—H4 — Şişli » Diş Gülüşüz Gallba, Yunus Emre:(Allahım, bir küp- rü kurmuşsun, adını da sırat koymuşsun, Kıldan ince, kılıçtan keskin imiş, Kulla- Yımı buradan geçirecekmişsin. — Kudretin barsa bir sen geç de bir görelim) dermiş. Köprü, böyle bir köprü işte.. Zeki ve has- sas bir zat olduğunuz muhakkak. Yazını- zın bazı husüsiyetleri yaşınızı 25 kadar gösterirken diğer bazı hususiyetleri de 35 kadar gösteriyor. Sol elinizle — yazdığınız yazı ve elinizin şekli ile dirseğinizden Bi- değinize kadar uzucluğu — bildirmediğiniz için bu hususta kat'i bir netlce alamadım. Çalışmalarınızda hareketlerimizi — tahlil Bderseniz, bunlar da, — vazgeçeli Biniz 've iş üzerinde geyri — müessir kısımlara rastgeleceksiniz, Bazı hareketlerde lasar- rufa çalışmalıstnız, Bir de bir işi beyeti tmumiyesile değil parça parça — düşün- Meğe mütemayilsiniz, bu hal, başlan mun fazam bir çalışma plân) yapmanıza imkân vermez. Kenadinize itimadımız vardır. Ko- laylıkla uysal olabilirsiniz. —(yani şimdi her vakit uysal değilsiniz). Heddızatında kıhhatiniz iyi ama, siz onu iyi kullanmı- Yorstnuz zannederim. — İçiyarsunut veya Miğer herhangi Bir süretle sıbhatiniz üze- jrinde fena tesir yapacak bir şey yapıyor- Jamma, ne çarel. Zavallı kardeşim : — Alışacağım!.. Diyordu. — Ben artık karseımı verdim, - diye Başını göğsüne iğiyordu. - Bütün öm- rümü bu evde, size vakfedeceğim, an ne... Zorla yuttuğum Jokmalar boğazım- da diziliyor, beynimin içi atı acı zonk- Muyordua n Evlerine geciken telâşli ayakların tok vuruşları, akşöınım g; sessizli ginde, boş ve derin bi yuya düşen ı BU'.HJ'N tafsilâtile karakteri nizi; meziyet ve kusurlarınını; sizi hayrete düşürecek kadar vazıh ve sarih olarak hususiyetlerinizi; tut- tağunuz veya düşündüğünüz işte mu- vaffak olup olmıyacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı size söyliyebilirim. lik yazıyı; son aylardaki imzalarmız- dan ikisini gönderiniz. sunuz, bunut ne — olduğunu da diğer bir müracaatınızdan anlayacağım. - Sinirleri- nizde bir zaal mu var?.. Tekrar müracaat ediniz ve bu tahlil hakkındaki mütalean- zı da bildiriniz. —36 Fatih S. M. 3ötz Yaşınız 25-30, bünyeniz orta, boyanuz urzuncadır. Asabi ve hiddetli bir tabintiniz olduğu yazınınzdan anlaşılıyor. Çalışmağa karşı da pek hevesli görünmüyorsunuz. Allece maddi variyetiniz iyi olmak gerek. Eğlence addettiğinir bususlara karşı düş- künsünüz. Hayalınızı tanzim etmeniz ve ilerinizi düşünerek — şimdiden icap eden faydalı ledbirleri alımanız şayanı tavziye- dir. —A36— Maçka 1212 - B: Göaderdiğiniz yazı sahibi, herhalde 20 yaşından dalın küçüktür. 18 - 20 yaşların- da olması kuvyelle muhtemeldir. Pek sa- kin rohlu görünmektedir. Yazınırdan sizin hareketli ve atılgan olduğunuz anlaşılmak tadır. Bo ilibarla: Aranızda karakter far- kı vardır. İçkiye de düşkünlüğünüzü tah- Yain ediyorum. Maddi vaziyetiniz iyi de- Hildir. Etrafınızda, muhilinizde — sempati uyandıramamaktasınız ki bu yi — bir şey sayılamaz. Muhitinizde itimat uyandıracak hir varzlyet almanımı ehemmiyotle tavsiye ederim, -A371— M T, C. Ad İstanbul; Gonç, orta veya uzunca boylusunaz. Nün 326 KAHRAMAN RIZ — Pekâlâ! Dedi.. M. dö Vandom — Ne zaman arzu ederseniz!.. Cevapları veren Profesör Sanerk Grafo'oji ve Grafometri mütehassısi yece ne şişmen ve ne de zayılsınız, ortu veya ortaya yakm bir bünyeniz Sol elle yazmak itiyodımda bulunduğunuza bil diriyorsunuz. Halboki pek kolaylıkir sağ el ile yazmak iliyodımı — kazamabilirsiniz. Bu hal, sizin için fazla bir zahmet ve eme- Bi icap ettirmiyecektir, hattâ yalnız 15 gün lük vaktiniz bile bu netlceyi — vereceklir. Hayatta muvaflfak olmak — için berkese benzemek tüzımdır. Sizin İçin İmkin var- ken sağ el ile yazmamanız doğru değildir. Sol el Te yazım herket, Birar dikküte VA- yık saytlabilir, bit #ibarla Ülk — tavsiyem sağ el ile yarmağı kaide haline getirmeniz. dir. Zekânız âyidir. Fikren başkalarına ta- bi olmaktan ziyade kendi buluşlarınız ü- zerinde durmak temayülünüz vardır. Esa- sen uysal olmaktan ziyade — mütchakkim olmak sizin için daha kolaydır. Rica edi- lecek yerde istemek, istenilen şeyin elde edilememesini inteç edebilir. Kendinize güvniniz de fazla görünmektedir. — Fazla elâkalı olduğunaz işlerde mütereddit dav- ranmamaklasınır. Çalışma kabiliyetiniz de iyidir ve çalışmaktan hoşlanırsınız. Hissi meselelerde, hüssasiyetiniz vo bağlılığınız farladır. Önünüzde sizi cok alâkadar eden bir iş Kötünüyor, tonba Hedir? Düşündü- dünüzü bildirmenizi rica edertm. —— C. K O: Gençsiniz. Boyunuz uzun veya uzunca olacaktır. Zayıf bir bünyeniz var, Hassas ve biraz da asabisiniz, çabuk — müleessir olur, çabük kızar, çabuk seversiniz. Aynl zamanda alıngan da görünmektesiniz. He- yecanlı şeylere merak ve alâkanız vardır. Amoli işlere kabillyeriniz kolaylıkla inki- şaf edebilir. Fikir ve kararlarınızda ısrar etmeniz nadir değildir. Kendinize farla güveamektesiniz, üysal olacak yamanlarda biraz inada termayül şayanı — Wvsiye ola- maz. Kalboen çok iyisiniz, başkalarına ma- rar vermekten çekinir ve berkese faydalı olmağı istersiniz. İntizam arzunuz İyidir, fakat bu hususta daha dikkatli olmağa ih- tiyacımız vardır. Daha uzun bir tablil için e$ki yazı ve imzalarınızdan — mülecaddit porlaçal göndermelisinir. KAHRAMAN KIZ . S27 a —— — Hayır monsenyör, dedi, düşesin hokkında göndermiş olduğun mektup- tan dolayı seni affediyorum. Raskas doğrularak; öele gekkür ederim, monsenyör! dedi. — Şimdi anlat bakalım, Blüa ça- tosu kumandanı, bir caşuşun iki mek- tup gönderdiğini haber verdi. Bu mek- tuplardan biri bana, diğeri de peder Jo- zefe bitap ediyormuş.. Bana gönderdi- ğin mektubu aldım. Fakat ikinci mek- tuburda ne diyordun?. — Evet, monsenyör, mektubunuzun ikisini de ben göndermiştim ve muh- terem peder Jozelten cevap alamayın- ca çok böyret etmiştim, — Bu mektupta ona ne haberler ve- riyordun?, — Bu suali sorduğunuza bakılırsa, mektubum hedefine vasıl olmamıştır, demektir! — Fazla gevezelik etme ve izah et! — Izah edeyim, monsenyör.. Muhte- rem peder Tozef, korktuğum veçhile, beni astıraı nâ, bana bir vacife var- di. Madam dö Şevrözlü bulmam lâzım- di Rişliyö onun sözünü keserek: — Bunları biliyorum, dedi. — Peder Jozefe yazd mektupta, ona, Madam dö Şevrözü bulduğumu, bunüun için takviye kuvvetine ihtiyacım olduğunu bildiriyordum. Rişliyö ürperdi. Bir ta yüzünde, dü- gete karşı olan kim ve nefrt'nin ifadesi belirdi. — Raskâs, dedi, iki yüz altın mükâ- fat alacakşın.. Şimdi söyle bakayım, düşes ne öldu?, İmdat gelmediğine gö- re, elinden kaçmıştır. Bari onu takip #ttih mi? Nerededir? . — Monsenyör, düşes henüöz eldedir ve emrinize âmadedir. Rişliyö heyecan içinde soluyocak sorr du: — Onu görebilir miyim?, Kd p — Raskas bin altın mükçâfat alacak « sın, tam bin altın? , Raskas esefli bir tebessümle, * — Bu bir servettir, monsenyör. dedi ve düşesi nasıl yakaladıktan son ra, onu âdeta gönüllü bir mahpus hali- ne nasıl getirdiğini anlattı. Rişliyö a- yağa kalktı. Bir emir vermek Üzere ses Jenecekti. Raskas onu bir tek kelimey- le durdurdu: — Fakat maatteesül, . Kaedinal hiddetle bağırdı: | — Bir şey mi var? Zaten senin he zimetini beklemem lâzımdi. Raskaş devam etti ; — Maattcessllf, düşes bugün, evin hiç te muhafaza edilmediğini öğrendi.. Bunu kenidisine, sadık bir köylü haber verdi . — Bu vefili öldüzmek İâzımdıri. 'Yalan söylemek hususunda büyük bir maharet kesbeden Raskas bilâtereddüt cevap verdi? — Ben de zaten öyle yaptım, mon- senyör, bu sefili öldürdüm.. — Ve düşes kurtukdu öyle mi? Söye lesene!.. — Hayır monsenyör, kaçamadı, çün. kü ayni -amanda, benim de bilmediğ'm bir geyi öğrendi; Sizin Margşönuarın yanında kamp kurduğunuzu... — Bunun üzerine ne yaptı?. — Bunun üzerine fikrini değiştirdi. Monsenyör size şunu habez vereyim ki, madam dö Şevröz, size bizzat söyliyece- ği bazı şartlarla sizinle barışmak arzu- sundadır.. Hattâ size kral ve... İçral'çe yanında hizmet etmeğe hazırdır. Rişliyö sarardı. Eğer düşestle haki- kzten barışırsa, kraliçenin muhakkâk surette kendisine râmolacağını düşün- dü. Buna rağmen şöyle bağırdı: — Aptal! Onun tuzağına aldandın.. Seni buraya göndermiş ve bu sırada kendisi de kaçmıştır. Raskas emin bir tavırla; katasındaki bütün şeyleri iyice anla- dım ve rahat rahat yola koyularak si- ze mektubu getirdim. — Mektup mu?, — İğte moasenyör, . Rişliyö sür'atle mektubu okudu ve derhal kararını verdi. Raskasa; — Bize sen yol göstereceksin!. Dedi, ayni zamanda on iki muhafı- zın hazırlanmasını emretti . ©.h Giria d9 dO Raskas, Rişliyönün yanında ilerliyor- ıdu. Arkalarındam, on iki muhafız; ge- liyordu. Marşönuara geldikleri zaman, Rarzkas şöyle dedi; — Monsenyör, düşesin kapısı önün - de hazır bir at duruyor. Eğer bizim kalabalık olduğumuzu görürse kaçacak- tır . Rişliyö, muhafızlara kumanda eden zabite doğru döndü ve: — Müösyö, dedi, ben şurada gördüğü- nüz eve giriyorum. Siz beni burada bek- Hyeceksiniz. Düdük çalarsam dorhal bu eve hücum edecek ve insan namına ne varsa hepsini kılıçtan geç'receksi- niz, anladınız mı?, — Başüstüne monsenyör. * Bunun üzerine kardinol Raskasa ö- derek: — Şimdi yürü! dedi. . Casus o kadar emin ve sakiz adım- larla yürümeğe başladı ki, kardinal ken di kendine ; — Hayır, dedi, bu bir tazak değilt. Biraz sonra, av köşkünln önünde at- İsaından indiler ve evveli Raskas içeri- ye daldı. Kardinal da yanı karanlık olan sofaya girdi ve kapının arkasından ka- pandığınt duydu. Ayni zamanda diğer bir kapı açıldı ve sofa aydmlandı; Rişliyö, bir an şüphelendi, fakat Ras- kası tekrar görünce bu şüphesi derhal zail oldu. t Raskas onun önünde eğilerek: DUR BAKALIM ÖLECEKMİ YİM . — Monsenyör, içeriye buyurun!, Dedi ve hemen ilâve ettiz — Monsenyör, lütfen, elimi bir SA size sürdüğüm için beni affedin. » Raskas bu sözleri söylerken, ayni £0 manda onun boynunda asılı duran İS” dat işaretini verecek düdüğü gekerek aldı. Çekresi sapsarı kesilmiş olan kardf mal şinler gibi bağırdı; — Setil! B met, guürür, dehşet, nidamet ve «j ifadesi okunan bir sesle, trpkı memurlarının jestini tuklid ederek bW —— Betii z «Ü — Rutbelüâ monsenyör kardinâl Rişliyö hazretleril, ' Bir ses; v — Lütfen buyurun, monsenyör': * Dedi ve gözlerk faltaşı ;miocı M olan karlinal, önünde hürmetkâr bir Ü vırla eğilen Trankavelle Molüsü BÖT dü ve titriyerek: — Mükemmel bir tuzak!. ; Diye taurıldandı. « çever Molüs de soğuk bir tavırla 49 bı verdi: F — Monsenyör, burada ne dük Jp Vandom, 'ne de dük d'Anju vardır. Ç — te esişrim Üstadı ve ayni zamanda ÖL — nuıimdıoluuhyö'l'un—'d"j na gelince, ben de kont dö şeği Bizim bir tuzak kuramıyacağıı” ——— mine her halde bunlar kâfidir. — — 0L O — Kont dö Molüs mü?. Diye sordu ve bir gey bEnriet? Ö bi ilâve etti: y