BENİN TARINE TEFRİKASI: 19 h e a Emri olmadan ? pri telâffuz etti, & bu kelimenin ağzından çıktı. ei kapı ardına kadar açıldı, ve ti efendinin tahmin ettiği şekilde N ebat, başta nöbetçi çavuşları 3 halde kamaraya dolduler. li beyin önüne kadar yürtdtler, * “eplerinde bir heykel salâbetile *rında dikilen zabitlerine iki 8- eye kadar yaklaştılar, Lâu. bir hareketle nöbetei zsbitini se- Yön iktan sonra başlarımdaki çavuş kir gehreyle zabitine şifahi ül. K Mi Verdi: Ma? baba, çocuklar şerint istiyen iy arının fikirlerine iştirak edi. Savayun arkasmdakiler bağrıştılar: çoğ biz değil, sen de, sen del. Ni “et. ben de... Biz, hepimiz ka. arkadaşlarımızm £ isteklerile Hüma Biz de gerlat istiyoruz! Ke ü efendi tavrmı bozmadan mu. etti; 7777777 N Haa ki Şerlat istiyorsanız bundan 8? Ben ne geyhülislâmım, ne de z #Miniyim! tai Senden şeriat İstemiyoruz. sn m dileğimiz şu, bize silâh- * cephanelikten de mermi Mk grabaca Ahmet beyle Hida. lerinin adresini ver! İM en re hiy Myii bir soğukkanlılıkla müna- Miyordu; n Btediklerinizi yapamam! Cepha. b mak silvarinin emri ol. hak benim vazife ve salâhi, “e, ielinde değildir. Bu bir. İkin- et EN İ eşten beyle çarkçıbaşımın adres NO Yapacaksınız?.. — Mi esen, ne yapacaksınız bu “ay *m isteklerine tereüman aş cevab verdi: , 8t bey bize her zaman ktf. rak? anamızı bırakır, he dinimi. a Na ne İmanrmızı,.. Hidayet be. Sy. ir So Hidayet beye gelince? en büyük geriat düşmanı, Siri Kabuli kantanm kar . aradaki arkadaşlarımız a . v n cezasını verirken biz de 4 geleni yapacağız! ©ndi bu saçma sapan İste apre talebe gülmekle mu. , İ Nöbetçi zabitinin gülüşü 9 big tebatm zoruna gitmişti. detli bir tavırla devam et- N Sy le NE ne gülüyorsun bey baba? Kımız işe, isteklerinize bun- Verilecek cevab olmadığı Yaptım, tusunu söyliyelim mi bey İsteklerimiz gülünç de . hareketin tuhaftır. Bu şimdiye kadar bize fe. > yaptıklarının hesa . — adan, siz, dışardaki birkaç Yedikleri halta bakmayın... li kuvvetli ve kahhardır. Bu Iz birakmaz, Siz, ou. 1 öt sözlerini o dinliyeceğinize Vazit € kulak verin; haydi Bin, enizin başıma gidin. Bir görürsünüz, âsiler pe. ler. Ceza'armı çekerler... Be ole Sizin! Ehamdülillâh şe- Many, 4$? Size namaz kı'ma di- 1 R e Zİ yz Fİ Ai, anlık aleyhinde söz söyl. Mağ? Zabitleriniz her zaman #i. © İ Münmelesi yapıyorlar, Siz Vesikaları veren: Donanma Komodorluğu İstedikleriniz! yapamam! Cep- neliği, silâhhaneyi süvarinin Yazan: â. Cim Başkâtibi Binbaşı İhsan açmak benim vazife ve salâhiyetim dahilinde değlidir,, cahil değilsiniz. Maşallah hepiniz as- lan gibi cesur, kendine malik babaye- Bit insanlarsınız!.. Haydi bakayım va. xifenizin başina gidin, böyle çocukça hareketlerden vazgeçin!.. Hüsnü efendinin sözleri zaten bir - kaç müşevvikin eliyle sürüye katılan, bu uğurda iğfal edilmiş olmaktan baş. ka hiçbir husumetleri bulunmıyanlarm üzerinde iyi tesir bıraktı. Bir kısım mürettebat: — Doğru söylüyor ya!.. Ne olmuş şeriate... Vazifemizin başımda dura . lam! Demeye başlamışlardı. Elebaşılık e. den çavuş bu vaziyet karşısında zabi- tine karşılık verdi: — Şimdiye kadar verdiğiniz öğütle- re benziyen bu nasihatlere karnımız tok. Sen silâhhaneyi, cephaneliği ister aç, ister açma, Biz orayı kırıp istedik. lerimizi alırız. Ahmet beyle Hidayet beye gelince, sen adreslerini versen de ölür, vermesen de... Onların da geklan- dıkları bucakları bulur, elimize geçi » ririz!... Sonra mürettebata döndü; — Haydi arkadaşlar, dedi. Ağabey bildiğimiz bu adamdan bize hayır yok. Yürüyün kendi başımızım çaresine ba. kalım, Bu sözler üzerine mürettebat büyük bir gürültü ile kamarayı boşaltmış, si. lâhhaneyi açmak Üzere aşağı kata doğ- Tu yürümüştü. Taşozun 56 neferi var- di. Dualar DIrisi KUMANGAN ŞUTU beyin emirberi oluyor, diğeri de Hüs. nü efendinin sadık hizmet neferi bu- Tunuyordu. Hüsnü efendi, silâhhaneyi açmaya g'den milrettebata mâni olmaya çalış. manın bir netice vermiyeceğini bili. yordu. Cephaweliğin kapısma gidip tabancasıyla yanaşacakları tehdide kalkışsa, efradın başıma geçen çavu - şun bir serkeşliği tabencanm patlama- sını intaç edecek, ve bu hâdise bir (a- ciaya yol açacaktı, Binaenaleyh bun. dan sarfınazar etmesi lâzımdı. Fakat, silâhlandıltan sonra hakika- ten ikinci kaptan Ahmet beyle ça; başı Hidayet beyin evlerine gitmeye kalkarlarsa arkadaşlarının hali nice olurdu. Hüsnü bey, bu vaziyeti arkadaşları. na haber vermek reecbüriyetindeydi. Binaenaleyh ne yapıp yapınalı, evle - rinde bulunan arkadaşlarına haber vermeliydi. Gerek Ahmet bey, gerekse Hidayet bey, ikisi de Kasımpaşada oturuyor» lar, geminin yakınında bulunuyorlar. dı. Hüsnü efendi arkadaşlarına haber uçurtmak İçin en müsait vasıta kendi hizmet neferini bulmuştu, Saf ve te - miz bir Anadolu çocuğu olan emirberi Şaban, arkadaşlarının zebitine yaptı. ğı muameleleri gördükçe üzülmüş, ken. di kendisinden utanmıştı. İşte bu ha. ber gönderme işinde Hüsnü efendi on- dan pekâlâ istifade edebilirdi. Kamarasında yalnız kalan mülüzim emirberini çağırdı. — Saban. — Buyur beyim! Bir saniye sonra barsemda edeb ve vakar'a dikilen emirberine şunları söyledi: — Gemide olanları gördün Şaban! — Evet beyim. — Arknıdas'arm bezi edebsirlerin teşvikiy'e yanlış işler yapıyorlar, İ - kinci Ahmet beyle çarkç'basımızı ai yorlar, bulup hakaret edsesllermiz. Halbuki bu zabitlerin dürüst, merd, na. muskâr insanlar olduğunu hepimiz bi. liriz. — Evet beyim. (Devamı var) Istanbul konuşuyor Rumelihisarlıla Köylerine asfalt yol yapılmasından ve meşhur hisarların müze hâline konacağından pek memnunlar Rumelihisarda, hisarın tâ içine kurul muş bir ev ve yakında istimlâk edile- cek olan bina! ardan P, T. T. merkesi.. ğ İstanbulun en bellibaşlı tarihi âbi. lerinden biri, hiç şüphe yok ki, Ru- melihisarıdır. İstanbulun fethinden evvel ecdadla- rumız tarafından kurulan bu büyük ka. leler, uzun zaman bakımsız ve harab bir halde kaldıktan sonra, Cumhuri . yet rejiminin tarihi avıdelerin muha * fazasımda gösterdiği ilina sayesinde, nihayet kendi kıymetine lâyık bir şe. kil almaya ve bülün dünya seyyahları. na rahat rahat gösterilebilecek bir va- ziyete girmeye namzet bulunuyor. Bugüne kadar, bakımsızlık yüzün . den yıkılmağa yüz tutmuş olan bu tari hi kıymeti çok yüksek kaleleri, birkaç gün evel gittim, dolaştım. İçi dişi, Rume. lihisar köyünün bir yığın harab evleri. le dolmuş olan, sur ve kalelerin ha . raplığından, bakımsızlığından bahset. meden, geçeceğim ve bu civarda otu- ranlarla neler konuştum, neler gör - düm, yalnız bu noktaya temas edece. ğim.. Malüm olduğu tizere, belediye kale. nin duvarları dibine sığınmakla kal - imayıp, surların içine kadar girmiş 0. lan evleri, ve bir yığın harap kiübeyi istim'âk etmeye karar vermiş bulunu. yor. Bir taraftan da Bebekten sonraki, şimdiki berbat yol asfalt yapılacaktır. Bu yol üzerinde bulunan meşhur mezarlıklar da daha gerilere kaldırı) maktadır. İstimlâk edilebilecek evlerin sahip - leri, 10 gün evvel vaziyetin kendileri. ne resmen tebliğ edilmesi karşısında: — Rahatrmız bozulacağı için çok &. gülüyoruz. Ama, diyorlar, bursların da güzelleşeceğini düşündükçe doğru- su memnun olmuyor değiliz. Yalnız, verilen müddet biraz kısa.. Bu soğukta, kıyamette bir ev taşmak kolay değil... Şöyle bir sene evvel fi- lân haber verseydiler daha memnun » olurduk... Fakat küçücük teneke kiübelerde 0- turanlar vaziyetten fazla müteessir görünüyorlardı. — Bir zamanlar beş on para edinip şu başımızı sokacak klübeciği yapmış. tık, Şimdi elde avuçta metelik yok. Vallah sokakta kalacağız. Belediye bi. 7 yardım etmelidir, Köyün içine, iskele civarma girince, burada eski tanıdıklardan birkaçına tesadüf ettim. Ben daha sormadan on. lar anlatmaya başladılar; — Birader, gün doğdu artık gu bi- zim biçare köye.. Asfalt yol yapılıp da gu kaleler de adamakıllı bir müze ha- line kondu mu, doğrusu burası ihya o- lacaktır, Seyyahların ziyaretinden ayrı, hat. tâ şimdiye kadar kaç kere gelmek İs. | teyip de yolların berbatlığından bun. dan vazgeçen birçok İstanbullunun bu ziyaretinden de ayrı istifade edeceğiz. — Ne gibi? — Öyle ya, ne de olsa köyün kah. veleri, dükkânları, gazinölarırtız kala» balık yüzl görecektir. Sonra havasının iyiliği, şehre yakınlığı dolayısiyle bir | çok aileler vaktiyle olduğu gibi sayfi- ye için buraya geleceklerdir. Böylece konuşurken, içlerinden bi. cisi: — Size dedi, yapılacak işleri göster. memizi ister misiniz? Simdi yol konarından ealdırılıp geriy e alnın Rumelihisar mazarlığı.... o. : 5 " 9 5 al 'Tabif razı oldum. Önüme düştü Ev. velâ sahll boyunda yürüdük... P. T. T. merkezini ve depoyu geçtik. Eski tek- kenin önündeki yolun gimdi bir oto- mobilin bile zor geçtiği dar kısmında ilerliyerek mezarlıkların önüne kadar geldik, Burada arkadaşım geri döndü ve geldiğimiz yoldan tekrar Rumeli- bisarma doğru ilerlerken, bir taraftan da bana anlatmaya başladı, — Mezarlıklar geri almecak, sonra tekkaye kadar bu yol üzerindeki evle- rin hepsi yıkılacak ve şu posta telgraf ambarı, merkezi de kalkarak, cadde İ. yice genişliyecek, kale duvarları tama. men meydana çıkacak, kalenin içinde- ki evlerden bir tane bile kalmıyacak. tr, Yalnız sahilde birkaç eski yalı bu « lunmaktadır ki, bunların istimlâk edi- lip edilmiyeceğini bilmiyoruz. Fakat bana sorarsanız, oldu olacak deyip, bu yalıları da yıkmalıdır. Dostum burada bir müddet sustu, sonra hafif bir tebessümle: — Sen, dedi, buranm ıslahma baş. Tanacağı bugünlerde değil, bir sene evvel bize uğramış olsaydın,, ne dert. lerimiz vardı söyliyecek, belediyeden şikâyet edecektik, Ama artık mademki biltün bunlardan kurtulacağız, hiçbi. rinden bahsetmemek ve hepsini unut- mak daha iyi... HABERCİ Daima daha yüksek İsviçreliler, dünyanın en yüksek rosat- hanesinin kendi memleketlerinde olduğü- nu söylerler ve bununla iftihar (o ederler, gururlanırlar, Yüngiro'da yapılan rasathane 3,572 met» re yüksekliğinde bir dağın ( tepesindedir. Halbuki rekor Fronsızlardadır. Valonun 1890 da, (Mon Blan)da yaplığı raxatha- ne 4.347 melre yüksektir. Bin müşkülâtla ve birçok paralar sarfile vücuda getirilen bu biha, 1898 de şiddetli bir kar fırtına. sında harap oldu. Fakat yeniden ve daha sağlam olarak yapıldı. istanbul radyosu 9 MART — 1938 ÇARŞAMBA 18,30 Falih balkevi gösterit kolu tarafın- dan bir temsil. 19, Nihal ve arkadaşları ta- rafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 19,30 konferans, çocuk Esirgeme kurumu namına, 19,55 borsa haberleri, 20 Necmed din Rıza ve arkadaşları o tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30 hava ra poru, 20,33 Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 20,45 Nerihe ve arkadaşları tara» fından Türk Omusikisi ve balk şarkıları (saat ayarı), 21,15 fasıl saz heyeti, İbra- him ve arkadaşları tarafından, 21, 50 or. kesira, 22,45 mjans haberleri, 23 plâkla 30- lolar, opera ve operet parçaları, 23,20 son haberler ve ertesi günün programı, 23,30 son. BÜKREŞ: 18 Julen orkestrası, 20 plâkla, 20,35 ope radan nakil, 23,30 plâk. BUDAPEŞTE: 21 sigan orkestrası, 20,25 opera orkes- irası, 23,40 plâk, BERLİN: 19, bando, 20,10 operet ve film parçala- rı, 21 senlanik kötser, 22,30 mürik, 23,80 cabasi, ROMA: 20,40 hafif müzik 22 temsil nakli, 22.35 konser, 23,10 şarkılı Potpuri, 23,45 eaz- bant. PRAG; 21 Padvo ekeçi, 21,50 radyo orkestrası, 29,38 kücük orkestra, VARŞOVA: 21 Stravsun valsleri, 29 Sopen resitali, 23 hatit müzik, “