. İSTANBUL Ferah: Üç film birden Deniz ateşlef içinde, Maskeli kadın ve Vahşi koşu, (0 rmarlesi pazar ilâveten varyete) Azak: Üç allâhşörler (türkçe) ve Cati kuşu.Mili: Nazar boncuğu, ve Ali baba Tf distanda, Alemdar: Sözü ve Ali baba, Je Şeyh Ahmet (türkçe,) BAKIRKÖY: Miltiyadi: Filoyu takip edelim YEDİKULE: San:; Bay Tekin, Celâl Musahipoğlu TURAN Bu Sanatkâr Naşit ;::m Hakkı Rüşen, Eyüp 1 birtikte a varyetesinit Matmazel Miçef « Pençef İştirakile MEŞUM GECB' komedi 3 perde ERTUĞRUL SADİ TEK TİYATROST 28 mart pazartesi (Ka- dıköy « Süreyya)da büyük suvaret AKTORKİN