MADERİN TARİNİ TEPRİKASI:7 .""'rlu toplandılar. Top tevcihi da bir şey sordum. Mesafe ve x:k_ahı değiştirmek lâzımgeldi. Ne biş l"“ birader, gu koca öküz sürüsü %':l doğrü bir nişangâh tanzim i. Bu çavuş olacak herife: * ;.îvı tanzim et bakalım! h: ; elleri dolaştı. nutku tutul- i bir türlü beceremedi. Şimdi siz be İah Yerimde olsanız ne yaparsınız AL Atkına., 'l:ı::" :un!ın sözlerinin bhurasında alevlenen bir mnsabiyetle . Yn Gdönmüş: Tnael B Haydi defol buradan hergele. ba *liııbm“ gokacaksın. Ulan, evvelâ &n korumak icin topunu öğren, on- Di namaz kıl.. k Ve çıkışmıştı. Rauf ve Vasıf bey '“r. Vi berabern alm kamarasına ka 'Hdî:ırken. kindar göz'erle ar N takin eden suçlu çavuş ken. l:'”_he sövlendi: AUAŞ padişah ve geriat haini? ala- Olaun! w:unklbull bevin kamarasmda kah. Beyley, , İterlerken, Ratıf ve . Vasıf __n;:uzîveun nazik olduğunu, bu bu böyle ufak meseleler için #l' giddet göstermesinin hiç de —..:mıdvem. dünkü hâdisenin li- Ve versiz olduğunu dilşünür - fona “Bu sabahki yantığı isin dah> Üa :'“uı!m yol ararafnı münasip R'*bu 'das'arına anlattılar. ae | bev önce bu sözleri münaka- lan intedi. fakat inkılâbım lcap. h'-'ıı:.— fmir olduğu kendisine anla- w temiz kalnli vatensever Kabu. biz Yan maeim bir tavır ve büyük ""*'Mmıe: aç Peki. deti. Svle atan: bimilen tm, *öylediğiniz gibi hareket ede » %:n!nnm bu cevabr Brerine, lşmm tadil eden iki misafirle C..“ süvarisi konuşmalarına N,Mm"-ı. Ünce söz. talim. famir Va Üzefinde dolastı. Nezaretin N':""'!r sinaria etmek tasavvurla- İay çi Bahacttiler, Misafirler eidecek "lı Sözü, tekrar, gavritabif va. f ,.";’—ı':d"er. Rauf bey Kabul! kap- L itab etti: Kardesim, dedi, biz, #imdilik bu Ve #iddet sistemini tamamen br ö. *#frada karşı babaca tavır. 5.,;' Sefkat hislerivle hareket et- “Tarlastırdık. Karada bazı yol- kiş te ) Yünıldığını düvdnk. Bunm l&m Mllmktn mertebe efrada his- ı,_;:'—n İzin vermemek isin sebeb. N_ düsündük. Sen de buna göre Sdersen iyi olur. N%mm:wum “:'Şuf-e-ııı.-ımm NB Ma aç V Akşam, geç vakit vetlaht Re- ş.,_ dinin Maivetine mensun ve bir y “Mivyeti mukaddeseye men . h EAz geldi. Bana. Reşad e- n tebliğ ettikten son - :'..'l:h::" efrada top basmndıa söv- Wi EmAlşini DT mabevne arzedildiği. ı."ıı,. Nin dün akenmdanberi srkt Saten gi Altma ahmdıdımı, Hünkü- ..hh. 'heri donanmaıın Dol. Kamy APRvr önünde veliaht daire- wn vatmasını muvafrk .— - BİMdi'ik hepimizin selâ- )—. N T'“'::M taskınlıklar - n Ve ettifini, mabe, B anlaştmda tahkibata baslandığı- Bileei - Giderk, " :Ş’Nî':"vmı: # n:(“:t'! n Nîh::m"w"' hal lein bir b h'm' İsah edan hör sevi va- GK Yazan: A. Cim Vesikaları veren: Donanma Komodorluğu Başkâtibi Binbaşı İlsan Hünkâr, donanmanın Dolma- ahçe sarayı önünde vellaht dalresile karşı karşıya Vatmasını muvafık görmüyor suz geçirdim. Nasıl olur, birader; ge. miden kimse ayrılmadı; burada bulu- nan arkadaşların bunu İfşa etmelerine imkân ve ihtimal veremem, işte buna bir türlü akı! erdiremedim, siz ne der. siniz?.. İki misafir kaptan biribirlerine ba- kıştılar: böyle nazik ve tehlikeli bir zamanda furulf taştınlıklarla Kabuli kantanın hem kendi başmnı nara vaka- cağına, hem de arkadaslarını felâke- te uğratacağına hic günhe yoktu. Nihayet masiferler kalktılar; Ka . bulf kantana Hamidivede kararlastır- dıkları tavsiveler! tekrarladıktan son. ra merdiven başında bek'iven istimbo- ta atladılar, #emilerine döndüler! ıhnti'ât 81 Mart sabahı İstanbul — kanlı bir günün dofusuyla uyantvordu. Hava. kursşun kadar aöir. — yağmurlu, ivice kasvet veren bir Tostukla yüklüvdü. Daha şafak sökerken koca sehir, Os- manlı imnarator'nönnun vüzlerce se . nelik payitahtı, silâh seslerile uvan - miıs, Davutpaşa kışlası istikametin . den gelen ton gümbürtüleri sehir hal. kmrmn kalnlerini büyük bir korkuyla - doldurmustu. Bir anAa büvlük bir karesentrta nö. rrvan İstanbulun her şevden bihaber haller korku ve dehşet içinde kalmış- lardı. Dar sokalttarm biribirine vekımn pen. cereli evlerinde baöyıman, ağlaşan co- Cuk ve kadm sesteri vüleselivor, vamI. lere tonlanan sarıtitar — minarelerde sA'Â veren müezzinler bu körkuyu art- tırıyordu. — Acaba ne vardı? — Sancakışerif mi erkmıştı yoksa? — Ne olmustu böyle birdenhire! — Moskof ordu!'arı ansızın hudmt!n FT ci#nevin vavitaht kanrlarıma mt da- HABER — Aksam hostam İstanbul konuşuyor Istanbulun en bakımsız imahalle- lerinden biri Şişhane yokuşunun hemen iyanı başındadır Enwkw mahallesindeki Acıçeşme de çamaşır yılıyan badın ve bu ma- Hallenin sözda yollarından birini Habe rciye gösteren mektepli çocuklardan Bankalar caddesini geçip, * Şişhano yokuşunun başladığı kısımda, sol ta- rafa, yani Çeşme meydanı istikameti- ne uzanan bir takım yollar vardır. ta biraz ilerlerseniz, Şişhane cadde - sinden, on metre aşağıdan geçen yola inen dar ve eski bir merdivene raslar. sınız. Kimbilir kaç kere önünden geç- tiğiniz halde ihtimal farkında olma- dığınız bu merdivenin tamamen azın. mış basamaklarından aşağı inince in- san kendini bambaşka bir âlemde bu. vanmıslardı? Bu top sesleri, tüfek gü. | İtyor ve kurunuvustaf manzaralarla rültü'eri, naralar, bağrışma ve koşuş- | Hemen burun buruna geliyor. malar nevdi? Sabah karanlığı Tstanbul halkınım korku ve dehşet içinde bunalar dima?. larımda bu sualler biribirini takin edi- vor, sokaklarda silâh atan, “rerlat is- teriz,, “kahrolsıum Ittihaterlar” “padisa hım çoök yaşa,, diye bağrışan asker ve başıbozuk sürüleri koşuşuyorlardı. İşte, 31 Mart sabahı Camanlı tari- | hinin kanir yapraklarından birini teş- | kil eden büvük irtica hareketi böyle bir ihtilâlle ortaya çıkmıntı. Bir dakika icinde cavuşluktan pa- salığa kendi inhasiyle yükseliveren (Hamdil cavns. Ayasofya meydanın. daki stra kahvelerden ikincisinde 1hti. | âl kuvyetleri karargâhmiı kurmuş: t- fak bir hasır Iskemle üzerinde bacak Pislik ve bakımsızlık icinde yollar, eski harab evler, sağa sola kurulmuş teneke klübeler, tam bir mezbele ol » muş arsalar, 50 metro öteden geren gehrin en işlek caddesile ne garib bir tezat teşkil ediyordu. İlk rasgeldiğim bir çocuğu yolundan çevirdim ve: — Buranm ismi nedir oğlum, diye sordum... — Emekyemez mahallesi, Tutsak sokak,.. — Peki, ne dertleriniz var bakalım sizin? — Ben buralı değilim amca bey, |- lerde bir çeşme var, orada mahallenin socukları oynaşıyorlar, kendilerine so. rTunuz... Yantmda yürüven ve i#rene iörene bacak Lacüne atmış, nargilesini tokur- | etrafını sevreden foto Ali İle beraber, datarak guursuz hareketin kanlı emir. lerini savuruyor, etrafımı saran ve ma- tekrar ilerlemeve baş'adık. Sağrmız- da solumuzda gittikçe daha kötü man. hivetini anlamadan — (isterük) dive| zaralar belirmeve baslamıştı. - Fakat havkırısan maiyetini guraya buraya bahsedilen cesmenin önlne gelince, bu- sevkedivordu. rada haraplığım ve bakımaızlığın son Sokaklarda sarıklı, cüppeli hoca kii. | derecesini gördük divebilirim. meleri. korkune eşkiya çeteleri gibi dolaşıyor: evler banılryor. insan'ar 41. Sıvaları dökülmüş, duvar'arı cök - müş ve bir harabe halini almış olan dürülüyor. her sahada gizli emeller | ce<menin safından vutarı doğru mer- tatmin ediliyordu. du... divenli bir vol yüksellvor ve solundan Murmhhıh!w da aşağı doğru bir yokus İnivordu. Bunlara yol damek doöru olur muv. Meclisi mebusanı basmak, Hüseyin | du bilmem. He'a merdivenli kıstmda Cahid beyi parçalamak isin saldıran | yürümek icin adetâ sanbazlıktan an- Asi küme'er, hatalı cinayetini işlemiş. | tamak lâzımgelirdi, dersem, mübalâ . yanlışlığa kurban olanların başlarını | süngülerin ucunt takarak caddelerde | müş, birer tarafa savuşanlar hayatla- gezdirmeye başlam'şlardı. Karada ihtllâi a!mış yürümlüş, mec. Tisi mebusan dağılmış, mebuslar birer rını kurtarabilmişlerdi. Thtilâl az zamanda kışlalardan med- rese odalarımna. medrese — odalarından tarafa sinmişler, hükümet datrelerinin | fırsat kollrvan yağmacıların kllihe'e. kapıları kapanmış, ihtilâlin alevleri her tarafı asarmıştı. Kışlalarda mek- Yer,, dedi... Geceyi uyku- — tepli zabitlerden ele geçenler öldürül. rine kadar uzsnmış, bütün şehri birı anda sartvermişti. (Devamı var) ı bi ri.. Bu sel yatağına yol denebilir mi? l ğa etmemiş sayılırım. Koca koca hen- dekler, çöküntülerle buranın bombar- dımana uğramış bir hali vardı. Aşağı daki yola gelince, buranm halini yu . karki resimde daha iyi ve canlı ola rak görüyorsunuz. Küçüklü büyüklü bir sülrü taş yığı tü yetmiyormuş gibi. sağda solda eski teneke parçaları, ve bin bir çeşit çöp artıkları görünüyordu. Harab çeşmenin başında çamaşır yı. kıyan bir kadından izahat almak iste- dim. Fakat o işinden başmı bile çevir- medi, kaba siveli bir Usanla: — Ben bilmem, ben bilmem... Deyip geçti... Çeşmenin kenarına yığdığı çamaşır- | larını uğuşturmaya başladı. O soğukta, buz gibi suların içinde yalmavak çal rve Üsümüyordu... Etrafta konuşacak baska insanlar a. radık ve nihayet üç mektepli çocuk bulduk... Bunlar evvelâ yanayakıla yolların halinden bahsettiler. Pisliği anlattılar. Sonra da: — Bütün bunlar yetmiyormuş gibi mahallemizde ısık da yok... diye söy- lendile tnden birisi — Çöpcünün yüzi tam bir haf . tadır görmedim. Kimbilir. daha kaç gün de göremiyeceğim. Burası sanki unutulmuş bir mahalle... diye ilâve et- ti.. Çocuklara, kadınım çamaşır yıkadı- Aj çeşmeyi sordum. Verdikleri cevab gu oldu: — Acısu çeşmesi... Fakat bütün ma- hallenin igine yarar. İclerinden birisi arkadaşının sözünlü kesti: — Yalnız artan suları bir kanal va. sıtasiyle liğrma aksa © zaman bu çeş- meye hiç diyeceğimiz kalmıyacak. Simdi nekadar su artarsa yollara akıp duruyor ve yazın çok sivrisinek, kışın da daimf bir çamur yapryor. Çocutun bu sözlerini pek haklı bul. dum. Önümüzdeki yokusum hali ve ca- maşırdın artan suların yolun ortasın - dan aktn gitmesi bunu gösteriyordu. Çocuklara: — Mahallenizi bize biraz gezdirin, teklifinde bulundum... Önümüze düştüler. Hepai biribirin - den berbat bir yığın sokaklara girdik çıktık. Bunların ortada bırakılmış ta. vuk leslerinden çıkan kokularla bu - lanmış o'anları ve bu yazınm arasın. da göreceğiniz resimde olduğu gibi, tam bir sel yatağını andıranları da vardı. Çocuklar hem bizi gezdiriyor, hem do: — Çok zavallıdır. bizim mahalle... Analarımız, babalarımız bugün fırsat bulsalar, bügün kaçacaklar buradan a- ma, ne yapalım ki, evler kendi malı - mız, ister istemez oturuyoruz. Diyor- lardı. Dolaşa dolaşa nihayet dar bir ke . merin önüne gelmiştik. Burası tarihi (Yanıkkapı) kemeri idi. Ve kemerin öte tarafında, daha kötü, daha bakım- sız, tam manasiyle bir kurunuvusta mahallesi vardı ki, bu mahal'enin hali. ni de gelecek sefere yazacağım... HABERCIİ — —— ..——M.”— — HnĞi e . 25 sı'ıi.x'r — 1938 CUMA 18,30 plâkla dans musikisi, — 19 konfe- rans, AlI Kâmi Akyüz (Çocuk — terbiyesi,), 19,.30 Beyoğla halkevi gösterit kolu tara- fından bir temsil, 19,55 Boörsa haherleri, 20, Vedin Rıza ve arkadaşları laralından Türk musikisi ve halk şarkıları, — 20,80 hava raportu, 20,33 Ömer Rıza tarafından arapça söylev, 2045 Müzafler Güler ve ar- kadaşsları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (saat ayarı), 21,15 Mustafa ve orkadaşları tarafından Türk müsikisi ve halk şarkıları, 21,50 orkesira, 22,65 afana haberleri, 23 plâkla sololar, anera ve one- ret parçaları, 21,90 sön haherler, ve erte- Si günün programı,, 23,30 son. BÜKRE$: 18 Rumen havaları, 2010 varyete kön- seri, 2045 plâkla Cavalleria Rustlana öpe- rası, 2220 plükla' palyaço operası. BUDAPEŞTE: 1823 bando, 90.30 anperadan — temsll makli (perde aralarında sigan orkeslrası) 24,20 corbant. BERLİN: 18 piyano konseri, 19 bando, 21 plükle 22 temsil, 29,10 serenallar. ROMA: 20,90 radvo örkeestrası tarafından he- ff müzik, 22 opera orkestrası, 2415 caz- bant. VARSOVA 1910 caz plükları, 21 senfonik konser, VİYANA: 2125 rafyo örkestrası, 21 Frans Leha- rın eserleri, (Risar Tavher — ve,Margörit şarlrı Köyliyeceklerdir) 23,20 müzik, 24,05 konserin devamı.