— z İ Biliyor musunuz ? Dünyanın en uzun boylu kadını 'anın en uzun boylu ka- Ülnr kim Siurphıvıhı"un larmda olan bir genç Ma kızına ait o tahmin Külebilir. İlhakika Gizela Zambo a - İ bu genç kızın boyu fam 205 metrodur. Fakat a- T Şayanı dikkat olan cihet şu- ki, fazla uzun boylu kadın- he, ekseriya çi Büzeldir. ve ::"“Ğe mütenasip bir en- a maliktir. yanın en uzun boylü arı Amerikan kadınları- Boylarının vasatisi 160 ur. 2,05 metroluk Gi- E: Zamboyu bu kızlarile m bD)'unun İyi Anlamış olursunuz. &e. Ame kaplumbağa çok rağbet gören ı<>l'ına balığı , ancak - bir :"0 mesafeden gördüğü | . ı. K'th.smı kokuyla bulur. ) & z Amerikada yaşıyan Papus kabilesine mensup zencilerin bir ölüler bayramı vardır ki, bu bayramda, kadımlar ecdad. Jarınm kafataslarını — küçük sepetlere koyarak köylerin - de saantlerce dolaşırlar. * * * Yapılan bir tetkikte, martı ların, kanatlarını katilyen oynatmadan tam 18 mil me safe katedebildikleri anlaşı! mıştır. 3 — Büyük bir balonun tzerine, ; milimetronun ellide biri nispe- tinde rütubet kondu mu, ba- Jonun ağırlığı beş yüz kilo ar. tar. Şen Fıkralar — Dışarıya fırlamak - için can atıyor - sun. Yoksa bir randevun mu var? — Şey... Evet, 'Terzimle ran. devüm var... — Şu halde acele et. — Evet, acele etmem |izım. Çünkü neredeyse buraya gele- cek. * x x Hizmetçi kız —— koşarak geli - yor: Ğş — Aman ba . 'ğ yancığım, ça . buk gelin. Bay kapının önünde baygın yatı- yor... Elinde beyaz bir. kâğıt tutuyor, yanında da mukavva. dan bir kutu var. Bayan hiç endişe etmeden cevab veriyor: — Aman ne sevindim. De- mek şapkacım, yeni şapkamı göndermiş. * * X Yazıhane mü - dürü, her frr . satta izin alan % hademe çocu. : ğa çatıyor: — Yine mi i- zin istiyorsun. Doğrusu, bu de. fa neyi behane edeceğini me - rak ediyorum. Tam dört defa- dır, büyük babanm cenazesine gidiyorsun... — Meselo bunda ya beyim, büyük annem tekrar evleni . yor da oraya gideceğim... * * &* Doktor — Ba. zan, giddetli bir — susama hissediyor mu sunuz? Hasta — Bu cthetten hiç sıkmtırı yok, bay doktor: Kendimi tedavi ediyo. BULMACA Si $1 S1 gı 84 81 Yukarki murabbaların İçi- ne, 15, 18, 21, 24, 30, 88, 36 89 rakamlarını öyle bir şekil. de koyunuz ki hangi şekilde olursa olsun bu sekiz rakamı şakuli ve ufki vaziyotte ce . mettiğiniz zaman, bulacağınız rakam 81 olsun. Bu bilmece- mizi halledenlerden birinciye altın uclu bir dolma kalem, i- kinciye büyük bir resim albü. mü, üçüncüye büyük bir lâs. tik top ve ayrıca 200 okuyu. cumuza muhtelif hodiyeler ve- Tilecektir. HABEP. ÇOCUK SAYWASI Bilmece kuponu 12 MART — 1938 Afrikalı ahşıler arasında Pat Avern, © sabahı, çiltli- ğini terkekdlerken, tüfeğini mu- ayene etti, fişekliğindeki kur. şunları saydı. — Eh! Her şey mükem- mel! Anlaşılan iyi bir av yapa bileceğim. Pat ormanda sadık zencile- rinin acasında yaşaklığı bu beş senedenberi her Noel arifesin de tavus kuşu avına çıkıp, bay ram günü bunun kızartmasını yemeği âdet edinmişti. Bundan başka, birkaç par. ça âav hayvanı vurur ve böyle- Hkle, yerli işçilerile uşakları- nrn da bayramdan müstefit ol- malarını isterdi. Filhakika Pat öyi kalp- “yi bir adamdı ve zencilerini se. viyordu. Esasen zenciler de onun bu sevgisine mukabele ediyorlaridı. Pat çiftlikten mayrıldıktan sonra büyük ormana giden pa- tikaya doğru yürüdü, Tam pa- tikaya gireceği errada da, zen ci kâhyası Alufla karşılaştı ve ona şöyle dedi: — Aluf, ben ava gidiyorum. Tagayyübüm — esnasında sen işlere bakarsın, değil mi? — Bana itimat edebilirsiniz, yalnız siz ava bu yoldan mı gi. Kiyorsunuz? — Evi.. Mavi çay istikame- tine doğru, orakla bir hayli av hayvanı var. Alufan çehresinde bir endi ye ifadesi belirdi. — Orası tehlikeli bir yera Fena tesadüflere maruz kala- bilirsiniz. — Merak etme Aluf! Silâ. hım var, Neden korkacağım.. KöCA LİRNDE' '0 a p8 7 ü Pat uzun mükldettenberi ma vi çayın boyunca ilerliyor, fa- kat tavus kuşu namıma bir şey görmüyordu Birdenbire sendeledi ve ne- ye uğradığını düşünmeğe va. Kit kalmadan, kafasında müt- hiş bir ağrı duyarak kendin - den geçti. Ayıldığı zaman, evvelâ, ha. fizasını yokladı. -Doğrulmağa teşebbüs etti. Fakat, kafasın - daki korkunç —ağırlık, buna mani oldu. Bunun üzerine clle- rini başıma götürmek istedi, fakat bu defa da bağlı olduğu nu anladı. Aynı zamanda, ga- rip kotkula bir yerde bulundu- ğunu farketti. — Neredeyim? Bu sualfne, uzun müddet cevap beklemedi. Filhakika kulübenin kapısı birkaç daki. ka sonra açıldı ve korkçunç bir çehre görüldü. Sonra, iki zen- €«i onu kavrayarak dışarıya çı- kadılar. O zaman Pat bir köy de bulunduğunu ve bu köyün sakinleri tarafından hapsedil - diğini anladı. Onu, yüksekçe bir yerde, bir tahtın üzerinde oturan şişman ve beybetli bir zencinin önüne attılar, Der- en, münakaşalar boşladı ve Pat, kendisi hakkında bir ka- rar ittihaz edeceklerini anla. dı. Nihayet ortalığı derin bir süküt kapladı ve toplantıya ri- yaset eden zenci oyağa kalktı, gülümseki ve fsa varifesini gören bombu ağacından esil- miş değneği Patın üzerine dü. şürdü. Pat ürperdi: Yerlilerin &detlerini iyi büdiği için, bu işaretin ölüm kararı olduğunu derhal anlamıştı. Onu tekrar yerden kaldırdı- lar ve herkes köyün öbür ucu- na giderek, kapısı açılan büyük bir klübenin önünde durdu. Kö yün ileri gelenleri kulübeye girdiler, diğerleri de dışırıda kaklılar, Pat da bu büyük ku. lübeye götürüldü ve kulübe- nin ortasında dallardan yapıl- maş bir parmaklıkla örtülü bir kuyu bulunduğunu gördü., Onsu parmaklığın önüne gö. türerek yere uzattılar. İl iri yarı zenci, iki tarafınlda durdu lar. Pat, parmaklığın yavaş yavaş havaya kalktığını gör dü. Bunun üzerine iki zenci onu ayağa kaldırdılar ve kolla rından sımsıkı tutarak — hace- ket etmesine mani oldular, O zaman Pat, yerdeyken göremediği kuyuya doğru bir narar atfetti ve aynı zamanda dehşet içinde Ürpererek gerlel. mek; İstedi. Filhakika, derin olmayan kuyunun içinde, küçük gözle - rini kerklisine dikmiş olan, korkunç bir boğa yılanı gör- müştü.Kendisini ölüme mahküm etmiş olan zenci elini kaldırdı. Bunun üzerine Patın yanında duran iki iri yarr zenci onu havaya kaldırarak biran salla Kidlar, Pat gözler'ni kapadı. Artık mahvolmuştu. Birdenbire hafif bir gürültü duydu ve aynı zamanda boşlu ğa düştüğünü hissetti. Kuyu. ya düşüyordu. Bir saniye son- ra boğa yılanının korkunç çem beri içinde ezilecekti. Ağırlığın altında — hafifçe eğlen bir yere düştüğünü his- setti. Hayretle gözlerini açt. ve tam kuyuya düşeceği sırada, kuyunun üzerine kapanan par maklığın üzerinlde bulunduğu. nu gördü. Esöaen seyirciler de onun kadar hayretlerinden dona kal- mışlardı. Pat, çefifn iki oku muayene ettiğini gördü ve bu okçları derhal tanıdı. Bu okları Aluf kullanırdı. O zaman Pat hakikati anla- dr. Bu iki ok tam zamanında, parmaklığı tutan bağlara isa. bet ederek onları kesmiş ve pacmaklığı kuyununm üzerine Hüşürmüştü. Bu büyük ustalı- B ancak Aluf başarabilirdi. Biran sonra arbede - başla- muştı. Patım zenci öşçileri kulü beye giterek, daracık yerde sı. kışmış olan vahşi köylüleri ko laylıkla kılıçtan — geçirmeğe başlamışlardı. Vahşiler farla mukavemet göstermeden mağ lüp oklular, Hadiselerin tnkişafını büyük bir sükünetle bekliyen Pat, ni- hayet seklik Alufun, üzerine eğlerek, kanlı İçılıçla iplerini kestiğini ve kendisini kurtar- dığını gördü. Aluf, bu işi biti. rir bitirmez, korkunç bir hal- le, vahş: gefin üzerine yürüdü ve onun bir tek hareket yıpıı (*-ıııuııııı,ıd.ıuhıııhıudııı5 bir elile parmaklığı diğer elile onu itti. Aıhıdqı!n gürültüsünü biran, koril bir çığlık bastırdı. Vahşi zavallı esirine hazırlamış olı ğu, müthiş ölüm cezasını, kendisi ödüyordu. Pat, katliğmın önüne geç * mek İstedi. Fakat kan kokusi. le coşmuş olan rzenci işçi' ve uşakları çoktan köye girerek, işkence kulübesinldlen — kaçmış olan vahşileri tamamile imha ediyorlardı. Pat, adamlarmı ancak ol şam Üzeri görebildi. Çdmılnd.eh evinin ;un% taraçasından, onların gelişle « rini uzaktanı seyretti. Hepsinin ellerinde av hay. wacıları vatdı. Filhakika, gayet hassas bir adam olan Aluf, efendisini, Noeldeki âdetlerin- den mahrum etmek istememiş ve vahşilere hadlerini bildir. dikten sonra, ava giderek bir sürü tavas küşü vurmüştu . Resimdekileri iki köpek zannedersiniz. Sağda gördüğünüz si. yah küçük köpek de öyle zannetmiş ve bir arkadaş buldum diye Bevinmişti. Fakat koklayınca, onun sahte bir köpek olduğunu anladı. Bu güzel köpeğin içi saman, dışı ise bir kürktü. Aman yarabbi! Ne inkisarı hayal...