Kurtuuuş panavıırmdaı Apukarya eğlenceleri Rum kızların yanık şarkıları, âşık çin- daenenin kemanının sesine karışıyor Eşeğe binen gelinlik kızların, uçurtma uçuran kart hebeklerin, serhoş olup mahkemeyi boy- layan hovardaların haddı hesabı bok, AMurupa şehirlerinde e otobüs bekliyorüm. İki ki- gi dertleşiyor; — Yarım saat oldu. Şurada bekliyo- rum. Kurtuluş otobüsleri hep dolu ge- liyor. Tramvaya mı binsem?. süyor musun, Kurtuluş — amvayları da uklım tıklım.. &p? yor musun? Ayol, bugün apukaryanın son gü- sâ . Bütün Istanbul Kurtuluşa taşını- yor. — Ne var Kurtuluşta?. Â İstanbullu ol da Kurtuluş e. Hiç Rumdan bir dostun da mı yoktu.. Şimdi orası gerallah, oynayan, zıplayan, yiyen, kolsun sa — Bizim Kâğıthane âlemi gibi dese Niöeee — Hanah, işte trpkı Kâğıtane âlemi. ğrtanede Türkler eğlenir, yer, içer- ageneler göbek atar, parsa top- Jorlar, Kurtuluşta, yani, eski ismiyle Tatavla nda Rumlar — eğlenir. alclâcayip eğlencelerle sokaklarda gezme âleminin, daha doğrusu maska raların son günü yapılır. Ve Rumlx n itibâren perhize girerler. Kırk gün sonra gelecek paskalyaya ka- dar bu perhiz devam eder, — Desene ki bu perhiz şereline bu gün Kurtuluş panayırında her şey ye- necek, içilecek?,.. — Öyle değil.. ma, yemeklerde Rakı, makı içilir am perbiz — ba: ştir. Bakla ezmesi, soğan, zeytin gibi gey- ler yetler., — Şurayı — Pekâlâl., Hava, mayıs ayında bile bulunur ha alariyle dolu Hor tartf çıkır şıkıt-gür dip görsek.. ir hava... Yanımda konuşanlar - bir ular, pazoclık ediyorlar, en de bineyim.. z '-hv hay, diyerek beni aralarına akdılar. Konuşa, konuşa Beyoğluna çıkıya ruz. Yol ackadaşlarimdan bir tancsi, İstanbulun eski hovardalarından — ola- cak! tkide birde: — Ah, bâyım, ö günleri hatırfadıkça ciğenimin bir köşesi yaniyor.. Ne âlem- Hani biz de gençiliğimiz de her şeyi yaptık.. Gözümüz arkada değil, doğrusu., Şimdi, unumuzu ele- ümizi astık.. Yaptıklarımızın yle vakit geçiriyoruz.. Benim sustuğumu görünce tekrar 14 fa başlıyor; — Geçmiş zaman; Eleni isminde bir döstüm vardı. Doştum dedimse karım gibi metresim.. Beraber yaşardık., Der- di o âlemler., H toplu, hanımcık, kadıncık, cefayir, civelek güzel bir kadındı.. Toprağı bol olsun.. Apukarya sonu geldi mi gı Yemekler pi Sabıh erkenden den hazırlık yapar. mezeler tertip eder, arkadaşlar kaprya dayanır.. Hepsinin benim gibi birer aftosu vardır. O za- man otomobil pek yok. Faytonlara ku 'Tatavlaya gideriz.. Çayırın iyi bir yerine soframızı kurar, dirdisre başbaşa, gülerek, oynayarak çekiştir- meğe başlarız. Bir taraftan lâtarnoldar çalar, onların etrafında halka olmuş rulur, | gençler hora teper, kızlar kasap oynar. | Onlar siçri rkça etekler havalanır, e- tekler havalarıdıkça bizim gözlerimir açılır.. Ne günlerdi... Kalabılıktan iğve Aatsan yere düşmezdi.. İstanbulun bü- tün hovardaları, güzel kadınları, eğlen mek, macera geçirmek isteyen rençler,i ihtiyarları burada toplanırdı. Eğlence- nin her türlüsü gündüz aksama ve gece sabâha kade devam ederli. Kurtuluşa geldik, yol arkadaşlarım- dan ayrılarak kalabalığın içerisine ka- rıştım.. Eski zamde çapkının anlatışıma bakılırsa, buradaki panayır eski ehem miyetini çok kaybetmiş.. Kalabalık pek çok amma, bunlarım ekserisi, havanmn güzelliğinden istifa de ederek buraya eğlenmeğe gelmiş © ları seyretmek için dolaşıyorlar. Kala- bal ğin çoğu m:ydanda piyasa ediyor. Sofra kurup, yiyen, içen, zıplayan, oy- » Bermt- nayan pek o kadar çok de twi, bu gibi payanırlarda, zilzurna sar hoş olup rezalet yapmak istiyenler da elesik değil. Ortada iki tarafa sallanın bir vücud.. Karası kaymış gözler, çır- pilmiş bir ağız.. Anlaşılmaz bir liesala edilen küfürler.. Nihayet böir kalabalık.. İki küfür, iki tokat ve bir sarhoş kavga- Fakat, iş uzamadan polisler mey- | HA“FR — Aksam postast 12 MART — 19“ Hohvudun içyüzü SInema payıtahtına yıldız olmak ümidile giden Genç kızlar nasıl kandırılıyor Gündüz stüdyoda figüranlık yapan güzel kız, gece, hususi apartıma- nında erkek yıldızların ziyaretini kabul Bir Fransız gazetesinin Ameri kadaki hususi muhabiri Holivutta yaptığı şayanı dikkat bir tetkii neticelerini bildiriyor. Muhabirin bu yazısından, yıldız olmak ümüdi ve hevesiyle sinema paytahtma giden genç ve güzel kızların nasıl inkisarı hayale uğradık'arını, u- mumi evlere düştüklerini ve bu ev- lerde nasıl bir esir hayatı - geçir- diklerini öğreneceksiniz. İşte hakiki bir macera: Mari Jones, Kâr — Hop denilen lokantaların birin: de görsondu. Bu lokantalar, yalnız o- tomobil şoförlerine mahsustur. Bunlar, lokantanın önüne gelir, dururlar, yer- lerinden inmeden yeyecekleri şeyleri ısmarlarlar. Garsonlar daima güzel kızlar #ından seçilir. Yemekleri, aleminyom bir tepsi ile getirirler, otomobilin pen- ceresinden uzatırlar. ara Bir gün ukşam üzeri. kibar bir deli. kanlı lüks bir otomobil ile bu lokanta- lardan birinin önünde duruyor, Bu, hiz- met eden garson kızlardan birinin sev- gilisidir. Bu sevgi haftalardanberi de vam ediyor. Detkanlı, hemen her gün geliyor: ve her gelişinde genç kıza müutlaka bir hediye getiriyor. Bir gece, sevgilisine sinemada çalışmasını tavsi- ye ediyor. Haftada elli dolar kadar ka zanatığını söylüyor. kemesi.. Mütareke yıllarının en fena hatıra- larından lâtarnalardan öser yok.. Bu- nun yerine gram2fonflar ötüyor. Rum kızların yanık mçk şarkıları, fişik çinge- nenin elinde inliyen kemanın sez'ne karışıyor. Burada alaturk> da eksik de- ğil, Bestekâr Malatyalı Fahri, sarı k. delâ şarkısını, şu sarhoş Rum delikan hsemın oğzından dinlesin de eseriyle if- tihar etsin.. Bisikletle dolaşanlar, gelinlik genç kızlar, kart bebekler ve meydanda grup grup dansedenler.. Kasap havasr durmadan oynanıyor.. Fokat bir taraftan bir taraâftan eşeğe — hiren urtma — uçuran içki, dandadır.. Hedef: Cürmümeşhut mat- | durmadan zıplama vücutları ter içinde eder Mart, henliz yirmi güzeli idi. Son derece sıkılgan ve utan- gaçtı. Sinema yıldızı olöbilmesi şüpheli idi, Delikanlı, bu teklifi yaptığı zaman, Madam Şarlemen namına hareket etti- iini ve bu kadının yıldız olmak istiyen kızlara pek çok yardımı dokunduğunu söylemişti. Mari, “delikanlının teklifini kobul et- ti. Madam Şarlemen kendisini gülerek karşıladı, iltifatlara boğdu. Konuştular, anlaştılar.. Mariye güzel bi tuttular, güzel roplar ve ma! r atdılar, bir de telefon koydurdulm, Bü tün bunlar, madam Şarlemeni'n verdiği avans paralarla yapıldı. Mari apartımana yerleşince, onu çit çıplak soydular, bir fotoğraf makinesi- nin de durdurdular. Genç - kız, bu fotoğrafların kibar ve zengin kimsele te mabius olduğunu anlamakta gecik- medi, Kendisine (dostane ve mühremane) verilen öğütler arasında sıksık banyo şırlarını değiştirmex de Sinemada muvaffak olmak için bazı kibar adamları kabul etmek zaruri olduğu da ilâve edi Saf Mari, bu Lıv:xy:lr i makul buldu stesine "Fran- yapması, ça vardı. ve madam Şarlemenin bırakıyor., Gençlerin grupları arasında sesler duyuluyor, — Vire kasap dtelo, çal bir zeybek.. Ve bugünün moası olan Tino Ros oynuyorlar, çifte telli de.. Arkasıridan bir vels yapmayı da ihmal etmiyorlar.. Geçlerden biri, asrilik rekorunu al mak için arkadaşlarını susturdu: — Sasiparakalo, supa vire.. Ben bir şarkı töylyecek,. Ve bugünün modası olan Tino Rus sinin bir. ş yari Fransızca kelimelerle okumağa - başla d 2 an arkadaşları da tahammü ede: ler. Gök gürültüsü gibi bi kalıkaha koptu ve bir genç bağırdı: — Ulan Tino Rossiyi kederinden dürecek misin?, * » nı yarı Rurmca, ığrençtır sız matmarel,, dye yazıldı . Mari, bir köyde doğmuş, büyümül” tü. Sinemada bir çok yıldızları seyr*?” mişti.. Pokat bir gün gelip te bunlarif kolları arasında vakit geçireceği abliff bile gelmemişti.. Halbuki hemen çokları #le - velev ki bir iki saat * t bir sevda hayatı yaşamıştı. Yıldızlardan biri, Medâm Şarlemetl” evine gidip te kadın istedi mi, çok falar, ründüz stüdyoda beraber çt? vğa figüranlarla karşılaşır. Bundan * kıler mt, utanır mı? Aslal.. - Holivut bu gibi şeyler gayet tabit görülüre | Madam Şarlemen kimdr? Bu güf kızların sinemada çalışmalarını n"' temin ediyor? Bütün bu işleri natr! kuvvetle idare ediyor? Kızlarına fib lerde rol verdiren kim? — Müşterileri” den yüzde seksenin tinema yıldızlar dra, mü: lerini memurlar? ni ibsret Olduğu hakkındaki iddia dÜÜ mu?, Holivo'ta vesikalı ve munyeneye ": kızlar pek azdır. Bununla berabet, yük caddede dolaşan e eğleri” kızları pek çoktur. Bu kadınların çollu; umuml elef hibi menfaatine - çlışırlar. — Bunl (Los Ancelos) ta lüks apartrmanla” otururlar, hususf otomobülerde Be ler. Her birinin emri altında bi vd:rl" kodar, bazan dzha — ziyade kız Vâf' Bu kızlar, ku n verirler. Buna mukabil yetler, içt giyinirler. Kazançlarının yürde yirmi, o'“'“.” da alırlar, Bu gibi kadınlrein el düşen kızların hürtiyeti kalmaz- zevk vi paralari çıp kurtulmak istemeleri de faydi e # dır. Amerikayı terketmekten bal releri yoktur. Bu gidi kızl terilen açık Bundan aldıklı leridin cebine âr, ektetiyetle imlerde de paralar da girek cari besaplarının yekünunu ı,ıııı”-“