9 Mart 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

9 Mart 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tü erkes onun güzelliğinden bah- li Ya Mübalâğalı kusurlarına xrağmen Kadınlar arasında, mübalâğalı ba- MN Küsarlarına rağmen çok sevimli rülen ve sevilenler de vardir. Ta- kiler birçok meşhur (kadınlardan sedörler. Fakat ta onları hep Sel olarak kaydetmiş ve şöhretle- tini Artlırmıştır. Fakat < hiç kimse herak €derek hususiyetlerine gir- emiş ve tetkik etın r eroyu çılgınca sevmiş miştir, Halbuki bu kadının burnu #E ufak top gibi yurarlakmış e Bugünkü yıldızlar göhretlerine ömef kusursuz değillerdir. Sine- A peri © büyük bir şöhret ka- £ n Alice Fayın burnu bir $ “uk topundan farksızdı Sinema Aleminde en & aranı sörler güzel renkli pe İwak için bir hayli yo- allurlar: Meşhur yıldız Battiy Da- belki yilârzların O içerisinde en ksiz olan kadındır. Fakat saat- > &yna karşısın oyandıktan Ta Holivudun en gil akl ka- ve olmaktadır. Amerikalılar Batty Mi Amerikan el renkli VI olarak 114 iişlerdir. arişin y ? Ginger Rogersin a- dz, ve elleri; büyüklükte bir. rekor- > Fakat şekil itibarilo o güzel o- Ar ar ü et temin ük bi ri rikan zov- "gun ayak olarak (ilân edfi. Bir kadında ilk göze çarpan şey Ray sa ktir. İşte Amerikalılar Yut y LU 3 erisinde güzel My, lara bir kadını göste- gö “Botlar. Oda Caterin Hepburn'dur. BS ME Yıldızın tir dizin hakikatte çok ya tyler. kat göstermiş olduğu i- | 2 Yün resinde en güzel saçlı kadn » Map #dllmiştir. Bu yıldız her sabah Yarını sütle yıkamakta iie m BA m rae My dİYG kadar yıldızlar arasında Tray uk ağızlı sayılan (OJan Krav b, en. Fakat son senelerde büjük Kayeöhret temin etmiş * olan Mari Na, en ağzımı gördükten sonia bu day güzelliğine gelince: Holivüd Yet Laci liği kazanan, Romeo Jul Pep seyretmiş olduğumuz Norma Kizgi Ale. Hakikaten bu - yıldızın İşe “Tl göründüğü gibi değildir. Fa- İşi, Söstermiş olduğu İtina onu bu da ân, #okmakta ve meşhur yapmak- ve zünün Venüse bönzemesi han elimlesini Paşa tamamladı: & Senin kadar tanrmadığıma eminim kızım... Ne de olsa Ki » Ah gu tümld!... Öldürülmeden ölmüyor... Biz onu öl. Niş İS, Suad'in yaşadığından bir ân olsun timidimizi kos. Ma, bulunsaydık bugün... Felâket de diyemiyorum... Bu vazi- Miş, Mltılağmıyacaktık... Sen evimiz içinde çocuğunla bağba. Time Selim, bekârlik hayatında devam edip gidecekti. İZ İimidi öldürdük... Hakkında verilen ve kat'i malüma. dığı gözle görülen resmi bir tezkere üzerine bu ümi- .. Netice malim, yalinaz Hanım için için ağlıyan bir esle ve büyük bir tered. va Söze karıştı: a, Büadin yaptığımızı büyük kabahat sayacağını ummam kı- Elimizden ne gelirdi?.. Belli olmaz yavrum. Suad, ben ki, hepimizi affedecek ve seni yine kendi karısı gibi, Viyer olmamış gibi kabul edecektir... Göz görmeyince gö. : yavrum. Ağla sarsıldı. Safinaz Hanımın bu son cümlesini onun kör. Mi, Baret olsun diye söylemediğini pek iyi bildiği halde bu- < ;*sile bildi, Sarsılarak düşüncesini söyledi: Kaç ASIL mesele burada... . dedi - . O görmediği için ben evlen: adi dahi kabul etmiyecektir. Sanacak ki ben kendisi- vi Şol İçin tekrar onunla birleşiyorum. Sanacak ki dönüp Sen İk sevdiği bir kadını işkenceye sokmuştur.. İşte... Mya kadın devam edemedi. Dudakları titriyor, gözleri ya. 1. Paşa babasından, kaynanasından, Selimden sikii. Mak, Büngür hüngür ağlıyacak, avazı çıktığı kadar haykı- Sab tk ve hattâ döğünecekti. Min çe çok muztarip bir halde bulunduğunu gören Paşa- nn bihayı istediği gibi harekette serbest bırakmak ar. ayari fakat onun çocukluk edip evden uzaklaşmasm. — ş ii Peki kızım,.dedi. Bu sefer sen ne istiyorsan öyle yapalım Karar mabını doğuran sebebin, bundan dört sene evvelki , ndan biliyorum. İstiyorum ki beni affet. Ben, yanında söylüyorum, oğullarımdan çok severim. “ Onları güzel buluruz? Alıs Fay'ın burnu, bir çocuk topu gibi yuvarlaktır; bakışlarile gönüller fetheden Norma Şerer'in gözleri ise çipil ! ille solda, As Fay, Jon Kravford, Ortada Ginger Rogers; altta ve solda Kalerin Hepburn, Norma Şerer... baka yapılacak olsa hiçbir s olamıyacağı muhakkaktır. YABANCI kendisine Günün birinde yıldızlar arasında hakiki güzeli seçmek için bir müsa- Yıl Yazan: Hasan Rasim US$ Yine emin ol ki, elâlemden sikılmasam bu evde kalman için Su. ad'in ilelebed dönmemesini isterdim. Ne yapayım ki, babayım, sağlık haberi beni sevindirmiyor değil, fakat bu faciayı meyda. na getirdiği için de... Paşa, sözünü kesti, Hakikaten üzülüyordu. Elini bıyıkları üzerinden geçirdi, burnunun üzerine düşen gözlüğünü Sabiha- nın kararını yüzünde okumak istermiş gibi yukarı kaldırarak baktı: — Söyle kızım - dedi . ne İstiyorsan onu yapayım... Yalnız bu evden uzaklaşmaman şartiyle... Sabiha tıkanarak oövab verdi: — Düşündüğümü Selime söylemiştim, Paşa baba... — Evet... Bize anlattı kızım, Fakat bu pek acı... Köşkten ay rilrp gitmene ben hiç razı değilim, — Başka türlü ne yapabilirim ki Paşa baba? — Sund'in görmediği malüm. Evden uzaklaşmana bence 58- beb yok... Yine, güç bile olsa, senden Selimin karısı gibi kalma. nı İstiyeceğim... Biz, Suad'e istediğin gibi, öldüğünü bildirelim... Ona Selim'in Feridi annesiz bırakmamak için başka bir ka. dınla evlendiğini söyliyelim, Fekat bir şartla: Suad'i yoklamamız, yeniden evlenmenizde bir mahzur olmadığını anlatırsa, onunla tekrar evleneceksin... Sen. den bu hususta şimdiden söz istemek manasızdır, Bunu zamanın müsbet bir şekilde hazmlıyacağma, bugün reddettiğin halde birleşmeyi senin istiyeceğine kenilm. Unutma ki, onunla sevişerek evlenmişdiniz... Yine sevişerek hirleşirsiniz. Bundan en niçin Paris milli kütüphanesi Dünyanın çok zengin kütüpha- nelerinden biridir Paristeki Milli kütüphane, dünyanm çok zengin kütüphanelerinden bi. ridir, burada 4 milyon cilâ matbu, 100 bin cild el yazması kitab, 30 bin por- tre, 5 bin kabartmalı ve renkli resim, 6.500 bronz levha, başka bir yerde e. $i bulunmıyan kıymetli Hind eserleri, İ 200 bin harita vardır. Bunlardan başka, milyonlarca kölip- la basılmış resim, 250 bin sikke ve ma. dalyondan mürekkep bir de kolleksi . yon mevcuttur, Bu kitapların ve resimlerin çoğu es. ki Fransız kralları tarafından veril « miştir. Beşinci Şarl'ın Luvr saraym. daki hususi kütüphanesinde 973 cild kıymetli kitap bulunuyordu. Vefatın- | dan sonra Lori Bedfora satıldı. Bilâ, hare Lord, bunları milli kütüphaneye hediye etti, İhtilâl zamanı kiliselerden, manas - tırlardan alman kıymetli eserler de kü. tüphaneye konuldu. Yeni basılan eser- lerden iki nüshasının milli kütüphane. ye gönderilmesi kanunen mecburidir. “Yol satıhları, döşemeler ve sair İnşa sına mahsus ıslah edilmiş — usul ve yabut malzeme,, hakkındaki icat için sanayi mü- düriyeli umumiyesinden istihsal © edilmiş olan 26-2-036 tarih ve 2110 numaralı ihtira beratı bu kere ferağ veyahut Jeara verile ceğinden mezkür ibtira salın almak veya | İstlear etmek arzusunda bulunan zevatın Galatada Taptas hanında 18 numarada makim Teodor K. Sinanldise müracaat et- meleri, DİLLERE N HAKKI- MAHFUZDUR çok acı duyacak olan belki Selimdir. O da, ağabeysini ever. Onun hatırı için bu ıstıraba katlanır... Paşa bu son cümlesini Selime bakarak bitirmiş, ondan cevab bekler bir vaziyet takmmıştı. Selim, muztarip bir sesle cevab verdi: — Sabihanm ağabeyimle yeniden evlenmesi beni memnun eder, baba. Onu nekadar sevdiğimi zaten kendisi de bilir, Sabiha: — Ben istesem bile, Suad'in kabul etmiyecoğini bildiğim için “peki” demekte hiçbir mahzur görmüyorum « dedi, Paşa: — Pek âlâ - dedi. Göreceğiz. Bu sefer kanaatimde aldanmadı. ğıma eminim... Karısı Safinaz'ın kıpırdamak istidadı gösteren dudaklarımdan bir şey söyliyeceğini sanarak biraz durdu. Aldandığını anlayın. ca devam etti: — Şimdi . dedi . en mühim mesele, evde bulunanları hazır. lamaktır. Pek gelip gidenimiz olmadığına göre, Suad'in haki. kati dışardan duymasına ihtimal yok. Gelip gidenlere de, icab ettikçe, tenbihte bulunuruz. Bütün iş Feridde... Bunu ona nasıl söyliyelim ?... O babasına pek düşkündür, Ağzından kaçırır diye körkuyorum. Bu hakikaten üzerinde durulması icab eden bir meseleydi. Hiçbir şey söylemese bile, Suad'in işiteceği bir yerde “anne” de- yivermesi bütün plânları altüst edebilirdi. Paşa düşünüyor ve bunun için bir hal şekli bulmak Üzere kafasını yoruyordu. “Anne” demesinin mühim bir mahzuru var mıydı? Birden bire yüzünde sevinç çizgileri göründü: — En çok korkum, Sabihayı “anne,, . diye çağırmasındaydı, Bu da mühim bir mahzur değil. Safinaz Hanım: — Nasıl mahzur değil, Paşa diye itiraz etmek istedi. (Devama var) e yıldızm

Bu sayıdan diğer sayfalar: