Ai Ekonomi | aamaaamanın Siranırn en az W İçlldiği memle- ket Türkiyedir ” * . NİÇİN ? — Bz da ve diğer Mem .eketlerde radan alınan Tesim mMiklârı hııı.m.'"“ düddeti — biten Bumonü h h.î'.'""' şimdilik elindeki stokla- " Cümüaüğa devam etmektedir Bu l:rlıı Sarlı — işinin dört « beş uy g lr". Süreceği sanılıyor. Fakat bu Ya, Ankara birasının miktarı da Ada gittikçe urtmaktadır. i hhh"uaıgmııı göre, — gümrük ve ; di fArlar vekâleti, hayatı ucuzlat- ” hh.ımlumı.ıkl tedbirler meyanında ; '“!?lı' Mamalâtının — fiyatlarını da tmağı tetkik ederken, bira fi- Tiüda tenzilât yapılmasını te h 'N öcek hususları da — gözönüne Yünin r. Bira memleketimizde dün- ik her tarafında pahah bir fiyat- Ye n ;lmauıuıır. Runun için Türki- 8Ünz 88 kosafeti itiharile dünyanın hati bira tstihlâk eAllen memifeketi n'”m:.ııhım-yııvnımr. "'?.Nıı Tra memleketimizin — bira h...| diğer memleketlere naza. un Yilarak derecede a* ır, Mese- h Dada senolik ...« İstihlâki »H_"Nıı. Yugaslavyada 220 bin, 40 gilatandı N Sürf Türki ü 90 bin, Bulgaristanda Radi, İyedo 17 bin hektolitredir. leketimizde bira tatihlâki re- u '“v:”"wlnul nisbetinde bir iyede £0 bin, bunlara mu- ilştir. Yoksa ihlâk e Ğ F: rh“_'——ılilııdon daha çok yük- NİXtarda 1di. Bu sukut sene- | ni Jmastir. 2919 senesinde bira b 99 bin — hektolitre İdi. Bu detiş ç 1827 de 50 bin hektolitreye, B y Sonra seneden seneye 42 bin, $ bin, 27 bin, 21 bin hekto- ha ılı_rıı 1936 — genesinde 17 bişllde ülitreyo düşmüş ve 936 se- Rak İstihlâk miktarı ancak 16 Mkh_ İtre olmuştur. u.'“"aı',“' bu son senenin rakamı hi _.l ——_ Buna şunu da ilâve et- | .,..!i,_ mdtr ki Almanyada genolik t fazıar İktarı, 40.000 hektolitre- % kııuhlnn bir çok birababe var- Vd lf memleketlerin- hira: TI reslm miktarı şudur: Türk kuruşlle Titresinden 8 Mij Alı —kielıı:r '& 1.60 ya 'e lavya 260 lt : K 85 *lan 8.25 2 z 3 1? ::'l:ıın Alman resim mik- Sakıp ç 'N'en sonra şöyle bir 18 a Etülişilr ? î:;::. 20 para e 2 Kuruş lg;: 4 kuruş MA lıı1 da 18 kuruş bunn. 15 kuürüş 17 kuruş v ee _qa tütün istih: aN ÇAU artıyor ..—! —uh':ıdı 1934 senesinde u- 8zz 1.963,600,000 kilo N'—*”ıwo Benesinde — istihsalât Pel Hloyü bulmuştur. 936 r“kolt Ki n | de 2,180,150,000 ki- t ,150, '.:ı':" Pdülmiştir. Blkiea, Sülâtının artması, (s- i l'lk—ı"mn birçok memloket. :N:"llıı.;'"""l"'ı. hir de bir h_ü b“ilı Tİn yerli tütün yetiş- '.’,'.u Dya payAtından — İleri gell- İ“'.—:knım-u-.ıiul saran tl- Ü yüyçHi endişesi ve kloring n gt lidan birçok memle- fÜğtinı azaltmak üze bu Memleketler ara- fazla tütün in — yetişti- Ondan sonra da Ame- Tekoltenln mem- İ ikinci Şarla alt e milyon altin frank kıyme- tinde bir zümrüt bulundu 19 uncu yüz yılın en garip huylu hükümdarı Ikiınci Şarl, kızına para vermemek Bulunan zümrüt (Helen dö Merkof) un can çekişir- ken bile göğsünün üzerinden ayırma- diği, sıkı sikı tuttuğu, etrafı pırlan - talar, yakutlarla süslü kıymetli züm- rüt, vefatından biraz evvel 'çalımmıştı. Bu emsalsiz zümrüd, 1872 senesi sonlarına doğru Brünsüik Dükası ikin- U Şarl tarafından hediye olunnuş ve kendisine, ecdadı Alman hükümdar - larından miras kalmışlı. Vaktile (Ma- ti İstuar) ın mücevherleri arasşında buluzuyordu. 19 uncu yüz yılın en kötü ahlâklı hükümdarı ikinci Şarl, gökyüzünden veya cehennemin dibinden bu mücev- herin bulunduğunu görecek - olursa şüphesiz sevinecektir. Hanedanının en inatçı, en ahlâksız prensi olan Şari, uzun müddet bü - tün Avrupaya kafa tutmuştu. Vasi - yetnamesi, ailesi arasına büyük bir nifak sokmuştu. Prons, 1873 de öldüğü halde veraset meze'esi halâ hallolunmamıştır. 17 yaşındaki güzel bir dagiliz kızı Bununla beraber, Şarl'ın hayatı bir pori hikâyesi gibi başlar. Genç, gü - zel, sevimli bir prens. Zengin ve Al- Maan tibadına dahi! bir Dükalığın hü- kümdarı. Kardeş çocuğu ve İngiltere kralı £ Üncü Giyom'un saraymda yaşı- Yordu. Av eğlenceleri, ziyafetler, dost. luklar, sevda oyunları... Günlerin, sa- atlerin, dakikaların nasıl geçtiğin! duymuyordu. Bu sırada, amira! (Kolvil) in kızı ——— leketlere göre taksimi şöyledir: Avrupa kıtasında: Almanya — 38,000,000, — Belçika 8,000,000, Fransa 23,000,000, — Yu- goslavyya 15,000,000 İsviçre 1.000,000, İtalya 45,000,000, Maca- ristan 20900000 Lehisatan 10,800,000, Romanya 14.000,000 Rusya 180,000,000. Çekaslovakya 17,200,000, Yunanistan — 72,000,000 Bulgaristan 34,000,000 kilo, Asya ktrasmda: Japonya — 64,600,000, Hindistan 650,000,000, —Fransız Hindiçinis! 12,000,000, — İrak 6,500,000, — Çin 79,000.000, — Holanda — Hindistanı 70,000,000, Filistin 1,200,000, Suri- ye - Lübnan — 2,400,000, Siyam 10,000,000, Filipin 48,000,000 For muas adası 2,000,000 kila, Amerika kıtasında! Arjantin — 20,000,000, Brezilya 06,700.000, Guatemala 700,000, Bir leşik memleketler 629,400,000, Ka- nada 17,500,000, Küba 19,000,000 Meksika 14,500,000, — Ürüugvay 750,000, Porto Riko 9,500,000, Para- guay 8.000,000, Peru 800,000, Şili 5650,000 kilo. Afrika kıtaarnda: Coznir 19,000.000, 4,000.000, Cenubi 10,000,000 kilo. Avustralya kıtası: Avurtralya 2,500,000, Yeni Zelân- da 700,000 kilo. Madagaskar Afrika ittihadı atmağa Şartot Kolvile gönül verdi. Kız da ken- K disini sevdi. Yalnız bir mâni vardı: Av rupanım bütün hükümdar ailelerile ak- rabalığı olan ailesi, kendisinin hane- dandan bir kızla evlenmesini istemek- toydi. Fakat, ne ehemmiyeli var! Prens, kızı kaçırdı... Bu kaçırma da bir hâdise! Uşakları kandımrdı, araba- lar hazırlattı. Sahilde bir yelkenli kendilerini bekliyordu. Kızla gizlice evlendiler. (Rivayete göre dostların - dan birini papas kıyafetine sokmuş, sahte bir nikâh kıydırmış. Henüz on yedi yaşındaki kızı, (Brüsvik) ciya - rında (Vendesen) e yerleştirdi; hedi- yelere boğdu. İlk aylar çok tatiı bir hayat geçindi. ler. Fakat, sonraları prensin ahlâkı değişti, Jermen diyet meclisi, kanunu esasi ilinima mecbur. etti. Mebuslarım kendisinden heszap sor - maları, harekâtma müdahale etmeleri Ihtimalini düşündükce kızıyordu. (Şarlot Kolvil), sikâhımım usul ve kaldeye göre yapılmasından, sağlamlı- ğından şüpheye düşmüştü. Sonra (Ven desen) de kapalı yaşamaktar usanmtş- ti. Dükalık tahtima resmen ne zaman oturacağını soruyordu. (Şari) bisbütün çileden çıkmıştı. Mebuslardan başka #$imdi de karısı sua! sormaya başlamıştı. Şatoda ha - şyat, gittikçe tahammül olunamıyacak hâle geliyordu. Dük, sevgilisine ağır muamele etmeye başladı. Saray erkânı da onu taklid ediyordu. Nihayet (A- meli dö Boviyer) arayn girdi. İkinci Şarl ona şu cevabı verdi: “İngilteredeyken güzel bir kam sevmek felâketine uğradım. Bunun cidden büyük bir felâket olduğunu ansak şimdi anlıyorum, Onu sevi - yordum. Onun beni sevdiğini aanne- derek terakıp dönmek istemedim. *O vakitler çok vicdanlı, çok iyi katpli idim. Kendisini kaçırdım, (Brünsütk) e getirdim. Payitahtım- da şatoma yerleştirdim. Bir şeyin eksik olmaması için elimden geleni yaptım. Daha ne istiyor?..,, Bütün Avrupaya karşı yalnız Prenses Ameli, kürdeş çocuğunun bu sözlerini haksız buldu ve kendisine darıldı., Alman hükümdarları da prensesin harekâtından endişeye başlamışlardı. O, fena musamelelerile halkın asbrımı tüketiyor, hüklimdarlarına karşı kalp- lerinde bürmetsizlik uyandırmaya se- beb oluyordu. Az sonra hepsini ayak. landıracağı, isyan ettireceği muhak - kaktı, Zaten 1830 da yaklaşıyordu. İkinci Şari, harbe hazırlanıyordu. Alman hükümdarlarile hattâ İngiliz kralı ile ihtilâflar çıkarmaktan çekin- miyordu. Çok zengindi. Ordusunu silâhlandır. maya başladı. Bir de harp filosu ya- piyordü. Fakat, memleketinde büyük bir is- yan çıktı. Fransaya kaçmıya mecbur oldu. Brünsüik sarayı, kısmen yandı, harab oldu. (Diyet) meclisi resmen kendisini hükümdarlıktan iskat etti. 26 ikinciteşrin 1830 da, dükalık hal- kını kendi lehine ayaklandırmaya te- şebbüs ve şu beyannameyi neşretti: "Biz, Brünsüik ve Lüneburg dü- kan ibinci Şarl beyan ederiz ki: Madde 1 — Düka, bütün malikâne. lerinin nesfını halka verecek. Madde 2 — Zadegdnin emval ve emlâki halk lehine müsadere oluna- için bütün servetini denize Sihirli mücevher ' Onu üzerinde taşıyanlar hiç ölmüyormuş! cak, sâtılacak, ve parası fıkaraya ğ razı idi tevsi olunacak... Fakat, Brünsülk halkı bu yaldızlı | hapı yutmadı, Dükün tarafını iltizam eden bir kiği çıkmadı. . Şari, Pariste menfa hayatı yaşıyor. du. (Bojon) sokağında kırmızı taşlar- dan bir saray yaptırdı. O devrin ta « Ka rihçileri bundan bahsederken şöyle ü diyorlar: “Bu saray değil, adetâ ope- V ra sahnelerinde yapılan kalelere ben- ziyordu...,, ö (Tülleri) sarayına gittiği zaman - lar yanında, başında elmaslı bi rsor- guc, belinde yine elmaslı bir kılınç bu- lunan bir zeneci bulunuyordu. Paris kuyumcuları, bu mücevherata 27 milyon frank kıymet biçiyorlardı. Prens, mücevheratile çok iftihar ©- derdi. Hakikaten çok kıymetli bir kolleksiyonu vardı. Üçüncü Napolyonla bir mukavele (Şarl dö Brünsüik) kalbinde derin bir kin besliyor, kendi yerine geçen kardeşi aleyhine entrikalar çeviriyor- duü. Bir teasdüf neticesi, prens, Lüi Bonspartla (hanedanmın en müthiş düşmanı Napolyonun hafidi) tanıştı. Bu prens, bilâhare (3 tincü Napolyon) unvanile Fransa imparatoru oldu. 1845 de, prensle aktettiği mukavele cidden garib bir tarihi vesikadır. Madde 1 — Biz, Lüi Napolyon, (Dük dö Brünsütk) in dükalık tah- tına yeniden oturabilmesini temine çalışmayı vait ve bu baadimizi ye- minle tcvzik ederiz, Madde £ — İkimizden biri, herhan- gisi daha evvel iktidar mevkine ge- çerse diğerine paraca, silühça ve her suretle yardımı ve gayelerimizin te. mini için gönülü asker tedarikini de taahhüd ederiz, 1861 de, henüz ümidini kesmiyen prena, vasiyetnamesini tanzim ve bu - nun İcrasına prens Napolyonu intihap etti. Fakat, güzel Şarlot Korilden olan kızı ortaya çıktı. Fransız mahkemele- rine müracaat etti. Babasından aylık istedi. Mahkeme kontesin talebini ka- bul ve lehinde hüküm verdi. Şari, hiddetinden deli olacaktı. Yâz- dığı bir mektupta şöyle diyordu: “Toab öderse bütün servetimi de- nise atarım. Fakat bu kıza metelik veErMEM. “Mahkemenin kararımı tatbika geçmezden evvel ben Fransayı ter- kedeceğim. Servetimle beraber (La- hey) e gideceğim. Sarayıma gelin - ce, tabli onu da sırtıma — yüklenip götüremiyeceğimden, haciz altma a. hnamaması için ne lâdcımsa yaptım, “İmparatora da, hâkimlerin bu kararını değiştiremediği takdirde vasiyetnamemi ve mukavelemi de- Jiğtireceğimi ve bir daha Fransaya dönmiyeceğimi söyledim...,, Dük; mücevherleri, pırlantaları, at- ları, arabaları, ve hizmetçilerile Hol- landaya gitti, İki sene gonra, arzuları yerine getirildi. Yeniden Fransaya dön dü. 1873 te ihtiyarlamıştı. Fakat yine huysuz, yine asabi idi. Üçüncü Napol- yon, vaadini yerine getirmeye vakit bulamadan tahtınr bıraktı. Bir taraf- tan kontea (Sivri), diğer taraftan Brünstüik dükası, Şarlm muazzam mi- rasına konabilmek için ölümünü bek- Tiyorlardı. Fakat, Şarl onlara ve bütün ailesine ikinci Şarlın Venevedeki mezarı son bir oyun daha oynamayı düşünü « yordu. ©O sırada, Ceneveden geçiyordu. Alkke lma iyi bir fikir geldi: bütün servetf. ni (Ceneve) gehrine teberrü etmek... Bir vasiyetname hazırladı. Ve bunda yalnız iki şart koştu: 1 — Vasiyetnamenin — talbilina memur olanlar ailemiz efradiyle kat- iyyen münasebata girişmiyecekler, £ — Cesedim Ceneveye defnedilsin, Ve mezarın kapısına, at üzerinde bir heykelim dikilsin... Mermer bir kalde üzerine bronzdan yapılacak 0- lan bu keykel, meşhur sanatkörlere dan birisine yaptırılsın.. Ceneve belediye reisi Lö Boyer ken disine teşekkür içni gelmiş, ve: — Mösyö Lö Dük.. Diye başlamıştı. Dük sözünü kesti ve: — Şüphesiz beni tanrmıyorsunuz, Ben Mösyö Lö dük değilim. Doğdu « ğum gündenberi Dük enaplarıyım... Dedi. Ve belediye reisi ayriılırken e- Tini uzattığı zaman, sıkmaya tenezzül etmedi, zavallınım avucuna tükürdü. Bu, ikinel Şarl'ın son garabeti oldu. Kıymetli zümrüt nasıl bulundu? Vaktiyle kontes Merkofun oda hiz- metçiliğini yapan (İksaviye Bizat) şubatın dördüncü günü akşamı Paris- te Porte Dofin karakolu komiserine müracaatla etrafi pırlanta ve yakut- larla süslü bir zümrüdün kaybolduğu- nu söyler, Ve kpntesin 96 yaşında ol- duğunu, ölmek Üzere bulunduğunu iİ- lâve eder. Zabıta derhal faaliyete geçer, a - raştırmalar yapılır. Beyhuda... Ertesi gün de kontes ölür. Rivayete göre, kontes, b uzümrüdün kendisine hayat verdiğini, ve bu taş Üzerinde bulundukça ölmiyeceğini söy- lermiş. Rivayet bertaraf, sümrüdün kıyme- ti 2 milyon altım frank! Zülmrüd, kon- tesin malyetinde bulunan kadmlardan Franken tarafından - alınmış ve eski bir duvar saatinin kutusuna saklan - mıştır. Zabıta, zümrüdü bulmuş ve Frankenle, niganlısı genç rssamı tev- kif etmiştir. werrrı DOKTOR Necaettin Atasagun Her gün sabahları sekiz buçuğa akşamları 17 den 20 ye kadar Vâle li tayyare apartmanları ikinci daire 17 numarada hastalarını kabul eder. Cumartesi günleri 14 den 20 ye ta dar hastalarını paraxz. Kurun, Ha ber okuyucularını dakupot — muka- bilinde muayene eder. Telef: 23953