Yazı işleri dere |, LL Bulgar Hükümeti halkın fikrini sormağa hazırlanırken Yazan: Şekip Gündüz ULGARISTANDA, 1944 yılı Mayısının 19 urcu günü yapıl muş olan askeri taklibi hükümetten sonra millet meclisi (Sobranya) tes hedilmiş ve o ana kadar Bulgar sıya- Bösmin İstikameti, manası ve tali ü- zerinde zaman zaman tesirlerini gös- termiş bulunan partiler ortadan kal- dırılmıştı. Yani, Kral Boris, babası Ferdinand dan tevurüs ettiği Bulgar tahtında, 194 e kadar, babasinm izi üzerinden yürüyerek ve hattâ zamanım emrettiği yeni zaruretlere boyun eğip hudutları- m: çok grniş'etmiş bir demokrasiye a- yak uydurarak hareket etmiş ve 1934 taklibi hükümetinden sonra ise, bu geniş demokrasiyi memleketin ha- kiki menfaatlerine (O(daha doğrusu kendi şahsi menfaatlerine) uygun bulmiyan askeri hızbım kendisin: beh- #e**”i otoriter salâhiyetleri reddet - memişti, Bu.gar Kralı Borisin Bulgaristanda halkm mühim bir kısmına sempatik gelmediği, Bulgar milletinin mühim bir kısmı tarafından Krala sevgi ve sadakat güsterilmediği iddia edile mez. Çankof”un meşhur takibi bü. kümetine takaddüm eden günlerin Bulgaristenmda bile; yani iki günde bir sokak harbi, bir komünist - köylü ihtilali, bir Makedonya suikasti ile kana bu'avan Bulgaristanda bile Kral Borisin sahsma, saltanatın en müfrit düşmanlarından dahi asla ciddi bir tehdid ve tecavüz kaydedilmemiş - tir. (0) Fakir Bulgaristanm fakir Kralı Bo- Tİs hakikaten Populaire bir devlet re- isidir. 1934 de ân bir taklibi hükümetle İktidarı ele alan askeri hızıp, köylüyü tutmak ve böylelikle reisleri meşhur S&tambuliskinin Çankof (tarafmdan feci bir surette öldürtüldüğü günden- beri için için kaynasmakta olan bu gilmrenin sempatisini kazınmak İste- mislerdi. Askeri hızbın, 19 Meyıs 1934 U takip eden kısa “hâkimiyet devresi, nde, bütün iç eryasa şu cümle ile hu- Mr edilebilir: “Sinif kavgasmı kökünden tasfive ötmeye karar verilmiştir. Fakat bu kavsanm tasfiyesinden evvel köylüyü smıf kavçasınm başında bulunan'ar- Ya, bilhassa Fomlinistlerle anlaşıp bir. leymeve sevkedecek sebebleri orta dan kaldırmak... Bu siyast plân, 0 günkü Bulyaris. tan irin, hiç de fena düslinllmüş bir p'ân değildi. Lâkin bütresi bir tri” yamanamıyan, vatandaslarınm gözü- nfi kin kan ve intikam bürümüş olan bir Bulgaristanda üç gün iinde köy- lüyü tatmin edecek içtimai ve iktısadi bir wlahatı başarmak tabii mümkün olamazdı. Ya'nız İvi nivet, va'nız İvi karar ve kuvvetli bir azimle bararıla cak İş defildi bu. Zaman lâzımdı, pa. ra lâzımdı, devam'ı nrona vanda lftim. dı. Ve zamanı e'de tutmak isin küd. ret lâzrmdı. Maamafih âsteri hrsbm en wf-k bir isi kalmadı da denile mes, Hızbın iktidar mevki'nden meri Malnden sonra, kral, gelen hükümet. lerin az çok inhiraflarla avni yoldan yürümelerine calıstı. Fakat heslkm fikrin! ve reyini ö#renmekten, kon- trol etmekten müsteğni kalmak ime. medi, Elindeki otoriter şalâhivetlerin bir krsmmı devam ettirmek ve hir krummı İse haemdan atmele eihetini Ihtiyar etti, Ve 1915 te bir bevanna. me nesrelerek intitshat yapılmasını Değil mi? Nezaxet Bir arkadaşımız anlattı: “Dişlerim oldukça sağlamdır. Bir kere bir d.ğim hajifçe ağırır gibi oldu; azı d.şiydi, söktürdüm. Şimdi de, olur a, ön dişlerimden biri sız. “maya başladı. “ön diştir, söktür - miyesim, adı çıkmış bir dişçiye gi. delim de, birkaç kira için, dişi kay- hetmiyelim,, dedik. Bu sabak, Beyoğlunun adı çıkmış bir dişçisinin telefonunu açtım. Yük esk mevkilerde bulunmadığım için, azamet nedir bilmem. Binaenaleyh her vakitki gibi, mütevazı bir dille, ve sannederim, kemali mezaketie dişçiden muayene için bir randevu istedim. Beni kemali sükünetle din- ledi - telefonda hiç ses gelmiyordu çünkü - sonra: — Kimsiniz? Diye adımı sordu. Söyledim. Tek- rar sordu, bir daha siiyledim. Gali- ba, telefonun öbür ucunda bir hayli HABER — Akşam postası İN DE v7 Hafıralarını anlatan CEYMS NORODİ Fnlellicens Servisin en meşhur easuslarından Zİ TEFRİKA NO: 29 Alman kumandanı meslektaş'arımı &ur- taracak olan tahliye emirlerini sevinçle imzalıyordu. Ben bu kâğılları onun dolabından çalmış olacaktım ! Kara Şeytan itiraz etti — Böyle bir şey olabilmesi için gümüzden birinin ihanet ctmesi lâzem. — Bende ayni fikirdeyim. Onun içindir ki endişe etmiyorum. Şimdi pto jemizi umumi valiye arzetmek ve tas vip ettirmek kaldı. Sanırım ki gene ral piânımızı beğenecektir. Ayağa kalktı, bana dönerek; — Gidebilirsiniz, dedi, Yüzbaşı Ber gom emirlerimi bilâhare size tebliğ e- der. — Başüstüne ekselârsi,, Bu emirler geç kalmadı... Hemen o akşam yüzbaşı Bergam beni yanına ça- gırarak general fon Bissing plânımızı tasvip ettiğini, astık harekâtımda ser- best olduğumu bildirdi. — Mükemmel! diye cevap verdim. düşündü. Sonra gırak!!... diye tele- Harekâtımda serbest olmaktan, istediğim fonu kapattı. Evveld, ömrümde böy- Fi le muameleye mazhar olmadığımdan $i fena halde şaşırdım. Sonra telefonu elimden bıraktım. Vaziyeti idrak €- dince suratımın adetâ worardığını hissettim. Meşhur dişçinin nezaketi! Peki, ben bu adama dişlerimi ma. ayene ettirmek için mutlaka adı- min başına siyasi bir isim daha mı koymalıyım? Yoksa mutlaka beni tanıması ma icab eder? Haydi, bum- dan da geçtim, vakti yoktur veya tenesgil etmemiştir, bütün bunları kabul edelim; fakat Beyoğlu denen melez diyarında adı çıkmış olmak, insanı en basit nezaket ve terbine kaldelerine de yabancı m bıraktı. “or? i “Nafra Vekili Dün telefon idaresin! tetkik etti Nafia Vekili All Çetinkaya, dün 1s- tenbul telefon direktörlüğüne giderek İdarenin yeni sene bütçesi için yapı- lan hazırlıklarla mesgul olmuştur. Ali Çetinkaya buradaki tetkik'e - rinden sonra posta ve telgraf müdür- lâ”lne ve müteakiben de Salkımsöğüt- teki posta ve telgraf umum müdürlü- Eünln fabrikasma giderek buralar dak! isleri gözden gerirmistir. Nafia vekâ'etinin elektrik #irketine verece « Ei cevab da dün vekil tarafndan im- zalanmıstır, yıl geçtikten sonra, Eral beyanname- sinir vaadettiği intih-batı yapmağa hazırlanıyor. Bu intihabatın yeni bir kanunun (2) hükümlerine uyarak ya- pılacağını ve bu ksnunun umumi hat- larını evvelce bu sütunda uzun uzadi- ya teşrih ettiğimizi hatırlıyoruz. Acaba intihabat nasıl bir netice verecek. Dört buçuk yıldanberi siya- si faaliyetten mahrum kalan partiler, yeni İntihabata resmen iştirak ede - meseler bile intihap neticeleri ile Sobranyaya girecek aza arasında es- ki siyasilerden kimler! görebileceğiz? Sobranyada nasıl bir ekseriyet top- lanabilerek? Netiselere bakarak ko - münist'erin tamamile “tasfiye” edil - miş olduklâirma iranılabilecek mi? Köylü nasıl bir temavül göstereetk? Yeni Bobranvaya halk, kendisini tem- sil eden bir meol's gözü ile bakecık m1? Ve nihavet bu Sobranvanm iti. madı ile iktidar mevkline gelecek ye- ni ebinenin iç ve dış sıyasasi ne-© lacak? Avrmetın merak ettiği nokta şu: Eral Boris yeniden demo'ratlasıa bir Bulear'sten mi kuruyor; yorsa bwetiniii otoriter rejimin mestuti bir kiev altında devam ettiğini mi göre ceğiz? Şekin Gündüz (1) Tebit, tamamyile ferdi mahi- yette kalmış olen bn swilestler ve o meşhur Seni Nadelya suikasti ha- ve münasip görec:ğim vasıtalara müira- caatte serbest olduğum mânasını çıkarı- yorum. Öyle mi?, — Evet esi mesele Marsel Dömo * run öklürülmesidir. Geri kalanı bizim için ehemmiyetli değil, Maamafib işlerin iyi yürümesi için tasavvurlarınızi bana bildirmenizi isterim , — Tasavvurlarım mı? — Yani “Serbest Belçika,, ya intisap edebilmek için neler yapacağınızı öğren mek isterim « — Onu tbit size söyliyeceğim. Za- ten Sen Jilde mevkufları kaçırabilmem için sizin yardımınıza muhtacım, Başka türlü olmasına imkân yok.. Şaşırdı: — Nasıl? , — Mevkufların kaçabilmeleri için si- zin müdubale etmeniz lâzım değil mi yat, j y pp — Böyle bir: müdahalede bulunmak , istemem. —o balde fena yapabilirim? Ha- pisane kapıları kendi kendine aşılmaz ki. — Hakkın var. Ne yapacağız o hal- de? İş gene çıkmaza girdi desene... Baş- ka bir çare bulamaz Mmusın?, Düşünceli bir tavır takınarak cevap verdim; — Bayık bir çare bülmak güç.. Belki bir çare bulunur amma. — Amması he 7. — Hiç aklıma bir şey geldi de. — Nedir söyle? — Sizin imzanızı taşıyan bir tahliye emri derhal infaz edilir mi?. — Evet. Niçin soruyorsun?. — Bu emii başka bir makamın tasdik etmesine İüzum var mıdır? — Sen Jile yalnız benim emrettiğimi bilmiyor müsun?. — Mükemmel. « — önündeki dosyadan sekiz tane tahliye emri çıkararak sözlerime devam ettim: : — Bunların altına imizmtızı atıp mü- hürlemenizi rica edeceğim! Hayretle yüzüme bakarak bağırdı: — Çuldırdın mı sen? Böyle şey olur mu?, — Bunda olmuyacak ne var?. — Tabii olmaz. .Bunları imzalıdığım anda ben de senin suç ortağın suzılırım, Omuzlarımı siktim; — Niçin b:nim suç ortağım olacak» mışsınız?, Ben sizin dolabmızı açmış ve bunları oradân ç:dmış. olabilirim. Bir çek asker! vesika çalan adâm bir kaç tahliye emri de aşıtamaz mı? Bu tak- dirde sizden kimse şüphe edemez. — Ba vaziyette evet. . — Gös'dünüz mü? Mesele kalırdı. Tekrar yüzü güldü ve neş'e ile kâğıt- ları imzalâmağa koyulduğu sırada: — Sen, dedi, fevkalâde bir adamsın. Dahiyane buluşların var. — Yok canım, d'ye mutswazlane iğ- raz ettim. Siz de benim yerimde olzay- dınız, Kafanızı yorunca bu fikri bulağak tınız. Çütikül yapılacak başka bir şey yok... « — Şimdi ne yapacaksın? « girmek meselesi kaldı amma bü da im- Kânsiz bir şey olmasa gerek.. — Evet.. Çünkü Brükselde bu mel'un teşkilâta mensup olmıyan hiç bir Belçi- kalı yok gibi... — Bari bana bir ip ucu verebilir mi- siniz? Hangi kapıya baş vursam acaba? Güldü: — O kapıyı ben bilsem çoktan içeri- ye dalmıştım!. — Doğru.. Şu halde işimi ben tek ba- şıma becermeğe çalışacağım. — Şansın açık olsun dostum. İmzaladığı tahliye emirlerini eüzda- nmu yerleştirdiğim sırada cevap ver- dim; — Teşekkür ederim.. Şimdiye kadar işler çok yolunda yürüdü. Bu gidişle size hiç beklemediğiniz bir sürpriz ha- zırlayabileceğimi sanıyorum, — Muvaffak olacağından bahsetmek istiyorsun değil mi? Zaten ben de sen- den bunu beklemekteyim. Seni hizme- timize almakls mükemmel bir iş yaptı- ğımı gün geçtikçe daha iyi anlıyorum. Bu iltifattan sonra biribirimizden ay- rıldık ve ben on dakika sonrs Şark bul. varında Brükselin ea meşhur k:raath&- nesi Metropola gittim. Brükselde Al man aleyhtarı cereyanı idare eden bir gok şsflerin, bu arada Lui Brilin bu kah- veye devam ettiklerini biliyordum, Fil- hakika onu iki arkadaş'yle beraber kah vede buldum. Yanlarındaki masa boştu, oraya geç- tim ve garsona bir bira getirmesini söy- ledim 0 Oraya gidişimin muhakkak bir sebebi olacığını tahmin eden Lui Bril benim- le Konuşmak için biraz sonra bir bahane buldu. Arkadaşlarına hitaben yüksek senlet . — Ne yanık ki, dedi, üç kişiyiz. Dör- düncü bir arkadaş olsaydı şimdi bir pixti briç oynardık. Masamdan cevap verdim? — Benim de yalnız başıma canım $ı» kılıyor. Eğer beni kabul ederseniz oy- nayalım.. i Lui Bril teşekkür etti; i — Hay, hay... Maalmemnuniye,, Mazalurına geçtim. Bril kâğıtları da- ğıtrken yavaş sesle sordu: — Ne var? Yeni bir şey mi var? — Evet. İyi havadislerim var.. Bu akşam sizi nerede görebilirim? Biraz düşündü ve cevap verdi: — Hal kapısını biliyor musunüz?.. — Evet, » — Bu âkşzen saat tam dokuzda orada beklerim. ,S'zi görür görmez yürümeğe başlıyacağım. Beni takip edersiniz. Giieceğimiz yerde rahatça konuşabili- TİZ. — Bokemana da oraya gelmesini söy liyebilir misiniz? Onu da acele görmem lâzım.. — Hoy, hay Yarım saatten fazla oyun oynadık... Sonra Bril ile arkadaşlarmdan aynl- dam. işlerim o zamana kwiar yolunda git- mişti.. Şansım ve tesadüfler bep imda - drma yetişmiş, Kara Şeytanm hakkım- da göstermek budalalığında bulunduğu derin itimat sayesinde muvaffak olmuş- tum. Fakat müşküller şimdi başlıyordu. “Serbest Belçika,, teşkilâtma nasıl inti- sp ettiğimi benden tabii soracaklar, isim istiyeceklerdi. Dostlarımı ele vere- mez, uydurma bir isim de söyleyemez « dim; Bırgamın işin çabucuk farkına va- ta-ağı şüpbesizdi, Ne yapmalıydım?. Halli imkânsız gibi görünen bu mu - adeleyi Lui Bril o akşam derhal kökün den kesip atıverdi. Randevuya o akşem muâyyen vak- timde gittim ve peşini takip ettim, Ten- ha bir sokağa saptık, Bril pencereleri kapkaranlık bir evin önünde durdu, Etrafına bakmdı. Peşimizden kimse gelmediğini görünce kapıyı porolah bir şekilde çaldı. Derhal açıldı, içeri gir- 1ste1i#ini ha'ka bildirdi. — Şimdiki halde işin en güç tarafmı | dik. İşte şimdi Bulgaristan, aradan üç| (o (2) Muvakkat kanun, hallettik,. “Serbest Belçika, teşk'lâtma Kapıyı aşan ve evin sahibi olduğu Ğ neee bee e e İĞ mk id İk ük dn İL İİ Gİ İİ İL Mİİ İka İİĞDÜÜĞZ Lİ ai atl e sik ğümişe Sgı üre Taksi otomobisi istemek | de DE İre Banisun. İh38 de Esener, 19,15 da Anka j (Çözer 8 Te 1038. ŞUBAT 8 > 8 ŞUBAT — 1938 SALI Rlerl: 1338 — Zilhiceer 7 7 | — : ei 7,05 7 Ağaç dikme zamanı e deheh öte bedi aya vee 5,42 1224 15,15 17,34 19,05 Sİ &üzumtu Telefonlar AR. Meşottn çimi saga, GERMİ aden Siri: Meyoğbu; 4APMA « Melankmli SAFTA, Pal i Beroğüs: ee1at tağı aörii, Orhan, g9 varan SATA Önkie > MkdMAZi BETER iğ tamer! 3 Uran: DEYE Kenari BEM Meyarlaz GA | Beyuktn ihr: 440ü4, Been cihanı 30 e ul, Bİ | “iş ebe Ger Deniz yolları p Peteteni | Uymak arenirliği; 2110 Baraknşı 4 j| Mufanyaya: Pazar, Baz, Perşembe, CR | sart 530 Ge Tuçtamı Ferimınans elkAr, n MR Kamhirara var “Akdeniz postası: Yarın saat 17 de MA ket edecek olan vapur, Lâpseki Gelik: Çanakkale, İmroz, Bozcaada, Kücük Edremit, Burbaniye ve Ayvalığa / caktır. il Karadeniz postası: o Yarım saat İSİ. kalkacak ölan vapur; Akçekoca, al Zonguldak, Filyos, Barın ve o Amasi” tuğrıyarak Cideye gidecektir. Münakssa il. nar » İnhisar idaresinin Kayseride racağı başmüdürlük binası İnşaatı zarf usulile eksilimeğe konulmuştur. Muhammen bedeli 8290) (liradır. “e siltme 10 şubat perşembe günü saat İÜ. İnhisarlar idaresinin Kabataştaki Je müdürlüğünde yapılacaktır. Müzeler Aymsnfın, Roma - Hiram, Yunan eeerteri we ÖĞ Mtafr, Askeri Milan We ermeçidr, Ticarei ve Aİ mesi, BARR meri j el Mlerler bar gin epnt 10 dan v0 ya ederi. Türk ve etim eerrteri emren Paramemen Der Fön sasi 18 das V4 ça kadar ve Cuma den VT ye kadar açiktir. Minel ver gin anat 13 den 26 ye acikter. #wemleket dışıdeniz 5 va inmaaya vapartam: Özen mem geslari 18 de cepa: Bali günleri 18 Ge Pire. Berut irkenderiy yaparım: Cuma eholeri saat 30 GE Brundiri, Venedik, Tetyemaya, Avrupa nattı: iş Biranri Aetaaynn HEatrthSN: Teatem ENR Mersin #kapresi Ber gün Birkeci'en anat 2 4g e” ve avrapadani gele amal T.5â ve Bir Mame a e ç Bine .. Va zl 10.33 de malir, j ANADOLU BATTI Mer güm Hareket eörn yöreminiieri ; | Bant & Ge Konya 9 GA Arke * Nüzem isnilnde bir serseri — bArt pl için girdiği evin sahibini | öldürdü Bu gece: (Bakırköy » Miltiyadi). gece: (Üsküdar - Hale) sinemaların İl ÇİFTE KERAMET Vodvil 3 peri” Çeviren: Reşat Nuri şrmsannası KURAN TEYA Sanatkâr Naşit ve arkadaşlar Hakkı Ruşen birlikte Kıymetli Güreşçimiz Çoban Büyük müsamere, tafsilât el TILSIMLI ANAHTAR çodvil 3 TİYATRODA el Pr.ZATİ Sungur yepyeni ve maria e programla temsillerine devam #/ rıca sinemada öç film. a eşekkür ge 3 şubatta, tutulduğu zatürriedii ri, Inmıyarak ölen eski Amasys yi merhum Bay Höneyin Zekinin ef Emine Hacer Zekinin ce! ve bizi tariyet lütfunda ; dostlara candan teşekkür Kızı: Naime sonra bir polisle üç bekçiyi de yari * Büyük bir kümarbane basıldı. yakalanan 2$ kişi o cürmümeşbet m. sl mesinde mahköm oldular, “lu * Niğdede üç köyü su Obastı ve t yıkıldı. İ; ; Tiyatrolar — x TEVEMASI DSLASI MASME “ i Bant 00 ca SURTOK «ON $ perde *İ. Yazan: Mohmüt iğ OPENET KEkMi rl Bugün tatili il. KETARE, “m TER TIYAYADSÜ N < EE dei A İDİK — si öd ki» ar de dd ya birliğe