Çarşamba 9 Ulus Bastmevi Çankırı caddesi Ankara Telgrafı Ulus - Ankara TELEFON MART 1938 B KURUŞ Başmuharrir Yazı işleri İdare müdürl Atölye Frarnsızca Ankara yurt 1063 1062-1063 üğü — 1061 1064 Falih Rıfkı Atay Ulus okürları için hazırlamakta olduğu Unvanlı eserini bitirmiştir. Alman - İngiliz görüşmeleri başlıyor Fon Ribbentrop bugün Londrada Başka milletler ne yapıyor? — Eecnebi İsmihaslar hakkında — Ecnebi ismihasların yazılış tarzları münakaşasında kendilerini tereddüd- den bir türlü kurtaramayan bazı kim- seler, yapışacak tahta parçası araştı- ran kazazedeler gibi, ikide bir sorup dururlar: — Başka milletler bu hususta ne ya- piyorlar? Bu süalin cevabını, tesadüf bir fran- Bız gazetasında bir Parisli muharrire | verdirmiş bulunuyor. Eecnebi ismihas- Jar hakkındaki yazıları alâka ile takib | eden arkadaşlardan biri dün bana Pa- ris'te çıkan bir gazetanın 14 şubat 1938 | tarihli sayısını gönderdi. Bunda; Pou- rguoi dites — vous Löndres, et pas Londoa? Niçin Londreca diyorsunuz da London demiyorsunuz?” başlıklı bir yazı vardı. Makalenin muhatriri *“Jorj Udar”, Parisin en mühim akşam gazetalarından birinde ehemiyetli su- tunlardan birini işgal edebildiğine gö- re, tanınmış muharrirlerden - olsa ge- vek. Mekale şöyle başlıyor: “Avrupa kıtasında (Puomi), (Lat- vija), (Lietua), (Esti), (Norge), (Sve- rige),(Öesterreich), (Magyarorszag) adlı memleketler tanız mısınız? Tabil tağırsınız; çünki bunların fransızcada mukabilleri (La Finlande), (La Letto- nle), (La Lithuanle), (L'Estonie), (La Norvdge), (Ja Suede), (L'Autriche), (da Hongrie), olarak tanınmaktadır., Nas:l ki ayni yoldan giderek biz de Bu memleketleri Cografya kitaplarına | gitalarımıza: (Finlandiya), (Le- TönYt), Urtuvanyay, mlane . veç Norveç), (Avusturya), (Macar tan) olarak geçirmişiz ve öyle yazıp selâffuz etmekte bulunuyoruz. Bu, bir şive iycabı ve iğtiyad mahsu- lüdür; nitekim #fransız muharriri de bunu şöyle ifade ediyor; — “Memleket isimlerini bazan asil şekillerinden azçok ayırarak, bezen de bu şekillere hiç bakmaksızın onları kendi imlâmızla şekillenditerek — yaz- mak asırlardanberi âdet olmuştur. Me- selâ Lehlilerin memleketine kendileri (Polska) dedikleri halde biz (Polog- ne) deriz; ingilizler kendi toptakları için (Eugland) derler, biz (Angleter- Te) deriz. ( Espana) yerine (Espagne), (İtalia) yerine (İtalie) kullanıtiz. | Dört sene müddet kendileriyle harbet- tiğimiz almaı.ların memleketine onla- tın (Deutchland) dediklerini binde bir fransız bilmez. Sulh muahedenameleri Avrupa harıtasıdı değiştirdi, fakat biz Çek milletinin vatanına halâ (Tche- coslovaguie) derdururuz; halbuki on- Jat (Cesklosvenka) derler. (Öcster- relch) sözünün almancada, muhakkak, bir mağnası vardır, lakat fonetik ba- kımdan onas benzemeğe yeltenen ( Aut- riche) kelimesinin hiç bir dilde mağ- nası yoktur. (Gröce) kelimesinin (Hellas) olduğunu, bizim (Pays - Bas) diye tanıdığımız memlekete ora balkı- Bra (Nederland) dediklerini bilen kaç #ransız vardır?” Şimdi ben de muarızlarıma soraca- ğum: Lehlilerin (Polska) adını taşı- y&n memleketlerine bizim (Lehistan) dememizle, holandalıların (Neder - land) dedikleri kendi memleektlerine fransızların (Paya - Bas) demeleri a- Tasında ne fark vardır? Fransızlar gibi biz, Türkler, de, tarihi bir iğtiyad eve- Ti olarak (Lehistan) deriz, son zaman- larda (Polonya) tabirini kullanmağa başladık; holandalıların memleketini bazen (Holanda), bazen (Felemenk) İsmiyle yadederiz. Şehir isimlerini ötedenberi söyle- Mmeği ağdet edindiğimiz tarzda ya: ğa muarır olanlara fransız muharriri- nin şu sözleri acaba kâfi bir cevap teş- kil eder mi? O diyor ki: “Şehir isimlerinden bazrlartnı asli şekilleriyle, bazılarını da fransızlaştı- Tarak alıyoruz; meselâ (London) ye- rine (Londres) yazıp öyle okuyoruz; (Wien) yerine (Visenne), (Lisboa) Yerine (Lisbone), (Praha) yerine (Prague), (Beograde) yerine (Bel- £rade), (Kjobenhavn) yerine (Copen- hague), (Wazszawa) yerine (Varso- Vie), (Frankfurt) yerine (Francfort), (München) yerine (Münich) diyoruz; halbuki birer alman şehri olan (Hei- delberg), (Stettin) ve (Stuttgart) (Manchester), (Sheffield) ve (Sout- hampton) isimlerini asll - imlâlariyle yazıyoruz.” Fransız mubharriri bu ittıratsızlığa bakarak: “bu meselede sabit bir kai- de yoktur; her millet kendi fanteri- sine göre hareket etmektedir” diyor. Bu ifade ile bir defa şu sabit oluyor ki başka milletler de ecnebi lemihas- ları kendi şivelerine uydurarak ken- di imlâlariyle yazmak usulü caridir; yüni 'şu halde ismihasların “değişti. zilemez birer klişe” olduğu hakkında- ki iddia tatbikatla fiğlen çürümekte- dir. Birim tezimize gelince: Bunda va- kit vakit değişebilecek fantezi alâka- ur; ecnebi ismihaslar mesele- şu süretle kaldeleştiriyoruz: - Şahis isimleri aid oldukları milletlerde nasıl telâffuz ediliyorsa onların çıkardıkları sesleri kendi al. fabemirin konson ve vokallariyle tes- bit ederek lafızlandırmak; 2 T Memleket, şehir ve kasaba i- simlerinden ötedenberi bizce muay- (Sonu 6 rmersayfada) İsmail Müştak Mayakon Parti kamutay grupunda Dı. âlfâs Muhtelli polifika meselelerine dair izahal verdi Dış İşler Bakanımız Dr. Aras Ankara, 8 ÇAA.) — Cumhu- riyet Halk Partisi kamutay gru- pu bugün — 8/3/938 — Antal- ya mebusu Doktor Cemal Tun- ca'nın başkanlığında topiandı, ili y Millet Meclisinin tedkik ve vibine arzedilecek olan türk ve sovyet ticaret mu- ahedesi hakkında izahat verdikten sonra türk-sov- yet konsoloslukları adedi- nin indirilmesi, her iki hü- kümetin dostamne ve müte- kabiliyet esası üzerine yap- tığı bir anlaşmanın mah- sulü olduğunu tebarüz et- tirdi. Bundan sonra Dr. Aras Hatay meselesi hakkında sorulan suallere de müza- keratın henüz bugün baş- lamış olduğunu ve pek ya- kında bu suallere cevab ve- rebileceğini beyan etti. Mardin mebusu Edib Er- in kanunlarımızın tek bir metin halinde toplat- tırılmasına dair verdiği takrir müzakere ve mü- nakaşa edildikten sonra bu esasa dair tedkikatın yapılması için grupça ih- zari bir komisyonun teşki- li kararlaştırıldı. İsimleriyle birer ingiliz şehri olan |yük bir sevinçle ekselanslarına bil- Japon askerleri bir dinleniş esnasında Japonlar ilerliyemiyor 1O0 bin kadar çinli Çete harbinde japonlara arkadan akın yaptılar Harbin bilânçosu şudur: Şimdiye kadar 800 bin çinli ölmüş ve bu harb yüzünden yabancılar 6 milyon zarar görmüştür. Şanghay, 8 (A.A.) — Japon kıtaları, 1200 kilometrelik hudud üzerinde altı muhtelif noktada Sarınehire vası| olmuş bulummak- tadır. Fakat halen nehri geçememektedir. Filhakika, japonlar, Çinlilerin japon ordusu gerilerine şiddetli hücumlarda bulunma- ları sebebinden bundan vaz geçmiş gözükmektedirler, " Hankov'dan bildirildiğine göre: ingi- —Ö Sovyetlerdeki dava Hir ve amerikan yüksek rutbeli subayla- rmın anlattıklarına göre, şimali Çin'de sayısı 100 bin kadar tahmin olunan çin- H çeteler japon ordularının gerilerinde harekette bulunmakta ve müessir akın- | lar yapmaktadır. | — Diğer taraftan Çin ordusu mevcu - dunu yeni alınan askerlerle arttırmış ve bir kaç fırka da yeniden teşkil eyle - miştir, Ecnebi görmenlerin kanaati şu- dur ki, çinliler sarı nehrin cenubunda yeni bir japon taarruzunu muvaffaki - yetle durdurabilecek vaziyete gelmiş - Jerdir. Muhakkak olan bir şey varsa, O da, japonların münhasıran askeri vesa- (Sonu &. inci sayfada ) Saadabal paktının fasdiki dolayısiyle Lenini de tevkif edeceklermiş ! Gorginin fababet yolu İla kalledilip edilmediği işi de ayrıca - fefkik ediliyor -| Berlin İngiltereden çok şeyler isteyecek Alibbentı'op orta avrupa işlerini İngiltere ve Fransanın müdahale etmesinin Al- manya ile bir anlaşma yapılmasına mani olacağını da bah Londra, 8 (A-A.) — İngiliz - Alman müzakerelerinden bahseden Deyli He- rald diyor ki : “Haber aldığımıza göre, yarın Lond- raya gelecek olan alman hariciye nazı- rı Von Ribbentrop her zamandan siya- de itilâfgiriz davranacaktır. Sömürge- ler meselesini ilk safta bahis mevzuu edecek ve orta Avrupa meselelerini İn- giltere ve Fransanın müdahalesinin Almanya ile anlaşma akdine mani ola- cağını söyliyecektir. Berlinden böyle bir cevab alacağı Çemberlayn'e söylenmişti. Fakat bu- na inanmak istemedi. Bugün işlerin zannedildiği gibi yürümediğini anla- mağa başlamıştır. Avusturya meseleleri ve ingiltere Lemdra, $ (A.A.) — Lard Halifaka, Lordlar Kamarasında bir suale cevab vererek ingiliz hükümetinin bugünkü vaziyet ve şartlar içinde Avusturya hâ- diseleri hakkında Cenevrede her han- gi bir teşebbüse önayak olmak niye- tinde bulunmadığını bildirmişti Fon Ribbentrop ve ingiliz komenistleri Londra, 8 (A.A.) — İngiliz komü- is Mmevzuu edecektir. Halef ve selef dış bakanlar yan yana Eden ve Lord Halifaka yaretini protesto etmek Üzere bu alik şam bir nümayiş tertibetmeğe karat vermiştir. Nümayişçiler, saat 22-30 da Pikadek |Dist fırkası, Ribbentrop'un Londra ri-İlij Sirküst'de toplanacaklardır. Romada ingiliz italyan görüşmeleri dün başladı İngiltere Mısıra teminat verdi Roma, 8 (A.A.) — Kont Ciano İle Lord Pört arasındaki — görüşmelere bügün başlanmıştır: Müzakere edile- cek bütün meseleler hakkında ihzari tetkikat tamamlanmıştır. Mısıra teminat verildi Kahire, 8 (AA) — Mt hükü- XMT.M;' ile Dr. Aras arasında samimi telgraflar Ankara, 8 (A.A.) — Sâdabad paktı- nın İrak parlâmentosu tarafından ka- bulü ve tasdiki münasebetile Irak ve Türkiye hariciye bakanları arasında aşağıdaki - telgraflar vetilip alınmiş- tır: Ekselans Dr. Tevfik Rüştü Aras — Hariciye Vekili — Ankara Sandabad paktınım tardikini bü- dirmeye müsaraat ederim. Bu mesud hâdiseden istifade ederek, başlıca âmili bulunduğunuz eserin başarıl- masından dolayı samimi tebriklerimi ekselanslarına tekrar eder ve bu ye- ni bağın iki memleketi birleştiren çok samimi dostluğun — daha ziyade tarsinine hizmet edeceği kanaatini izhar ederim. TEVFİK ELSÜVEYDİ Ekselans Tevfik Elsüveydi — Hariciye Nazırı — Bağdad Saadabad paktının tasdikini bana | (Pravda ve İzvestiya Sağ başta: Rikof (halk komiserleri şurası n koviski (Londra ve Pariste eski sovyet bü- yük elçisi), Sol aşağıda! Yagoda (Eaki Çe- ka reisi), Sağ aşağıda: Grinko (Bski mali- ye komiseri). (Sonu 8. inci sayfada) ( Yazısı & inci sayfada) Meti, bir tebliğ neşretmiştir. Bu teb- liğde büyük Britanya'nın İngilter Misir müahedenamesi ahkâmı — mun bince İngiltere hükümetinin son Riliz - italyan müzakerelerinde Mısı rın menafiini müteessir edecek hiç bir şeye muvafakat etmiyeceği ve Mı- sıra müteallik hususlarda evvelâ Mı- sır hükümeti ile istişarede buluna &t hakkında Mısıra teminat vermiş öl- duğu beyan edilmektedir. İngiliz - italyan anlaşması ve Yugoslavya Belgrad, 8 (A.A.) — Başvekil ve hariciye nazırı Stoyadinoviç ingiliz sefiri Sir Kampbel ile İtalya sefiri İndelli'yi kabul etmiştir . (Sonu 8 inci sayfada) Hatayda tahrikler İttihadı vatanicilere para ve silâh veriyorlar ( Yazısı & | |Hosakson âlemi hakkındaki ihtisası i Fıkra İki vasıta Daha yakın zamanlara kadar birler Şik amerikan cumhuriyetlerinin vab. |detinden şüphe edenler, hattâ bir. iç harb ile yeni bir parçalanma ihtima linden bahsedenler olmuştur. — Artık ” |bu tehlike yoktur: “Radyo, otomobil ve sinema amerikan birliğini tamam- lamıştır.., Eğer bu son cümle on doküs #uncu asrın sonlarındanbderi bir çok de- falar Amerikaya gidip gelen, ve ang- meşhur Andre Sigirid gibi bir şah yetin kaleminden çıkmamış olsaydı, tekrar etmekte tereddüd ederdik. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bütün halkevlerini radyo ile cihazlamağa karar vermiş olduğunu işittiğimiz 1ı man, büyük fransız — mütefekkirinin #özlerini hatırladık. Eğer Amerika i- çin böyle ise, maddi manevi nakil ve temas vasıtalarının bu kadar kıt oldu- u Türkiyede, inkilâb ve medeniyet terbiyesini yaymak, ve bütün memle- keti Kemalizm kültürünün vahdet ve tecanüsü içinde kaynaştırmak için rad- yo ve sinemadan ne kadar faydalana- cağımız meydandadır. Kazancı şim- dilik pek sathi olan sinema ve radyo, Bir taraftan yani istasyonlar yapılarak, |diğer taraftan halkevleri sinemalarrna | ticaretten gayri kılavuz - fikirler hâ- kim olarak, bizde de rejim ve istikbal lehine hizmet etmeğe başlıyacak, her türlü davalarımızı, gözden ve kulük- tan, halk yığınlarımızın bütün taba kaları içine nüfuz ettirecektit —Fatay