Sanpanze aşıkmış ! Karımı şempanzeden kıskandım, Londrada, bir şempanzenin, sahne arkadaşı güzel artistle sıkı sıkı alâkaısı merakla karşılanıyor İki sevgililer başbaşa... Son günlerde Londranın en meşbur ti- yatrolarından birisinde akrobatik danslar ve numaralar yapan Keliy Maro, hulkın alâkasını üzerinde — toplamağa ve hoşa gitmeğe muvaflak olmuşlur. Şabneye çıkmakta olan bir — Şanpanze seyircilerin bilhassa merakını — tahrik etmektedir. Ketty ile — güzel kızla — elele vererek birçok mumaralar yapan, ayakla- tına paten takarak erlistten daha mükem- mel bir surette kayan — Şanpanzenin adı Katarinosdur. Daha ilk gün, bütün Los- Hralılara kendini sevdirimiştir. Sahvede Şanpavzenin artistle fevkalide bir şurettte oytadığınt gören birçok nalüralistler me- raka düşmüş ve telkikata başlamışlardır. Ba araştırma esnasında 1710 da Pran- 81z natüralistlerinden Batfan tarafından yazılmış bir kitap ellerine geçmiştir. Buf- fan bu kitabında: boşadım ! M Vaktile Afrikadan — dönerken bir şanpanzeyt de beraberimde Parise getir- miştüm. Fakat, pek kısa bir zaman zarfin- da karıma Aşık oldu; ve ben onun kıskanç- lığı yüzünden karımdan ayrılmak mecba- riyetinde kaldımi,, Demektedir. Şanpansenin insana her hayvandan dabha yakın — olduğunu ishat eden bir delil! daha vardır: Berlin hayva- nt bahçesi direktörü — Hesmesin küçük çocuğu, iki yıldanberi — bir şanpanze ile göyet samimt bir dost olarak yaşıyormuş. Bir gün her ne densce Hesmes hiddetlene- rek şaupanzenin yanında altı yaşındaki çocuğuna bir tokat aşkelmiş. Eğer kendini korumamış olsaymış, şanpaazenin pence- lerl arasında can yerecekmiş, Şanpanze- nin patronuha karşı olan hiddeti dört ay devam etmiş. Şempanse ile artistin birlikte yanptık. ları bir numara Maro şanpanzesinden bir — dakika olsun ayrılmıyormuş. — Güzel artist kolislerden dışarı çıktığı vakit şanpanze derbül ar- kasından fırlıyor ve onun sahnenin dışa- rısında erkeklerle konuşup konuşmadığı- nı gözlüyormuş. Bütün Londralılar, artis- te: — Şanpanrzenin sevgilisi: diyorlarmış. Günde on posta müvezzi! artistin kapı- sını çalmakla ve gelen meklupların hep- sinde, Ketty a sualle karşılanmaktadır: — Doslunuz Katarimos — hakkında son 6 MARRIZ BO FOMPABDUR Şövalye d'Asaaa atından indi ve — Ja- nn önünde eğildi — Madam, dedi, beni nazarı — itiba- ta almanızı rica ediyorum, her ne olursa olsun, endişe etmeyin; size ye. min ediyorum ki, bu küstah adam lâ. yık olduğu cezayı görecektir. YVe, genç erkek, doğrulduğu esnada, karşısında bulunan harikulâde genç kazı ancak bu anda görmüş gibi, hay- ranlığından dona kaldı. Bütün mevcudiyetiyle ürperdi ve genç kalbi daha büyük bir hızla çarp- mağa başladı. « Tçisi de güzel ve sevimli olan büu iki genç önsanı sanki dahi bir san'atkâr bulup karşı karşıya getirmişti. Biti- birlerine- — gülümsiyor, biribirlerine hayranlıkla bakıyorlardı. Genç erkek #deta sarhoş olmuştu.. Genç kıf, ise, saf ve mâasum şuhluüğiyle, büyük âşk- ların mukavemet edümez ani ve bek- denilmedik başlargıcımın garip ve meç- hul hissiyatıtı duyuyordu. — , Birdenbire kendisini toplıyarakı, tat: kr sesiyle: — Ahi Şövalye, dedi, size nasil te- gekkür etmeli?. — Dünyanın en büyük teşekkürüne nail oldum., Sözi gördüğüm bu anı hiç bir zaman unutmıyacağım.. Unutarmıı- yatağım. — Döğüşmiyeceksiniz, —değil mi? Söyleyin, Döğüşmiyeceksiniz.. — Ab! Madam, benden neler istiyor- sunuz!.. Binbir ölüme karşı İoymak dcap etse bile.. — Aman ya Rabbim! Ya yaralanir- sarit2?.. Benim için yaralanırsanız?.. Saf ve tmllstekzi bakıştnda, hakikt en- dişeden ziyâde güzel bir tecetslsün İfa- desi ökunüyordu. Fakat genç erkekl.. O hafifçe titriyordu. Çehtesi #ararmış- tı. Kalbinin derinliklerinde meçhul şey- der çarpışryordu. Bütün meveudiyetini aşk sarıyordu. Samltniydi? Öhi Evet.. En gizli dâ; reddütsüz bör şekilde, kendisini ver- meğe Müheyya bulunan ateşin ruhun- da neler cereyan ettiğini biliyor muy. dut. Söylediklerini tartmadan ve kendi cür'etinden âdeta hayretler içinde kala- rak kekeledi: — Sizin için yaralanmak!., Şimdi ar- tık, yeğüne hayalim, belki de benim ar: karmdan ağlayacağınızı ümit ederek «i zin İçin öylmekken bir yaranın ne «- hemmiyeti vari. . Genç kız, tatlı bir heyecan duymakla beraber gülümsiyereki — Susun yalvarırım #ize, butun, des &. — Susmak ! Dudaklarıma semavi bir ahenk yükselirken, içimde her gey bos şarken, bağşım dönerken #ustnak., Ohl Beni affedin.. Betbaht bit çüğimt affes din. Tanımadığımn hakle, astırlârdâi beri tanıyormuşum gibi hat duyduğum siz.. Beni afledin., Genç kız sür'atle: — Busun, dedi. Bakıh geliyorlar.. Dinleyin gövalye. Ben ve annam — Pe- diyorur. Şimdi gidin, yalvarımım — sire, çabuk gidin .. Böeyaz eldivenli elini uzattı. Şöval- ye bu eli tuttu, ince urun parmakların veuna düdaklâarını köydü ve bü büse onda müthiş bir baş Hönmeti tevlit etti. . Doğrulduğu saman, Janm iki kâğma doğru köştüğunu gördü. Bunün Üzerine atına atladı ve, ha- yatında vuku bulan an? ve büyük hi- diseden - ilâhi sağxdet.. Veya tehenne- mi bir felâket! - zihni karmakarışık bir vaziyette, bağırmak, ağlamak, gülmek, Şarkı söylemek için duydugu çılgın bir Ve yahut belki de bü tesadüf oanun kalbine kadar nüfuz etmediği için, hiç bir şey vukubulmamış gibi, gülerek teke rar küçük kızlara karışmıştı. Yeni- den, gölün etrafında dönmeğe başladı. lar ve genç kat yeniden, fakat dahâ bi yük bir ateşle garker töyledi: , Kuğu kuşu uyuyor, önü sakin uyandırma; Bülbül gelip her nasılsa otu da uyandirır; Kalbire mâahpüs kaldı diye sakın, sakıü aldırma; Sevdiğinin bir busesi kalbini de kandırır.. Jan Birdenbire bustu, nelesi daraklı, gözlerini parlak gözyaşları bürüdü. — Sevdiğinin bir busesi! diye mınl- dâattlı. Heyhat! Sevdiğim nerede? Mah- pus kalbimin beklediği efsanevi prena nörede? . 'Tam bu sırada, yüzü ergenlikli kadın bağırdı: —- İşte &v Bak, av.. İşte geyik suya girdi. Baksona, yavrum . Ve, kendisine refakat eden mnahif ka- dına dönerek alçak bir Hetle ilâüve ettit — Biraz çekilelim, azizem madam dü Hosse, Burada, belki de, vukubulacak mek'ut hâdisoda, biz boğ — ve lüzumsur birer insan gibi kalırır.. * — Nasil bir hâdiseye öhtimal — veri: yorsuünuz, arirem madam Buasson?. Madam Buğtson, öna şaşkın bir Ya- zat atfetti ve mırildahdı; — Hiç., Hayır.. Bir şey yok.. Gözük- miyelim. Bekleyelim., Ümit edelim! İşte kral avlatıyor!. Jan gözlerini göle dikmişti. Meydanlık, boru seileti, at kişne- meleri ve köpek havlamalarile dolmuğp tu. Suya girmiş olan geyik, başı asil bir Söylenildiğine göre, — Londra, Kettiy kararınız nedir? KARKIZ DU PUMPADUR M vzzna morlarına varıncıya kadar samimiydi ! arru içinde, müthiş bir sür'atle atını güurürla kalkmış sldüğü halde “'*I Bu kadar çabuk bir aşkl., Önu bili- türdü.. ğ yordu. . yor muydu? Hesapsız, düşüncesiz, te- Jan, belki heyocanını gizlemek için.. Şimdi avdılar gölün etrafını sarıyor lardı, bu avcilar Ürasında, sarayın G ileci gelenleri, başlarında üç köşt P: kalar bulunan Barif İşadmlar vardi bütün bunlar o devit Fransasifi” meşhur zatafeti, tuvaletleri içinde gülüşüp, nazlaşıp, güzel J4 söylemmtk te biribirleriyle yarış ediyörlaridi. Jan, gehresi #npseri kesilmiş S6AÜ” halde, heyecandan büyüyen gözleri - baklâyordu ; h Amaa Ya Rabbiml! Zavallı Bi Zavolli hayvüah L, “k Asil hâyvan, tasvir edilemez bİF karla yürzdükten sönra, nihaytt dan çıkmış ve bir kaç adim ıw' j sonra, Hdört santlik çılgın koşu VE — kipten bitap düşmüş bir '_'”.:M nn yanımda durdu ve, etrafink İ olan içalabalıkla, zaferin sükütü '# soluyarak ve onu tehditkât M_’ seyreden seksen köpeğe Gdöğru, ' şerefli mağlübiyete uğramış bİr çanbi tavriyle çevirdi. Bu an tidden raştı.. : aP Geyiğin gözlerini 'ıuufbwwı ladı. Ve gözlerinden, ağır ağır, göz yaşı aktı. kebt Merhamet içinde ürperen Jafi Tiyordu: — Ahi Zavallı bayvan! Zevölli van! Ağlıyori. Avtılar, boralar, köpekler, BeF ': susayordu. Bu, geyiğin ölümünt kaddüm eden zalim andı Birdenbire bir ves, — şu emiti ;: — Dampyen, hâtır ölun!. DÜ hayvan sitihdir... Jan, elleriniş bu'emet vekei MÜĞ Şüphesiz av âmiri olan adama zattı... » “Hayvan sizindir!,, demek, ""'ıı,ı. bıçakla öldürün!,, demektil. geet Hayir! Bu körkunç şahneyi tabammü! cdemezdi â CF 11PE04155EFE/£ / Fİ zzos srep seselfziırİ05 / Fr15E7 1118 Vd irnre $ 1 pAy SAA A B