— [ a 8 ŞUBAT | / B Briç kralı, oyunda , yenildiği bir kadınla nasıl . evlendi ? || Usulü bütün dünyaca malüm olan meş e£ w birç oyuncusu Gülbersto bir tesadü- ’ı ““ğitdımiyle milyoner olmuştur. İz- yerf) " dl mühim bir hâdisedir. Oyunda e :'"İdltı bir kadınla evlendi. Şimdi de B Ytılmak üzere, ı'hhl. karı kocalık hayatında bit tür- h&şmmıyın mösyö ve madam Gul- B boşandıktan sonra münasebetle- k kesmiyecekler. Briç müsabakaların- Yne ortak olmakla devam edecekler. S Meşhur oyuncunun hayatını kısa- anlatalım: Son banknot t Rus generalı: ; — Memnuniyetle, dedi. Beyaz orduda ze bir vazife verebiliriz. Bir ünilorms kahibi Olur, sabah ve akçam mükemme! famınızı doyurursunuz... Genç namzed, zihnen şöyle düşündü h;ı Kızıllar tarafından öldürülünceve AA UE : makat, yartık edbiseleri, ayakkabıla- ’ aklına gelince başını eğdi, ve: İ Tzi Pek âlâ, dedi. Yarm gider, muka- : İ imzalarım... —,::llhnlı_ Beyaz Rusların asker alma üa’:::nmçır: ve Paris sokaklarında a başladı. Ğ”î"ü)'nrd- Yarın imzaliyacağı mu baz ı; kendi ölüm karrar idi. Çünkü he US davası çoktan bitmişti. Fakat; Yanı var, dedi. Arkamda göz yaşı l*îî kimse olmadıktan sonra,,. e a düşüncesiz geziyordu. Elini cebi ça Mtu. Son 100 franklık - banknotu kapış Bu sırada bir kumar klübünün qî'llmdı bulunduğunu gördü. Er- u Rusyaya doğru giden bir tren **İlm:ıcağım ve bu paranın orada hiç %'_R yaramiyacağını düşünerek klühe Yüz franğı verdi, mukabilinde beş î:ı::ııw rület masasına yaklaştı. Üüt durmuştu. Karşısındaki 12 'nu- lı».“î“î:.ll. Buü numaranın üzerine 25 ür fiş attı. &îr &h gonra yanında oturan öküz gi hlln):mn Fül adam yerinden fırlayarak tam d:' şiddetle Gülberstonun ayağını &0 Gi Msırının üstüne bastı. Delikanlı xb" leryad kopar . Z eit gözün kör mü?.. mMÖ' Sensin... Cesaretin varsa gel, G, d_"!arda tekrar et... lth: Gülberston, şişman adamın arka h & Yürüdü, Sofada yumruk yumru- Yüley, ı':ta geldiler. Nihayet ikisi de yo iktilar, a' w':lğ-iawn biribirlerinin elini lar. Tanı z q%'_'::yıeak bir para ÜNdeki ga y) Tület masasına döndü. E- Yatağı Sört fiği bir numara üzerine ko Ği krupiye: v nni aklı AM _'3.“—.&'3 *& ALA b —< “—K'_' Yordu. O zaman, Gülberstonun b DA geldi. Bu parayı kendisini; "lazj iterek hatırladı. Masanın başında Ş Yüi iyenin yanına geldi. Ve: 12 p dedi. Ben koydum. hin Üa tek Ta 700 frank kazanmıştı. Bun Beler de se ” AYNİ numaraya koydu. Bu “::k _:-: frank kazandı. * gün sol gözü şiş ve çül- '.hı!:y% Zaman başına « !zdzîn 'Bç,h_k::üu - Ve o dakikadan itibaren nni .h:d'uu ile intihara koşmanın Tllı— İA AAA AAA ğ anladı. Simgi Arişı 'ı:q, h: büyük emeli her gün bir ye Uzaki tıkan Avrupadan hir-an ev- '—*ıı Nı"“ul idi. İlk hareket eden Y'“Üı. : beka gitti. : ’.;n,._ Bir ;h De yapacağını düşünü %& US generalının kıziyle evlen ."4"'31_ * Maden mühendisinin ej ü A__“*ı::d:nk iyi bir tahsil gör- İ ..h. A vlr etti, W :—u__ ;':'Fıda S& a SAa AA iayı tarih ve iktısad ders n kendisine gülen ta'i İ N"'nu.,, _'ıhı._: ıım,.':,'f.' çehreyi göster laşırken eski aile | T Vakışıi, YS bir - kadına tesadlü | Zengin olan bu kadın son HABER — Aksam postası 33 gün süren bir partliden sonra riç şampiyonu ve milyoner Fngiltere ve Amerika oyuncuları arasında 38 gün süren büyük bir briç müsabahası. Yuvarlak çizgi içinde gördüğünüz briç kralı ve karımdır Briç kralı Gülbersto hâdiseler dolayısiyle fakir düşmüş ve ha Y yatını kazanmak için bir stüdyo açmış- tı. Buraya briç oynamak veya öğrenmek için gelenlerden bir duhuliye alıyor, bu- nunla geçiniyordu. Delikanlıyı görünce evine götürmekte İsrar etti. Bir rakig Gülberston, çok iyi briç bilirdi. hir partiye gitdi. Rakibi genç bir kızdı. Ve Amerikada büyük bir şöhreti vardı. Delikanlı oyun ve kumar mübtelâsı ka dınları hiç sevmezdi. Bunu açıkça söy- Temekten çekinmedi. Genç kiz, onun bu kabalığına cevap vermedi. Yalnız gözle- rini kırpmakla iktila etti. Oyun, Gilberstonun ve ortağının mağ lübiyeti ile nihayet buldu. Profesyonel genç kız nezaketle sordu: "Nasıl mösyö Üzerine 25 tranğı ko- | Gülberston, kadınların da iyi briç oyni- yahildiklerine kanaat getirdiniz mi?” Ortak olalım ! Gilberston mahçup olmuştu. Getç ka dından af talep ve kendisini yemeğe da- vet etti. Onu o kadar güzel buluyordu ki, şu sö zü söylemekten kedini alamadı: — Baş başa geçirilen bir hayat bir Briç partisinden daha iyi değil mi? — Evet, fakat bu suali niçin sordu- Duz? Gözlerini gözlerine dikerek cevap ver- di: — Ortak oynardık. Ve hiç şüphesiz her partiyi kazanırdık..., Bir kaç gün sonra evlendiler. Karısı tarih ve iktısad prolesörlüğünden vaz göçmesini, profesyonel bir oyüncu olma- sını taysiye etti. Gülberston, karısının teklifini muva- ftik ve daha kârli buldu. Ve ayunu, trp- kı bir riyaziye meselesi gibi tetkike ko- yuldu. Az sonra yeni bir oyun usulü keşfet- ti. Bu keşfine dair de mühim bir eser yazdı, yüz binlerce nusha sattı. Büyük bir servet kazandı. Bu eserini takip etti. Müthiş bir kazanç Usulünü öğretmek için dört bin kişi kullanmiya başladı. Bunlara usulünü öğ retiyor, başkalarına öğretmelerine mü saade vermek için kendilerinden üçer in- giliz lirası diploma ücreti ayrıca da se- nede de iki İngiliz lirası hisse alıyordu. En büyük muvaffakyeti 1923 de, Sid- ney Lenz'le oynadığı partide kazandı. Bu parti otuz üç gün devam etti ve ken- disine 2 milyon dalar kazandırdı. Gülberston yalnız briç oynamaz. Briçe dair radyöda konferanslar verir ve çok para alır. Bu sayede milyoner olmuştur. Senede 100 bin ingiliz lirası geliri var dır. B Avnavutluk Krolmen Macar Kontesi Appomyi ile erlenmesine Musolininin wihayet muvafakat ettiği haber veril i . Resimde Mabvar Kontesile Kra- hm yeni resimleri ni görüyorsunuz a Kİ ITT T İAÇA DAR, HIS, AŞK ve IZTIRAP ROMANI Nakleden: SUHEYLA ŞEFiK —İm Nermin önce üvey annesine, son- ra Hatice hanıma baktı. Kararsız. lık, düşünce ve hoyocan gözlerinin rengini daha koyulaştırmıştı: — Bilmem... dedi. Eğer siz muva- fık görüyorsanız Hatice hanimefen- di. Tabil kendisini iyi tanırsınız. İyi bir zevç olabilirse?.. — Çok iyi eslâdım. Yalnız bu söy- lediğim cihet biraz güç. Bu kadar düşünülen bir kadımın yerine geç- mek kolay değil.. Fukat senin de öy- le güzel ve iyi tarafların var ki Fe- ridi kendine pek çabuk bağlayabilir sin, Belkis hanım yüzünde dolaşatı bir sinoği hızla kovarak: — Bilhassa ona istediği verebilirsen... Herbhalde bu en büyük arzusu ve evlenmesinin başlıca sebebidir. Alle adlarının devamını babası ile kendisi çok iİstiyorlar. $akir bey başını salfryarak: — Pek tabif, dedi. Belkis hanım daevam etti: — Sizde bir kere görmüştüm Hati- €e hanım efendi çok mükemmel bir adam. Daha fazla düşünmeğe hacet yok sanırım Nermin.. — Yarına kadar düşünmek isterim anne. — Düşünmek mi? Hatice hanrme- fondi bize en mühim teminatı verdik ten sonra düşünmeğe hacet var mı? Hatico hanimefendi hemen atıldı: — Tabii hakkı. Böyle ciddt mese. lelerde her zaman düştünerek hare- ket etmek Jâzım. Yarım cevabınızı alırım. Ümlt ettiğim gibt — çıkarsa yefonime haber veririm. Artık bana İzin veriniz.. Kalktı. —Nerminin sıcak yüzünü öptü. SŞakir bey, annosi va,kız kar- deşi onu sokak kapısşına kadar teşyi ettilor. Sonra döndüler, Şakir beyin romatizmalı titrek ayakları taşlığın girintilerine takılıyordu. Belkis ha- nım ihtar etti: — İnsanın bir yeri kırılacak. Fa- kat ne yaparsın. Ev, evlikton çıktıy Allahdan ümidi kesmemeli.. Belki yardımcımız olur. Nermin bu sözlerin manasımnt ân- Jamıştı. Bü yardım , Ferit beyle evlenirse olabilirdi. Ve bu İzdivacı ntlesinin saadeti için kabul edecok- ti. Şimdiyo kadar ne büyük fedakâr- lıklar etmişti! Hiç olmazsa bu sefer olsun âdi düşüncelerini ondan sakla- salar olmaz mıydı? Karanlık koridorda, göz kapaklarını ağır ağır rak kızımı seyrediyordu: — Haydi bakalım kü tali bize gülüyor. Fakat elimden kâtibim gidiyor.. Btinj kaldırarak Narminin yüzünü okşadı. Çok memnun görünetn kırmı- zı yüzünde ufak bir üzüntü farkedi Hiyordu. Belkis hanım söze karığtı: — Fevkalâde bir damat kazanı- yorsunuz. Akla gelmivecek bir şey. Bu her gayo tercih edilir. Normin küçük bir kapıdan geçe- rek bahçeye Indi. Yalnız'kalmak is- tiyordu. İnce vücudunu — tamamile kaplayan bir incir ağacının gölgesi. ne oturdu. Güneş ziyalarını, bahçe- nin üzerinden çekiyordu. — Bahçeye seneler var ki artık bakılamıyordu Bsaki omektarlardan Hasan — çavuş bazan çalreryor, tarhları düzelterek meşgul olüyordu. Ortada, kararmış, atlarla kapanmış duran yüksek bir mermer sakser çok hazin bir manzara vücude getiriyordu. Hafif bir rüz- gÂr esti, yapraklar düştü; bu, mev- simin sonunu gösteriyordu. Nermin ellerini kavuşturmuş düşünüyordu Genç pasa zadenin asil nazik profi- Hint, etddt? bakışlarını, bilhassa biraz evlâdr onun Şakir bey kaldıra- m. İşte benim de canlandığı zaman çok güzel olan gözlerini düşünüyordu. — Hatlce Mü- never hanım akrabasının — manevi kıymeti hakkında kâfi derecede te- minat vermişti. Nerminin bu izdivacı kabul otmo- sine hiçbir manl yoktu. Ferit be. yin İlk karısıma karş$ı gösterdiği &n- dakati köndisini daha yükseltmiyor- müydu? Bu dercca — sadık kac kisi bulunabilirdi. Nermin, onu sarışın — Ferideden kıskanmyacak onu unutturmağı dü- şünmiyecekti. Bir ölü tehlikeli bir rakip olamazdı. O Ferit Hikmet boy için zeki, sevimli, — sadık bir zevce, bu baba ile oğlu teselli edecek bir kadın olacaktı. Tabil o da Nermine kargı samimi bir muhabbet besliye- cekti. Bir gürültü ona Hüseyin çavuşun yaklaştığını haber verdi. Zavallı a- damınm omuzları çökmüştü. Kucakla- dığı sebzeleri Adeta güç taşıyordu. Yanından geçerken, akşamın son ay; dınlıkları, çamurlu esvaplarını, yor gun yüzlüntü aydnılatıyordu. Neremin düşündü: “Noe kadar ihtiyarlamış, ça hşamıyacak bir haldeyken hâlâ di- diniyor. Bu bize sadakatten...,, İylce düşünebilmek için gözlerini kapadı. Bir müddet durdu. Sonra gözlerini açtı. Bu sırada son kalan aydınlık« lar birkaç dakika daha göz kapak- ları üzerinde dolaştı ve yavaşça göy< lendi: — Bu izdivaer kabul etmekte hiç bir mani görmüyorum, Hem herker' memnun etmiş olurum, nti Nermin ve kardeşinin — güllerle süsledikleri loş salonda — Ferit bey ilk ziyaretini — yapmıştı. Sevimli ve mültefit hali, müstakbel kaynana ile babanın ve bilhassa Sevimin hoşuna gitmişti. Biraz sonra Şakir beyler Fe rit beyin babasına gitmeye hazırla« nırken Sevim Nermine yavaşça: — Çok iyi bir adam, dedi. Bahti- yar olacaksın Norminciğim. Ferit beyin arabası Şakir beyle a- Hlesini Hikmet pasa köşküne götürü. yordu. Köşk şehrin — kenarındaydı, Renkli eamlı yüksek pencereleri üşe tüne çelenkler resmedilmişti. » Nermin arabadan inerken güne- tİn ziyası altında parlayan bu kur- şun! taş binayı uzun uzun Beyretti, İşte onun evi, ocağı karşısındaydı. Bir takım acı hatrralar gören bu yük sek duvarların arasında acaba mes' ut olacak mıydı? Bu fikirler ona muhteşem köşkü korkunç hattâ esrarengiz göstori- yordu. Gayrilhtiyar! gözlerin! Ferit beye çevirdi. Fakat öonünkilerine te- sadüf etmedi. Genç paşazade önden Herlemişti. Misafirlere yol gösteri- yordu. Uşaklardan birisi Hikmet pa şanım kendilerini tarasada bekledi. ğini söyledi. Ferit bey Nermine dö- nerek yavaşça: — Babam sizi görmek için telâş içinde... Hatice Münevver — hanıme- fendi sizi o kadar methetti ki Adeta sukutu hayale uğramaktan korku- yor gibi. Fakat sizl gördükten sonra memnun olacağına eminim., Nermin, hafif bir tebessümle cevap verdi. — Düşünüyordu: “İyi bir - dam olmasa bana bu kelimeleri sar- fedebilir mi?,, Hüznüne — biraz neçe karıştı. Ferit beyin bunu söyleyebilmek 1. çin ne kadar gayret sarfettiğini far- ketmemişti bile, Küşkün üöbür tarafında gölgeli ge- niş bir trasa daha vardı. Hikmet pa- şa bahçesinin meşhur gülleri koku- Tarını ta Nermine kadar gönderiyor lardı. Köşkün bir tarafı — bütün bu güllerle sarılmıştı. Ağaçların dalla- rında, hep bu beyaz ve sarı güller sallanıyordu. Trasada, Hikmot pasa geniş kol- tuğuna yaslanmış bekliyordu. Dört senedenberi — hastalık onu bu hale getirmişti. Zayıf yüzündeki siyah ve hazin gözleri misafirlerin geldiğin' görerek canlandı. Şakir beyle zevcesini seolümladık- tan sonra uzun uzun Nermine baktı. Genç kız bu müşfik ve sakin bakış- tan hiç rahatsız olmuyordu. Çünkü Ferit beyin memnun yüzü onu temin etimişti. Hikmet paşa oğlu gibi çok nazikti, Müstakbel gelinini tam is- tediği gibi zeki, sakin, oğlunu meş- gul edehilecek bir vaziyette gördük- çe kendini bahtiyar — addodiyordu. Etrafında bütün misafirler toplan mıştı. Nermin, kayınpederinin sunal. Torine ahenkli sesile cevap veriyor- du. Ferit bey bazan bahse karışıyor, yerine gelmiyecek olan caki hatıra. Tarmın tessürüne alışmış gibi sakin görünüyordu, (Devamı var)